KARARLAR

TAKİBE KONU ÇEKTE YER ALAN KAŞE İMZANIN BORÇLUNUN ELİNDEN ÇIKMIŞ ISLAK İMZA OLMAMASI

Alacaklı Tarafından İmzaların Kaşe İle Oluşturulduğunun İddia Edilmesine ve Bilirkişi Tarafından da İmzanın Sahte Oluşturulduğunun Tespit Edilmiş Olmasına Göre Çekteki İmzanın Islak İmza Mı Yoksa Kaşe İmza Mı Olduğu Hususunda Yeniden Rapor Alınarak Temyiz Edenin Sıfatı Aleyhe Hüküm Verme Yasağı Dikkate Alınarak Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği

Abone Ol

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/4611
K. 2024/1560
T. 21.2.2024

İMZA İTİRAZI ( Alacaklı Tarafından İmzaların Kaşe İle Oluşturulduğunun İddia Edilmesine ve Bilirkişi Tarafından da İmzanın Sahte Oluşturulduğunun Tespit Edilmiş Olmasına Göre Çekteki İmzanın Islak İmza Mı Yoksa Kaşe İmza Mı Olduğu Hususunda Yeniden Rapor Alınarak Temyiz Edenin Sıfatı Aleyhe Hüküm Verme Yasağı Dikkate Alınarak Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği )

TAKİBE KONU ÇEKTE YER ALAN KAŞE İMZANIN BORÇLUNUN ELİNDEN ÇIKMIŞ ISLAK İMZA OLMAMASI ( Şikayet - İmza Unsurunu İçermeyen Takip Konusu Çek Kambiyo Senedi Vasfını Haiz Çek Niteliğinde Olmayacağından İİK 170/A-2 Maddesi Gereğince İstemin Kabulüyle Takibin İptaline Karar Verilmesi ve Bu Halde İİK 170/A Maddesinde Tazminat ve Para Cezası Öngörülmemiş Olduğundan Borçlu Lehine Tazminata ve Para Cezasına Hükmedilmemesi Gerektiği )

2004/m.170/a

6098/m.15

ÖZET: Takibe konu çekte yer alan kaşe imzanın borçlunun elinden çıkmış ıslak imza olmaması halinde, imza unsurunu içermeyen takip konusu çek, kambiyo senedi vasfını haiz çek niteliğinde olmayacağından, İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince istemin kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi ve bu halde İİK'nın 170/a. maddesinde tazminat ve para cezası öngörülmemiş olduğundan borçlu lehine tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi gerekir.

O halde, alacaklı tarafından imzaların kaşe ile oluşturulduğunun iddia edilmesine ve bilirkişi tarafından da imzanın sahte oluşturulduğunun tespit edilmiş olmasına göre, çekteki imzanın ıslak imza mı yoksa kaşe imza mı olduğu hususunda yeniden rapor alınarak, temyiz edenin sıfatı-aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair itirazlarının yanı sıra takip dayanağı çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, imzaya itirazın kabulüne, takibin borçlu yönünden durdurulmasına, alacaklı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında tazminat ile %10'u oranında para cezasına hükmedildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, alacaklının çekteki imzanın kaşe ile atıldığını ileri sürerek, kararı; takibin durdurulması, tazminat ve para cezası yönleriyle temyiz ettiği anlaşılmaktadır.

Alacaklının temyiz başvurusunun, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 27.03.2023 tarih ve 2022/576 Esas, 2023/443 Karar sayılı ek kararı ile kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile İİK'nın 364/1 ve HMK'nın 366-(1) maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 346-(1) maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, takipte istenen asıl alacak miktarının 230.000,00 TL olduğu ve kararın alacaklı tarafından takibin durdurulması, tazminat ve para cezası yönleriyle temyiz edildiği, buna göre de kararın miktar yönüyle kesin olmadığı anlaşıldığından ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;

Mahkemece, takip konusu çekte keşideci konumunda olan borçlunun imza incelemesi hususunda bilirkişiden rapor alınmış, 8.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda; "... çek üzerinde bulunan keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasen ... elinden çıkmadığı (hakiki imzaların model alınması suretiyle sahte olarak oluşturulduğu) ..." belirtilmiş ve mahkemece bu bilirkişi raporu esas alınarak takibin durdurulmasına karar verilmiştir.

6102 Sayılı TTK'nın 780/1-f maddesine göre takip konusu belgenin çek vasfını taşıması için; düzenleyenin imzasını ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan sözedilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. 6098 Sayılı TBK'nın 15. maddesine göre ise, " imzanın borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur. İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve âdetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır...".

Takibe konu çekte yer alan kaşe imzanın borçlunun elinden çıkmış ıslak imza olmaması halinde, imza unsurunu içermeyen takip konusu çek, kambiyo senedi vasfını haiz çek niteliğinde olmayacağından, İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince istemin kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi ve bu halde İİK'nın 170/a. maddesinde tazminat ve para cezası öngörülmemiş olduğundan borçlu lehine tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi gerekir.

O halde, alacaklı tarafından imzaların kaşe ile oluşturulduğunun iddia edilmesine ve bilirkişi tarafından da imzanın sahte oluşturulduğunun tespit edilmiş olmasına göre, çekteki imzanın ıslak imza mı yoksa kaşe imza mı olduğu hususunda yeniden rapor alınarak, temyiz edenin sıfatı-aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak, yukarıda açıklandığı şekilde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulüyle yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 22.02.2023 tarih ve 2022/576 Esas 2023/443 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18.01.2022 tarih ve 2021/228 Esas - 2022/38 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır