SOKAK HAYVANLARININ VERDİĞİ ZARARLARDAN SORUMLU KİMDİR?

Abone Ol

Günlük yaşantımızın bir parçası haline gelen sahipsiz hayvanlar, diğer bir tabirle sokak hayvanları neredeyse şehirlerimizin tüm sokaklarında bizimle birlikte yaşamını sürdürmektedir. Sokak hayvanı denilince en başta aklımıza kedi ve köpek, bunun ardından gerek yollarda gerekse çatılarda gördüğümüz çeşitli kuşlar gelebilir. En temelde hayvanlar “yabani hayvanlar” ve “evcil hayvanlar” olarak iki gruba ayrılmakla birlikte günümüzde sokak hayvanları olarak tabir ettiğimiz bu üçüncü grup diğer iki gruba oldukça yakın fakat onlardan ayrı bir grup olarak yer almaktadır. Sokak hayvanları genel olarak insanlara olan yakınlığı ve insan yaşamının bir parçası haline gelmesi ile evcil hayvan olarak da nitelendirilse de sahipsizliği ve sokak yaşamına adapte olması açısından yabani de sayılabilmektedirler.

Sahipsiz hayvan tanımı, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda “Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvan” olarak yapmaktadır. [1]

Sokak hayvanlarını evcil hayvanlardan ayıran en temel husus bu hayvanların sorumluluğunun insanlar tarafından üstlenilmemesi ve bu hayvanların belirli bir sahibinin olmaması olarak görülebilir. Nitekim ülkemizde de sokak hayvanlarının sorumluluğunun kime ait olduğu, insan yaşamına bu denli dâhil olan hayvanların haklarının ve ihtiyaçlarının neler olduğu oldukça kez gündeme gelmiş ve tartışma konusu olmuştur. Bu konu hayvan haklarını ve hayvan sağlığını temel alsa da insan yaşamını ve insan sağlığını da yakından ilgilendirir. Günümüzde insanlar ve sokak hayvanları ortak bir yaşam alanı paylaşmakta ve birbirlerini oldukça etkilemektedirler. Bu durum karşımıza hem insan refahını artırmak hem de hayvanları korumak adına sorumluluğun kime ait olduğu sorusunu çıkarmaktadır.

İL, İLÇE VE BELEDİYELERİN SAHİPSİZ HAYVANLARA KARŞI SORUMLULUĞU

Sokak hayvanları her ne kadar sahipsiz hayvanlar olarak sayılsa da idare belirli yerel yönetimleri aracılığıyla bu hayvanların bakımından sorumludur. Başta köpekler olmak üzere sahipsiz hayvanların korunması, bakımı, gözetimi, saldırganlık eğilimi olanların eğitilmesi, hayvan bakımevlerinin kurulması ve bu hayvanların sahiplendirilmesi gibi birçok görev ve sorumluluk en temelde idarenin sorumluluğudur. Dolayısıyla bu sorumlulukların aksatılması veya gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen zararların idarenin hizmet kusurları arasında sayılacağı şüphesizdir. Nitekim Anayasa’nın 125. maddesinde;

“İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.”

şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararlardan ve yerine getirmediği yükümlülükleri sebebiyle ortaya çıkan zararlardan açıkça sorumludur. İdarenin bu sorumluluğunun hangi kurumlara ait olduğu hususu ise yasalarla düzenlenmiştir.

KANUN VE YÖNETMELİKLERLE YAPILAN DÜZENLEME

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde; "Büyükşehirin bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, kütüphane, müze, spor, dinlence, eğlence ve benzeri yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek" büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. [2]

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; çevre ve çevre sağlığı hizmetlerini yapmak veya yaptırmak”  belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayılmış, 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise, “belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak” belediyenin yetki ve imtiyazları arasında yer almıştır. [3]

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun “Yerel hayvan koruma görevlerinin sorumlulukları” başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikte köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar." kuralı yer almaktadır.

12.05.2008 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; “Yerel hayvan koruma görevleri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yaparak sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek” İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. 6. maddesinin 1 fıkrasının (a) bendinde; “hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamanın”, her ilde valinin başkanı olduğu il hayvan koruma kurulunun görev ve sorumlulukları arasında olduğu belirtilmiştir. "Belediyelerin alacağı tedbirler" başlıklı 7. maddesinde ise, "sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınması" belediyelerin görevleri arasında sayılmıştır. [4]

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda sahipsiz hayvanların korunmasının, kontrolünün, bakımının ve sağlık ihtiyaçlarının ilçe belediye başkanlığı, il valiliği ve il büyükşehir belediye başkanlığının ortak sorumluluğu olduğu ve bu hususta İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün de yetkili olduğu görülmektedir.

Danıştay 2020/7528 E. 2021/1532 K. numaralı 12.03.2021 tarihli kararında;

“Sahipsiz hayvanların, başta köpekler olmak üzere, korunması, bakım ve gözetimi, saldırgan olanlarının eğitilmesi ve sahiplendirilmeleri, hayvan bakımevlerinin kurutması vb. birtakım görev ve sorumlulukların valiliklere, büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait olduğu anlaşılmaktadır.

