Basında, Sosyal Medya Yasası ya da Sansür Yasası olarak belirtilen Sosyal Medya’ya bir takım kısıtlamalar getireceği ifade edilen yasa aslında mevcut 5651 sayılı Kanun’da değişiklik öngören bir düzenlemedir. Bu sebeple 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’daki bir kısım değişiklere kısaca temas etmekte yarar bulunmaktadır.
1.) 5651 sayılı İnternet Yoluyla İşlenen Suçlarla ilgili Kanunda yapılacak değişiklik son günlerde ortaya çıkan sorunlar olmayıp, uzun süreden beri kişilerin mağdur olduğu hususlardır.
Teklifin Genel Gerekçesine bakıldığında uzun süredir konuşulan bu düzenlemenin bir çok açıdan önemli olacağı düşünülmektedir.
“…Sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, boşandığı eski eşine, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere ve milletlere yönelik küfür, iftira ve hakaret etmek amacıyla kullanıldığı durumlarda internet düzenleme yapılması gerekli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda kişilik hakları ihlale edilen bireyler, anayasal güvence altına olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girmektedirler…”
“…Kişilik haklarının korunması ve özel hayatın gizliliğinin korunması amacıyla ulusal mahkemeler tarafından verilen kararların uygulanması bakımından, ulusal sınırları aşan niteliğe sahip teknoloji karşısında etkin mekanizma oluşturulması önem arzetmektedir…”
Kanun Değişikliğinin genel gerekçesine bakıldığında, sadece bu iki paragraftan da aslında Devletin yargı yetkisini etkin bir şekilde kullanma amacı taşıdığı görülmektedir. Yukarda yer alan hususların son günlerde ortaya çıkan sorunlar olmadığını ve uzun süredir devam eden sorunlar olduğu dikkate alınmalıdır.
Sosyal medya hesaplarından sahte hesap açarak suç işleyen kişilere karşı delil elde etmek için şüphelinin evine arama ve elkoyma kararları ile gidilmekte, şüphelinin facebook hesabı açık ise, delil elde edilmekteydi. Hesabın açık olmaması halinde ve şüphelinin suçu inkar etmesi halinde işlenen suç cezasız kalmaktadır.
Yapılacak düzenleme ile suç işleyen kişilere ait IP bilgileri sosyal ağ sağlayıcıları tarafından adli makamlara verilecek, aksi halde sosyal ağ sağlayıcılarına belirli yaptırımlar uygulanacaktır.
2.) Teklif, Sosyal Ağ Sağlayıcılarına ağır yükümlülükler yüklemekte ve yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ağır sayılacak idari para cezaları verilecektir.
Kanun Değişikliğine bakıldığında Sosyal Ağ Sağlayıcısının tanımı yapılmıştır. Buna göre, sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler sosyal ağ sağlayıcı olarak tanımlanmıştır.
Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yükümlülük son derece makuldür. Bu yükümlülük yerine getirilmezse, 6 aylık sürenin sonunda bant genişliği % 50 ila % 90 arasında daraltılmakta, bir anda tamamen kapatılması yoluna gidilmemektedir. 2014 yılının Mart ayında, Sosyal Ağ Sağlayıcısına erişim tamamen engellenmiş başka bir ifadeyle tamamen kapatılmıştı.
Bununla birlikte Sosyal Ağ Sağlayıcısına birçok yükümlülük yüklenmektedir. Bunlardan ilki sosyal ağ kullanıcısına 48 saat içinde cevap verme yükümlülüğü olup, bu yükümlülüğü biraz daha ayrıntılı hale getirmekte yarar bulunmaktadır. Zira milyonlarla ifade edilen kullanıcıların yüzbinlerce müracaatına cevap verme imkansızlığı bulunmaktadır. Bu durumun Sosyal Ağ Sağlayıcısı açısından uygun olmadığını da belirtmek gerekmektedir.
3.) Teklif’e göre Sosyal Ağ Sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci atama yükümlülüğü yüklenmektedir.
