Usul Sorunlarının 2014 Öz Çekimi

Abone Ol
Henüz vedalaştığımız 2014 yılında HMK’nın hevi ve umarlarıyla buluşma çabasının pratik tarafından karşılandığını söylemek güçtür. Çalışmamız 2014 yılının öne çıkardığı sorunları öz çekimle fotoğraflamayı hedefledi.

Arabuluculuğa yapılan yatırım, yürütmenin olanca çabasıyla yatay örgütlenme gayreti 2014 te ivme kazandı. Üniversitelerden barolara değin geniş bir platformda konuşlanan öznelerin uyuşmazlıkları dışarıda karşılama, almaşık yöntemle sönümleme ve yayılmasını önleme gayreti var gücüyle mesai yaptı. Duruşma salonlarının bu çabayla koşut bir performans serimlediklerinden söz etmek mümkün değildir. Daralan zamanın yarattığı baskı bu kurumu canlandırma çabalarını strese sokmaya devam etti. Bir yıl içinde bu satırları yazanın sevk ve idaresindeki yargılamanın bir kez olsun uyuşmazlığı arabulucu vasıtası ile çözememesi alternatif yöntemlerin bekleyen akıbeti göstermesi bakımından önemlidir. Toplumsal huzursuzluğun doruk yaptığı bir yılda, adliyelerin zıvanadan çıkan uyuşmazlıkları tüm ödünlere rağmen kontrol edememesi kürsü almaşıklarının sosyolojiden konsültasyon talep etmesini zorunlu kılar. 

Bilirkişi açık yara olmayı sürdürdü. Bilirkişiliğin yabancı raporlarda paralel yargı yetkisini kullanan aşkınlık olarak lanse edilmesi, onun sineye çekilmesini, anlayışla karşılanmasını önlemektedir. Hukukçu bilirkişilerin iş potansiyeli, altyapı noksanı ve organizasyon bozukluğu gibi bahaneler tarafından kucaklanması ve kutsanması yozlaşmayı pervasızlaştırarak meşrulaştırdı. Dizgenin bilirkişilik eşiğini düşüren paradigması sertifika, çalışma belgesi ve varyantlarını oldukça komplike olan gerçeklik ve hukuki tanı yargısının ortağına dönüştürerek muhakeme işini gözden düşürdü. Herkese bilirkişilik kapısını açan listeyle kaynaşan pratik, kurumun kamusal kimliğini tali plana iterek, bilirkişiliği gelir, kazanç kapısı ve meslek erbabıyla özdeşleştirdi. İştahı kabaran özel ve teknik bilgi kişiliğini kimliği ile değiştirdi. Kartvizit ve Cv’ler yarışmak için sınırları zorladı. Adliye staj, çıraklık ve kalfa yetiştiren merkeze evirildi. Adalet talebi umursamaz ve özensiz tutumlarla bir kaç saatlik sertifikalara teslim oldu. Kürsü herkesin üzerinde uzlaştığı iş çokluğu, organizasyon eksiği ile alt yapı sorunlarının yarattığı stresi, hukuka aykırılığın laftan anlamayan arsız bahanesine dönüştürdü. Görev tanımının oluşturulmasındaki çekiniklik, bilgisizlik ve bıkkınlık bilirkişinin, sınırsız ve belirsiz görev tanımlarına basarak kürsüyle boy ölçüşmesini kolaylaştırdı. Kendine mukayyit olamayan kimi görüşler 2014 yılında hükmün içerik ve sınırlarını belirlemekte tereddüt etmedi. Yargının bilirkişiliği disipline eden düzenlemelere duyarsızlığı, pratiğin kuramla kaçamak ilişkisi, onun sömürülmesini teşvik etti. Bilirkişi listesine bağımlılığın bir çok parametre üzerinden kontrol edilmesi, sahici bilirkişilere erişimi önleyerek adaleti saha ve adli yaşamdan habersiz politikaların çorak dünyasında hayal kırıklığına uğrattı. 

