TTK'nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. Hatta Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.06.2013 gün ve 2013/15633 E, 2013/24338 K. Sayılı, emsal teşkil eden kararında, senedin geçerliliği için, keşide eden (düzenleyen) tarafından imzalanmasının geçerli olduğunu, keşidecinin isim ve soyadının yazılmamasının geçerliliğe etki etmeyeceğini içtihat etmiştir.
Peki, senedin ön yüzünde birden çok imza bulunduğunda borçtan sorumluluk dışında nasıl olacaktır? Bu sorunun cevabı da yine yukarıdaki aynı içtihat metninde dile getirilmiştir: İlgili içtihadın gerekçesinde: “TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 589. maddesi gereğince, şirketi münferiden temsile yetkili temsilcinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK'nun 690. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 613 ve 614/l. maddeleri gereğince, keşideci imzası bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir.”, şeklinde belirtilmiştir.
Karar metninden de anlaşıldığı gibi, burada borçtan sorumluluk, düzenleyenin tüzel kişi olup olmadığına göre değişmektedir. Eğer düzenleyen tüzel kişi ise ve tüzel kişi kaşesi üzerine yetkili temsilci tarafından imza edilmişse, bu takdirde sorumlu tüzel kişidir. Ancak şirket kaşesi dışında ayrıca bir imza daha bulunuyorsa, bu takdirde açığa imza atan şahıs da, aval veren sıfatıyla borçtan şahsen sorumlu olmaktadır. Bir diğer soru ise, senet üzerinde iki ayrı kaşe ve iki ayrı imzanın bulunması halidir. Bu takdirde, imzalar yine kaşe üzerindeyse ve yetkili temsilci tarafından imzalanmışsa, sorumluluk tüzel kişilik üzerindedir.
Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2015/29877 E., 2016/6683 K. Sayılı ve 08.03.2016 tarihli kararında: “Sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir. Ancak her iki imzanın şirket kaşesi üzerine atılması halinde bu imzaların tamamının keşideci şirketi temsilen atıldığının kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo takibine konu edilen bono üzerine keşideci şirketin kaşesinin iki defa basılmış olduğu ve kaşelerden birinin üzerine bir, diğerinin üzerine iki adet imza atıldığı görülmüştür. Keşideci şirket kaşesi üzerine atılmış imzalar dışında açığa atılmış herhangi bir imza bulunmadığından şirket yetkilisi olan borçlu şahsen sorumlu tutulamaz.”, şeklinde karar verilmiştir.
Bir diğer önemli konu ise, “çek, bono” gibi kambiyo senetlerinin yetkili temsilci tarafından düzenlenmesinin zorunlu olduğudur. Zira eğer ilgili kambiyo senetleri, yetkisiz temsilci tarafından düzenlenmişse, şahsen sorumluluk söz konusu olacaktır. Nitekim, Yargıtay HGK 2014/1091 E., 2016/847 K. Sayılı 22.06.2016 tarihli kararında: “Özel yetkisi bulunmayan vekil “çek, bono” gibi kambiyo senetlerini imzalayamaz. Eğer imzalamış ise senet borcundan şahsen sorumlu olur. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca isim ve soyadı yazılmasına gerek yoktur.”, şeklinde karar vermiştir.