TCK Kapsamında Dolandırıcılık Suçları

Abone Ol

Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve kitle iletişim araçlarının yaygın kullanımı insan ilişkilerinde, iş ilişkilerinde, ticari ilişkilerde ve daha birçok alanda kolaylıklar sağlamasının yanında birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. Teknolojik gelişmelerin ve kitle iletişim araçlarının herkese ulaşım imkanı sağlaması, hayatımıza dair ipuçları içeren platformların bulunması, işlemlerin hızlı olması ve neticesinde bazı geri dönüşü olmayan hatalara yol açabilmesi gibi özellikleri bazı insanların suç işlerken de yararlanabilecekleri yöntemler olarak insan ilişkilerinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Bilhassa pandemi koşullarıyla beraber sosyal hayatlarımızda yaşadığımız kısıtlamalar, işsizlik gibi ekonomik sorunlar insanları mali işlerini internet aracılığıyla çözmeye, sosyal platformlar aracılığıyla ekonomik kazanç sağlamaya, hayatlarını sanal olarak da idame ettirmeye kısaca teknolojiyi kullanma noktasında bizleri zorunlu bir adaptasyon sürecine itmiştir.  Suç işleme gayesindeki insanlar da bu koşullara uygun farklı senaryolarla,  hileli aldatıcı birtakım davranışlarda bulunarak insanların güvenlerini zedeleyici fayda sağlamaya yönelik eylemlerinde daha kurnazca yolları tercih etmeye başlamıştır.

TCK,  bir kimsenin, ‘hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması’ biçimindeki davranışları dolandırıcılık olarak tanımlamaktadır. Bu suçun faili ve mağduru herkes olabilir.

Dolandırıcılık suçunun temel hali TCK m.157 ile güvence altına alınmıştır. Buna göre; Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

TCK’ nın 158. maddesinde ise dolandırıcılık suçunun temel şekline göre cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsurlarına yer verilmiştir. İlgili maddeye göre dolandırıcılık suçunun nitelikli unsurları; Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle şeklinde belirtilmiştir ve nitelikli halinin işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur ifadesi ile yaptırıma bağlanmıştır.

Örnek olarak; zekat olarak yardıma ihtiyacı olan birine verilmesi için istenilen para ile kendi menfaatine yarar sağlayan kişi dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, bir ilaca ihtiyacı bulunan kişinin bu durumundan istifade etmek suretiyle gerçekleştirilen hileli davranışlarda kişinin içinde bulunduğu zor şartlardan yararlanmak suretiyle, kişinin akıl hastalığı, yaşlılık, sarhoşluk gibi durumlarından faydalanarak kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından istifade etmek suretiyle, polis savcı gibi görevli olduklarına ikna ederek meslek kuruluşlarından faydalanmak suretiyle, facebook twitter vb. sosyal medya araçları üzerinden para istenmesi maksadıyla bilişim sistemlerinin kullanılması durumunda dolandırıcılık suçunun nitelikli şeklinin oluştuğunu söyleyebiliriz.

Dolandırıcılık suçu, malvarlığına karşı işlenen suçların en tipik örneğini oluşturan suç tipi olmasının yanında kişilerin malvarlıklarına yönelen her türlü değeri kapsamaktadır ve TCK, kişilerin malvarlığı değerlerinin yanında irade özgürlüklerini de ilgili maddelerle teminat altına almaktadır. Böylelikle; malvarlığımıza yönelik kurduğumuz ilişkilerdeki iradelerimizin daha sağlıklı olabilmesi de sağlanmaya çalışılmıştır.

Dolandırıcılık suçunda suçu oluşturan eylemin tipik unsurlarının oluştuğundan söz edebilmemiz için hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, mağdurun veya başkasının zararına, kendisi için veya başkası için bir yarar sağlama maksatlı gerçekleştirildiği noktasında kesin kanıya ulaşmalıyız.

Hile, maddi veya manevi nitelikteki araçlar veya eylemlerle bir kimsenin hataya düşürülmesidir ve suçun işlenmesinde araç olarak kullanılmaktadır. Hilenin, kişiyi aldatacak nitelikte olması önem arz etmektedir. Kişiyi aldatacak nitelikler somut olayın özelliklerine göre farklılık içerebilmektedir ancak aldatmaya elverişli olmalıdır.

