1) NİŞANLANMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

Nişanlanma, kadın ve erkeğin karşılıklı evlenme vaadinde bulundukları bir hukuki işlemdir. Hukuki niteliği tartışmalar yaratmış olsa da, genel olarak bağımsız bir aile hukuku sözleşmesi olarak kabul edilir. Nişanlanmanın kurucu unsurları, tarafların karşılıklı evlenme vaadinde bulunması ve bu vaatte bulunanların ayrı cinsten olmalarıdır.

2) NİŞANLILIĞIN SONA ERME HALLERİ

Nisanlılığı sona erdiren haller şunlardır:

  • Evlenme,
  • Tarafların anlaşması,
  • Bozucu bir şartın gerçekleşmesi,
  • Evlenmenin imkansızlaşması (özellikle ölüm),
  • Kesin bir evlenme engelinin ortaya çıkması,
  • Tek taraflı irade beyanı ile nişanı sona erdirme (nişan bozma).

Tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla nişanlılığı sona erdirmesi durumunda maddi veya manevi tazminat talebi söz konusu olmaz. Ancak nişan dolayısıyla verilen hediyeler geri istenebilir.

Tek taraflı irade beyanıyla nişanı sona erdiren tarafın haklı bir sebebe dayanması gerekmez. Bu durum, nişanlanmanın evlenmeye zorlama hakkı vermeyeceği ilkesinin bir sonucudur. Ancak haklı sebep olmaksızın nişanı sona erdiren taraf, tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalabilir.

3) NİŞANIN BOZULMASINDA HAKLILIK VE HAKSIZLIK

Nisanlılığı haksız bir sebebe dayanarak sona erdiren taraf, diğer tarafın maddi ve manevi zararlarını karşılamakla yükümlüdür.

Nisanlılığı sona erdirmeyi haklı kılacak durumlar şunlar olabilir:

  • Taraflardan birinin ekonomik durumunun ciddi şekilde bozulması (iflas, gelir kaybı vb.),
  • Taraflardan birinin bulaşıcı veya iyileşmez bir hastalığa yakalanması,
  • Nisanlılık ilişkisinin devamını beklemenin dürüstlük kurallarına aykırı olması (kötü muamele, aldatma vb.),
  • Nisanlılık sürecinde önemli karakter farklılıklarının ortaya çıkması veya yanılma durumları.

Haklı sebeplerin varlığı her somut olayda tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak değerlendirilir. Haklı bir sebebe dayanarak nişanı bozan taraf, maddi veya manevi tazminat ödemekle yükümlüdür.

4) NİŞANLILIĞIN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI

Nışanlanma, evlenme vaadiyle iki taraf arasında kurulan hukuki bir ilişkidir. Ancak nişanlılığın sona ermesi durumunda ortaya çıkan hukuki ihtilaflar ve tazminat talepleri önemli tartışma konularındandır. Özellikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 120, 121 ve 122. maddeleri çerçevesinde nişanın bozulmasının maddi, manevi ve hediyelerin iadesi gibi sonuçları ele alınmıştır. Bu makalede, nişanın haksız olarak bozulması durumunda manevi tazminat talebine ilişkin şartlar, tarafların kusur durumu ve Yargıtay kararları ışığında hukuki değerlendirmeler yapılmıştır.

5) MADDİ TAZMİNAT

Medeni Kanun’un 120. maddesine göre, haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozan taraf veya kusurlu davranışıyla nişanın sona ermesine sebep olan taraf, tazminat ödemekle yükümlüdür. Maddi tazminat kapsamında, evlenme amacıyla yapılan harcamalar, nişan giderleri ve maddi fedakarlıklar yer alır. Ancak, nişanın sona ermesinden sonra veya nişanlanmadan önce yapılan masraflar istenemez.

Maddi tazminat talebinde bulunacak taraf, nişanın haklı bir sebeple sona erdiğini veya kendisinin kusursuz olduğunu ispat etmekle yükümlüdür.

