UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNUN TEDAVİ, EĞİTİM, ASKERÎ VE SOSYAL AMAÇLA TOPLU BULUNULAN BİNA VE TESİSLERİNİN BULUNDUĞU YERLERDE İŞLENMESİ

Abone Ol

Okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde uyuşturucu ticareti suçunun işlenmesi hâlinde sanığa verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.[1]

Yasal düzenlemede belirtilen yerler sınırlandırılmamıştır. Çünkü yasa metninde “gibi” ifadesi kullanılmıştır. Suça konu yerlere ilişkin olarak, yasal düzenleme metninde ''gibi'' ifadesinin kullanılması, yapılan sayımın sınırlayıcı olmadığı anlamına gelmektedir.[2]

Yasal düzenleme metnin isimleri sayılmak suretiyle belirtilen yerler şunlardır:

1) Okul,

2) Yurt,

3) Hastane,

4) Kışla,

5) İbadethane.

Bu yerler dışında belirleyici olan diğer unsur şudur: Bu yerlerin "toplu bulunulan" bina ve tesislerin ''tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaç'' içeren yerlerden olması önemlidir.

Yani bu yerlerin kurulma amaçları 4 başlık altında verilmiştir:

1) Tedavi amaçlı yerler,

2) Eğitim amaçlı yerler,

3) Askerî amaçlı yerler,

4) Sosyal amaçlı yerler.

TCK m. 188/4-b hükmünde yer alan ağırlaştırıcı nedenin uygulanabilmesi için şu koşulların birlikte bulunması gerekir:[3]

1) Uyuşturucu ticareti suçu okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane veya bu yerlerin varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi gerekir.[4]

2) Tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler veya tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesislerin varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde uyuşturucu ticareti suçunun işlenmesi gerekir.

3) Yasal düzenleme metninde belirtilen bina ve tesislerin faaliyetlerine devam ediyor olmaları gerekir.[5]

Bu aşamada cevaplanması gereken iki soru bulunmaktadır:

1) TCK m. 188/4-b hükmü kapsamına giren yerlerin belirlenmesi açısından, madde metninde geçen ''tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaç'', ''bina ve tesis'', ''ibadethane'', ''yurt'', ''umumi veya umuma açık yer'' kavramları neyi ifade etmektedir?

2) ''iki yüz metreden yakın'' mesafe nasıl tespit edilecektir?

a) Tedavi amacıyla bulunulan yerler: Bu yerler sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerdir. İnsanların hastalıklarını iyileştirme, sağlıklı bir şekilde yaşamlarını devam ettirebilme amacıyla geçici bir süre bulundukları yerler kişilerin tedavi amacıyla bulundukları yerler olarak kabul edilebilir. Bu yerlere örnek olarak şunlar gösterilebilir:

1) Hastane,

2) Sağlık ocağı,

3) Aile sağlık merkezi,

4) Doğumevi,

5) Dispanser,

6) Poliklinik,

7) Ağız ve diş sağlığı merkezi,

8) fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi,

9) Entegre sağlık kampüsü.

b) Eğitim amacıyla bulunulan yerler: Burada belirtilen yerler eğitimin yapıldığı yerlerdir.[6] Aslında kastedilen eğitim kurumlarıdır. Bu kapsamda belirtilen eğitim kurumlarına örnek olarak şunlar gösterilebilir:

1) Okul öncesi öğretime ait binalar

2) İlk ve orta öğretim öğretime ait binalar

3) Yükseköğretime ait binalar,

4) Eğitim kampüsleri,

5) Genel, mesleki ve teknik eğitim fonksiyonlarına ilişkin okullar,

6) Okula hizmet veren yurt, yemekhane ve spor salonu gibi tesisler,

7) Dershaneler,

8) Kurs gibi yerler.

c) Askerî amaçla bulunulan yerler: Bu yerler askeri alanda faaliyet gösteren yerlerdir. Erden mareşale kadar orduda görevli bulunan herkesin, savunma, harekat, hudut, sahil ve genel güvenliğine yönelik amaçlarla bulundukları yerler askeri amaçlı bulunulan yerler olarak tanımlanabilir.[7]

Bu amaca yönelik yer örnekleri şunlardır:

1) Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığının savunma, harekât, hudut, sahil ve genel güvenliğine yönelik yapıları,

2) Kışlalar,

3) Ordugâhlar,

4) Karargâhlar,

5) Birlikler,

6) Karakollar,

7) Askeri havaalanları.

d) Sosyal amaçla bulunulan yerler: Burada kastedilen toplumsal amaçlarla “toplu bulunulan” yerlerdir. Geçici sürelerle bulunma söz konusu olmamalıdır.[8]

Bu amaca yönelik yer örnekleri şunlardır:

1) Yaşlı ve engelli bakımevi,

2) Kadın ve çocuk sığınma evi,

3) Şefkat evleri,

4) Güçsüzler yurdu,

5) Kimsesizler yurdu.