Uzman görüşü gerçeklik ve tanı yargısının istifadesine sunulan ve tarafların ispat hakkını tahkim etmede başvuracağı bir ihtiyari almaşık olarak sisteme entegre edildi. Delillerin gerçek ve doğruluğunun sınanmasını etkin ve verimli kılmada bir seçenek ve araç olarak tasarlanan kurum, çok geçmeden bilirkişi kurumunun zaaflarıyla sıkı işbirliğine soyundu. Kurumları çar çabuk uyarlayan, yozlaştıran pratik hukuki mütalaalara kapıyı kapatan düzenle baş edebilmek, onun yarattığı stresi aşabilmek için uzman görüşünü keşfetmeyi ve tedavüle çıkarmayı başardı. Uzman hukuki bilirkişinin tasavvur ve tahayyülüne tercüman oldu. Uzman görüşü teknik ve özel bilgiyle sınırlanan aktivitesini hiçe sayarak, gün yüzü görmemiş bahanelerle hukuki görüşleri duruşma salonuna ithal etmeyi başardı. Yorumlar yasa yapıcının hukuki mütalaalara olan sistematik tepkisini hiçe saydı. Kimi akademik unvanları payanda seçen bu teşebbüs, hukuk mezunu kürsüye işini öğreterek yelkenlerini aşkınlıkla şişirmeyi sürdürdü. Kürsünün usul hükümlerini istismar eden görüşlerin gerçek ve doğruluğunun çapraz sorgunun dehasıyla tanıştırmaktan imtina etmesi, aşkınlıklar üzerindeki baskıyı hafifleterek ayakların zemini kavramasını güçleştirdi. Koridorlar müzmin spekülasyonların insafına terk edildi.

Ön inceleme kurumunun şahsiyet arayışı, hayata tutunma çabası eksik aksak devam etmektedir. Kurumun kurumsallaşması için açık düzenlemelerle, onu pratize edecek şemalara inat kürsü kurumla uzlaşmayı, içten bir işbirliği yapmayı reddetti. Bir çok dosya teleklerde ön incelemenin evrak üzerindeki beklentileri için gün saymaya devam ediyor. Ön inceleme uzlaşı kültürünü canlandırma, makul sürede isabetli çözüm bulma ve maliyetleri aşağı çekmeye özgülenen ideali kurumsallaşamadı. Hantallıkla mücadele etmek yerine yargıya ve adalete ayak bağı olmayı yeğledi. Bu iplerin koptuğu, kılıçların çekildiği esaslı yabancılaşmaya tekabül eder. Cebelleşme ön incelemenin istikbalini çıkmaza soktu. Sıradan bir sörf, ön incelemenin yeknesaklaşma umarıyla vedalaştığını gösterecektir. İstatistikler onun dava konusu üzerindeki tasarrufu, sulh beklentileriyle sair tertiplerinin gerisinde kaldığına delalet eder. Velhasıl ön inceleme teknik detayların yarattığı sığlıkta bocalamakta, özle özdeşleşen felsefesini yitirmektedir.

Uyap’ın e-devlet projesinin yargı versiyonu olarak talihe tekabül etse de bu şansı hukuka tahvil ettiğinden söz edilemez. Adalete erişim teorisinin herkesle adliye arsındaki iletişim engellerini bertaraf etme, mesafeyi azaltma gayretinin, Uyap tarafından ne denli bilindiği, fark edildiği veya anlaşıldığı hususu tartışılmaya değer bir meseledir. Adalete erişim ve adil yargılanma hakkının geliştirdiği özelliklerin bu kurumla ilişkilerini geliştirme isteğinin, idare eden siyaset ve adli teknoloji, bilişim, teknokratla bürokrasisinin önündeki ciddi mesele olduğunun ayırt edilmesi gerekir. Uyap paternal karakterini insani ve hukuki talepleri dışlamada etkin kullandı. Vermekte haris almakta cömert eylemeyi sürdürdü. Dahası izlenen mali politikalar adliyeye adım atan bireyi müşteri olarak algıladı. Sözgelimi avans artıkları aşılamayan, bilinemeyen süreçlerin beslediği mobbing nedeniyle hazineye irat kaydedildi. Uyap yurttaşa bu meblağı iade edecek pratik bir yöntem bulmakta isteksiz davrandı. Olmayan pencere, buton ve odalar ilamların icrasını çaresiz ve yüzüşü bıraktı.

