TAŞITLAR ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN HIRSIZLIK EYLEMLERİNİN NİTELİĞİNİN TESPİTİNE İLİŞKİN ESASLAR

Abone Ol

Araçların veya içerisindeki eşyaların çalınması ile ilgili olarak eylemin gerçekleştirilme biçimlerine göre suçun nitelendirilmesinde duraksamalar yaşanmakta ve bu konuda farklı uygulamalar olabilmektedir. Bu nedenle taşıtlara yönelik olarak uygulamada çok sık karşılaşılan bir kısım eylemlerin birlikte değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Taşıtlara yönelik hırsızlık suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda ne şekilde düzenlendiği bu açıdan incelenmesi gerekmektedir.

Hırsızlık suçunun basit hali

Hırsızlık suçunun basit hali 5237 sayılı TCK’nun 141. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir.[1]

Bu yasal düzenlemeye göre hırsızlık suçu; başkasına ait taşınabilir bir malı, sahibinin (zilyed) rızası olmaksızın faydalanmak kastı ile bulunduğu yerden almak şeklinde tanımlanabilir.

Hırsızlık suçunun basit halinin oluşması için, başkasına ait taşınabilir eşyanın suçun nitelikli hallerinde belirtilen şekiller dışında çalınması gerekir.[2]

Hırsızlık suçunun nitelikli halleri

Suçun nitelikli halleri ise 5237 sayılı TCK’nin 142. maddesinin[3] birinci fıkrasında dört, ikinci fıkrasında sekiz ve üçüncü fıkrasında bir bent olmak üzere toplam ondört bent halinde sayılmış, ikinci fıkranın son cümlesinde aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen suçun, beden veya ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenmesi cezanın ağırlatıcı nedeni olarak belirtilmiştir.

05.07.2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 82. maddesi ile 142. maddenin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılarak, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu aynı kanunun 163. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülmüştür.[4]

Suçun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin[5] ikinci fıkrasının (h) bendinde; herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,[6]  işlenmiş olması nitelikli hal olarak öngörülmüştür.

Hırsızlık suçunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde; adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında işlenmiş olması hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde ise; haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi halleri nitelikli hırsızlık suçu olarak yaptırıma bağlanmıştır.[7]

Kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşya

5237 sayılı TCK'nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendinde iki ayrı nitelikli hal düzenlenmiş olup, birincisi herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için eşyanın, herkesin girebileceği bir yerde bulunmasının yanında, kilitlenmek suretiyle de muhafaza altına alınmış olması gerekir.

Belirtmek gerekir ki, bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin otomobilde bulunan eşya hakkında da muhafaza altına alınma koşulu aranmaktadır.

Örneğin; kapıları kilitli olmayan veya camları kapatılmamış bir otomobildeki eşyanın çalınması halinde eylem nitelikli hırsızlık olarak nitelendirilemeyecektir.

Herkesin girebileceği yer kavramı

Herkesin girebileceği yer kavramı; cadde, sokak, pazar yeri veya meydan gibi hiçbir sınırlama, engel olmadan kişilerin girip çıkma olanakları olan kamuya açık yerleri içine almaktadır.

Bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınması

5237 sayılı TCK'nin 142. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendinde belirtilen ikinci nitelikli hal ise, bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır.

 “bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınma”  unsurunda, mutlaka belli bir yere kilitlemek veya gizlemek olmayıp, eşyanın bina veya eklentisi içinde bulundurulmuş olması yeterli sayılmaktadır.

Adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan eşyanın çalınması

5237 sayılı TCK'nin 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki hırsızlık suçunun oluşması için; adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan eşyanın çalınması gerekir.

Yasal düzenlemede, adet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.

Örneğin; tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilebilir.

Kanun koyucu, bu tür eşyaların çalınmalarının kolay olması nedeniyle, bu nitelikli hali kabul etmiştir.

Bu şekilde zilyedinin her türlü denetim, gözetim ve önleminden yoksun olan, sahiplerince sürekli biçimde korunmalarındaki zorluk nedeniyle açık alanda bulunan eşyanın başkaları tarafından alınabilmesinin kolaylığını dikkate alan kanun koyucu, bu nitelikli hali düzenleme konusu yapmıştır.