TCK m. 188/4-b hükmünün uygulanması açısından bazı kavramların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir:

1) Bina ve tesis kavramları:

Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar şeklinde tanımlanabilir.[9]

Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik (hareketli) tesislerdir.[10]

Tesis kavramı; bir işin yapıldığı, kolaylaştırıldığı tertibat ve mekanizmalardan oluşan bina veya binalar grubu şeklinde tanımlanabilir.[11]

Burada bina ve tesis kavramları birbirleri ile yakından ilintilidir. Tesis, binanın yapılış amacına göre çevresinde oluşturulmuş yapılardır. Bunlar bir bütünleşmiş bir yapı şeklinde de olabilir. Bina çevresinde bulunmayan tesis niteliğindeki yapılar madde kapsamında olmayacaktır.[12]

2) İbadethane: Bu yerler ibadet edilen yerlerdir. Bir anlamda dinsel faaliyetlerin yürütüldüğü yerlerdir. Bu yerler çeşitli din ve inanışlara göre oluşturulan tapınak anlamında yerlerdir. Yani ibadet etmek amacıyla insanların toplandığı yerlerdir.[13]

İbadethane örnekleri şunlardır:

a) Cami,

b) Mescid,

c) Cemevi,

d) Kilise,

e) Havra,

f) Sinagog.

3) Yurt: Çeşitli sosyal amaçlara bağlı olarak bir grup insanın oturduğu, barındırıldığı, yetiştirildiği veya bakıldığı yerler “yurt” olarak tanımlanmaktadır.[14]

Yurt örnekleri şunlardır:

a) Öğrenci yurtları,

b) Güçsüzler yurdu,

c) Kimsesizler yurdu,

d) Yetiştirme yurdu.

Burada öğrenci yurtları eğitim amacıyla toplu bulunulan bina ve tesise örnek olarak verilebilir.

Güçsüzler ve kimsesizler yurtları ise sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesise örnek olarak gösterilebilir.

4) Umumi veya umuma açık yer: Genel olarak tüm vatandaşların kullanımına açık olan yerlerdir.[15]

Umumi veya umuma açık yer örnekleri şunlardır:

a) Yollar,

b) Caddeler,

c) Sokaklar,

d) Meydanlar,

e) Parklar,

f) Sahiller.

Kişilerin girip çıkmasının herhangi bir şarta bağlanmadığı, denetim yapılarak herhangi bir kısıtlama getirilmeyen yerler umuma açık yerlerdir.[16]

Öğretide; isteyen kişilerin, şarta bağlı ise şartı yerine getirerek, şarta bağlı değilse şartsız olarak olarak gidebileceği yerlerin umuma açık olan yerler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüşler ileri sürülmüştür.[17]

Örneğin; otel, lokanta, sinema, tiyatro, bar, pavyon, gazino, kahvehane, market, bakkal dükkânı, kasap dükkânı, berber dükkânı gibi yerler umuma açık yerlerdir.[18]

Nitekim Yargıtay bazı kararlarında; otel, lokanta, sinema, tiyatro, bar, pavyon, gazino, kahvehane, market, bakkal dükkânı, kasap dükkânı, berber dükkânı gibi yerlerin umuma açık yerler olduğunu ifade etmektedir.[19]

Örneğin; “araç kiralama” üzerine faliyet gösteren iş yeri umuma açık bir yer olarak kabul edilebilecektir.[20]

Yargıtay, şahısların araç içerisinde uyuşturucu madde alışverişi yapmaları halinde TCK m. 188/4-b hükmünün uygulanamayacağını düşünmektedir.[21]

5. İki yüz metreden yakın mesafe: Uygulama açısından iki yüz metre mesafeye dâhildir. İki yüz metreyi aşan mesafe itibariyle suçun işlendiği yerin madde kapsamı dışında kalacaktır.[22]

İki yüz metreden yakın mesafenin başlangıç noktası şu şekilde tespit edilecektir:

a) Okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane veya bu yerlerin varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırları, iki yüz metreden yakın mesafenin başlangıç noktası olacaktır.

b) Tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler veya tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesislerin varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırları İki yüz metreden yakın mesafenin başlangıç noktası olacaktır.

