TFF’nin Liglerin Devamına Karar Verme Yetkisi

Abone Ol

Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu (TFFYK); Kovid-19/Çin Virüsü tehlikeli salgın hastalığı sebebiyle 19.03.2020 tarihinde tatil ettiği ligleri[1], 12.06.2020 tarihinde başlatma kararı aldı. Hastalığa karşı aşı bulunmadıkça veya virüs mutasyona uğrayıp insan hayatı ve sağlığı bakımından tehlikeliliğini kaybetmedikçe, Kovid-19’dan tümü ile kurtulmanın zaman alacağı söylenmektedir. Ancak hastalığın kontrol altına alındığını ve bir normalleşme sürecine girildiğini düşünen TFFYK’nın, bu düşünceden hareketle 2019-2020 sezonunun futbol liglerini tekrar başlatma ve bir prosedür dahilinde bitirme kararı aldığı düşünülmektedir. Bu kısa değerlendirmemizde, TFFYK’nın tatil ettiği ligleri tekrar başlatma kararı alma yetkisinin olup olmadığını kısaca açıklayacağız.

5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesine göre; “Bu Kanunun amacı; her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir”.

5894 sayılı Kanunun 3. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti’nde futbol müsabakalarının düzenlenmesi, liglerin başlangıç ve bitiş tarihleri, tatil edilmesi, yeniden başlaması dahil futbolla ilgili her türlü konuda TFF görevlidir. TFF’nin teşkilatı 5894 sayılı Kanunun 4. maddesinde sayılmıştır. TFF’nin Anayasasının TFF Statüsü olduğu 5894 sayılı Kanundan anlaşılmaktadır. Buna göre, futbol ligleri ile ilgili her türlü kararı alma yetkisi TFFYK’ya aittir.

Nitekim Sağlık Bakanı tarafından 11.04.2020 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nde “Pandemi” ilan edilen Kovid-19/Çin Virüsü hastalığından sonra futbol ligleri TFFYK’nın kararı ile tatil edilmiştir. Ülkemizde futbol liglerinin tatil kararını TFFYK vermiştir.

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesine göre; ilde vali, 32. maddesine göre de ilçede kaymakam, mülki amiri oldukları il ve ilçenin kamu düzeninin sağlanması ve korunması amacıyla tedbir alma konusunda görevli ve yetkilidir. Bu tedbirler, kamu esenliğini ve dolayısıyla kamu sağlığını da kapsamaktadır. Usulüne uygun ilan edilen bu tedbirlere uyulmaması halinde, 5442 sayılı Kanunun 66. maddesinde öngörülen yaptırımların tatbiki yoluna gidilecektir. 66. maddenin tatbikinde vali, kaymakam ve emrinde bulunan kolluk yetkilidir.

1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu incelendiğinde; bu Kanunun halk sağlığı konusunda Sağlık Bakanlığı’nı ve Sağlık Bakanını yetkili kıldığı anlaşılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, 1593 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yetkiler Cumhurbaşkanına da aittir. Kovid-19/Çin Virüsü yönünden; 1593 sayılı Kanunun 27, 57, 64, 72, 77 ve 282. maddeleri önemlidir. Ülke, bölge veya il çapında Sağlık Bakanı tehlikeli salgın hastalık ilanına yetkili kılınmıştır (m.57 ve 64). Bundan başka; il ve ilçelerde bulunan umumi hıfzıssıhha kurulları, yetkili oldukları yerlerde halk sağlığı ile ilgili tüm tedbirleri alıp ilan etmekte yetkili olmakla birlikte, bu tedbirlerin kamuya açık yerlerde toplanmaların sınırlanması veya yasaklanması niteliği taşıması halinde, Sağlık Bakanlığı’nın olurunun alınması zorunludur (1593 sayılı Kanun m.77’nin birinci cümlesi).

1593 sayılı Kanuna göre; halk sağlığını ilgilendiren tüm konularda Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı ile il ve ilçelerde bulunan umumi hıfzıssıhha kurulları yetkilendirilmiştir. Hıfzıssıhha kurulu kararlarının icrasını ilde vali ve ilçede kaymakam yerine getirir (1593 sayılı Kanun m.28). 1593 sayılı Kanunun 28. maddesine göre; alınacak karar ve tedbirlerde izne ihtiyaç duyulduğunda, kaymakamlık tarafından vilayete ve vilayet tarafından da Sağlık Bakanlığı’na başvurulur.

İl İdaresi Kanunu’nu bir kenarda tutarsak, halk sağlığını ilgilendiren konularda ve dolayısıyla Kovid-19 sürecinde temel yetkinin Sağlık Bakanlığı, Bakanlığın merkez ile taşra teşkilatları ve Sağlık Bakanında olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, 1593 sayılı Kanun tarafından il ve ilçe hıfzıssıhha kurulları yetkilidir.