Açıkta bırakılmış eşya

“Açıkta bırakılmış eşya” deyimi, özel alanlar dışında kalan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, tarlalar, sahil kenarları ve bunun gibi yerlerde bırakılmış eşyaları kapsamaktadır.[8]

Buradaki nitelikli halin uygulanabilmesi için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli değildir. Ayrıca hangi nedenle açıkta bırakıldığının da araştırılması ve adet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılma şartlarının da oluşup oluşmadığı tespit edilmelidir.

“Adet” kavramı

“Adet” kavramı; toplumda süreklilik kazanan, alışkanlık oluşturan ve genellik karakterini taşıyan, kamu düzenine, kanunlara ve ahlaka aykırı olmayan, uygunlukları nedeniyle kanunlarca korunabilir nitelikteki yaygın davranış biçimi olarak tanımlanabilir.

Başka bir söylemle, adet kavramı; kamu düzeni ve yasalara aykırı olmayan ve bunlara uygunluk nedeniyle yasalarca muhafaza edilebilir nitelikte genelleşmiş ve süreklilik kazanarak alışkanlık oluşturmuş davranışlar bütünü olarak ifade edilebilir.[9]

Adet, zamana, yere ve bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte adet kavramının kişisel alışkanlıkları kapsamadığı yasal düzenleme uygulamasında dikkate alınmalıdır.

Bu adet tüm ülkede geçerli olabileceği gibi sadece bir bölgede de geçerli olabilir. Hayrat olarak yapılan çeşmeler ve bunların taşlarının ya da açıkta bırakılmış zirai mahsullerin çalınması örneklerinde olduğu gibi adet gereği açıkta bırakılmış eşyalar hakkında işlenen hırsızlık suçları nitelikli haller arasında yer almaktadır.

Yine adet gereği olmasa da çelenkler, yol kenarına yığılan taş ve çakıllar gibi tahsis ve kullanımları gereği açıkta bırakılmış olan eşyalar hakkında işlenen hırsızlık suçları da bu nitelikli halin uygulanması mümkün olabilecektir.[10]

“Tahsis” kavramı

“Tahsis” deyimi ile kastedilen, eşyanın bir işin yapımı için ayrılması, belirlenmesi ve hasredilmesidir. Bu anlamda parka gelenlerin oturmasına tahsis edilmiş durumda olan banklar bu kapsamda değerlendirilmelidir.

“Kullanım gereği” ibaresi

“Kullanım gereği” ibaresi, eşyanın kullanılması için açıkta bırakılmasının zorunlu olduğu durumları kapsamaktadır.

Bu nedenle, söz konusu eşyanın amacına uygun kullanılabilmesi ve kendisinden beklenen fonksiyonu eda edebilmesi için açıkta durmasının gerekli olduğu hallerde bu nitelikli halin uygulanması söz konusu olabilecektir.

Bu nitelikli halin oluşması için eşya açıkta bırakılmış, özel koruma altına alınmamış ve sabitleştirilmemiş olması gerekmektedir.

Örneğin park yerinde bulunan bir aracın çalınması veya telefon kumbarasının içindeki paranın çalınması halinde bu nitelikli hal uygulanamayacaktır.

Belirtmek gerekir ki, eşyanın alınması için bazı engellerin aşılması veya ortadan kaldırılması ile hırsızlık eylemi gerçekleştirilmiş ise, bu nitelikli hal uygulanamayacaktır.