6) MANEVİ TAZMİNAT

Türk Medeni Kanunu’nun 121. maddesi, nişanlılık ilişkisinin haksız yere bozulması sonucu ortaya çıkabilecek manevi zararların tazmini konusunda temel dayanağı oluşturur. Bu maddede, “nişanın bozulması nedeniyle kişilik hakkının ihlal edilmesi” durumunda, zarar gören tarafın kusurlu olan diğer taraftan uygun miktarda bir manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.

Manevi tazminatın temel amacı, zarar gören tarafın kişilik haklarına verilen zararın telafi edilmesidir. Ancak bu talep, her durumda kabul edilmez; davacının manevi tazminat talep edebilmesi için belirli şartların yerine getirilmiş olması gerekir:

  1. Geçerli bir nişanlılık ilişkisi olmalıdır: Nışanlanma, tarafların evlenme vaadine dayalı olarak kurulmuş bir hukuki işlemdir ve geçerli bir irade beyanıyla oluşur.
  2. Nışanlılık haksız yere sona erdirilmiş olmalıdır: Nışanı haksız yere sona erdiren taraf, manevi tazminattan sorumlu tutulabilir.
  3. Kışilik hakkı ihlal edilmiş olmalıdır: Sadece nişanlılığın sona ermesi değil, kişilik haklarının ihlali de manevi tazminatın şartı olarak aranır.

7)  YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA MANEVİ TAZMİNAT


Yargıtay’ın kararları, manevi tazminat davalarında önemli bir rehber niteliği taşır. Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, “nişanın bozulması nedeniyle ortaya çıkan üzüntü ve kızgınlığın manevi tazminat talebine temel oluşturmayacağını” ancak kişilik hakkı ihlali durumunda manevi tazminata hükmedilebileceğini vurgulamıştır.

Kişilik haklarının ihlali kapsamında şu durumlar öne çıkmaktadır:

  • Evlilik vaadinin bozulması sonucu önemli itibar kaybı,
  • Gizli bilgilerin veya fotoğrafların izinsiz paylaşılması,
  • Asılsız dedikodular yayılması veya aldatma olayları.

8) MANEVİ TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ
Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, mahkeme şu unsurları dikkate alır:

  • Tarafların sosyal ve ekonomik durumları,
  • Nışanın bozulmasındaki olayların niteliği,
  • Kişilik hakkı ihlalinin boyutu ve etkisi.

Hakim, tazminat miktarını belirlerken, hem adaletin sağlanmasına hem de evlenmeye zorlama sonucu oluşacak bir baskının önüne geçmeye dikkat eder.Manevi tazminat talebi, sadece nişanlılara tanınmış bir haktır. Manevi tazminat talebinin kabulü için şu şartların bir arada bulunması gerekir:

  • Nİşanın bozma ile sona ermiş olması,
  • Kışilik hakkının zarara uğramış olması,
  • Zararla nişanın bozulması arasında uygun illiyet bağının bulunması,
  • Tazminat talep eden tarafın kusurlu olmaması.

9) HEDİYELERİN GERİ VERİLMESİ

Medeni Kanun’un ilgili maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir sebeple sona ermişse, taraflar ve onlar gibi hareket eden kimseler, verdikleri mutad dışı hediyelerin iadesini talep edebilirler. Hediyeler aynen veya mislen iade edilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre para olarak geri ödenir.

10) ZAMANAŞIMI

Hediyelerin geri verilmesine ilişkin talepler ile maddi ve manevi tazminat talepleri, nişanın sona erdiği tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı sürecine tabidir. Bu süre dolduktan sonra talepte bulunulamaz.

11)  SONUÇ
Nışanlılık ilişkisi, taraflara evlenme öncesi bir süreç sunarken, hukuki anlamda da önemli yükümlülükler doğurur. Nışanın haksız yere sona erdirilmesi durumunda, tarafların kişilik haklarını koruma amacıyla manevi tazminat öngörülmüştür. Yargıtay kararlarından anlaşıldığı üzere, manevi tazminat talebi için sadece nişanın bozulması yetmez; ayrıca kişilik hakkı ihlali şartının da sağlanması gerekir.

Bu konuda daha kesin bir yasal düzenleme, uygulamadaki ihtilafları azaltabilir ve tarafların haklarını daha etkin koruyabilir.

Av. Şeyma ERDEM