SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLERİN BAŞVURABİLECEĞİ YOLLAR NELERDİR?

Abone Ol

SİGORTASI EKSİK YATIRILAN İŞÇİLERİN BAŞVURABİLECEĞİ YOLLAR NELERDİR? BU DURUMLARDA İŞVERENLERE UYGULANACAK YAPTIRIMLAR NELERDİR?

Sosyal güvenlik hakkı hukukumuzda Anayasa’nın 60. Maddesiyle birlikte; her bireyin sahip olduğu vazgeçilemez temel haklardan sayılmıştır.

Anayasa’nın 60. Maddesindeki; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” Şeklindeki hükümle, devlete, bireylerin sosyal güvenliğini sağlama yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük doğrultusunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Hizmet ilişkisinde zayıf konumda olan çalışanı korumak ve kamu düzenini sağlamak amacıyla Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile işverene işçilerin sigortaların bildirim yükümlülüğü yüklenmiş, kurum tarafından denetimler yapılması gerektiği bildirilmiş ve bildirim yükümlülüğüne aykırı davrana işverenin çeşitli yaptırımlarla karşılaşacağına dair hükümler tesis edilmiştir.

Ancak tüm bu mevzuat hükümlerine ve sigortalılığın zorunlu olmasına rağmen bugün hala bazı işveren tarafından, işçiler sigortasız çalıştırılmakta; birçok işveren tarafından da işçinin maaşı daha yüksek olmasına rağmen sigortası asgari ücretten eksik olarak yatırılmaktadır. Uygulama işçiler işten çıkarılma korkusuyla bu duruma seslerini çıkartamamakta ve hak kaybına uğramaktadırlar. Bu durum uzun süreli sigortalılıklarda emeklilik için çok büyük sıkıntılar doğurmakta ve aynı zamanda işçilerin hak ve alacaklarına dair bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda işçilerin hak kaybına uğramasına sebep olmaktadır.

BU HAK KAYIPLARININ ÖNÜNE GEÇİLEBİLMESİ İÇİN HİZMET TESPİT DAVASI AÇILABİLMEKTEDİR. PEKİ HİZMET TESPİT DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

- Öncelikle işyeri 5510 Sayılı Kanun hükümlerine uygun şartları sağlayan işyerlerinden olmalıdır.

- İşçinin sigortasız olarak çalışması/işçinin eksik prim ödenerek çalışması ve bu hususun SGK tarafından daha önce tespit edilmemiş olması gerekir.

- Dava konusu uzun vadeli sigortalar olmalıdır.

- Dava, hak düşürücü süre dolmadan açılmalıdır.

İşçinin sigorta girişinin işverence hiç yapılmaması ve/veya uygulamada sıklıkla rastladığımız gibi maaşının asgari ücret kadar kısmı bankadan yatırılıp kalan kısmı elden verilerek işverence sigortaya asgari ücret üzerinden bildirim yapılması durumunda işçi tarafından hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlamak üzere 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde hizmet tespit davası açılması gerekmektedir. Söz konusu dava; işverene karşı açılmalı ancak davaya SGK fer’i müdahil olarak dahil edilmelidir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki; işçinin işçilik hak ve alacaklarına ilişkin talepler ile hizmet tespiti talepleri aynı dava içerisinde ileri sürülmez. Bu durumda iki ayrı dava açılmalıdır. Ancak belirtmek gerekir ki; işçilik hak ve alacakları davası sonucunda verilecek hüküm hizmet tespit davasında delil olarak kullanılabilir.

Davanın işçinin lehine sonuçlanması durumunda; işçinin hak talep ettiği yıllar içerisindeki sigorta primlerinin işveren tarafından ödenmesine karar verilmektedir. Ayrıca işveren tarafından sadece sigorta primleri değil, bu süre zarfında geçen yasal faizlerin de ödenmesine hükmedilir. Aynı zamanda bu süre içerisinde işveren tarafından vergi dairesine ödenmeyen gelir vergisi de ödenmek zorundadır. Sosyal güvenlik kurumu ve vergi dairesi bu süre içerisinde işveren yanlış beyanda bulunmaktan ya da hiç beyanda bulunmaktan dolayı ceza kesebilir. Sosyal güvenlik kurumunun cezai yaptırımları oldukça yüksektir. Ceza verilmesi durumunda işveren bu cezayı da ödemekle yükümlü olacaktır

SON OLARAK BELİRTMEK GEREKİR Kİ; HİZMET TESPİT DAVASI ARABULUCULUK KAPSAMINDA DEĞİLDİR BU NEDENLE ARABULUCULUK YOLUNA BAŞVURULMADAN DAVA AÇILABİLECEKTİR.