Yapılacak düzenleme ile Türkiye’nin günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcısı, Telekomünikasyon Kurumu, Erişim Sağlayıcıları Birliği, Adli ya da İdari makamlarca gönderilecek tebligat bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından bu konu kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve Teklif kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişi Türkiye bir temsilci olarak belirlemek zorundadır.
Bugüne kadar Sosyal Ağ Sağlayıcıları hakkında bilhassa 5651 sayılı Kanun kapsamında Türk Mahkemeleri tarafından verilen kararların tebliği yapılamamaktaydı. Bu sebeple tebligatı alabilecek bir kişinin olması son derece önemlidir.
Başta Avrupa’da ve dünyanın bir çok ülkesinde birçok ülke temsilci bulundurma ile ilgili düzenlemeyi yapmış ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına para cezaları vermiştir. Örneğin Almanya, temsilci bulundurma hususu ile ilgili Facebook’un Almanya birimine, Hamburg’daki ofisinde veri koruma görevlisi çalıştırmadığı gerekçesiyle 55 bin dolar (51 bin euro) ceza kesmiştir[1].
4.) Sosyal Ağ Sağlayıcısının temsilci bulundurmaması halinde, kademeli olarak idari para cezası uygulanacaktır.
Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bildirimde bulunacak ve 30 günlük süre verilecektir. Bildirimden itibaren 30 gün içinde yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından 10.000.000 TL. idari para cezası verilecektir.
Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde temsilci bulundurma yükümlülüğü yerine getirilmezse Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından 30.000.000 TL. idari para cezası verilecektir.
5.) İki kez verilen 30’ar günlük sürenin ardından temsilci atama yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, reklam alma yasağı kararı verilecektir.
İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün geçmesine rağmen, yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, Sosyal Ağ Sağlayıcısının reklam alması yasaklanmaktadır. Sosyal Ağ Sağlayıcısının yeni sözleşme kurması ve para transferi yapması da engellenmektedir. Ancak yeni sözleşme yapılması ve para transferinin nasıl engelleneceğine dair bir düzenleme yer almamaktadır.
Kanun Değişikliği teklifinde iki özel hukuk tüzel kişisi arasındaki ticari bir ilişkinin nasıl engelleneceğine dair herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Ayrıca herhangi bir özel hukuk tüzel kişisinin reklam vermesi halinde uygulanacak yaptırıma dair bir düzenleme de yer almamaktadır.
Kanun Değişikliği ile yükümlülüğün yerine getirilmesi için kademeli bir yaptırım öngörülmüşse de, kanaatimizce, “reklam alma yasağı” , “yeni sözleşme yapma yasağı”, “para transferinin engellenmesi” gibi kararların yerinde ve hukuki olmadığını belirtmek gerekmektedir. Bunun yerine idari para cezasının miktarının artırılması son derece uygundur.
6.) 3 kez verilen 30’ar günlük sürenin ardından, 3 ay içinde yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, sosyal ağ sağlayıcısının bant -genişliği % 50 ila % 90 arasında daraltılacaktır.
Kanun Değişikliği teklifine göre öncelikle 3 kez 30’ar günlük süre verilecektir. Bu sürenin bitiminden itibaren 3 ay içinde yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde Kurum Başkanı sosyal ağ sağlayıcısının bant genişliğinin yüzde 50 oranında daraltılması için Sulh Ceza Hakimliğine başvurabilecektir.
Buradaki sürenin 3 ay olması son derece önemlidir. Zira bu sürenin sonunda bant genişliği daraltılacaktır. Bant genişliğinin daraltılması kararının kabulünden itibaren 30 gün içinde yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ise bant genişliğinin % 90’a kadar daraltılması için başvurabilecektir. Burada Kurum Başkanına takdir hakkı tanınmıştır. Kurum Başkanı gerek görmediği takdirde bant genişliğinin daraltılması için müracaat etmeyebilir.
Ayrıca Sulh Ceza Hakiminin % 90’dan daha düşük bir oran belirleyebileceği de belirtilmiştir. Bu ibarenin yer almasına gerek bulunmamaktadır. Gerçekten “% 90’a kadar” ibaresinden hakime takdir hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.