Örneğin sahibinin gözetimi altında kaldırımda bulunan bir bisikletin çalınması halinde bu nitelikli hale ilişkin ceza yaptırımı tatbik edilemeyecektir.[11]

Burada açıkta bırakılma deyimi; eşyanın, denetim ve gözetimden uzak önlem alınmaksızın, herkesin girebileceği bir yerde bırakılması hallerini kapsamaktadır.[12]

Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle hırsızlık

5237 sayılı TCK'nun 142. maddesinin 142.  ikinci fıkrasının (d) bendinde tanımlanan hırsızlık suçunun oluşması için; maddede sayılan araçlar kullanılarak bir kilidin açılması suretiyle eylemin gerçekleştirilmesi gerekir,

Başka bir söylemle,  yasal düzenleme metninde geçen aletlerin anahtar boşluğuna sokularak, mekanizmanın harekete geçirilmesi suretiyle kilidin açılması halinde 5237 sayılı TCK'nin 142. maddesinin 142.  ikinci fıkrasının (d) bendi uygulanabilecektir.

Burada kilidin muhafaza altına alma görevini yerine getirmesi yeterli sayılmaktadır; ayrıca yerin muhkem olması şartı aranmamaktadır.

Kilidin kırılması ve bu suretle engel olmaktan çıkarılması halinde kilit açılması söz konusu olmayacaktır.

Ayrıca kilitli yere kilit açmak şeklinde değil de, örneğin kapının kırılması veya camın kırılması gibi başka yollardan girilmesi durumlarında yine kilit açmak şartı oluşmayacaktır.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için kilit açmanın, haksız yere elde bulundurulan gerçek veya taklit anahtar veya diğer bir aletle işlenmesi şarttır.

Haksız yere elde bulundurulan anahtar deyimi, sahibi veya zilyedinin rıza ve haberi olmadan herhangi bir şekilde ele geçirilen anahtarı işaret etmektedir.

Taşıtlara yönelik hırsızlık eyleminin gerçekleştirilme şekillerine göre eylemlerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması gerekmektedir.

Bu eylemlerin, 5237 sayılı TCK’nin 141/1, 142/2-h, 142/1-e ve 142/2-d madde ve fıkralarından hangisine uyduğunun tespiti yapılmalıdır.

1- Taşıtın kapılarının açık olması halinde kontak anahtarı üzerinde bulunan aracın çalınması eylemi

Zaman zaman bazı sürücüler araçlarını kontak anahtar üzerinde iken bir yere park etmekte ve kısa bir süre içinde geleceğini ön görerek araç kapılarını kilitlememektedirler.

Araç sahibinin aracının kapılarını açık bırakmakla birlikte, ayrıca kontak anahtarını da araç üzerinde bırakarak, eşyanın korunması noktasında üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediği bu hallerde, aracın, üzerinde bırakılan kontak anahtarı ile çalıştırılarak götürülmesi eyleminde hırsızlığın basit hali söz konusu olmaktadır.

765 sayılı TCK’nin yürürlükte olduğu dönemde, 765 sayılı TCK’nin 491/ilk maddesi uygulanmaktaydı. Bu durum 5237 sayılı TCK açısından da geçerli olacağı söylenebilir.

Nitekim Yargıtay, kapıları açık ve kontak anahtarı üzerinde olan aracın çalınması şeklindeki eylemin TCK’nın 141/1 maddesine uyduğunu bazı kararlarında ifade etmektedir.[13]

Başka bir söylemle, uygulamada kapıları açık olup, kontak anahtarı üzerinde bulunan aracın çalınması eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 141/1. maddesine uyan hırsızlık suçunun basit halini oluşturduğu kabul edilmektedir.[14]

2- Kapı ve camları kilitli olan aracın, kapı kilitlerinin veya camlarının zorlanarak veya kırılarak açılıp, aracın içerisindeki eşyanın veya düz kontak yapılıp çalıştırılan aracın kendisinin çalınması eylemleri

Kapı ve camları kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan aracın, kapı kilitlerinin veya camlarının zorlanarak veya kırılarak engellerin bertaraf edilmesi suretiyle aracın içerisine girip, araç içerisindeki eşyanın veya düz kontak yaparak aracın çalıştırılması ve bu yolla aracın kendisinin çalınması eylemlerinin tamamı 5237 sayılı TCK’nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi kapsamında değerlendirilmelidir.[15]

Bu durum 5237 sayılı TCK’nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının, “Hırsızlık suçunun; Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi” şeklinde düzenlenmiş olan (h) bendindeki nitelikli halinin, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlığa ilişkin ilk cümleye uygun düşmektedir.[16]

