Kara Araçları Kasko Genel Şartlarının a.1 maddesi gereğince, kasko sigorta poliçesi düzenleyen sigortacı poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi risklerinin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına almaktadır.
Bu riskler gerçekleştiğinde sigortacı, Türk Ticaret Kanunu 1447 ve 1479 maddelerini yorumlayarak bazı hasar dosyalarında haricen sigorta araştırmacısı – özel araştırmacı ataması yapmaktadır. Çoğunlukla emekli emniyet mensuplarından oluşan araştırmacılar hasarın oluş şekliyle alakalı birtakım araştırmalar yapmakta, bu kapsamda sigorta ettirenin ifadesine başvurmak, araç sürücüsünün sigorta ettiren dışında bir kişi olması durumunda sürücü ifadesine başvurmak, kaza saatinin yarım saat öncesi ve sonrasına ilişkin telefon kayıtlarını sigorta ettirenden istemek, görgü tanığı mevcutsa beyanlarını almak, kamera görüntüsü kayıtlarına ulaşmak suretiyle kazanın oluşu değerlendirerek sigortacıya araştırma raporu sunmaktadır.
Sigortacı, araştırmacı tarafından sunulan araştırma raporunun olumsuz olması durumunda rizikonun Kara Araçları Kasko Genel Şartlarının a.5 gereğince teminat dışı olduğunu belirterek ödeme yapmaktan kaçınmakta ve sigorta ettirenden ibraname istemektedir. Halbuki Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesi; “(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. (2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince sigorta ettirenin doğru beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği somut delillerle ispat edilirse ancak bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiğinin ve rizikonun teminat içinde kaldığının ispat yükünün sigorta ettirende olduğunun kabulü gerekmektedir. Sigorta şirketinin yalnızca bir kısım varsayımlara, kişisel yorumlara ve tahminlere dayanan, bunun ötesinde hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan ve tek yanlı olarak düzenletmiş olduğu araştırma raporuna dayanarak zararın tazminini gidermekten kaçınması kabul edilemeyeceği gibi hasarın teminat kapsamında olmadığının somut olarak ispat edildiği olarak da yorumlanabilmesi mümkün değildir. Nitekim aşağıda yalnızca bir kısmına yer verdiğimiz emsal Yargıtay kararları da hasarın teminat dışında olduğu hususunda ispat yükünün sigorta şirketi üzerinde olduğunu ve araştırma raporunun kesinlikle bu hususta ispat gücüne sahip olmadığını ortaya koymaktadır:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 2015/7171 Esas, 2015/14024 Karar ve 14.12.2015 Tarihli Kararında “Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.” kararı verilmiştir. Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 2015/12857 Esas, 2016/2202 Karar ve 24.2.2016 Tarihli Kararında “Somut olayda sigorta şirketi itirazlarını hasar dosyası araştırma raporuna dayandırmaktadır. Kasko poliçesinde teminat harici haller genel şartlar A.5. maddesinde sayılmıştır. Ancak sigortacı rizikonun bu hallerden herhangi birine girdiğini, olayın belirlenen yer ve şekilde meydana geldiğini kesin olarak ispat edebilmiş değildir. Olay sonrası tanzim olunan resmi polis tutanağının aksini, aynı güçteki delillerle ispat etmesi gerektiğinden araştırma raporu bu nitelikte olmayıp, soyut değerlendirme ve varsayımlara dayanmaktadır. Netice olarak ....1409/2. açık hükmü ve yukarıda özetlenen genel şartlar gereğince tazminat harici bir halin varlığını ispat edemediğinden, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin .... Komisyonu İtiraz .... kararına vaki temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA,” karar verilmiştir.
Av. Yiğitcan ŞAHİN