Esasen Kovid-19 tehlikeli sağlık hastalığında tüm yetkiler Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bakanı’nda toplanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nı teşkilatı, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmiştir. 663 sayılı KHK’nın 2. maddesinde Sağlık Bakanlığı’nın görevleri sayılmıştır. Bakanlık teşkilatının en üst amiri olan Sağlık Bakanının görev, yetki ve sorumlulukları m.4’de tanımlanmıştır. Sağlık Bakanı; Bakanlığın en üst amiri olup, sevk ve idarede yetkilidir.

Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı, Kovid-19 sürecinde futbol liglerini tatil edebilirdi. Ayrıca; Sağlık Bakanlığı’ndan olur almak kaydıyla, il ve ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarına da bu yetki tanınmıştır. Gerek İl İdaresi Kanunu ve gerekse Umumi hıfzıssıhha Kanunu’nun öngördüğü karar, tedbir ve bu kapsamda gerçekleşen sınırlama ve yasakların bulunduğu, bunlardan birisinin de 1593 sayılı Kanunun 77. Maddesinin ilk cümlesinde umumi yerlerde vuku bulacak toplanmaların sınırlandırılması veya men edilmesi olarak gösterildiği görülmekle, böyle bir sınırlamaya veya yasağa gidildiğinde, elbette bu yasağın kaldırması, idari yargıda açılacak bir dava veya bu tedbiri alan merciin tedbire son vermesi ile mümkündür.

Somut olayda ise, Türkiye Cumhuriyeti’nde oynanan futbol liglerinin Sağlık Bakanlığı tarafından tatil edilmediği, bu konuda kararın 19.03.2020 tarihinde TFF tarafından alındığı, nitekim TFF’nin Anayasası sayılan Statünün 80. maddesinde, Statünün kapsamına girmeyen ve mücbir sebep sayılan konularda da karar alma yetkisinin TFFYK’da olduğu belirtildiğinden, tahdit veya yasak Sağlık Bakanlığı veya Bakanlığın oluru ile umumi hıfzıssıhha kurullarından gelmedikçe, futbol liglerinin tekrar başlatılması konusunda Sağlık Bakanlığı veya başka bir merciden izin alınmasına gerek yoktur. TFF bu kararları alırken; Bilim Kurulu’na, Sağlık Bakanlığı’na, ilgili diğer mercilere danışabilir, bu yerlerden görüş alabilir. Belirtmeliyiz ki; yetkiyi kim ve hangi merci kullanmışsa sorumluluğun da ona ait olacağı” prensibinden hareketle, alınan tedbir ve kararlarla ilgili herhangi bir sorun çıktığında, sorumluluk da TFF’de olacaktır.

Futbol liglerinin TFFYK’nın kararı ile 12 Haziran 2020 tarihide başlatılmasında bir hukuki sakınca ve engel bulunmamaktadır. Bu usul, “yetkide ve şekilde paralellik” ilkesine de uygundur. TFFYK futbol liglerini tatil ettiğinden, tatile son verme kararını da TFF’nin vermesinde hukuki bir sakınca yoktur. Bu bakımdan Sağlık Bakanlığı’nın ve TFF Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamalarda hukuki bir eksiklik bulunmamaktadır.

1593 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanması gerektiğinde Sağlık Bakanı ve İl İdaresi Kanunu’na göre de vali veya kaymakam, halk sağlığı ve esenliği bakımından lüzum arz ettiği durumda futbol müsabakalarının oynanmasına sınırlama getirebilir. Bu sınırlama getirildiğinde ise artık yetki; özerk niteliği bulunan ve Özel Hukuk hükümlerine tabi TFF’de değil, kamu otoritesinde olacaktır. Bunun dışında; futbol liglerinin oynatılması, tatil edilmesi, yeniden başlatılması, tekrar tatil edilmesi veya tümü ile sonlandırılması yetkisi TFFYK’ye aittir.

TFF’nin ligleri 20 Haziran 2020 tarihinde başlatma kararına karşı; acaba futbol tahkim kuruluna mı, idari yargıya mı, yoksa Özel Hukuk Yargısına mı başvurulabilir? Burada görüşümüz, tartışmasız bu konuda Futbol Tahkim Kurulu’nun yetkili olduğudur. Bunun sebebi de “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” başlıklı Anayasa m.59/3’e, “Tahkim kurulu” başlıklı 5894 sayılı Kanunun 6. maddesine ve TFF Statüsüne dayanmaktadır. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarihli, 2017/136 E. ve 2018/7 K. sayılı oyçokluğu ile verdiği iptal kararında, 5894 sayılı Kanun’un “İlk derece hukuk kurulları” başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasını iptal etmişse de, gerek iptal kararının içeriği ve gerekse de Anayasa m.59/3’ün 5984 sayılı Kanunun 6. maddesi ile TFF Statüsü’nün yürürlükte olması sebebi ile, spor faaliyetlerin yönetimine ve disiplinine ilişkin olan, 12 Haziran 2020 tarihinde futbol liglerinin tekrar başlatılmasına ilişkin TFFYK kararına karşı ancak futbol tahkim kuruluna başvurulabilir.

