Tutuklu Avukat Savunma Görevini Yerine Getirebilir mi?

Abone Ol

Bu yazı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma davasında tutuklu Av. Mehmet Pehlivan’ın SEGBİS üzerinden duruşmaya bağlanması ancak cübbe ve mahkeme düzeni sağlanmadığı için savunma yapmayı reddetmesi üzerine ortaya çıkan durumu incelemektedir. Çalışmada, tutuklu avukatın vekil sıfatıyla duruşmaya katılmasının hukuki zemini, sınırları ve doğurduğu sorunlar değerlendirmeye açılmaktadır. Avukatlık sıfatının tutuklulukla sona ermeyeceği, cübbenin mesleğin onurunu temsil ettiği, SEGBİS uygulamasının asgari standartlara kavuşturulması gerektiği ve müvekkille iletişim hakkının korunmasının adaletin temeli olduğu vurgulanmaktadır. Amaç kesin reçeteler sunmak değil, mesleğin onuru ve yargının geleceği bakımından temel soruları hukuk camiasının gündemine taşımaktır.

Giriş

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma davasında, İmamoğlu’nun avukatı olan tutuklu Av. Mehmet Pehlivan cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlanmıştır. Ancak sırtında cübbesi yoktu. Bu şartlarda savunma yapmayı reddetmiştir. Bu tavır, bireysel bir tercih olmaktan öte, avukatlık mesleğinin onuru ve bağımsızlığını savunma iradesi olarak okunmalıdır.

Uygulamada belki de ilk kez karşılaşılan bu durumda, mahkemenin tutuklu bir avukatı “vekil” sıfatıyla kabul etmesinin hukuki zemini ve sınırlarının ne olduğu sorusu ortaya çıkmıştır. Bu sorunun akademi, barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nin ortak çalıştaylarıyla kurumsal bir çerçeveye kavuşturulması artık elzemdir.

Tartışma

1. Tutukluluk Halinde Avukatlık Görevi

Tutuklanmak tek başına avukatlık sıfatını düşürmez. Avukatlık Kanunu’nda böyle bir otomatik yasak yoktur. Avukat işini fiilen yapamayacak hale gelirse baro başkanı geçici vekil atayabilir.

Tartışmaya açılması gereken sorular:

Tutukluluk hali avukatın meslek icrasını etkiler mi?

Tutuklu avukat vekil sıfatıyla SEGBİS üzerinden duruşmaya katılabilir mi? Eğer katılabilecek düşünüyorsa asgari koşullar hangi çerçevede belirlenmelidir?

2. Cübbe ve Mahkeme Huzuru

TBB Meslek Kuralları m.20, avukatların duruşmaya cübbe ile katılımını zorunlu kılar. Cübbe bağımsız savunmanın simgesidir. Cübbe ve mahkeme düzeni sağlanmadan “ekran karşısında” savunma yaptırmak, mesleğin saygınlığını zedeler.

Tartışmaya açılması gereken sorular:

Cübbe ve mahkeme düzeni olmadan alınan SEGBİS beyanı, savunma hakkının özüne uygun kabul edilebilir mi?

Fiziki unsurlar yok sayıldığında, avukatlık mesleğinin temsil gücü korunabilir mi?

3. Tutuklu Avukatın Müvekkille İletişimi

CMK m.154 ve İnfaz Kanunu m.59, tutuklunun kendi müdafii ile gizli görüşmesini güvence altına alır. Tutuklu avukatın müvekkilleriyle iletişimi ise açıkça düzenlenmemiştir. Ancak Avukatlık Kanunu m.2 ve m.36, avukatın yargının kurucu unsuru olduğunu ve meslek sırrını koruma yükümlülüğünü düzenler. Bu nedenle meslek sıfatı sürdüğü müddetçe tutuklu avukatın müvekkilleriyle gizli ve güvenli iletişim kurabilmesi gerekir. Aksi halde müvekkilin savunma hakkı da zedelenmiş olur.

Tartışmaya açılması gereken sorular:

Tutuklu avukatın, avukatlık görevini devam etmesi nedeniyle müvekkilleriyle iletişimi nasıl sağlanmalı, bu iletişimde güvenlik ile gizlilik dengesi nasıl kurulmalıdır?

Görüşmenin kapsamı, süresi ve yöntemi kim tarafından ve hangi objektif ilkelerle belirlenmelidir?

4. SEGBİS ve Mahkeme Düzeni

Cezaevlerindeki SEGBİS odaları, mahkeme atmosferine mümkün olduğunca yaklaşan bir standarda kavuşturulmalıdır. Cübbe bulundurulması, görüntü ve ses kalitesi, müdafiiyle gizli ön görüşme imkanı bu standardın temel unsurlarıdır. Baroların denetimi bu noktada önemlidir.

Tartışmaya açılması gereken sorular:

SEGBİS odasında cübbe temini ve gizli görüşme sağlanmadan yapılan işlem, “geçerli duruşma katılımı” sayılabilir mi?

Asgari teknik ve hukuki standartlar sağlanmadığında, savunmanın etkinliğinin ihlal edildiği kabul edilmeli midir?

5. Yurtdışı Uygulamaların Tartışmaya Açılması Gereği

Farklı ülkelerde tutuklu avukatların meslek sıfatı nasıl ele alınmaktadır? Meslek onuru ile kamu güvenliği nasıl dengelenmektedir? Cübbe ve mahkeme düzenine ilişkin hangi güvenceler getirilmektedir?

Amaç tek tek ülke örneklerini ithal etmek değil, farklı sistemlerin hangi ilkeler üzerinden çözümler geliştirdiğini ortaya koymaktır.

Tartışmaya açılması gereken sorular:

“Meslek onuru” ve “adil yargılanma” ilkeleri, diğer sistemlerde hangi kurumsal güvencelerle korunuyor?

Hangi modeller Türkiye’ye uyarlanabilir, hangileri uygulanamaz?

Sonuç

Av. Mehmet Pehlivan’ın cübbe ve mahkeme düzeni sağlanmadan savunma yapmayı reddetmesi, avukatlık mesleğinin kırmızı çizgilerini hatırlatan bir tutumdur. Avukatlık sıfatı tutuklulukla düşmez. Cübbenin verilmemesi, mahkeme düzeninin ve müvekkil ile iletişiminin sağlanmaması kabul edilemez. Devletin görevi, tutuklu avukatın mesleğini icra etmesi için gerekli koşulları sağlamaktır.

Bu yazının amacı kesin çözümler sunmak değil, tartışmayı açmaktır. Çünkü mesele yalnızca Av. Mehmet Pehlivan’ın değil, tüm savunma mesleğinin meselesidir. Cübbe, mahkeme düzeni ve müvekkille görüşme hakkı birlikte savunmanın özüdür.

Bu nedenle konu, akademi, barolar ve TBB işbirliğiyle çalıştaylarda ele alınmalı; uygulamanın güvenli sınırları ve kurumsal standartları belirlenmelidir.