TAKDİR KOMİSYONU MÜKELLEFİN KDV İNDİRİMİNİ YOK EDEBİLİR Mİ ?

Abone Ol
Bilindiği gibi, takdir komisyonları 213 sayılı VUK md. 74 hükmünde yer alan takdir yetkilerini kullanmaktadırlar. Buna göre, komisyonlar kendilerine vergi dairesinden yollanan matrah ve servet takdirlerini yapmak, vergi yasalarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek durumundadırlar.

Takdir komisyonları, matrah takdiri sırasında; vergi dairesinden istenilen takdirleri yapmaları sırasında, vergi usul kanununa göre vergi incelemesi yetkisine sahiptir. Bu kapsamda, mükellefin defter kayıt ve belgelerini incelemek zorundadırlar.

Takdir komisyonları, görevleri itibariyle gelir idaresi bünyesinde vergi dairesi başkanlıklarına bağlı olarak faaliyette bulunmaktadırlar. Takdir komisyonu kendilerine gelen dosyaları inceleyip, eğer takdir nedeni yok ise dosyayı tekrar vergi dairesine yollamak zorundadırlar.

Takdir komisyonları;

1) Kendilerine yollanan dosya kapsamında somut olarak takdir nedeni yok ise, gerekçeli olarak dosyayı vergi dairesine iade etmek mecburiyetindedir.(Bkz. 213 sayılı VUK md. 31)

2) Takdir komisyonları, kendilerinden istenilen dönemlerle ilgili matrah takdiri sırasında mükellefin defter ve belgelerini incelemek ve mevcut belgelerde ki KDV indirimlerini kabul etmek zorundadırlar.

3) Takdir komisyonlarının mükellefin, indirilecek KDV ‘lerini reddetmek veya sıfırlamak gibi hak ve yetkileri yoktur. [1]

4) Vergi dairesinden yollanan dosya kapsamında ki, vergi tekniği raporlarına istinaden mükellefin sahte belge kullanması halinde, bu dosyalar ile ilgili KDV indirimlerini red sırasında mükelleften ödeme araçlarını, çek, banka dökümlerini istemek ve bunları takdir komisyonu kararına bağlamak zorundadırlar. [2]

5) Vergi tekniği raporlarına veya vergi inceleme raporlarına bağlı takdirlerde (genelde zaman aşımının bitmesine birkaç ay kala), takdir komisyonu kararına bu raporların eklenmesi zorunludur.

6) Esasen, takdir bir inceleme, muhasebe ve murakabe yöntemidir. Takdir sırasında mükellefin beyanı ve ifadelerine, belge istenmesine, müracaat edilmelidir. Aksi takdirde, beylik ifadelerle, standart kalıplar içerisinde matrah takdirinin yapılması halinde bu kararlara dayalı, tarhiyatlar vergi yargısının hakemliğine gidildiğinde tarhiyatlar idare aleyhine neticelenmektedir.

7) Sahte belge kullanımı veya düzenlenmesi ile ilgili matrah takdirlerinde mükelleflerin aynı zamanda özel esaslara alındığı bir realitedir. Bu gibi durumlarda, takdir komisyonlarının mutlak surette mükelleften konu ile ilgili yazılı izahat istemesi zorunludur. Çünkü, vergi daireleri takdir komisyonlarından gelen takdir edilmiş kararlar üzerinde mutlak surette tarhiyat yapmak durumundadırlar. Vergi daireleri takdir komisyonu kararlarını değiştirmek, bozmak veya bu karara dayalı tarhiyatları re’sen düzeltme hak ve yetkisine sahip değildir.

8) Son yıllarda, sahte fatura kullanımı ile ilgili KDV matrah takdirlerinde mükellefin takdir edilen ay ve bu aydan önceki ve sonraki KDV indirimlerinin, beyanname sonuçlarının, (191 indirilecek) KDV hesaplarının durumlarını bilmek zorundadırlar. Aksi takdirde, takdir komisyonları sonraki döneme devir eden KDV olması halinde afaki bir takdir yapmış olabilir. [3]

9) Zaman aşımı bitmesine çok az bir zaman kala, vergi incelemesi bitirilmeden, vergi inceleme raporlarına istinaden olay takdir komisyonu vasıtası ile zaman aşımı uzatılarak ertesi yıl cezalı tarhiyat takdir kararı ile önerilebilmektedir. Bu gibi durumlarda, yargı idare aleyhine kararlar verdiği sıklıkla görülmektedir. [4]

10) Takdir komisyonları vergi dairelerinin üzerinde veya vergi inceleme elemanlarının üzerinde bir yüksek komisyon niteliğinde değildir. Takdir komisyonları, kendilerine 213 sayılı yasadan gelen takdir yetkisine haizdir. Bu konu ile ilgili ayrıca, mahdut bir inceleme yetkisi de mevcuttur (Bkz. 213 sayılı VUK md. 31, 74).

11)    Vergi yargısı, kendisine intikal eden bir çok uyuşmazlıkla ilgili olarak tarhiyatın takdir komisyonu kararına dayalı olması halinde bu tarhiyatları genelde ortadan kaldırıldığı sıklıkla görülmektedir.

(Bu yazı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)


--------------------------------

[1] Bkz. İzmir 1. Vergi Mahk., 12.06.2014 gün ve E:2013/2059 – K:2014/828 sayılı kararı,
[2] Bkz. İzmir 1. Vergi Mahk., 16.05.2014 gün ve E:2013/2379 – K:2014/678 sayılı kararı,
[3] Ayrıntılı açıklamalar için Bkz. YÜCE Prof. Dr. Mehmet, “Yönetim Kurulu Üyeleri Kanuni Temsilciler Müdürler ile Ortakların Hak ve Sorumlulukları”, Ekin Yayınevi, Temmuz 2014, S. 182 - 184
[4] Bkz. YENİSEY Feridun, GÜNEŞ Gülsen, ŞİRİN Z. Ertunç, “Anayasadan Mali ve Vergisel Beklentiler”, On İki Levha, 1. Baskı, İstanbul, 2012, S. 155 - 158