İki yüz metreden yakın mesafenin ölçümünde aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınmalıdır:[23]

1) En yakın sınırın esas alınması: İki yüz metreden yakın mesafenin ölçümünde, bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen en yakın sınır esas alınmalıdır.

2) Bitiş noktası açısından ulaşılabilirlik kavramı ölçüt alınmalıdır: İki yüz metreden yakın mesafenin bitiş noktası yönünden ise mesafenin ne şekilde tespit edileceğine dair açık bir hüküm yoktur.[24] Burada ''ulaşılabilirlik'' olgusu dikkate alınmalıdır.

3) Düz zeminlerde mesafe ölçümü: Suçun işlendiği yerle, bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırları arasındaki alanın düz bir zeminden ibaret olması halinde, ölçüm arazi üzerinde düz bir hat şeklinde yapılacaktır.

4) Engeller bulunması halinde mesafe ölçümü: Suçun işlendiği yerle, bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırları arasında bir takım engeller bulunabilir. Bu durumda iki nokta arasındaki ulaşım belirli yollar kullanılarak sağlanıyorsa, mutad yaya yolu kullanılarak gidilebilecek en kısa mesafenin dikkate alınması gerekir. Bu durum ''ulaşılabilirlik'' olgusunun doğal bir sonucudur.

------------------------

[1] TCK’nın 188. maddesinin dördüncü fıkrası, 04.04.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklikle iki ayrı bent hâlinde düzenlenerek fıkranın (a) bendinde değişiklik öncesinde cezanın yarı oranında artırılarak verilmesine esas olan ve suçun konusu oluşturan “eroin, kokain, morfin veya bazmorfin” maddelerine “sentetik kannabinoid ve türevleri” de eklenmiş, (b) bendinde ise “Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi” hâli, cezanın yarı oranında artırılması gereken nedenler arasına yeni bir düzenleme olarak getirilmiştir.

[2] YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022.

[3] YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022.

[4] ‘‘okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunan bina ve tesislerin…yanında bulunan evinde uyuşturucu/uyarıcı madde satışı yapan kişi alıcılarla buluşmadan önce başkalarına vermek amacıyla evinde uyuşturucu/uyarıcı maddeyi evinde bulundurması halinde ev umuma açık olmadığından TCK’nın 188/4-(b) maddesi uyarınca artırım yapılması düşünülemez. Bu konudaki görüş için bkz.; Y.10.CD, E: 2020/12893, K: 2021/13703, T: 14.12.2021.

[5] Ağırlaştırıcı nedenin uygulanabilmesi bakımından; okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane ile tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesislerin faaliyetlerine devam ediyor olmalarının da aranması gerektiği söylenebilir.

[6] İnsanların toplum yaşayışında yerlerini almaları, belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetişme ve gelişmeleri için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme amacıyla bulundukları yerlerdir.

[7] YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022.

[8] “Kanun koyucunun “toplanılan” yerine “toplu bulunulan” kavramını tercih etmesi önem arz etmektedir. “Toplanma” kavramı, bir alan veya yerde daha önceden var olmayan kişilerin bir araya gelmelerine ve bir süre sonra ayrılmalarına işaret etmekteyken “Toplu bulunma” kavramı zaten var olan ve süregelen bir durumu ortaya koymaktadır. Bu bakımdan toplumsal amaçla da olsa geçici bir süreliğine toplanılan bina ve tesisler bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceklerdir.” Ayrıntılı açıklamalar için bkz.; YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022.

[9] Tanım için bkz.; 3194 sayılı Kanunun 5. Maddesi “Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” Tanımın geçtiği karar için bkz.; Y.18.CD, E: 2015/26281, K: 2016/4590, T: 09.03.2016.

[10] 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca "......hisseli bir veya bir kaç parsel üzerinde kalan yapıların bedellerinin ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur" ancak sözü edilen hükmün uygulanabilmesi için yıkımı istenen muhtesatın yapı niteliğinde bulunması zorunludur. Aynı yasanın 5. maddesinde yapı; "Karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir" şeklinde belirtilmiştir. Bkz.; YHGK, E: 2012/505, K: 2012/697, T: 10.10.2012

[11] Tanım için bkz.; YCGK, E: 2019/54, K: 2021/333, T: 01.07.2021.

