MESLEKİ HUKUK

TBB'den 9. Yargı Paketi tepkisi: Arabuluculuk uygulaması daha vahim bir hale dönüşür

Abone Ol

Kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen 'Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' TBMM Başkanlığına sunuldu.

Teklif metninin 34. maddesiyle, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 20’nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde değişiklik yapılmasının önerildiği görülmekte.

"DAHA VAHİM BİR HALE GELİR"

TBB'den yapılan açıklamada, 9. Yargı Paketi ile Arabuluculuk Kanunu'nda değişiklik yapılması önerisini doğru bulmadıklarını ve bu önerinin yasalaşmasının oluşturacağı hukuki risklere dikkat çekilerek, teklif ile uygulamanın daha vahim bir hale dönüştürülmek istendiği bildirildi.

Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan yazılı açıklama şöyle; "Ülkemizde 2013 – 2016 yılları arasında, arabuluculuk için aranan mesleki kıdem koşulu hukuk fakültesi mezuniyet tarihinden sonra hukuk mesleğindeki kıdem olarak uygulanmıştır. Ancak, 2016’dan sonra, bu uygulama değişmiş ve “herhangi bir meslekteki kıdem ve hukuk fakültesi mezunu olma şartı” kabul kriteri olarak fiilen uygulanmaya başlanılmıştır. Dolaylı olarak bu durum, hukuk mesleği tecrübesi olmayanların da arabulucu olmalarına olanak sağlamaktadır. Doğru bulmadığımız bu uygulama, 9. Yargı Paketi teklifinde daha vahim bir hale dönüştürülmek istenmektedir.

"ANAYASAYA AYKIRI"

9. Yargı Paketi içinde yer alan “20 yıl mesleki kıdeme sahip ve hukuk fakültesi mezunu kişilerin sınavsız olarak arabulucu olabilecekleri, 5 ile 20 yıl aralığında kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunlarının ise sınavla arabulucu olabileceklerine” dair hükümle kıdeme dayalı yeni bir imtiyaz tanınmak istenmektedir. Hukuk mesleğinde 5 ile 20 yıl arası kıdemliler sınava girmek zorundayken, 20 yıllık kıdemin bir imtiyaz olarak arabuluculuğa yeter kabul edilmesi öncelikle Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle eğer sınav kaldırılacaksa 5 yıl hukuk mesleğinde kıdemi olan herkes için kaldırılmalıdır.

Bir o kadar önemlisi, tanınan bu imtiyaz “herhangi bir mesleğe” tanınan bir imtiyazdır. Hukuk fakültesi mezunu olup 3 yıldır avukatlık yapan bir hukukçu arabulucu olamaz iken, bambaşka bir meslekte 20 yıl çalışmış ve hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş bir kişi sınavsız olarak arabulucu olabilecektir. Dava şartı arabuluculuğun bu kadar yoğun şekilde uygulandığı ve arabuluculuk süreçlerinde elde edilen sonuçların, usul hukuku açısından önemi ortada iken bu işin hukuk tecrübesine sahip olmayan kişilere sınavsız olarak açılmasının hukuki güvenlik için risk oluşturacağı açıktır.

Bu yasal değişiklik teklifinin gerekçesinde; “hukuk fakültesi mezunlarının kıdem ve tecrübelerine önem verilerek mesleklerinde edinmiş oldukları bilgi ve tecrübelerin arabuluculuk sistemine kazandırılması amacıyla düzenleme yapılmaktadır” denilmektedir. Burada ifade edilen mesleki bilgi ve deneyim; kesinlikle HUKUK MESLEKLERİNDE GEÇİRİLEN KIDEME DAİR BİLGİ VE DENEYİM olmalıdır. Nitekim, kanun koyucu ilk kanun düzenlemesinde de bunu amaçlamış, ancak uygulama bu amaçtan sapmıştır. Mevcut haliyle gerekçe kendi içinde çelişmektedir ve gerçeklerden uzaktır.

Türkiye Barolar Birliği olarak bu önerinin yasalaşmasının oluşturacağı hukuki risklere dikkat çekmekle birlikte bu konuda bir düzenleme yapılacaksa gerek eşitlik gerekse hukuki güvenlik ilkesi çerçevesinde beş yıl hukuk mesleklerinde kıdeme sahip tüm hukuk fakültesi mezunlarının aynı şartlarda sisteme dahil edilmeleri ve Arabuluculuk Kanunu’ndaki mesleki kıdem koşulunun bugünkü fiili uygulamasının da yasanın lafzına ve ruhuna uygun hale getirilerek hukuk fakültesi mezuniyet tarihinden sonra hukuk mesleğindeki kıdem olarak hesaplanması gerektiğini önemle vurgularız."