Yargıtay, müştekiye ait park halinde bulunan kilitli araçta sürgülü camın yarım açılarak gerçekleşen hırsızlık olayında, aracın sağ kapı sürgülü cam yuvasının zorlanmadan dolayı cam fitillerinin kısmen yerinden çıkarılması nedeniyle; failin eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesine uyduğunu ifade etmektedir.[17]

Yargıtay bir başka kararında, kilitli olarak bırakılan aracın, düz kontak yapmak suretiyle çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin yine 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Belirtmek gerekir ki, buradaki eylemlerin tamamında kapı ve camları kilitlenmek suretiyle en başta aracın kendisi ve ayrıca içerisindeki eşyalar koruma altına alınmaktadır. Bu şekilde koruma altına alınan bir aracın kendisinin veya içerisindeki eşyanın çalınması durumunda kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşyanın çalınması hali söz konusu olacaktır.

Burada belirtilen eylemlerin tamamının 5237 sayılı TCK’nin 142/2-h maddesine uyan nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğunu söyleyebiliriz.

3- Kapıları ve camları ister kilitli ister açık olsun, aracın haksız yere elde bulundurulan anahtar, taklit anahtar veya diğer bir aletle çalıştırılarak çalınması eylemi

Bu durumda, 5237 sayılı TCK’nin nitelikli hırsızlık başlıklı 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin, “Suçun; haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi” söz konusu olacaktır.

Yasal düzenlemede de ifade edildiği üzere, eylemin haksız yere elde bulundurulan anahtarla veya taklit anahtarla veya diğer bir aletle kilit açmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, eylem 5237 sayılı TCK’nin 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçu olarak nitelendirilecektir.[18]

Burada kapıları ve camları ister kilitli, ister açık olsun, aracın, haksız yere elde bulundurulan anahtar, taklit anahtar veya diğer bir aletin kontak anahtarının girdiği yere sokulup çalıştırılarak çalınması halinde, eylemin 5237 sayılı TCK’nin 142/2-d maddesine uyan nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu söylenebilecektir.

Yargıtay burada, 5237 sayılı TCK'nin 142/2-d maddesinin ancak hırsızlık suçunun “haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit aksamına zarar vermeden olağan yollar ile kilidi açmak suretiyle” işlenmesi halinde uygulanabileceğini kabul etmektedir.[19]

Anahtarın hile ile ele geçirilmesi halinde de TCK'nın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılabilecektir.[20]

4- Plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların çalınması eylemi

Plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların kullanımı gereği açıkta bırakılan eşya olarak kabul edilmektedir.

Burada ifade edilen bu eşyaların kullanımları gereği sürekli olarak aracın üzerinde bulunmasının zorunlu olduğu dikkate alınmalıdır. Bu yüzden araç sahibinin bu eşyaları yanında götürmesi söz konusu değildir. Ayrıca aracın tamamlayıcı parçaları konumundaki bu eşyaların araç sahibinin beraberinde götürmesini beklemek hayatın olağan akışına da aykırı olacaktır.

Dikkate alınması gereken başka bir husus da, aracın kapı ve camlarının kilitlenmesinin bu eşyaların bulundukları yer itibariyle korunmalarına herhangi bir katkısının olmadığı hususudur.

Bu nedenle, aracın tamamlayıcı parçaları olan bu eşyaların kullanım şekilleri itibariyle açıkta bırakılan eşya olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Bu kısa açıklamalar neticesinde, plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların çalınması eylemleri, 5237 sayılı TCK’nun 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.

Nitekim Yargıtay, araca ait yedek malzeme olan jant ve lastiğin çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesine uyduğunu ifade etmektedir.[21]

Yukarıda belirtilen ve dört başlık halinde sunulan hırsızlık suçlarına ilişkin eylemlerin hukuki nitelendirilmesi konusunda temyiz incelemesini yapan Özel Daireler arasında uygulama birliği mevcuttur.[22]

5- Kapıları ve camları açık olan aracın her ne surette olursa olsun düz kontak yapılması suretiyle çalınması eylemi

Aracın cam veya kapısının kırılması veya başka bir suretle bu engellerin aşılması halinde, ister araçların içerisinde bulunan eşyalar ister aracın kendisi muhafaza altına alınmış eşya olarak kabul edilmektedir.