1930 yılının zor günlerinin vücuda getirdiği Harçlar Yasası ve versiyonlarının adalete erişim ve hak arama ve icrayı talep hakkı önündeki kararlı duruşu, 2014 panoramasının unutmaması gereken yapısal ve işlerlik engelidir. Liberal hukuk iddiasının ürettiği kurumları içselleştirmeye söz vermiş bir aklın, miadını tamamlamış bir parsa toplama aracıyla ilişkisini idame ettirmesi hazmı güç bir paradokstur. Meksika Anayasa’sının 14. maddesinin herkese yargı mercilerine dilediği kadar ve de ücretsiz başvuru imkan tanıdığı bir dünyada, küresel oyuncu olduğunu her fırsatta dile getiren gücün adliyeyi gelir kalemiyle özdeşleştirmesi, mali politikanın gözden geçirmesi gereken zaafıdır. Adliyeye adım atılmasından hükmün icrasına değin elini yurttaşın cebinde tutan, adli hizmeti paraya tahvil eden mali mantalitenin en iyimser haliyle erişim projelerinden bihaber olduğu varsayılır. Adli politikanın bütçeye erişim hakkının geliştirdiği özellikleri yeterince anlatamadığı, bu konunun idrak edilmediği ya da hafife alındığı ihtimalini akla getirir. Toplulaşan adliyelerin hak ve özgürlükler üzerindeki baskısı hadleri zorlamaktadır.

Sınırların genişlemesi ve savaş, şiddet ve baskının vücuda getirdiği, yeni yurttaşlık kavramının adliye ile hangi dil üzerinden nasıl ve ne şekilde iletişim kuracağı veya duruşmanın sahici bir diyaloga dönüşebilmesi gereken ihtiyaç listesinden yoksunları mesut, mutlu bir sonun beklediğini söylemek iyimserliktir. Varoşlarının yeni vatandaşlığa hazır olup olmadığı, ana arter ve meydanların giderek artan birlikte ve ortaklaşa yaşam istekleriyle adli süreçlerin irtibatının nasıl ve ne şekilde kurulacağına ilişkin tartışmalara hukuk yargılamasının bariz ilgisizliği sosyolojinin notunu aldığı bir eksikliktir. Erişimin hukuk jargonu ile ilişkisinin hukuk yargılamasını ne denli ilgilendirdiği, bu çatalda oluşan krizin nasıl, neyle ve ne şekilde aşılacağı yanıt arayan soru ve sorunlardır.

Yargıtay’ın tümü yakınmalara rağmen gerekçe ödevini beklenenle uyumlu şekilde yerine getirmekten kaçınması, hukuki denetimle yetinmek yerine usulün tüm yasaklarına ve direncine rağmen gerçeklik yargısına müdahaleyi derinleştirmesi ilk derece mahkemesinin hiçleştiren bir stratejinin ayağına dönüştü. Gerekçesiz bozma, sözde gerekçelerle savunma hakkı ve kanun yolunu hükümden düşüren pratikler 2015’e devreden ağırlıklı meselelerdir. Sistemin gerekçeyi kesin hükmün sınırları belirleyen olmaktan çıkaran yaklaşımının İBK üzerinden tahkim edilmesi yargının ibralaşma ödevinden imtina ettiğine ilişkin tezleri güçlendirdi.

