Uyuşturucu madde ticareti suçuna ilişkin yürütülen soruşturmaların kolluk tahkikâtı aşamasında sıklıkla sınırlı bir miktar uyuşturucu madde ile yakalanan şüphelinin sonradan evinin tespit edilerek evine gidildiği, burada başkaca uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, bazı durumlarda evde bulunan ve suça iştirak eden diğer şüphelilerin yakalandığı görülmektedir. Düzenlenen kolluk tutanağında "şüphelinin ev adresinin tespit edilerek ikâmetine geçildiği, yapılan aramada" şeklinde yer alan cümle ve benzeri cümleler her olayda gerçeği yansıtmayabilir. Kolluğun bu yöndeki iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususu, şüphelinin adresinin kolluk tarafından kendiliğinden tespit edilebildiği durumda etkin pişmanlık hükümlerinin tatbik edilmeyeceği için cezanın miktarı ve kesinleşme sonrasındaki infaz durumu açısından oldukça kıymetlidir. Yargıtay 10. Ceza Dairesinin, 09/01/2023 tarihli ve 2021/4246 E., 2023/15 K. sayılı kararı da kolluğun şüphelinin adresini kendiliğinden tespit edebildiği durumda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine işaret etmektedir.
Önceye dayalı bir fiziki takibin bulunmadığı durumda şüphelinin yalnızca bir evde kalıyor olması kolluğun bunu anlık olarak sistem üzerinden tespit edebilmesini sağlamaz. Şüphelinin kaldığı adresin tespitinin geriye dönük olarak HTS ve baz istasyonu kayıtlarının incelenmesini gerektirecek ölçüde çetrefilli olduğu durumda kolluğun şüphelinin yakalama anından kısa bir süre sonra şüphelinin adresini tespit edebilmesi mümkün değildir. Zira geriye HTS ve baz istasyonu kayıtlarının tespiti gibi bir süreç savcılığın BTK'dan talebi ve sonrasındaki adli işlemlerle gerçekleşebilecek olup birkaç saatlik bir zaman diliminde netice alınabilecek bir yöntem değildir.
Şüphelinin adına kira sözleşmesinin bulunuyor olması da şüphelinin bu adreste oturduğu hususunun kolluğun sisteminde kayıtlı olduğuna işaret etmez. Kolluğun şüphelinin yaşadığı evi sistem üzerinden tespit edebilmesi için şüphelinin adına kayıtlı su, doğalgaz, elektrik vb. aboneliklerin bulunması gerekir. Yine şüphelinin kayıtlı adresinin bu adres olması, bu adres belirtilmek suretiyle kolluk birimlerine önceki tarihli olarak ifade verilmesi, başvuruda bulunulması hâlinde bu adresin şüphelinin ikâmet ettiği adres olarak kolluğun sisteminde kayıtlı olması doğaldır. Bunlar dışında, şüphelinin oturduğu adresin kolluk sisteminde anlık olarak belirlenebilir olması mümkün değildir.
Evin adresinin şüpheliye baskı yapılarak söyletildiği, şüphelinin de evin adresini söylediğini kabul ederek yakalanan uyuşturucu maddelerin zilyetliğini kabul etmek istemediği, ihbarcı vs konumuna düşmek istemediği durumlarda şüphelinin itirazı olmadan tutanağın "şüphelinin evinin adresinin sistem üzerinden yapılan çalışmalar neticesinde tespit edilerek ikâmete geçildiği" şeklinde düzenlenmesi ve dahi bunun üzerinde şüphelinin imzasının bulunması mümkündür. Ancak şüpheli, sonraki beyanlarında bunun aksini iddia edebilir, aslında evin adresini kendisinin kolluğa söylediğini ifade edebilir. Bu durumda, yukarıda belirttiğim kriterler ile kolluğun bu adresi şüphelinin beyanı olmadığı hâlde kendiliğinden tespit edip edemeyeceği araştırılmalıdır. Sözlü beyanları ile dahi olsa evin adresinin söylenmesi neticesinde başkaca uyuşturucu maddelerin yakalanması, başkaca şüphelilerin suça iştirakinin saptanması hâlinde şüpheli hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Şüphelinin adli merciler önünde alınan ilk beyanlarında evin adresini söylediği ifade etmemesi, inkâra dönük savunması yapması da bu durumu değiştirmez.