Başka bir söylemle, burada kapı ve camları kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya kapsamına araç içerisindeki eşyalar ile aracın kendisi de dâhildir. Aracın kapılarında bulunan kilit sistemleri 5237 sayılı TCK'nin 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi anlamındaki kilitlerden olduğunu söyleyebiliriz.

Burada araçların çalıştırılmasında kullanılan ve kontak adı verilen bölüm, 5237 sayılı TCK'nin 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi anlamında bir kilit sistemi olarak kabul görmektedir.

Taşıtın, haksız yere elde bulundurulan anahtar, taklit anahtar veya diğer bir aletin kontak adı verilen bölüme sokulup çalıştırılarak çalınması halinde eylem, 5237 sayılı TCK’nin 142/2-d maddesi kapsamında değerlendirilecektir.

Yasal düzenlemeye göre, hırsızlık suçunun kilit açmak suretiyle gerçekleştirilmesi hali suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. Burada eylemin nitelendirilmesinde anahtarın girdiği kontak adı verilen bölümün kilit olarak kabul gördüğünü söyleyebiliriz.[23]

Belirtmek gerekir ki; araçların, anahtar, taklit anahtar veya diğer bir alet kullanılarak çalıştırılıp çalınması eylemleri ile çekici veya benzeri bir başka araçla taşınarak ya da çekilerek götürülmesi eylemleri dışında, kontak adı verilen bölümün bulunduğu yerin sökülerek veya kırılarak veya her ne şekilde olursa olsun açılarak, düz kontak olarak tabir edilen kabloların birbirine değdirilmesi suretiyle çalıştırılarak götürülmesi dışında aracın götürülmesi imkân dâhilinde değildir.

Kabloları birbirine değdirmek suretiyle düz kontak yaparak aracın çalınması

Örneğin; sanığın, katılanın kapıları kilitli olmayan aracının içerisine girip, direksiyon kutusunu bıçakla zorlayarak açtıktan sonra, dışarı çıkardığı kabloları birbirine değdirmek suretiyle düz kontak yaparak aracı çalıştırıp, götürmeye çalıştığı olayda, eylem 5237 sayılı TCK’nin 142/2-h maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.[24]

Örneğin; kapıları ve camları açık olan aracın, kontak adı verilen bölümünün bulunduğu bölgeye her ne suretle olursa olsun zarar verilip, dışarı çıkarılan kabloların birbirine değdirilerek düz kontak yapılıp çalıştırılarak aracın götürülmek suretiyle çalınması eylemleri 5237 sayılı TCK’nin 142/2-h maddesi kapsamında olan kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşyanın çalınması şeklindeki nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacaktır.

Düğme veya kartla çalıştırılan araçlarda düz kontak ile çalıştırma

Bundan başka, kontak bölümü olmayıp da, bunun yerine düğme veya kartla çalıştırılan araçlarında aynı şekilde düz kontak olarak bilinen kabloların birbirine değdirilmesi suretiyle çalıştırılarak götürülmesi hallerinde de 5237 sayılı TCK’nin 142/2-h maddesi uygulama alanı bulacaktır.