… Kamu idareleri yapmakla yükümlü bulunduktan hizmetleri gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla da yükümlüdür. İdarece bu yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi ya da gereği gibi işlememesi sonucunda bir zarara sebebiyet verilmiş olmasının, idareye hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen maddi veya manevi zararları tazmin sorumluluğu yükleyeceği idare hukukunun yerleşmiş ilkelerindendir.” şeklinde hükmetmiştir. [5]

Sahipsiz hayvanların kontrolünü düzenli olarak yapmak, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunların tespiti, bu sorunların çözümlerini karara bağlama, gerekli olduğunda hayvanları hayvanevlerinde tutma ve gerekli eğitimi sağlama, barınak yapma/yaptırma konularında; İlçe Belediye Başkanlığı, İl Valiliği, İl Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sorumluluğu beraberce ele alınmalıdır. Dolayısıyla sokak hayvanlarına karşı yerine getirilmesi gereken sorumluluğun gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle doğan zararlardan idareye bağlı bu yerel yönetimler müteselsilen sorumlu olacaktır. Danıştay, kararında Büyükşehir Belediye Başkanlığını, İlçe Belediye Başkanlığını ve Valiliği bir sokak hayvanı tarafından zarara uğrayan vatandaş için müteselsilen sorumlu kabul etmiş ve manevi tazminata hükmetmiştir.

Tüm bunların yanı sıra, ilgili belediyeler ve yetkili kurumlar dışındaki kişiler de sahipsiz hayvanların sağlık, barınma, yeme gibi ihtiyaçlarını gönüllü olarak karşılayabilirler. Hayvanları Koruma Kanunu gönüllü ile çalışmaya ilişkin;

“Madde 4- (d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan GERÇEK ve TÜZEL KİŞİLERİN teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.” şeklinde düzenleme getirmiştir. Buna karşın, gönüllülük esasına dayalı olarak bu hayvanların bakımını üstlenen kişiler, her ne olursa olsun, hayvanlardan kaynaklanan bir zarar karşısında sorumlu kabul edilemezler. Bu kişiler hayvanlara karşı yerine getirdikleri görevleri tamamen vicdani ve gönüllü olarak yerine getirirken idare, sokak hayvanlarının bakımı ile yetkili ve sorumludur. Bu sorumluluk beraberinde meydana gelen zararlardan da sorumlu tutulmayı kapsamaktadır.

Gönüllülük esasına dayalı gerçekleştirilen faaliyetlerin sınırı da yine çeşitli mevzuatlarla belirlenmiştir. Örneğin;

Hayvanları Koruma Kanunu

Madde 20 – (1) Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar aşağıdaki esaslara göre toplatılır:
a) Belediyelerde sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması için ihtiyacı karşılayacak bir toplama ekibi kurulur. b) Belediyeler tarafından, hayvan toplama ekiplerinin kurulması, bu kişilerin ehil kişilerden oluşması ve dönemsel olarak sorumlu veteriner hekimce eğitime tutulmaları sağlanır.

Madde 20’ye göre sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar ancak belediye tarafından bu amaçla kurulan ekipler tarafından toplanabilir. Kanun koyucu bu madde hem sahipsiz hayvanların bakımı ile ilgili bir yetki sınırı çizerken hem de belediyenin bu konudaki sorumluluğunu vurgulamaktadır. Güçten düşmüş hayvanları toplamakla yetkili ve sorumlu olan belediye bu görevini yerine getirmemesi sebebiyle oluşan zararlardan sorumlu tutulacaktır.

MAĞDURİYETİ KİM GİDERECEK?

Sonuç olarak; sahipsiz bir sokak hayvanı tarafından saldırganlık vb. sebeplerle zarar gören kişi, bu zararı ispatlamak/göstermek suretiyle mağduriyeti ile ilgili idarenin hizmet kusuruna dayanarak, bulunduğu mevkiiye göre İlçe Belediye Başkanlığı’na, Valiliğe ve büyükşehir olması durumunda Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na karşı tazminat talebinde bulunabilir. Davanın hukuki dayanağı bu belediyelerin sorumluluğunu belirten, yukarıda bahsedilen ilgili mevzuatlar ve Anayasa’nın idarenin sorumluluğunu düzenleyen ilgili maddesi olacaktır. Yukarıda bahsedilen 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili Danıştay kararı göz önünde bulundurulduğunda sorumluluğun ilgili yönetimlere ait olduğu açıktır ve sokak hayvanları tarafından mağduriyete uğrayan vatandaş buna dayanarak maddi ve manevi tazminatını isteyebilecektir.

KAYNAKÇA:

[1] 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu

[2] 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu

[3] 5393 sayılı Belediye Kanunu

[4] 12.05.2008 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği

[5] Danıştay 2020/7528 E. 2021/1532 K. numaralı 12.03.2021 tarihli kararı