3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.7/2’de; “Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilerek, terör örgütünün propagandasını yapma suçu, Terörle Mücadele Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla; bir terör örgütünün propagandasını yapan fail, TMK m.7/2 uyarınca cezalandırılacaktır.
TMK kapsamına giren suçlarda koşullu salıverilme ve denetimli serbestliği düzenleyen TMK m.17/1’e göre; “Bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması bakımından 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 108 inci maddesi hükümleri uygulanır. Ancak, süreli hapis cezaları bakımından düzenlenen koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanır”. Hükmün koşullu salıverilme oranını düzenleyen son cümlesi, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 64. maddesi ile eklenmişse de; bu değişiklikten önce de süreli hapis cezalarında koşullu salıverilme oranı 3/4 olduğundan, gerek değişiklikten önce ve gerekse değişiklik sonrası işlenen terör örgütünün propagandası suçundan verilen süreli hapis cezalarının koşullu salıverilme oranı 3/4 olarak tatbik edilecektir.
TMK m.17’de kanun koyucu; terör suçu, terör amacıyla işlenen suç, suç işlemek için örgüt kurma, yönetme veya örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkumiyetten bahsetmemiş, yerine “bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar hakkında” ibaresine yer vererek, TMK m.7/2’de tanımlanan terör örgütü propagandası suçunu da içine alacak şekilde nitelikli infaz usulünün tatbikini benimsemiştir. Terör örgütünün propagandasını yapma suçu, TMK m.7/2’de açıkça düzenlendiğinden, bu suçtan verilen cezaların infazında koşullu salıverilme süresi 3/4 oranı üzerinden hesaplanacaktır.
Terör örgütü propagandası suçlarının infazında, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/2-ç hükmünün tatbiki mümkün değildir. Cezalandırmaya konu olan tek fiili örgüt propagandası yapmak olan hükümlünün; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.6/1-j’de “bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi” olarak tanımlanan “örgüt mensubu” olmaması sebebiyle, mensubiyetinin bulunmadığı bir örgütten ayrılması fiilen mümkün olmadığından, ayrıca terör örgütü propagandası yapmak suçu 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.7/2 maddesi kapsamında düzenlenmiş olmakla, TMK m.3, 4 ve 7 incelendiğinde, propaganda suçunun terör suçlarını sıralayan 3. maddede, terör amacıyla işlenen suçlara sınırlı olarak yer veren 4. maddede ve propaganda suçunu düzenleyen 7. maddede, örgüt suçu veya örgüt faaliyetleri içerisinde işlenen suç olarak kabul edilmediği, özetle bu suçun Kanunun terör suçlusunun tanımını yapan 2. maddesi ve terör suçlarına işaret eden 3. ve 4. maddeleri kapsamına alınmadığı, tüm bu sebeplerle Yönetmelik m.6/2-ç’nin tatbik edilemeyeceği, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılabilmesi için bu bentte aranan “koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalması” ve “mensup olduğu örgütten ayrıldığının idare ve gözlem kurulu kararı ile tespit edilmesi” şartının aranmayacağı tartışmasızdır.
Nitekim Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 29.04.2019 tarihli, 2017/3312 E. ve 2019/2376 K. sayılı kararında açıkça; “Somut olayda hükümlünün infaza konu cezasının terör örgütü propagandası yapmak suçuna ilişkin olduğu, hükümlünün işlediği suçun niteliği gereği örgüt mensubu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, buna rağmen açık ceza infaz kurumuna ayrılması ve hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması yönündeki talebi değerlendirildiği sırada Ceza infaz kurumu idaresi ve İnfaz Hakimliği tarafından örgüt mensubu kabul edilerek hakkında işlem yapılması ve karar verilmesinin yerinde olmadığı gibi örgüt mensubu olmadığı kesinleşen yargı kararı ile kabul edilen bir kişinin mensup olduğu örgütten ayrılıp ayrılmadığı gibi tamamen subjektif ve bu dosya açısından hukuki açıdan sonuç doğurması mümkün olmayan bir değerlendirmeye konu yapılmasının da yerinde olmadığı…” kabul edilmiştir.
Ayrıca; terör örgütünün propagandası suçu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.9/2’de tanımlanan suçlar arasında sayılmadığından, bu suçtan verilen hapis cezaları yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda infaz edilemeyeceğinden, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/1-c’de öngörülen “toplam cezanın üçte birinin kapalı kurumda infaz edilmesi” şartı da aranmayacaktır.