Kapıları kilitli olmayan aracı düz kontak ile çalma eylemi

Katılanın kapıları kilitli olmayan aracının içerisine girip, direksiyon kutusunu bıçakla zorlayıp açtıktan sonra, dışarı çıkardığı kabloları birbirine değdirmek suretiyle düz kontak yaparak aracı çalıştırıp götürmeye çalışan sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK'nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.[25]

6-Motosikletin çalınması

Yargıtay, motosikletin dışarıda bırakılması halini, adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya kapsamında değerlendirmektedir.[26]

Yargıtay, mağdura ait motosikletin evin önünden çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK'nin 142/1-e. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğunu ifade etmektedir.[27]

Başka bir söylemle, motosikletin mağdurun evinin önünden park halinde iken çalınması halinde 5237 sayılı TCK'nin 142/1-e Maddesi uygulanacaktır.[28]

Motosikleti düz kontak yapmak suretiyle çalmak

Kontak kilidiyle kilitlenerek park edilmiş motosikleti, düz kontak yapmak suretiyle çalmak şeklinde gerçekleşen eylem, 5237 sayılı TCK’nin 142/2-h maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturacaktır.[29]

Motosikletin bina eklentisinden çalınması

Şayet motosiklet bina eklentisinden çalınmış ise, TCK'nın 142/2. maddesinin (h) bendi uygulanacaktır.[30]

7- Bisikletin çalınması

Bisikletin kilitli olması hali

Bisiklet, bisiklet kilidi ile kilitli vaziyette iken çalınması hainde fail hakkında 5237 sayılı TCK'nin 142/2-h maddesi uygulama alanı bulacaktır.[31]

Açıkta park edilen elektrikli bisikleti çalma

Bina önüne açıkta park edilen elektrikli bisikleti çalma şeklinde gerçekleşen eylem 5237 sayılı TCK'nin 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.[32]

Açıktan bisiklet çalma

Açıktan bisiklet çalma şeklindeki eylem, 5237 sayılı TCK'nin 141. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturacaktır.[33]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

------------------------------

[1] Hırsızlık  MADDE 141. - [1] Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.(Asliye Ceza)  [2] (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.)

[2] YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[3] Nitelikli hırsızlık (Değişik: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) MADDE 142. - [1] Hırsızlık suçunun; a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında, b) (Mülga: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında, d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında, e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında, f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.) İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)  [2] Suçun;  a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak, b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle, c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak, d) (Değişik: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle, e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,  f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak,  g)  (Değişik: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) (…) büyük veya küçük baş hayvan hakkında, h) (Ek: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.(Asliye Ceza)  [3] (Değişik: 2/7/2012-6352/82 md.)Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ağır Ceza) [4] (19.12.2006 T. 5560 sk. ek) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmehalinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.  [5] (Ek: 28/6/2014 YT-6545/62 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

[4] Karşılıksız yararlanma  MADDE 163. - [1] Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. [2] Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza)  [3] (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

[6] Ek: 28/6/2014 YT-6545/62 md.

[7] Değişik: 28/6/2014 YT-6545/62 md.

[8] Bu yasa maddesinde geçen eşya kavramından, cansız, hizmet ve endüstri araç ve gereçleri anlaşılmalıdır. Bu nedenle insanlar tarafından işlenmemiş, doğada kendiliğinden yetişen sıvılar, gazlar ve hayvanlarla bunların ürünleri eşya kavramına dahil değildir.246 Bkz.;  Önder, s. 303.

[9] Noyan, Erdal; Hırsızlık Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007,  s. 278.

[10] Centel/Zafer/Çakmut, s. 307.

[11] Centel, Nur-Zafer, Hamide-Çakmut, Özlem; Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınları, İstanbul, 2007, s. 305.

[12] Noyan, Erdal; Hırsızlık Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s. 215.

[13] Y13.CD, E: 2018/2862, K: 2018/10378, Teb: 2 - 2018/20398, KT: 04.07.2018.

[14] YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[15]  YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[16] Y.2.CD, E: 2018/4881, K: 2019/2796, Teb: 2 - 2018/54594, KT: 14.02.2019: “…Suça sürüklenen çocuğun katılan CM’ın kilitli olarak bıraktığı aracı, düz kontak yapmak suretiyle çalması şeklinde gerçekleşen eylemi ile müşteki ZT’nun, kapılarını kilitleyerek bıraktığını beyan ettiği aracından nüfus cüzdanı çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK'nın 142/1-b maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 141/1. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır…”

