URARTU TAKILARI

Abone Ol

İnternet ten yaptığım araştırmalara göre Urartılar, Millattan önce birinci yüzyılın başında, Anadolu’da, Van Gölü çevresinde kurulan bir devlettir. Bu bölgede yaşayan beylikler, kendilerini koruyabilmek için bir araya gelerek Urartu Devletini kurmuşlardır. Tuspa (Van) Urartı devletinin başkentiydi. Urartu Devletinin sınırları 7. yüzyılda İran’ın kuzeybatısına kadar genişlemişti. Çivi yazısı ve Hitit hiyeroğlif yazısını kullanıyorlardı. 

Yapılan araştırmalarda Urartu Dili ve Ermeni’cenin farklı dil ailelerine ait olduğu saptaması ağırlık kazanmıştır. Özellikle arkeolojik kazılarda, bu iki kültür arasında bir ilişki olduğunu gösteren kesin bulgulara rastlanılmamıştır.

Urartu sanatı çok tanrılı dini görüşlerin etkisi altında gelişmiştir. Bu nedenle tanrı için tapınaklar yapmışlar ve sanat eserlerinde tanrı tasvirlerini işlemişlerdir. Yaşadıkları bölge sert ve kayalık olduğundan taş işçiliğine önem vermiş, tonlarca taşı işlemiş ve saraylar-tapınaklar yapmışlar, mimarlık tarihine yenilikler getirmişlerdir.

Urartu’larda Mısırlılar gibi öldükten sonra dirilecekleri ne inanmışlar, oda gibi yaptıkları mezarlarına ölüye ait eşya koymuşlardır.

Bu yazıyı yazmama 2010 yılında ilk baskısı benimde yönetiminde bulunduğum Türkiye Turinğ ve Otomobil Kurumu yönetiminin aldığı kararla       Türkiye Turinğ ve Otomobil Kurumu yayınlarından çıkan “Uratı Takıları” adlı muhteşem eser fırsat verdi. Eserin yazarı Prof. Dr. Oktay Belli dostumuz.

Kitap “Olağanüstü Bir Takı Zevkine Sahip Olan, Birbirinden Güzel Anadolu Kadınlarına” sunulmuş.

Kitabın kapak resmi “Altından Yapılmış Aslan Başlı Tunç Bilezik”. Kitap 479 sayfa ve içeriğinde çok güzel takı resimleri var. Arkeolojik kazılardan elde edilen bu takı resimleri sanırım yerli ve yabancı birçok tasarımcı için paha biçilmez bir kılavuz. Kitabın her sayfasında 2700-2800 yıl öncesinde moda olan takıların öyküsü;  fotoğrafları ile birlikte büyük bir beğeni ve hayranlıkla izleniyor.

1945 yılında Kars’ ta doğan ve 1970 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Önasya Dilleri ve Kültürleri Bölümünden mezun olan Prof.Dr. Oktay Belli kitabının ön sözünde:

“Bu uygarlığın yalnızca mimarlık anıtları, kaya tünelleri, baraj, gölet ve sulama kanalları hayranlık uyandırmamakta, çeşitli ve zengin taşlardan oluşan boncuk dizileri, altın, gümüş ve bronzdan yapılan birbirinden güzel takıları da çok büyük bir beğeni toplamaktadır.


Kadınların büyük bir zevkle taktıkları çeşitli taşların yan yana dizilmesiyle oluşan güzel görünümlü kolyeler, saç halkaları, küpeler, boyun halkaları, pektoraller, gerdanlıklar, madalyonlar, giysi iğneleri, düğmeler, fibulalar, giysi aplikleri, yüzükler ve bilezikler, günümüzden ortalama, 2700-2800 yıl önce yaşayan Urartu toplumunda takı modası konusunda bilgi vermektedir. Oldukça zevkli olan insanlarda, takı kullanma modasının yüksek bir seviyede olduğu anlaşılmaktadır.” demektedir.

Sayın Belli’nin de belirttiği gibi yüzyıldan daha uzun bir süredir Urartu’luların yaşadığı bölgelerde arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları yapılmasına karşın,  Urartu takıları ile ilgili çok az yayın yapılmıştır.

Urartu takılarını çok emek verilmiş bir eser ile bize ve tüm dünyaya sunan sayın Prof. Dr. Oktay Belli ve bu eşsiz eseri yayımlayarak evrensel sanat kültürüne büyük katkı sağlayan, geleneksel kültürün korunmasına ve yaşamasına ve çağdaşlaşması ile tanıtılmasına büyük katkıları olan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumuna ne kadar teşekkür etsek azdır.