TMK KAPSAMINDA ÇIKMAZA GİREN BOŞANMA DAVALARI

Abone Ol

2021 Yılında açılan boşanma davası kapsamında tüm deliller toplanmış olmasına ve üzerinden yaklaşık üç yıl geçmesine rağmen dosyada henüz karar aşamasına gelinememiştir. Söz konusu dosyada tam olarak kırkbir tane tanık dinlenmiştir. Dinlenen tanıkların birçoğunun ise, evlilik birliği ile alakasının olmaması karşısında söz konusu dosya artık içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bu bağlamda boşanma davaları ile nafaka kurumunun taraflar arasında şiddet ve gerilim seviyesini arttırıyor olması ve bu davaların özelliği itibariyle kişilerin özgürlüğünü kısıtlıyor olması artık kanayan bir yara haline gelmiştir.  Bir insan ömrünün ortalama yetmiş yıl civarında olduğu düşünüldüğünde yerel mahkeme, istinaf mahkemesi ve Yargıtay nezdinde on yıl süren boşanma davaları bulunmaktadır.

Nitekim boşanma süreci içerisinde tarafların tekrardan bir araya gelmeyecek olması ve taraflar için artık çekilmez hale gelen bir evlilik birliğinin son bulmaması düşünüldüğünde, taraflardan birinin tamamen maddi kaygılarla dosyayı devam ettiriyor olması ne yazık ki hem taraflara hem topluma hem de müşterek çocuğa zarar vermektedir. Bu konu ile ilgili olarak Çağlayan Adliyesi Aile Mahkemesinde görülen bir dosyamız ne yazık ki bu hale gelmiştir. Dosyadaki kusur durumu tanık ve diğer delillerle tespit edilebilecek iken Aile Mahkemesi Hakim’i HMK da yer alan 241.maddeyi dikkate almamıştır. Ayrıca aynı Mahkeme Hakim’i dosyada görülen 6 duruşmanın 2 sine katılmamış ve dosyaya sunmuş olduğumuz bir çok beyan ve taleplerimizi değerlendirmemiştir.  Gelinen aşamada dosyada ki durum artık içinden çıkılmaz bir haline gelmiş olduğundan tarafımızca “Mahkeme Hakiminin yargılamayı uzatması ve dosyanın karar oluşturacak bir hakime tevdii edilmesi” gerekçesiyle 14.06.2023 tarihli HSK ‘ya şikayet başvurusunda bulunulmuş ve yine aynı gerekçelerle 13.06.2023 tarihin de Reddi Hakim talebinde bulunulmuştur. Söz konusu Reddi Hakim talebimiz, talebi inceleyen mahkeme tarafından reddedilmiştir. Akabinde davalı taraf Reddi Hakim talebimize hiç cevap vermemiş olmamasına rağmen Reddi Hakim talebinin reddine dair kararı İstinaf ederek bu kez de dosya bu şekilde uzatarak ve dosya iyice içinden çıkılmaz hale gelmiştir.

Mahkeme Hakimi tarafından usuli işlemlere devam edebilecekken ne yazık ki  usuli işlemlere devam edilmemiş ve reddedilen bir Hakim “ben artık dosyaya bakamam” diyerek dosyada sadece duruşma günü vermekle ve dosyayı ertelemekle yetinmiştir. Bir türlü sonuçlanmayan dosyanın gelinen aşamasında ise, toplumun çok önemli mesleklerinden birini icra eden müvekkilimizin özgürlüğünün kısıtlanmasından dolayı Psikolojisi bozulmuş, ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmış ve Hekimlik mesleğini yapamaz hale gelmiştir. Ayrıca henüz 12 yaşında ve ergenlik çağında olan müşterek çocuk ise, dosyada meydana gelen bu belirsizlikten dolayı oldukça etkilenmektedir.  Zira bu konuda davalı taraf yasaların kendisine vermiş olduğu hakları kötüye kullanmaya çalışarak müşterek çocuğu da müvekkilimiz ile arasında bir araç olarak kullanmaktadır. Nitekim bu konu hakkında müvekkilimiz tarafından Adalet Bakanlığı’na defalarca mektup yazılmış ve henüz bir cevap alınamamıştır. Bununla birlikte dosyada yer alan HSK şikâyetinden dahi aylar geçmesine rağmen henüz bir sonuç alınamadığı gibi yakın zamanda da bir sonuç alınmayacağı şüphesizdir. Böylelikle söz konusu dosyada tüm hukuk yolları denenmiş ve herhangi bir sonuca ulaşılamamıştır. İzah edilen tüm bu nedenlerden ötürü yargıya ve adalete olan güven müvekkilimiz açısından yitirilmiştir. Dolayısıyla boşanma davalarının bu kadar uzun sürüyor olması gerçeği karşısında artık bu konuya dair ivedilikle bir yasal düzenleme yapılması oldukça elzemdir.

Netice itibariyle Türkiye’de artık boşanma davalarının çok sürüyor olması ne yazık ki kanayan bir yaradır. Dolayısıyla bu konu hakkında Adalet Bakanlığı tarafından ivedilikle bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Ayrıca bu düzenlemenin yanı sıra boşanma davalarının boşanmanın fer’ileriden ayrılması ve taraflardan biri boşanmayı talep ettiğinde devamında ki,  tazminat, nafaka ve velayet gibi hususların ayrı bir davaya konu edilmesi gerekmektedir.