[17] Y13.CD, E:2018/10476, K: 2019/2667, Teb: 2 - 2015/98277, KT: 26/02/2019: “…Olay yeri inceleme raporuna göre; müştekiye ait park halinde bulunan kilitli araçta sürgülü camın yarım açılarak gerçekleşen hırsızlık olayında, aracın sağ kapı sürgülü cam yuvasının zorlanmadan dolayı cam fitillerinin kısmen yerinden çıkmış olduğunun belirtilmesi karşısında; suç tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesine uyduğu gözetilmeyerek aynı kanunun 142/1-e. maddesinden hüküm kurulması,…”

[18] Y.13.CD,E: 2018/11547, K: 2019/4003, Teb: 2-2015/108781, KT: 14.03.2019: “…1-Olay tarihinde katılanın evinin önüne park ettiği aracının ertesi gün başka bir araca ait plaka takılı vaziyette bulunduğu, olay yeri inceleme raporuna göre aracın kapıları açık, kontak bölümü sağlam ve araçta herhangi bir hasar bulunmadığı, aracın ön kaputu altında bulunan beyin kısmının sökülüp başka bir beyin takılmış halde olduğu, arka koltukta el feneri, bileme aleti, çakmak ile Canas ibareli otomobil anahtarı bulunduğu, raporun ilk sayfasında eylemin anahtar uydurulmak sureti ile gerçekleştirildiğinin belirtilmesi karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 142/2-d maddesinde tanımlanan "Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla  hırsızlık" suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, aynı yasanın 142/1-b maddesi gereğince uygulama yapılarak eksik ceza tayini,…”

[19] Y13.CD,E:2018/5868,K:2019/2281,Teb: KD-2018/66252, KT: 14.02.2019: “…2-Yalova Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik işlenen hırsızlık eyleminde: TCK'nın 142/2-d maddesinin ancak hırsızlık suçunun “haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit aksamına zarar vermeden olağan yollar ile kilidi açmak suretiyle” işlenmesi halinde uygulanabileceğinin anlaşılması karşısında; sanıkların aracın kapısını “sair alet” ten kabul edilen çakı ile açtığı kabul edilse de, çakının anahtar gibi kullanılmak sureti ile kilit mekanizmasının çalıştırılarak açıldığına dair aleyhine tespit ve kanıt bulunmadığı gözetilmeden, sanığın TCK'nın 142/1-b maddesi yerine, aynı Yasa'nın 142/2-d maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,…”

[20] Y.13.CD, E: 2018/8172, K: 2019/383, Teb: 2 - 2015/271821, KT: 15.01.2019: “… Sanığın gece vakti katılandan eve gidip geleceğim bahanesi ile (hile ile) aracının anahtarını haksız olarak ele geçirip bu anahtar ile aracı çaldığı, ancak  suça konu araçla başka bir suça karıştığı sırada yakalandığının anlaşıldığı olayda; sanığın eyleminin TCK'nın 142/2-d maddesinde tanımlı hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde  TCK'nun 141. maddesinde tanımlı  hırsızlık suçundan hüküm kurulması,…”

[21] Y13.CD, E: 2018/10637, K:2019/3389, Teb: 2-2015/167109, KT:  06.03.2019: “… sanığın araca ait yedek malzeme olan jant ve lastiğin çalma şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,…”

[22]  YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[23] Kontak adı verilen bu kilit sistemi nedeniyle araçların, aynı zamanda kanunun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi anlamında kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya olarak da kabulü zorunludur.

[24] YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[25] YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013: “…yerel mahkemece aynı maddenin aynı fıkrasının (e) bendine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğundan bahisle hüküm kurulması kanuna aykırı olup, bu vasıflandırmanın Özel Dairece de uygun bulunması isabetsizdir…Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün, “Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu” isabetsizliği yanında, “Sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK'nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı maddenin aynı fıkrasının (e) bendine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulü ile hüküm kurulması” isabetsizliğinden de bozulmasına karar verilmelidir.

[26] Y.2.CD, E: 2018/6847, K: 2019/311, KT: 09.01.2019.