Dilekçe standardını güvenceye alan ve disipline eden düzenleme, Yargıtay deneyimlerinin erişim kaygılarına takıldı. HGK, dilekçe standartlarıyla inatlaşan isteklerle mücadele edenlerin azmini kırdı. Dava dilekçesinin vakıa-delil ve talep üzerine kurulu dünyasının temin etmek istedikleriyle erişim hakkı arasındaki denge, tatmin etmeyen inandırmayan deneyimlerle bozuldu. Erişim hakkının disipline ihtiyacının yaratacağı kayıpları almaşıklarla süspanse eden yasamanın gözü her şeye rağmen arkada kaldı. Dilekçelerin hatırı sayılır eksikleriyle mütevazi dava eşiğini aşmalarına atiyi göremeyen içtihatlar izin verdi. Arka çıktı. Sevk ve idare direnen içtihatların baskısına dayanamadı, yılarak standartlarla uyumsuz dilekçelerin diyalog yaratmasına katlandı. Dava standardının beklentileri pratiklerin dayattığı strese yenildi. Adli miadını tamamladı. 

HMK Mazeretlerin yarattığı etki ve sonuçları tanıdı ancak mazeret talebinin usul ve esaslarını düzenlemeyi akıl etmedi. Takdir yetkisi samimi olanla, istismar eden özürleri ayırt edemedi. TMK 2 ve HMK 29 maddesi bu alanı öncelikleri ve kaygıları doğrultusunda disipline etmekte zorlandı. Özürlerin teşhis ve tanısındaki güçlükler erişim hakkı ile özen borcunun kürsü ile husumetini tetikledi. Sevk ve idare önüne konulan her mazereti içselleştirerek sınamanın yaratacağı etki ve sonuçları tartmayı göze alamadı. Ürkeklik, belirsizlik ve gelecek endişesi adil yargılanmanın makul süre boyutu, teksif ilkesi, ön inceleme, genişletme ve değiştirme kurumlarının beklentilerini sümen altı etti.

Red ve çekinme kurumunun alternatif kanun yoluna dönüşmesiyle yargıcın hukuki sorumluluğuna ilişkin düzenin istikrarsız bir yaşamı seçmesi, yargıcın hukukun baskısı ile etik kaygılar arasındaki tereddüdünü besledi. Yargıcı tazminat ile HSYK baskısı arasında ne zaman sona ereceği belli olmayan bir sürece terk etti.

Tebligat hukuki dinlenilme hakkının sıfır noktası bilgilenme ve açıklama hakkının öncel ve öncülüdür. Buradaki olası bir hata, kırılma en iyimser haliyle davaya karşı koyma, direnme diyalogu önler veya kısıtlar. Tebligatların bu önemle uyumlu bir özene sahip olduklarını, bilginin malumata evirilecek şekilde ilgilinin tasarrufuna tevdi edildiğini söylemek olanaksızdır. Altyapı ve organizasyonlarla operasyonların yetersizliği, bilgisizliğinden neşet eten ve tebligatı hükümden düşüren uygulamalar, hukuk yargılamasını ayakta tutan bir çok ilkenin elini kolunu bağladı. Usulsüz tebligatta ısrar eden bir mantaliteye bel bağlayan üst yapı, bugün itibarıyla diyalojik ilkeleri işletemeyen bir yargılama ve hükme kefil olmakla inandırıcılık ve meşruiyetini yitirmektedir. Envai türüne geçit yaptıran tebligat kusurları ele avuca sığmaz oldu. İçtihat fetretinin dağıtım elemanları, kalem personeli ile giriştiği sağlam ittifak, hükmü sanal diyalogun üzerine inşa ederek toplum ve kamuyu manüple etmeyi sürdürdü. Bu bağlamda;

Arabuluculuğun özendirilmesinin işlerlik sorunlarının dayattığı stresle mücadelenin adağı olmaktan çıkması gerekir. Doğası gereği yargılayan ancak uzlaştırma yetisi ve yeteneği zayıf kürsünün bu melekelerini geliştirecek ciddi bir kurumsal çabaya, operasyonel adıma gereksinim vardır. Devlet adliyeye hücum eden uyuşmazlıkları kapıda enterne etmek istiyorsa özendirmenin olanağı üzerine kafa yormalıdır. Yapısal sorunların arabuluculuğu vaad eden üç beş saatlik eğitim ve sertifikasyonla aşılması mümkün değildir.

