T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 2023/899
Karar Numarası: 2024/79
Karar Tarihi: 07.02.2024
TRAFİK KAZASI SONUCU OLUŞAN BEDENSEL ZARAR NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ
TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANMANIN BELGEYE BAĞLANMIŞ TEDAVİ GİDERLERİNDEN SGK'NIN SORUMLU OLDUĞU
TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANMANIN BELGEYE BAĞLANMAMIŞ TEDAVİ GİDERLERİNDEN İŞLETEN, SÜRÜCÜ VE TRAFİK SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLU OLDUĞU
TRAFİK SİGORTASI
TEDAVİ GİDERİ
PROTEZ
MUHTEMEL YAŞAM SÜRESİ
ÖZETİ: Trafik kazasındaki yaralanmadan kaynaklanan tedavi giderlerinden olup da belgeye bağlanmış olanlardan SGK'nın sorumlu olduğu, henüz belgeye bağlanmamış olanlar için ise SGK'nın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gözetilmelidir. İleride yapılacak protez giderleri Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından SGK sorumlu olmayıp işleten, sürücü ve trafik sigorta şirketinin sorumluluğunda olmakla davalı şirketin bu zarar kaleminden sorumlu olduğu gözetilerek, davacının ilk protez uygulaması için fatura edilmiş bedelin SGK'ca ödenip ödenmediği kurumdan sorulup, ödenmediğinin tespiti hâlinde ilk protez gideri ve ileride yapılacak protez giderlerinden de davalının sorumlu olduğu dikkate alınıp karar verilmesi gerekmektedir.
SAYISI : 2022/1880 E., 2022/619 K.
KARAR : Davanın reddine
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve
2021/22152 Esas, 2022/9087 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin idaresindeki motosiklete çarpmasıyla oluşan kazada müvekkilinin ağır biçimde yaralandığını ve sağ bacağını kaybettiğini, müvekkilinin ömür boyu kullanmak zorunda kalacağı protez giderlerinden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 21.09.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 175.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın iki yıllık süre içerisinde açılmadığından dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalandığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, davacının talep ettiği protez giderinin tedavi gideri olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (2918 sayılı Kanun) 98 inci maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.10.2018 tarihli ve 2017/728 Esas, 2018/821 Karar sayılı kararıyla; davanın trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının meydana gelen kaza neticesinde bacağını kaybetmiş olması nedeniyle protez kullanması gerektiğinden bahisle protez bedelini talep ettiği, dosyada bilirkişi heyetinden alınan raporda davacının meydana gelen kaza nedeniyle sağ bacağını kaybetmiş olmasına göre protez kullanması gerektiği, Sağlık Uygulama Tebliğine (SUT) göre bedelinin 17.500,00 TL olduğu ve beş yılda bir değiştirilmesi gerektiği, davacının muhtemel yaşam süresine göre on kez protezin değişeceğinin belirtildiği, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 175.000,00 TL’nin 19.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli ve 2019/536 Esas, 2021/1191 Karar sayılı kararıyla; protez bedelinin belgesiz tedavi gideri sayılıp sayılmayacağı ve tedavi giderlerinden olup olamayacağının değerlendirilmesi gerektiği, 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesi gereğince protez giderleri ister belgeli olarak sarf edilmiş olsun ister tedavi süresince yapılması muhtemel olup dava tarihi itibariyle fatura vb. bir belge ile belgelendirilmemiş olsun tamamı sağlık hizmet bedeli kapsamında SGK'nın sorumluluğunda olduğu ve bu giderlere yönelik davalı ... şirketinin sorumluluğu bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesisiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, ilk derece mahkemesi tarafından belirlenip hüküm altına alınan tazminat miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurmayan davacı yanın, tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyecek olmasına göre, davacı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
25/02/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Kanun'un geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir.
