Tıp Alanında Yapay Zeka Üzerine "CAHAI" İlkeleri

Abone Ol

Avrupa Konseyi’nin Yapay Zeka Özel Komitesi (CAHAI) Yapay Zeka sistemlerinin düzenlenmesi ile ilgili yayımladığı 14.12.2020 tarihli kapsamlı raporunda, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü alanında çok farklı açılardan değerlendirmelerde bulundu.

Bir çok ana başlık altında “Tıp Alanında” değerlendirmeleri de göze çarpıyor. Özellikle “insan onuru”, “insanın önceliği”, “mesleki standartlar”,  “bilgilendirmeye dayalı rıza”, “özel hayata saygı hakkı”, “bilgi edinme hakkı”, “ayrımcılık yapmama kuralı” gibi ilkeler ile donatılmış bir Yapay Zeka sisteminden uzaklaşmamak gerekiyor. Biyotıp (Oviedo) Sözleşmesi’nin kapsamının ötesinde bizi daha geniş ayrıntılar içeren bir Yapay Zeka Sözleşmesi bekliyor.

Yapay Zeka’nın her alanda kolaylık sağlamasından da öte “Tıp Alanında” belli başlıklarda kolaylık sağlamasının daha önemli olduğu ve bu alanlarda geliştirilecek yapay zeka sistemlerinin insan hakları temelli bir sistemi destekleyeceği de vurgulanıyor. Örneğin sağlık hizmetlerine eşit erişim, adil bir sistem gibi.

Dijital sistemlere erişim de bu kapsamda ele alınıyor ve bu hususta da eşitsizliklerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu bağlamda sağlık hizmetlerine erişmeye çalışan kültürel azınlıkların, savunmasız kişilerin de yapay zeka sistemleri ile dezavantajlı durumlarının ortadan kaldırılması ve her türlü ayrımcılığın önlenmesi yapay zeka sistemleri ile mümkün kılınabilir.

İnsan hakları odaklı “yapay zeka sistemlerinin” destekleneceği de CAHAI tarafından dile getiriliyor. 

Hastanın bilgilendirilmiş rızasına ve güvenine dayalı bir tedavi yaklaşımı içerisinde yapay zekanın da bu sistemi en iyi şekilde ortaya koyması gerekiyor. Yapay zeka sistemine güvenmeyen bir hastanın güvenini kazanmak kadar doktorun da yapay zeka sistemleri ile tedavisinin tehlikeye atılmaması bir o kadar önem kazanıyor.

Oviedo Sözleşmesi’nde “bireylerin bilgilendirilmeme isteği” olabileceğine de değinilirken, her durumda bilgilendirmeye açık bir yapay zeka sistemi bireyin haklarına da zarar verebilir. Bu nedenle bazı durumlarda hastanın bilgilendirilmeme, hastalığı konusunda ayrıntılı olarak bilgi sahibi olmak istememe gibi haklarını da kullanmasını sağlayan bir sistem kurulması da gündemi oluşturuyor.

Öte yandan yapay zekanın çıkmazları da çözülmeyi bekleyen konular arasında yerini alıyor.

1- Karar verme sistemleri, (veri kalitesi, verinin geldiği yer, doğru bağı kurmak ve adaleti sağlamak, insan kontrolü ve denetim.)

2- Kendi kaderini tayin etme, (Self-Determination), (dinamik rıza, tıbbi tedavide geleneksel rıza kavramını ortadan kaldırmaya çalışmak, tamamen hastanın kontrolünde olan bir rıza sistemi geliştirmek.)

3- Doktor- hasta ilişkisi, (AI’ya aşırı güven ortadan kaldırılmalı, veri kaybı kontrol altına alınmalı.)

4- Risk Yönetimi, (Hesap verilebilir bir sistem kurma, risk temelli yaklaşımı benimsemek, imalatçının ya da üreticinin sorumluluğunda bir sistem geliştirmek, yapay zeka sistemlerinin piyasaya sürülmeden önce izin/denetimden geçmesi, yapay zekanın ikincil olarak benimsenmesi.)

Genel anlamda tartıştığımız ve “yapay zeka” sistemlerinin hangi alanlarda geliştirilmesi gerektiği noktasında soru işaretlerimizin de çözüme kavuşturulduğu bu yayına https://www.coe.int/en/web/artificial-intelligence/-/-toward-regulation-of-ai-systems- adresinden ulaşabilirsiniz. “Kullanıcı dostu” ve İnsan Haklarını “hemzemin” yapan bir yapay zeka kişisel verilerin korunması ile tüm insan hakları ilkelerinin uygulanması açısından bizi adil bir sisteme taşıyabilir. Aksi halde bu ilkelerin ihlali “veri diktatörlüğü” ülkesinde insanlığın yok olmasına neden olur. YZ tabanlı uygulamaların geliştirilmesinde dikkat edilecek ölçülerin çerçevesi bir kez daha çizilmiştir.

Uzun süre bu ilkelerin etkisi YZ ilerlemesinin gündemini teşkil edecektir.