Yargıcın bilirkişi kavramına verdiği manayı revize edecek ciddi, köklü, top yekün bir hamleye gereksinim vardır. Yargıcın direncini kıramayan reform veya revizyonun yarını yoktur. Hukuk eğitimi, yöntem ve araçların var gücüyle psikolojik bu eşikle kıran kırana mücadeleye girişmesi gerekir. Kadim bu direnci, hesaba katmayan bilançoların hayat şansı yoktur.

Vücut ön incelemeyi red etmiştir. Oldukça kolay ve girift olmayan bu kurumun anlaşılması için yeni bir girişime gereksinim vardır. İçtihatlar bu konunun yeterince anlaşılmadığının bir başka görünüm şeklidir. Pratik teori ve kuramla bu konuyu üçüncü yılında yeniden müzakere ederek tıkanmaya neden olguları tartışmalıdır. Herkes eteğindekileri silkelemeli, elinde ve avucundakilerle bu girişime ortak olmalıdır.

Uzman görüşünün hukuki konulardan elini çekmesi ve kendisini peçeleyerek kürsüyü üleşmekten vazgeçmelidir. Yargıcın her türlü hukuki metni anlama ve yorumlama kabiliyeti vardır. Ulusaşırı veya sınır ötesi metinler bundan müstesna değildir. Hukuk öneren, dayatan bilirkişi ve uzman görüşü gerçeklik ve hukuki tanı yargısından uzak tutulmalıdır.

Hukuk sadakati tartışmasız bir Uyap yaratmalıdır. Hukukla empati kurma yeteneği zayıf bürokratik bu aygıt sendromlarıyla adlileşmeyi tetiklemektedir. Sınırlı seçenek, pencere ve butonlarıyla seçeneksizliği dayatan ve adli bilgileri bedeli mukabilinde olur olmaz zamanda sistemle paylaşan, bilgilenme hakkını sömürerek bunaltan bu organizasyona çeki düzen verilmelidir. 
Harçlar Kanunu ilk fırsatta insani bir içerik ve kimliğe kavuşturulmalı, mali politikalarla insan haklarını, erişim teorileriyle nitelikli yargılamayı tanıştıracak ciddi bir proje geliştirilmelidir.
Göçmen ve mültecilerin erişim ve adil yargılanma hakkından beklentileri kuram ve pratiğin işbirliğiyle güvenceye alınmalıdır.

Yargıtay gerekçe denetimini 2015 yılının ilk sırasına yerleştirmesi kaçınılmazdır. Gerçeklik yargısına yönelik afinitenin frenlenmesi için ellerin şakağa götürülmesi şarttır. Dilekçe standardı ile görülebilirliğe ilişkin içtihatların yasama iradesini hiçleştiren başına buyruk tavrından vazgeçmesi legalitenin özlemidir.

Mazeret konusundaki talep ve takdiri zapturapt edecek bir girişime gereksinim vardır. Tasarruf ilkesine yön veren ve önemli kurumların yazgısına hükmeden mazeret kendi haline bırakılmamalıdır.
Tebligat neye kime nasıl hizmet ettiğini bilmek öğrenmek zorundadır. Tebligat maruf ve meşhur bir sicilin hamilidir. Yarattığı sorunlarla hak ve özgürlüklerin canını, varlıklarını örselemektedir. Revizyon tebligatın vazgeçilmezidir. 

Hilmi Şeker/Yargıç/İstanbul