Somut olayda; davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle, davacının sağ bacağını kaybettiği tarihin ve sağ bacağa protez takılması işleminin, dava açılmadan önce (05/07/2017) olduğu; davacının takılan bu protezin bedeli ile ömür boyu belli aralıklarla değişmesi gerekli protez bedellerinin trafik sigortası kapsamında davalıdan tahsilini talep ettiği görülmektedir. İstinaf Mahkemesi tarafından, yapıldığı belgelenmiş ilk protez gideri bedeli ile sonraki zamanlarda yapılıp belgelenecek protez bedellerinden, 6111 sayılı Kanun gereği SGK'nın sorumlu olduğu ve davalı trafik sigortacısının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Oysa; yukarıda da açıklandığı üzere, trafik kazasındaki yaralanmadan kaynaklanan tedavi giderlerinden olup da belgeye bağlanmış olanlardan SGK'nın sorumlu olduğu, henüz belgeye bağlanmamış olanlar için SGK'nın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gözetilmelidir.
Açıklanan nedenlerle; tedavi giderlerinden olup ileride yapılacak protez giderleri, 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından, SGK sorumluğunda olmayıp işleten, sürücü ve trafik sigorta şirketinin sorumluluğunda olmakla, davalı ... şirketinin bu kalem zarardan sorumlu olduğu gözetilerek, davacının ilk protez uygulaması için fatura edilmiş bedelin SGK'ca ödenip ödenmediği kurumdan sorulup, ödenmediğinin tespiti halinde, ilk protez gideri ve ileride yapılacak protez giderlerinden davalının sorumlu olduğu dikkate alınıp karar verilmesi gerektiğinden, hukukun yanlış uygulanması nedeniyle, İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; protez giderinin 2918 sayılı Kanun’un 98 inci maddesi kapsamında tedavi gideri olduğu, Kanun'da tedavi giderleri açısından yapılmış veya ileride yapılacak ayrımı gözetilmediğinden sırf bu nedenle henüz yapılmadığından bahisle ZMMS kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, bu nedenle davalının kaza tarihindeki 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesi gereğince sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu protez giderlerinin 2918 sayılı Kanun'un 98/1 inci maddesi kapsamı dışında kaldığını, bu nedenle sigorta şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin eldeki davada, davacı tarafından talep edilen ilk protez gideri ile ileride yapılacak protez giderlerinin 2918 sayılı Kanun’un 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının protez giderlerini aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı ... şirketinden talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
2918 sayılı Kanun’un 98 inci maddesi.
2. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın çözümü noktasında tedavi giderine ilişkin zarar kavramı ve bu zarar türünden sorumluluğa ilişkin mevzuatımızdaki düzenlemelere kısaca yer verildikten sonra somut olay yönünden değerlendirme yapılmasında yarar bulunmaktadır.
2. Vücut bütünlüğünün ihlâli, zarar görenin beden veya ruh bütünlüğünün maddî veya manevî bir zarar meydana gelecek şekilde bozulmasını ifade etmektedir. Vücut bütünlüğünün ihlâlinden doğan zararlar ise vücut bütünlüğünün ihlâli neticesinde meydana gelen maddî ve manevî eksilmeleri ifade etmektedir. Vücut bütünlüğünün ihlâli sonucunda ortaya çıkan maddî zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 54 üncü maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle zarar görenin malvarlığında meydana gelen maddî zararlar; tedavi masrafları, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde tasnif edilebilir.
3. Belirtildiği üzere vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan maddî zararlardan biri de 6098 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinde doktrin ile aynı yönde adlandırılan “tedavi giderleri” dir.
4. Zarar gören kişinin vücut bütünlüğünü eski hâle getirmek yani iyileştirmek veya hastalığın artmasına engel olmak için yapmış olduğu masraflar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu anlamda vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin iyileşmesi için yapılan muayene, tahlil, tedavi, ambulans, ameliyat, hastane, ilâç ve bakım gibi masraflar bu kapsamda değerlendirilir. Bunun dışında zarar görenin bir organını kaybetmesi hâlinde bu organ yerine kendisine takılan organ veya protezler için yapılan masrafların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Fikret, Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 9. Basım, İstanbul 2006, s. 712; Oğuzman, Kemal Turgut, Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 7. Basım, İstanbul 2009, s. 514 vd.).