Ek olarak; 11.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 5275 sayılı Kanuna eklenen Geçici m.3/2’nin de denetimli serbestlik yönünden uygulanma kabiliyeti olmadığını önemle ifade etmek isteriz. Çünkü 5275 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesi; 6291 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 5275 sayılı Kanuna eklenen ve denetimli serbestliği düzenleyen 105/A maddesine istinaden, bu maddenin yürürlüğe girdiği 11.04.2012 tarihi itibariyle halihazırda cezaevinde olanların denetimli serbestlikten faydalanma şekline ilişkin bir geçiş hükmü niteliğindedir. Geçici m.3’ün 2. fıkrasında yer alan; “Koşullu salıverilmelerine bir yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkını kazanan hükümlüler, bu infaz usulünden en fazla altı ay süreyle yararlanırlar.” hükmü sebebiyle, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/2-ç uyarınca terör ve örgütlü suçlardan hükümlülerin denetimli serbestlikten en fazla 6 ay süre faydalanabileceğine dair hatalı görüşler daha önce ileri sürülmüşse de, 5275 sayılı Kanun Geçici m.3, yürürlüğe girdiği 11.04.2012 tarihi itibariyle yapılan ceza infazlarına ilişkin geçici bir madde olup, günümüzde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 13.05.2019 tarihli, 2018/4760 E. ve 2019/2705 K. sayılı kararında; “Geçici 3. maddenin 1, 2 ve 3. fıkralarının Geçici 3. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma hakkı bulunan hükümlüler ile sınırlı bir uygulama alanının olduğunu kabul etmek gerektiğinden…” ibaresine yer vererek, 11.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren Geçici m.3/2’nin “geçici” ve “yürürlüğe girdiği tarih itibariyle yapılan infazlarla sınırlı” olduğuna işaret etmiştir.
Kaldı ki; yukarıda açıklandığı üzere, “terör örgütü propagandası” suçunda açık kuruma ayrılma için Yönetmelik m.6/2-ç’de öngörülen “koşullu salıverilmeye 1 yıldan az süre kalması” şartı da aranmayacağı için, Geçici m.3/2’nin tatbik ihtimali ayrıca bu sebeple de gündeme gelemez.
Netice itibariyle; terör örgütü propagandası suçundan hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkı elde etmesi ve iyi halli olması kaydıyla, 1 yıl süreyle denetimli serbestlikten faydalanabilirler.
Sonuç olarak; yukarıda açıklanan nedenler ve Yüksek Mahkeme içtihadı doğrultusunda, terör örgütü propagandası suçundan verilen cezaların infazında koşullu salıverilme oranı 3/4 olarak uygulanacak, açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönünden ise Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/1-c veya 6/2-ç tatbik edilmeyecek, m.6/1-a uyarınca toplam cezası 10 yılın altında olan hükümlü 1 aylık süreyi kapalı kurumda geçirdikten sonra iyi halli olması ve koşullu salıverilmesine 7 yıldan az süre kalması şartlarının gerçekleşmesi halinde açık kuruma ayrılabilecektir. Bu suçtan hükümlüler ayrıca 5275 sayılı Kanun m.105/A uyarınca açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkı elde etmeleri ve iyi halli olmaları halinde azami 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinden faydalanabilecektir.
Örneğin; terör örgütünün propagandası suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası alan hükümlünün infazında 5275 sayılı Kanun m.19/2 uyarınca ceza 3 yılın altında olduğundan öncelikle çağrı kağıdı çıkarılacak, yani doğrudan yakalama emri düzenlenmeyecek, hükümlü cezaevine giriş yaptığında müddetnamesi düzenlenecek, koşullu salıverilme süresi 1 yıl 10 ay 15 gün olup, açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkını elde edebilmesi için kapalı kurumda infaz etmesi gereken süre 1 ay olacak, 9 ay 15 günlük süreyi açık ceza infaz kurumunda geçirecek ve koşullu salıverilmesine 1 yıl kala denetimli serbestlikten faydalanabilecektir. Böylece terör örgütü propagandası suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası alan hükümlü; kapalı kurumda 1 ay, açık kurumda 9 ay 15 gün kaldıktan sonra denetimli serbestlikten faydalanarak, cezasının infazına dışarda devam edebilecektir.
Prof. Dr. Ersan Şen
Av. Beyza Başer Berkün
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)