7.) Kanun değişikliği teklifinde idari para cezaları uygulandıktan sonra yükümlülüğün yerine getirilmesi durumu düzenlenmiştir.
Kanun değişikliği teklifinde yükümlülük yerine getirildiği takdirde, verilen idari para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği, reklam yasağının kaldırılacağı, bant genişliğinin daraltılması kararının uygulanmayacağı belirtilmektedir.
8.) Sosyal Ağ Sağlayıcısına 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap verme gibi ağır bir yükümlülük yüklenmiştir.
Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılara kişilik hakları ve özel hayatın gizliliğinin ihlali kapsamındaki içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap verme yükümlülüğü getirilmekte, olumsuz yanıtların gerekçeli olması aranmaktadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ise, 5.000.000 TL. idari para cezası verileceği belirtilmektedir.
Kanaatimizce günlük kullanımı 1.000.000’dan fazla olan sosyal ağ sağlayıcısı için her gün on binlerle ifade edilen müracaat geldiği takdirde, bu müracaatların 48 saat içinde cevaplanması mümkün görünmemektedir. Bu sebeple 5.000.000 TL. ceza yüksek miktardadır.
Bu sürenin dolandırıcılık, cinsel suçlar gibi aciliyet kesbeden suçlarda mümkün olan en kısa sürede, mesela 1 saat içinde cevap verilmesi gibi bir düzenleme yapılabilir. Ancak hakaret tehdit gibi her tür müracaat için 48 saatten 1 haftaya kadar bir süre verilmesi daha uygun niteliktedir.
Almanya’daki benzer düzenlemede “bariz yasadışı olan” paylaşımları kaldırmayan sosyal medya sağlayıcılarına 50 milyon euroya kadar ceza verilebilecek. Kanuna göre sosyal medyanın yasadışı materyali kaldırmak çin 24 saat süresi olacak. Daha “karmaşık konularda” ise süre bir haftaya uzatılacak[2].
Fransa’da zararlı içeriklerin kaldırılması ile ilgili sosyal ağ sağlayıcılarına 60 dakikalık süre verildiği, bu süre içinde zararlı içerik kaldırılmazsa para cezası verileceği ifade edilmiştir[3].
9.) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılara, içeriğin yayından çıkarılması - erişim engellenmesi kararları ve kendisine yapılan başvurulara ilişkin istatistiksel bilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları altı aylık dönemlerle Kuruma bildirme ve başvurularla ilgili bilgileri internet sitesinde yayınlama yükümlülüğü getirilmekte, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde 10.000.000 TL. idari para cezası öngörülmektedir.
10.) Tasarı’da günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarının, kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Kanaatimizce kullanıcı verilerinin Türkiye’de barındırılması son derece önemlidir. Sosyal Ağ Sağlayıcıların genellikle ABD’de bulunması sebebiyle kullanıcı bilgilerinin bu ülkede barındırılması yerine ülkemizde barındırılması gerekmektedir.
Nitekim Rusya 2014 yılında çıkardığı Yasaya dayanarak Rus kullanıcıların kişisel verilerinin sosyal medya şirketleri tarafından ülke içinde depolanmasını öngörmektedir. Rusya'da 2016’da, veri depolama yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle profesyonel sosyal paylaşım sitesi LinkedIn'a erişim yasağı getirilmişti [4]. Rusya ayrıca Facebook ve Twitter'a da benzer gerekçe ile para cezası vermiştir[5].
2018 yılında ise, 50 milyon Facebook kullanıcısının hesap bilgilerinin izinsiz şekilde Cambridge Analytica adlı data analiz şirketi ile paylaşılmış ve bu şirket tarafından kullanıldığı ortaya çıkmıştır[6].
