MAKALE

SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDAN HAKARET

Abone Ol

Son dönemde sosyal medya platformları üzerinden hakaret suçlarında büyük miktarda artış olmuş, Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemelerin bu suç nedeniyle iş yoğunlukları fazlalaşmıştır. Sadece İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sosyal medya platformlarından hakaret suçuna ilişkin 2022 yılında 46240, 2023 yılında bu tarihe kadar 61840 şikayet başvurusu yapılmıştır, bu suçlara iliskin ortalama günde 200 civarında sorusturma evrakı kaydedilmektedir.

Görüldüğü üzere, Cumhuriyet başsavcılıklarının yıllık iş yükünün neredeyse %20'sini sosyal medya platformlarından hakaret suçları teşkil etmekte, bu suçların soruşturmaları için onlarca Cumhuriyet savcısı ve mahkeme meşgul olmaktadır.

Karşılaştırmalı hukukta hakaret suçunun tamamen suç olmaktan çıkarılması, maddi ve manevi tazminata konu yapılması yaklaşımı olduğu gibi, mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 344. maddesinde hakaret suçunun şahsi dava yoluyla takibi usulü benimsenmiştir.

Hakaret suçunun tamamen suç olmaktan çıkarılması ya da önceden olduğu gibi şahsi dava yoluyla takibi usulü benimsenmeyecek ise sosyal medya platformlarından hakaret suçuyla ilgili artan iş yükü karşısında yeni bir düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu muhakkaktır.

Bu suçlara ilişkin şikayet başvurularının artış nedeni araştırıldığında son zamanlarda sosyal medya kullanımının artması, internet erişiminin gelişmesi gibi nedenler sıralanabilirse de, özellikle hakaret suçunun uzlaşmaya tabi olması nedeniyle sikayetçi vekillerinin bu yolu tercih ettikleri, şüpheli tespit edildiğinde uzlaşma görüşmeleri sonucunda maddi bir bedel talep edilerek bu talep karşılığında uzlaşmaya vardıkları, aksi halde şüpheliler hakkında şikayete devam edilerek kamu davası açılmasının sağlandığı görülmektedir.

Kimi zaman şikayetçilerin ifadelerine başvurulduğunda vekilleri tarafından bu hususta yapılan şikayetten haberdar dahi olmadıkları, kimi zaman şikayetçi vekilleri tarafından bir Cumhuriyet başsavcılığından sonuç alınamadığında bir başka Cumhuriyet başsavcılığına mükerrer başvuruda bulunulduğu bilinmektedir.

Uzlaşma görüşmelerinin kamuya maliyeti, şüphelilerin yüksek maddi talepler karsısında zor durumda bırakılmaları, ödeme güçlüğü içinde olanların kamu davasına muhatap olmaları gözetildiğinde sosyal medya platformları üzerinden hakaret suçunun uzlaşma kapsamından çıkarılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Sosyal medya platformları üzerinden yapılan hakaretlerin cezasız kalmaması için ise kanaatimizce, bir başka alternatif çözüm yöntemi olan ön ödeme kurumuna başvurulabileceği, böylelikle ön ödeme kurumunun da işlevselliğinin artırabileceği, uzlaşma görüşmeleri için harcanan emek, zaman ve kamu üzerinde kalan harcamalardan büyük ölçüde tasarruf edilebilecegi, şikayetçilerin maddi talepleri karşısında ekonomik nedenlerle uzlaşmayı kabul edemeyecek durumda olanlarla, uzlaşmayı kabul edenler arasındaki adaletsizliğin giderilebileceği düşünülmektedir.

Sosyal medya platformları üzerinden yapılan hakaretlere iliskin yaptırımla ilgili farklı düzenlemenin özellikle eşitlik ilkesi açısından Anayasa'ya aykırılıgı da söz konusu değildir.

Şöyle ki;

Yasa koyucu 5237 sayılı TCK'nın 125/1-1. cümlesinde yüze karşı yapılan hakareti düzenlemiş, 2. cümlesinde ise mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için en az üç kisiyle ihtilat ederek işlenmesi şartını aramıştır.

Keza; 5237 sayılı TCK'nın 125/3 maddesinde hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz şeklinde ayrık düzenlemeye gidilmiştir.

Sosyal medya platformları üzerinden yapılan hakaretin de doğası geregi kolaylıkla gerçekleştirilebilmesi, yalnızca sosyal medya platformu kullanıcılarına ulaştırılabilmesi gözetildiğinde bu hallerde suç siyaseti gereği farklı cezai yaptırım getirilebileceği düşünülmektedir.

Hakaret suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 125. maddesi, ön ödemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi, uzlaştırmaya ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi hükümleri nazara alınarak, 5237 sayılı TCK'nın 125/2. maddesinin sonuna 2. cümle olarak,

"Fiilin, mağduru muhatap alan sosyal medya platformları üzerinden bir iletiylem işlenmesi halinde, yüz gün adli para cezası ile cezalandırılır." hükmünün eklenmesi,

5271 sayılı CMK'nın 253/3 maddesinde "Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, sosyal medya platformları üzerinden bir iletiyle hakaret ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez..." şeklinde düzenleme yapılması suretiyle sorunun çözümlenebileceği değerlendirilmektedir. 

Önder YAMAN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcı Vekili