5. Vücut bütünlüğünün bozulması hâlinde ortaya çıkan zarardan sorumlunun ise sorumluluk türüne göre belirlenmesi gerekmektedir. Kusur sorumluluğunda haksız fiil sorumlusu, kusursuz sorumluluk hâli olan sebep sorumluluğunda ise yani olağan sebep sorumluluğu ya da tehlike sorumluluğunda illiyet bağının varlığı şartı ile yasal düzenleme gereğince sorumlu kabul edilenler meydana gelen zarardan sorumlu olacaklardır.
6. Tehlike sorumluluğuna 6098 sayılı Kanun'un 71 inci maddesinde yer verilmiştir. Bu genel düzenleme ile ülkemizdeki Karayolları Trafik Kanunu, Türk Sivil Havacılık Kanunu gibi tehlike sorumluluğuna ilişkin olarak çıkarılmış özel kanunlardaki tehlike sorumluluğuna yönelik kusur sorumluluğunda olduğu gibi genel bir kural getirilmiştir.
7. Özellikle sebep sorumluluğunda genelleştirme ilkesi, sosyal ilişkilerin giderek daha karmaşık bir hâl aldığı, teknik tehlikelerin son derece arttığı modern toplumda, bireylerin uğradığı zararı bir sorumluya yükleterek giderme çabasının bir sonucu olarak ortaya çıkmış ve bunun yanında sigorta fikrinin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Tehlikelerle dolu bir toplumda yaşama zorunluluğunun bilincinde olan bireyler, uğrayacakları zararların kötü sonuçlarına karşı kendilerini sigorta ettirmek gereğini duymuşlardır. Özellikle kazaların sayısının artması, sigortaların gelişmesine büyük ölçüde yardımcı olmuş, bu arada en çok başvurulan sigorta dalı, sorumluluk sigortası şeklinde kendisini göstermiştir. Önceleri özel nitelik taşıyan sigortalar zamanla devletin müdahalesiyle birçok alanda mecburi hâle getirilmiştir (Eren, s. 63).
8. Türkiye’de de tehlike sorumluluğu türü olarak özel kanun kapsamında 2918 sayılı Kanun düzenlenmiş ve yine Kanun kapsamında Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılması mecburi kılınmıştır.
9. 2918 sayılı Kanun'un 85 inci maddesinde işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu düzenlenmiş olup “motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa” motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yine Kanun'un 91 inci maddesinde ise “mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu” düzenlenmiş ve 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere işletenlere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu kılınmıştır.
10. Görüldüğü gibi trafik kazası sonucu bedensel bütünlüğü bozulan kişinin bunun tedavisi için yaptığı harcamalar nedeni ile uğradığı zarardan genel hükümler gereğince haksız fiil sorumlusu, bunun yanında 2918 sayılı Kanunu’nun 85 ve 91 inci maddeleri gereğince motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi ve bunların sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketi sorumlu olarak belirlenmiştir.
11. Bununla birlikte yine 2918 sayılı Kanun'un “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” başlıklı 98 inci maddesinde ise trafik kazası nedeni ile uğranılan tedavi gideri zararlarından sorumluluk ve ödeme şekli belirlenmiştir.
12. Gelinen noktada söz konusu hükümde yapılan değişikliklere ve mevcut yasal düzenleme ile sorumluluğun kapsamına değinilmelidir.
13. 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesi başlığı ile birlikte 25.02.2011 tarihli ve 27857 1. mükerrir sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 13.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi ile değiştirilmiştir. Söz konusu 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesi 23.04.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6645 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesi ile eklenen ibare dahil şu şekildedir;
“Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. md) Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez”.