AYM'nin 18.01.2018 tarihli iptal kararı incelendiğinde; bu kararın futbolcuların alacakları ile ilgili ve Özel Hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarda hukuk mahkemelerine gidilebilmesi ile ilgili olduğu, bunun dışında kararda spor faaliyetlerinin yönetimi ve disiplinine ilişkin zorunlu tahkim yolunun yasaklanmadığı, Anayasa m.138/1 ve 148’e göre Anayasa ile bağlı olan Anayasa Mahkemesi’nin aksi yönde hareket edemeyeceği, çünkü ortada Anayasa m.59/3’ün olduğu, bu maddede; “Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.” hükmüne yer verildiği, futbol tahkim kurulunun yetkilerinin ise 5894 sayılı Kanun m.6 ile TFF Statüsü’nün 61 ile 62. maddelerine göre devam ettiği, 02.03.2019 tarihinde yürürlüğe giren iptal kararının tahkim kurulunun yetkisini kaldırmadığı, hatta İnsan Haklar Avrupa Mahkemesi tarafından verilen, Futbol Tahkim Kurulu üyelerinin TFFYK tarafından seçilmesinden dolayı İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.6/1’in ihlaline dair bireysel başvuru kararın Futbol Tahkim Kurulu’nun yetkisine son vermediği, 2019-2020 sezonu Türkiye futbol liglerinin tatil edildikten sonra yeniden başlatılmasına dair TFFYK kararı spor faaliyetinin yönetimine ve disiplinine ilişkin olup, bu konuda idari veya adli yargıya gidilemeyeceğinden, bu karara karşı yapılacak bir başvurunun Tahkim Kurulu tarafından sonuca bağlanması gerektiği tartışmasızdır. Anayasa Mahkemesi’nin 06.01.2011 tarihli, 2010/61 E. ve 2011/7 K. sayılı iptal kararı sonrasında Anayasa m.59’da eklenen üçüncü fıkra da bu görüşümüzü desteklemektedir.

Yeri gelmişken; özerk bir yapıya sahip olan TFF tüzel kişiliği ve kurulları ile ilgili kararlarda, 5894 sayılı Kanun 1. maddesine göre Özel Hukuk hükümleri geçerlidir. Dolayısıyla; TFFYK’nin bir kararına karşı dava yoluna gidilecekse, bu konuda yetki Özel Hukukta ve adli yargıdadır. Her ne kadar TFF’nin bir kamu tüzel kişisi ve futbol ligleri konusunda kamu kudreti kullandığından bahisle idari yargının yetkili olacağı ileri sürülse de bu husus esas itibariyle Kanunun 1. maddesi ile “özel hukuk hükümlerin tabi tüzel kişiliğe sahip Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması” ibaresi ve AYM’nin 06.01.2011 tarihli kararında yaptığı değerlendirme ile netleştirilmiştir. Futbolcuların alacakları ve buna benzer konularda, yani spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin olmayan TFF kararlarında hukuk mahkemelerinin yetkili olduğunda tartışma yoktur.

TFFYK tarafından futbol liglerinin tatil edilmesi ve yeniden başlatılması konusunda ancak Tahkim Kuruluna gidilebileceğini söyledik. Bir an için 28.03.2018 tarihli AYM kararı nedeniyle mahkeme yolunun da açıldığı düşünüldüğünde; ligleri tatil ve yeniden başlatma tasarrufunun İdare Hukuku yönünün ağır bastığından bahisle, bu karara karşı yürütmeyi durdurma talepli olarak idare mahkemesinde dava açılabileceği ileri sürülebilirse de, spor faaliyeti yönetimi ve disiplinle ilgili olan TFFYK kararı yönünden bu görüşe katılmadığımızı belirtmek isteriz.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------------------

[1] Her ne kadar erteleme kararı; tüm spor federasyonlarının ortak iştiraki ile yapılan toplantıda alınan bir kararla gerçekleşse de burada futbol ligleri yönünden kararı veren ve icra eden TFFYK olup, aynı şekilde başlatma kararı da TFFYK’ya aittir.