Şanlıurfa’da cezaevinde işlediği bir suç nedeniyle tutuklu olan M.K.'nin işlemlerini hızlandırıp tekrar mahkemeye çıkması için Şanlıurfa Adliyesi'ne gelen Alper P., kendisini Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak tanıtarak cezaevinden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Gökhan K.’den randevu talep etti. Cumhuriyet savcısı da meslektaşı olduğu düşüncesiyle bu talebi kabul ederek Alper P.'ı odasına aldı.
Savcı Gökhan K., tanıştığı ve durumundan şüphelendiği Alper P.’tan kimliğini göstermesini talep etti. Alper P., hakim ve savcıların kullanmış olduğu cüzdanın içinden cumhuriyet savcısı kimliğini çıkartarak Gökhan K.'ye gösterdi. Ancak Cumhuriyet Savcısı Gökhan K.'nın şüpheleri devam etti ve Alper P.'a nerede görev yaptığı, hangi dönem mezunu olduğunu ve sicil numarasına yönelik sorular sordu. Alper P.'ın, sicil numarasını söylemesinin ardından Cumhuriyet Savcısı Gökhan K., dayısının işlemleri ile alakalı başsavcı vekili ile görüşeceğini söyleyerek odadan ayrıldı ve Başsavcı Vekili Mesuthan Ö.'ye bilgi verdi.
Hakimler ve Savcılar Kurulu ile irtibata geçilince Alper P.'ın savcı olmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile resen soruşturma başlatıldı ve adliyede görevli polisler, savcının odasında bekleyen sahte savcı P.'ı sahte kimlik kullanması nedeniyle hakkında soruşturma başlatıldığını belirterek gözaltına aldı
'SAVCI KİMLİĞİNİ DEDEM HEDİYE ETTİ'
Gözaltına alınan sahte savcı Alper P., polisteki ifadesinde, küçüklüğünden beri hep savcı olmak istediğini belirtti. Ölen dedesinin bu isteğini bildiği için kendisine sahte savcı kartını verdiğini, hakim ve savcıların kullandığı bir de cüzdan hediye ettiğini öne süren Alper P., "Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım ama gitmedim. Savcılık mesleğini hep istemiş ve merak etmişimdir. Yaptığım için pişmanım" dediği öğrenildi.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan Alper P., sevk edildiği adliyede nöbetçi hakimlikçe 'Resmi belgede sahtecilik' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.