14. Yine 6111 sayılı Kanun’un geçici 1 inci maddesi;
“ (1) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.
(2) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren altı ay içinde Sağlık Bakanlığı Trafik Hizmetleri Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün trafik kazalarından kaynaklanan tedavi giderlerinin tahsili için kurduğu sistem mevcut haliyle Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilir. Trafik Hizmetleri Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün tasfiyesine ilişkin iş ve işlemler aynı tarih itibarıyla Sağlık Bakanlığınca gerçekleştirilir” hükmünü içermektedir.
15. 6111 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi ile değişmiş olan 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesinin ilk fıkrası değişiklikten önce;
“Motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı başvurma tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder” şeklinde idi.
16. 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesinin değişiklikten önceki ve sonraki metinleri karşılaştırıldığında 2918 sayılı Kanun kapsamında trafik kazası nedeni ile oluşan yaralanma sonucu yapılan tedavi giderlerinden sigorta şirketinin sorumluluğunun sınırlandırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinden SGK sorumlu olarak belirlenmiştir. Burada tedavi giderinin oluşan yaralanma ile illiyet bağının bulunması gerektiği ve bu sağlık kurum ve kuruluşları tarafından tedaviye yönelik olarak yapılan sağlık hizmetlerinin kapsamda olduğunu söylemek gerekir. Bunun dışındaki tedavi giderlerinden yani SGK'nın sorumluluğunda olmayan tedavi giderlerinden yine sürücü, işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ve bunların sorumluluğunu poliçe kapsamında üstlenen sigorta şirketinin sorumluluğu devam edecektir.
17. Bu kapsamda 6111 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.02.2011 tarihi itibariyle Kanun kapsamındaki tedavi giderlerinden sorumluluk SGK'ya geçtiğinden bu konudaki tedavi giderlerine yönelik taleplerin de muhatabının SGK olması gerekmektedir. Yani açılacak davalarda pasif husumet sıfatı SGK'dadır.
18. Yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının idaresindeki motosiklete davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucunda davacının sağ bacağını kaybettiği, meydana gelen kazada davacının yaralanması nedeniyle oluşan sağ bacağa protez takılması işleminin dava açılmadan önce olduğu, davacının takılan bu protezin bedeli ile ömür boyu belli aralıklarla değişmesi gerekli protez bedellerinin trafik sigortası kapsamında davalıdan tahsilini talep ettiği görülmektedir.
19. Yukarıda da açıklandığı üzere trafik kazasındaki yaralanmadan kaynaklanan tedavi giderlerinden olup da belgeye bağlanmış olanlardan SGK'nın sorumlu olduğu, henüz belgeye bağlanmamış olanlar için ise SGK'nın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gözetilmelidir.
20. Şu durumda, ileride yapılacak protez giderleri 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından SGK sorumlu olmayıp işleten, sürücü ve trafik sigorta şirketinin sorumluluğunda olmakla davalı ... şirketinin bu zarar kaleminden sorumlu olduğu gözetilerek, davacının ilk protez uygulaması için fatura edilmiş bedelin SGK'ca ödenip ödenmediği kurumdan sorulup, ödenmediğinin tespiti hâlinde ilk protez gideri ve ileride yapılacak protez giderlerinden de davalının sorumlu olduğu dikkate alınıp karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
21. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında talep edilen ilk protez giderinin 2918 sayılı Kanun'un 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olduğu, bu nedenle SGK tarafından karşılanması gerektiği, ileri yapılacak protez giderlerinin ise davalı ... şirketinin sorumluluğunda bulunduğu, bu nedenle kararın açıklanan değişik gerekçeyle bozulması gerektiği görüşü ile protez giderlerinin tedavi gideri olmasından dolayı SGK'nın sorumlu olduğu, davalı ... şirketine husumet yöneltilemeyeceği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de; bu görüşler yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
22. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından, hükmün Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
legalbank.net