TÜRK CEZA HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA

Abone Ol

Uzlaştırma kurumu Türk Ceza Sistemimize 2005 yılında girmiştir. Günümüze kadar birçok düzenleme ile gelişmiştir. Türk Ceza Hukukunda uzlaştırma 5271 s. Ceza Muhakemesi Kanununda 253-254-255 maddelerinde, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği (CMUY)’inde düzenlenmiştir.

Uzlaşma; uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin CMK ve Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’ndeki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarını ifade eder.(CMUY M.4/1-j) Uzlaştırma ise uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin, uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir.(CMUY M.4/1-k) Uzlaşma tarafların kendilerinin anlaşma sağlaması durumuyken uzlaştırma taraflardan bağımsız 3. bir kişi olan uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmalarıdır.

Uzlaştırma; alternatif çözüm yoludur. Uzlaştırma ile failin karşı karşıya kaldığı suç isnadı sonucunda ceza almaması, mağdurun ise yaşanılan olay nedeniyle uğradığı maddi manevi zararlarının tazminini sağlama yönüyle iki taraf açısından da olumlu sonuç doğuran bir kurumdur. Uzlaştırma yoluna yeterli şüpheye ulaşınca gidildiği için uzlaşmama durumunda fail(şüpheli) hakkında iddianame düzenlenecek ve ardından ceza muhakemesinin kovuşturma evresiyle karşı karşıya kalacaktır. Mağdur da zararını giderebilmesi için hukuk mahkemelerinde ayrıca tazminat davası açması gerekecektir. Aynı zamanda mağdur failin kendinden özür dilemesi ya da bir süreliğine çalışmasını isteme gibi edimler de açacağı tazminat davasında talep edemeyecektir.

Bir suç nedeniyle soruşturma başlatıldığında kamu davası açılması için yeterli şüphenin varlığı şarttır. CMK gereğince yeterli şüphenin olmadığı durumda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmektedir. Yapılan araştırmalarla soruşturmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı yeterli şüpheye ulaştığı durumda suçun uzlaşma kapsamında olduğu sonucuna varırsa dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırma süreci soruşturmadan sorumlu Cumhuriyet savcısının uzlaştırma kapsamındaki bir suç dosyasının uzlaştırma büroya gönderilmesiyle başlar. Bu durumda uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı büroya gönderme kararında kabul edilen fiilin uzlaştırma kapsamında olmadığının anlaşılması veya gönderme kararına konu olan dosya içeriğinden şüpheli hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphenin tespitine yönelik, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan deliller toplanmadan dosyanın büroya gönderildiğinin anlaşılması durumunda dosyayı uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısına iade edebilir.(CMUY m.11)

 Bu gibi durumlar olmadığı durumda dosyaya büro tarafından tarafsız ve bağımsız, uzlaştırma konusunda eğitim alıp sınavı başarıyla geçerek uzlaştırmacı olmaya hak kazanıp sicile kayıtlı olan uzlaştırmacılardan uyap tevzi kıstaslarına göre uzlaştırmacı atanır.

Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi her defasında yirmi günü geçmemek üzere en fazla iki kez daha uzatabilir.(CMK m.253/12)

Görevlendirme yapıldıktan sonra taraflara bu husus telefon, SMS, veya diğer elektronik araçlarla bildirilir. (CMUY m.12/3) Bu durum uzlaştırmacının taraflara ulaştığı durumda taraflarla olan iletişimini kolaylaştırır. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. (CMK m.253/4)

Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Bu yollara uzlaştırma bürosu kanalıyla başvurmaktadır. Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır. (CMK m.253/6) Bu durumda bir suç isnadıyla karşı karşıya kalındığında ya da bir fiil nedeniyle mağdur olunduğunda ulaşılabilir adresin resmi mercilere bildirilmesinde hukuki yarar olacaktır.

Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır. (CMK m.253/4) Uzlaşma teklifi reddedildiğinde uzlaştırmacı tarafından bu durumu içerir hazırlanan tutanak uzlaştırma bürosuna teslim edilir.

 Taraflar uzlaşma teklifini kabul ettikten sonra uzlaşmak zorunda değildir. Müzakere sürecinde tarafların anlaşamaması durumunda uzlaşma sağlanamaz. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır. (CMK m.253/13)  Uzlaştırma süreci özgür iradeye dayanmaktadır. Kanun hükümleri de bunu esas alarak düzenlenmiştir. O yüzden ceza yargılamasında mevcut olan zorla getirme, yakalama yollarına uzlaştırmada başvurulmamıştır.

Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. (CMK m.253/16)

Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz. (CMK m.253/20) Bu yönüyle taraflar uzlaşma kapsamında söyleyecekleri her hususun aleyhine delil olması endişesinden kurtularak rahatça kendilerine ifade edebileceklerdir.

 Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (CMK m.253/15)  Teklifin kabulünden sonra uzlaşma gerçekleşmediği durumlarda da uzlaşmanın neden gerçekleşmediği raporda belirtilir. Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.(CMK m.253/17)  Aksi durumda raporu onaylamaz. Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez. (CMK m.253/18)

Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. (CMK m.253/19)

Özetle soruşturma aşamasında:

- Edim defaten yerine getirilmesinde ya da edimsiz anlaşmada verilecek karar; KOVUŞTURMAY YER OLMADIĞI KARARIDIR.

- Edimin ileri tarihe ertelenmesi, takside bağlanmasında verilecek karar; KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİDİR. (Edim zamanında yerine getirilmezse şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılır.)

Kovuşturma aşamasında:

- Edim defaten yerine getirilmesinde ya da edimsiz anlaşmada verilecek karar; DÜŞMEDİR.

- Edimin ileri tarihe ertelenmesi, takside bağlanmasında verilecek karar; HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASIDIR.(Edim yerine getirilmezse hüküm açıklanır.)

Edimler yerine getirildiği zaman şüpheli ya da sanığın hakkında verilen bu kararlar adli sicil ve arşiv kaydına işlemez.

Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir. (CMK m.253/23)

Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar:

- Mağdur ya da suçtan zarar gören kişiler gerçek veya özel hukuk kişisi olması gerekmektedir. Mağdur veya suçtan zarar gören kamu tüzel kişisi ise diğer şartlar sağlansa dahi uzlaşma yoluna gidilmez.

- Birden çok mağdurun olması durumunda uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. (CMK m.253/7)

- Kural olarak soruşturması ve kovuşturması şikayete tabi suç olması gerekir. Şikayete tabi suçlarda karşı taraf şikayette bulunur ve savcılık tarafından yapılan soruşturmada yeterli şüphe elde edilirse bu yola başvurulur. Yine uzlaştırma sürecine başlandıktan sonra şikayetten vazgeçilmesi durumunda uzlaştırma hükümlerine gidemeyiz. Bu duruma Cinsel Suçlar açısından istisna getirilmiştir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Yani TCK m.102/1 Basit Cinsel Saldırı, TCK m.103/1 sarkıntılık düzeyinde Çocuğun Cinsel İstismarı, TCK m.104 Reşit Olmayanla Cinsel İlişki, TCK m.105 Cinsel Taciz şikayete tabi olduğu halde uzlaştırma kapsamında değildir. (CMK m.253/3)

- Şikayete bağlı olup olunmadığına bakılmaksızın CMK m.253’de yer alan suçlardan biri söz konusu olduğunda uzlaşma yoluna gidilir. Bu suçlar şu şekildedir:

- Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),

- Taksirle yaralama (madde 89),

- Tehdit (madde 106, birinci fıkra),

- Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),

- İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci

fıkra (c) bendi),

- Hırsızlık (madde 141),

- Güveni kötüye kullanma (madde 155),

- Dolandırıcılık (madde 157),

- Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),

- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),

- Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya

belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)

- Suça sürüklenen çocuklar(SSÇ) bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamındadır. Burada dikkat etmemiz gereken şikayet ya da CMK m.353 sayılan suçlara bakılmaksızın üst sınırın üç yılı geçmemesi durumu ile miktarı ne olursa olsun adli para cezasını gerektiren suçların bu kapsamda olduğudur. Kanunda SSÇ’ler açısından avantajlı bir düzenleme getirilmiştir.

- Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.

- Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olmaması gerekir. Aksi halde uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Örneğin mağdura karşı hakaret edip ardından bıçakla kasten yaralaması olayında uzlaşmaya gidilmez. Ancak mağdura hakarette ve tehditte bulunmuş olunsaydı iki suçta uzlaşama kapsamında olduğu için uzlaşma yoluna gidilebilecekti.

- Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır. (CMK m.255)

Mağdur ve fail çıkarlarını isteklerini eşit fırsatlarla ortaya koyabilmesi, özgür iradeleriyle birlikte karar verilmesi de uzlaştırma kurumunun standart ceza yargılamasına kıyasen avantajlı farklılıklarındandır. Sonuç olarak uzlaştırma kurumu ceza yargılamasında bazı yönleriyle ayrışan bir uygulanma olup bu uygulama için bazı şartların bir arada bulunması ve CMK, CMUY, özel ceza kanunlarının incelenerek sürecin yürütülmesi gerekmektedir.