11.) Değerlendirmeler :
a.) Kanun değişikliği teklfinde en dikkat çeken nokta, sosyal ağ kullanıcılarının Türkiye’de temsilci bulundurmalarıdır. Türkiye Cumhuriyeti, sınırları içerisinde işlenen suçların soruşturulmasını ve kovuşturulmasını yaparken sosyal ağ kullanıcılarının işlemiş oldukları suçlarla ilgili delil toplama yetkisini kullanmak istemektedir. Sosyal Ağ Sağlayıcıları, bugüne kadar çeşitli gerekçelerle IP ve kimlik bilgileri vermemektedir. Bu sebeple bu durumun önüne geçilmek istenmektedir.
b.) Bu değişiklik teklifi ile amaçlanan suçla ilgili delil toplamaksa, günlük kullanıcısı 1 milyon olmayan sosyal ağ sağlayıcılarında işlenen suçlarla ilgili delil toplanamayacaktır. Bu bakımdan düzenleme günlük kullanıcı miktarına bakılmaksızın yapılmalıydı. Zira bir süre sonra diğer sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden benzer fiiller işlenecektir.
c.) Bu teklif gündeme geldiği andan itibaren hukukçular arasında ifade özgürlüğünün ihlal edileceği, muhalif seslerin kısılmak istendiğine dair haklı endişeler dile getirilmektedir. Bu noktada Anayasa’nın 26. maddesi ile güvence altına alınan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” hükmü ihlal edilmemelidir. Uygulayıcılar karar verirken ifade özgürlüğü kapsamında kalan paylaşımları dikkate almalı, buna kariın suç teşkil eden paylaşımları da cezasız bırakmamalıdır.
d.) Kanun değişikliği teklifinde reklam yasağı ve yeni sözleşme yapmasının yasaklanmasına ilişkin düzenlemenin uygulanma ihtimali bulunmamaktadır. Bunun yerine Almanya, Fransa’da olduğu gibi idari para cezası verilmesi daha uygun olacaktır. Almanya ve Fransa, sosyal ağ sağlayıcının ulusal gelirinin %25’ine kadar ceza verebilmektedir.
e.) Kullanıcı bilgilerinin ülke sınırları içinde saklanması son derece önem arzetmekle birlikte, sosyal ağ kullanıcısının bu bilgileri vermemesi halinde kullanıcı bilgilerine CMK’nın 127. Maddesi ve devamı maddelerine göre el koyma kararı verilme ihtimali doğacaktır.
f.) Teklif’te sosyal medya kullanıcılarının müracaatlarına 48 saat içinde cevap verme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu süre çeşitli suçlara göre ayrım yapılmalı, cinsel suçlar, dolandırıcılık gibi aciliyet kesbeden suçlarda mümkün olan en kısa sürede olması gerekirken, aciliyet kesbetmeyen suçlar açısından da bu sürenin uzatılabileceği hükme bağlanmalıdır. Nitekim bazı ülkelerde bu süre 7 güne kadar uzatılmaktadır. Zira müracaata olumlu ya da olumsuz cevap verilmemesi halinde 5.000.000 TL. para cezası verilecektir.
g.) Tasarı ile sosyal ağ sağlayıcılarına kademeli olarak yaptırım uygulanacak olup, ortalama 9 ayın sonunda bant genişliğinin % 90’a kadar daraltılması sözkonusu olacaktır. Önceki yıllarda ise, ilgili sosyal ağlar, erişim engelleme yoluyla tamamen kapatılmaktadır.
Netice olarak sosyal ağlar insanların tepkilerini, şikayetlerini, yaşanılan olumlu ya da olumsuz yanların dile getirildiği bir mecradır. Burada bir suç işlendiğinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi gerekirken, Anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü ihlal edilmemelidir.
---------------------------------------
[1] https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/facebooka-bir-ceza-da-almanyadan-5623371/
[2] https://www.ntv.com.tr/dunya/almanyada-sosyal-medya-nefret-soylemi-kanunu-yururluge-girdi,G2xkN_cTrUGzATh2slRliQ
[3] http://beyazgazete.com/haber/2020/5/15/fransa-dan-sosyal-medya-devlerine-uyari-5553272.html
[4] https://www.trthaber.com/haber/dunya/fransadan-googlea-50-milyon-euroluk-ceza-402045.html
[5] https://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/facebook-ve-twittera-rusyadan-sok-ceza-41182798
[6] https://www.dw.com/tr/5-soruda-facebook-veri-skandal%C4%B1/a-43055462