[12] Kanun koyucunun ''bina ve tesis'' kavramlarını birlikte ele alması ve bu tanımlardan hareketle, bina bütün tesisler için ortak bir yapı durumundadır. Diğer bir anlatımla tesis, bağlı bulunduğu binanın yapılış amacı çerçevesinde inşaa edilmiş yapılardır. Bu nedenle bir bina çevresinde inşaa edilmemiş tesis niteliğindeki yapılar madde kapsamında değerlendirilemezler.

[13] Tanım için bkz.; YCGK, E: 2019/231, K: 2021/253, T: 08.06.2021.

[14] Tanım için bkz.: YCGK, E: 2020/327, K: 2021/145, T: 30.03.2021.

[15] Öğretide umuma açık yer “Kişilerin girip çıkması bakımından bir koşulun aranmadığı, denetimin yapılarak sınırlamaya gidilmediği yer” (Malkoç İsmail, Türk Ceza Kanunu, (2001), sh.474), olarak tanımlandığı gibi “Dileyen herkesin, koşullu ise koşulunu yerine getirerek, değilse koşulsuz olarak gidebileceği otel, lokanta, sinema, tiyatro, bar, pavyon, gazino, kahvehane, market, bakkal dükkânı, kasap dükkânı, berber dükkânı gibi yerler” (Güngör/Kınacı, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, (2001), sh. 558) şeklinde ifade edilmiştir. Bkz.; YCGK, E: 2019/54, K: 2021/333, T: 01.07.2021: “…Sanık tarafından tanık N…’e yapılan uyuşturucu madde satışı, TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde belirtilen yerlerden ibadethane olan Ömerağa Camisine iki yüz metreden yakın mesafe içinde meydana gelmiş ise de; eylemin “umumi veya umuma açık yer” olarak kabul edilemeyecek olan “araç içerisinde” gerçekleşmesi ve kanun koyucunun düzenlemede açıkça eylemin “umumi veya umuma açık yerlerde” işlenmesini artırım nedeni olarak öngörmüş olması, somut olayda aracın “umuma açık yer” olarak kullanıldığını gösterir bir durumun (Örnek; köfte/kokoreç gibi gıda satışı yapılan bir araç) bulunmaması, söz konusu maddenin düzenlenmesinden hareketle aracın bulunduğu yerin “umumi” yer olduğu kabul edilerek yapılacak bir yorumun ise suç ve ceza içeren hükümlerin neredeyse kıyasa yol açacak şekilde geniş yorumlanması anlamına geleceği ve TCK’nın 2. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde belirtilen “...Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” düzenlemesine aykırılık oluşturacağı gözetildiğinde, sanık hakkında hükmolunan cezada TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca artırım yapılamayacağının kabulü gerekmektedir.”

[16] Tanım için bkz.; Malkoç İsmail, Türk Ceza Kanunu, 2001, s. 474.

[17] Tanım için bkz.; Güngör/Kınacı, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, 2001, s. 558.

[18] Güngör/Kınacı, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, 2001, s. 558.

[19] Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2019/231 K. 2021/253 T. 08.06.2021.

[20] Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2019/231 K. 2021/253 T. 08.06.2021.

[21] YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022: “….Sanıklar tarafından tanık Halil’e yapılan uyuşturucu madde satışının, TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde belirtilen yerlerden olan ibadethaneye iki yüz metreden yakın mesafe içinde meydana gelmiş ise de; eylemin “umumi veya umuma açık yer” olarak kabul edilemeyecek olan “araç içerisinde” gerçekleşmesi ve kanun koyucunun düzenlemede açıkça eylemin “umumi veya umuma açık yerlerde” işlenmesini artırım nedeni olarak öngörmüş olması, somut olayda aracın “umuma açık yer” olarak kullanıldığını gösterir bir durumun (Örnek; köfte/kokoreç gibi gıda satışı yapılan bir araç) bulunmaması, söz konusu maddenin düzenlenmesinden hareketle aracın bulunduğu yerin “umumi” yer olduğu kabul edilerek yapılacak bir yorumun ise suç ve ceza içeren hükümlerin neredeyse kıyasa yol açacak şekilde geniş yorumlanması anlamına geleceği ve TCK’nın 2. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde belirtilen “...Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” düzenlemesine aykırılık oluşturacağı gözetildiğinde, sanıklar hakkında hükmolunan cezada TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca artırım yapılamayacağının kabulü gerekmektedir…”