[27] Y.2.CD, E: 2018/6847, K: 2019/311, KT: 09.01.2019: “…2- Sanığın mağdura ait motosikleti tanık ...'ın evinin önünden çalması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 141/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,…”

[28] Y13.CD, E: 2018/6644, K: 2018/17979, Teb:2- 2015/111265, KT: 10.12.2018: “…Sanığın suç tarihinde katılan AÖ'a ait olan  45 … plaka sayılı 2006 model kırmızı renkli motosikleti evinin önünden park halinde iken gayri muayyen bir saatte çaldığı şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminin TCK’nın 142/1-e. Maddesinde unsurları gösterilen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde aynı Kanun'un 141/1 maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,…”

[29] Y.2.CD, E. 2013/13991, K. 2014/3218, KT. 10.02.2014: “….SUÇ: Hırsızlık …Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın, kontak kilidiyle kilitlenerek park edilmiş motosikleti, düz kontak yapmak suretiyle çalmak şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, aynı Kanunun 141/1. maddesi ile uygulama yapılarak eksik ceza belirlenmesi, …”

[30] Y.17.CD, E.2017/3275, K. 2017/12746, KT. 30.10.2017: “….1-Suça sürüklenen çocuğun eyleminin, suça konu motosikleti bina eklentisi dahilinden çalıp çalmadığının tespiti ve karar yerinde tartışılması sonucu; motosikletin bina eklentisinden çalındığının kabulü halinde TCK'nın 142/1. maddesinin (b) bendine, açıktan çaldığının kabulü halinde ise TCK'nın 142/1. maddesinin (e) bendine uyduğu gözetilmeyerek aynı Kanun'un 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçundan hüküm kurulması…”

[31] Y13.CD, E: 2018/9997, K: 2019/2755, Teb: 2 - 2015/114510, KT: 27.02.2019: “…Katılana ait bisikleti, belediye binası yanında bulunan bisiklet parkında bisiklet kilidi ile kilitli vaziyette iken çalan sanık hakkında TCK'nın 142/2-h maddesi yerine 141/1. maddesinin uygulanmış olması,…” Y.13.CD, E: 2017/2305, K: 2018/12654, KT: 27.09.2018: “….2-Suça sürüklenen çocuğun kardeşi olan tanık B.’ın soruşturma aşamasında vermiş olduğu beyanda; suça konu bisikletin kilitli olduğunu ve sanığın kilidi kırdığını söylemiş olması karşısında; suça konu bisikletin sabit bir noktaya kiltlenmiş olup olmadığı tanıkdan sorularak tespit edilmesi, sabit bir noktaya bağlanarak kilitlenmiş halde olması halinde eylemin 142/1-b maddesine uyacağı düşünülmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,…” Y.13.CD, E: 2017/2305, K: 2018/12654, KT. 27.09.2018: “…sosyal inceleme raporu aldırılmadan, yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Suça sürüklenen çocuğun kardeşi olan tanık Batuhan’ın soruşturma aşamasında vermiş olduğu beyanda; suça konu bisikletin kilitli olduğunu ve sanığın kilidi kırdığını söylemiş olması karşısında; suça konu bisikletin sabit bir noktaya kiltlenmiş olup olmadığı tanıkdan sorularak tespit edilmesi, sabit bir noktaya bağlanarak kilitlenmiş halde olması halinde eylemin 142/1-b maddesine uyacağı düşünülmeden eksik araştırma…”

[32] Y13.CD,E:2018/7240,K:2018/19372,Teb:2-2015/307914,KT:26.12.2018: “…2-Suça sürüklenen çocuğun bina önüne park edilen elektrikli bisikleti çalma şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK'nın 142/1-e maddesi gereğince nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden hakkında TCK'nın 141.maddesi uyarınca uygulama yapılarak eksik ceza tayini,…”

[33] Y.17.CD,E.2016/11698,K.2017/2351,KT. 28.02.2017: “….Numarası: 2017/2351 Karar Tarihi: 28.02.2017 Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Açıktan gece vakti bisiklet çalma şeklindeki suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 141/1, 143, 31/2 maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasa'nın 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli zamanaşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması…”