Ayrıca kişilerden de sorgulama, gerçeğe ulaşma imkanı varken yeterli özeni göstermeleri beklenmektedir. Örneğin; piyasa fiyatlarına oranla çok düşük fiyatlarla satış gerçekleştirdiğini iddia eden reklamlara itibar göstermeden gerekli araştırmalar yapılmalıdır ki herhangi bir hak kaybı yaşanmasın.

Ek olarak; suç teşkil eden fiil neticesinde bir zarar ortaya çıkmalıdır. Zararın, bizzat aldatılan (malvarlığına ilişkin  tasarrufta bulunan) kişide ortaya çıkması zorunlu değildir, eylemden 3.kişi de zarar görmüş olabilir ancak duygusal ve manevi yönden uğranılan zararlar suçun kapsamına girmeyip, malvarlığına ilişkin zararın varlığı söz konusu olmalıdır. Ayrıca hilenin etkisiyle, bu hileye maruz kalan kişinin veya üçüncü kişinin zarar görmesi ile fail tarafından elde edilen bir yararın bulunduğundan söz etmek gerekir.

Dolandırıcılık suçunun aşamalarında ortak suç işleme iradesi ile hareket eden kişiler suça iştirak etmiş sayılır.

Failin, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla mağduru hileli davranışlarla aldatarak yarar sağlaması, suçun basit haline göre, daha az ceza ile cezalandırılır ve bu halde suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayet koşuluna bağlıdır. (TCK m.159) Buna rağmen; dolandırıcılık suçunun nitelikli hali de temel hali de takibi şikayete bağlı olan bir suç değildir ve savcılık kendiliğinden harekete geçer, kamu davası açar.

Her ne kadar dolandırıcılık suçunda mağdur malvarlığına ilişkin değeri kendi rızasıyla verse de hilenin varlığı rızayı sakatlar. Bu bakımdan da söz konusu rızanın hukuki sonuç doğurduğundan söz edilemez.

Dolandırıcılık suçu nitelikli hali hariç olmak üzere uzlaşma kapsamındadır, taraflar usulüne uygun bir biçimde uzlaşma imkanlarına sahiptir. Ancak nitelikli dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi durumunda uzlaşmadan söz edilebilmesi mümkün değildir.

Suça ilişkin elverişli birtakım hileli eylemlerde bulunarak, mağduru etkisi altına alan ancak elinde olmayan birtakım sebeplerle icrai hareketlerini tamamlayamayan kişilerin eylemlerine tamamlanmamış olması dolayısıyla teşebbüse ilişkin hükümler bağlanacaktır. Bu durumda cezada belli bir indirime gidilmektedir.

Şahsi cezasızlık sebepleri ve etkin pişmanlık hükümleri dolandırıcılık suçu bakımından da uygulama alanı bulur.

Sıklıkla dolandırıcı şüphesi ile ilgili insanlara yönelik itibar etmeyin, inanmayın, aldanmayın gibi uyarılara rağmen failler, insanların zaaflarını yakaladıkları anlarda bu suçu işlemeye meyilli olabilirler. İşittiğimiz zaman ya da haberlerde okuduğumuzda bariz şekilde dolandırma maksatlı yapıldığını anladığımız eylemlerin kendi hayatımızda birileri tarafından gerçekleştirilmek istenmesi durumunda bizler de aynı yanılgıya düşerek kandırılabiliriz. Bu yüzden bilhassa maddi temelli ilişkilerimizi güvenilir yollarla gerçekleştirmeye özen göstermeliyiz. Varsayalım ki; uygun fiyata satın aldığınız sitede alana kadar oldukça ilgi gösteren yetkililer, ürünün gecikmesinden dolayı iletişime geçtiğinizde gerekli bilgilendirmeleri yapmaktan kaçınıyorsa, iletişime geçemiyorsanız söz konusu kişilere ilişkin ilgili yerlerle iletişime geçerek savcılığa suç duyurusunda bulunmalısınız ve hukuki danışmanlardan yardım almalısınız.

Av. Begüm Gürel & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Büşra ÇINAR

KAYNAKÇA

Parlar Ali, Türk Ceza Hukukunda Dolandırıcılık Suçları, Bilge Yayınevi, Ankara, 2011

Meran Necati, Dolandırıcılık Sahtecilik Güveni Kötüye Kullanma, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2014

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf

https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2019/09/BEHIYE-EKER-KAZANCI-ILKER-ZEYREK.pdf