[22] Kanun koyucunun, cezanın ağırlaştırıcı sebebini tanımlarken ''iki yüz metreden uzak mesafe dışındaki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılamaz'' yerine, ''iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek cezanın yarı oranında artırılır'' şeklinde bir düzenleme yaptığından hareketle, ''iki yüz metreden yakın mesafe'' tanımına iki yüz metre dahil olup iki yüz metreyi aşan mesafe itibariyle suçun işlendiği yerin madde kapsamı dışında kaldığı sonucuna ulaşılacaktır. Bkz.; YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022. Karşı görüş şu şekildedir: “Sayın çoğunluk ile aramızda sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerinin sübutu konusunda ihtilaf yoktur. Ancak sayın çoğunluk uyuşturucu madde alışverişinin aracın içinde yapılması sebebiyle umumi yer olmadığından TCK 188/4.b maddesinin uygulanamayacağından bahisle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Oysa uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde yapılması halinde bu maddenin uygulanması gerekmektedir. Sanıklar ... ve ... suçta kullandıkları ... plakalı aracı TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden daha yakın mesafade bulunan ve umumi yer niteliğinde olan 2040. Sokak üzerine park ederek yanlarına gelen kullanıcı ...'e eroin maddesi satmışlardır. Burada satışın araç içerisinde yapılmış olması, satış yapılan yerin umumi yer olmadığı sonucunu doğurmaz.Zira otomobil hareket eden bir araçtır ve sanıklar kendi iradeleriyle bu aracı söz konusu yere park edip burada satış yapmışlardır. Başka bir ifade ile satış yaptıkları tezgahlarını eğitim ve tedavi kurumu olan Yürüteç Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine 145 metre mesafedeki umumi yer olan yola kurup bu şekilde uyuşturucu madde satışı yapmışlardır. Aksi düşüncenin kabulü, sanığın aracını okulun bahçesine veya tam karşısına park edip araç içerisinde öğrencilere uyuşturucu madde satması halinde TCK 188/4.b maddesinin konuluş amacına aykırı olarak umumi yer sayılmayıp bu madde uygulanmaması sonucu doğurur ki, bu halde TCK 188/4.b maddesinin uygulama alanı çok daraltılmış olur. Uyuşturucu madde satılan yer TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerin bitişiğindeki evin içi olsa idi, burada evin yeri değiştirilemeyeceğine göre ve evin içi de umumi yer olmayacağından TCK 188/4.b maddesi uygulanamazdı. Ancak bizim olayımızda olduğu gibi, araç hareket eden ve yeri değiştirilebilen bir vasıta olduğundan ve bir nevi uyuşturucu madde satışı yapılan tezgah olarak kabul edilmesi gerektiğinden, satış yapılan aracın park edildiği yerin TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi yer olması halinde, artık burada TCK 188/4.b maddesinin uygulanmasının gerektiği görüşünde olduğumuzdan, temyiz isteminin esastan reddinin gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyoruz…” Karşı görüş için bkz.; Y.20.CD, E: 2018/73, K: 2018/3924, T: 02.10.2018; Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2018/574 K. 2021/240 T. 01.06.2021. Karşı yönde karar için bkz.; Yargıtay 10. Ceza Dairesi E. 2018/ 4194 K. 2019/159 T. 09.01.2019: “…Uyuşturucu madde satmak amacı ile kararlaştırılan satış yerine araç ile ya da yaya olarak gitmek arasında bir fark bulunmadığı, aracın menkul mal niteliğinde olduğu, Yasa Koyucunun araç içinden yapılan uyuşturucu madde satışlarında daha az ceza vermeyi amaçlamadığı, aracını TCK'nın 188/4-b maddesinde belirtilen yerlerden birinin önüne çekip burada uyuşturucu madde satışı yapan bir satıcı ile araç dışındaki bir satıcı arasında fark olamayacağı, Kanunun kötü niyeti himaye etmeyeceği, araç içinde de olsa aracın bulunduğu yerin umumi veya umuma açık yerlerden olması şartı ile TCK'nın 188/4-b maddesinde belirtilen yerlerden birine iki yüz metreden yakın meşale içinde olması halinde söz konusu madde uyarınca cezanın yarı oranında artırılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır…”

[23] YCGK, E: 2021/10-376, K: 2022/271, İtrznm: 2020/2414, T: 14.04.2022.

[24] Kanun koyucunun, maddenin düzenlenmesindeki öngörüsü ve korumak istediği alanlardakilerin uyuşturucu veya uyarıcı maddelere kolay ulaşımını cezanın ağırlaştırıcı nedeni sayması dikkate alındığında, bu mesafenin ölçümünde hareket noktasının ''ulaşılabilirlik'' olgusu olduğunun kabulü gerekir.