MAKALE

RÖDÖVANS SÖZLEŞMELERİ

Abone Ol

1982 tarihli Türk Anayasasının 168. Maddesinde: “Tabi servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir.’’ denilmek suretiyle madenlerin hüküm ve tasarrufu devlete bırakılmıştır. Yani bunlar üzerindeki haklar toprak üzerindeki egemenliğin bir yansıması olarak devletin tekelindedir ve devredilemez. Lakin hem maden çıkarmanın maliyeti ve ihtiyaç duyulan nitelikli teknolojinin devlet aygıtında bulunmaması hem de liberal ekonomik sistemin getirdiği sonuçlar itibariyle mülkiyet hakkı devlette kalması kaydıyla arama yahut çıkarma yetkisi başka bir gerçek ya da tüzel kişiye devredilmektedir. Yine ticari hayatın ihtiyacı ve maden sahalarındaki hem tehlikeli çalışma ortamı hem de birden fazla ticari iştirakin bir araya gelerek bahse konu yer altı kaynaklarında çalışma yapmasının mümkün olması halinde devletten maden ruhsatını almış kişilerin üçüncü bir kişiye buradaki haklarını devretmesinin geçerli yasal hali ancak bir rödövans sözleşmesi ile mümkündür.

1) RÖDÖVANS SÖZLEŞMELERİ

Madenlerin işletilebilmesi, sahip olduğu riskler ve meydana gelebilecek tehlikeler sebebiyle kanun tarafından idarece alınacak ruhsat belgesine bağlanmıştır. Bu ruhsatlarla tanınan hakların kullanımının üçüncü bir kişiye devredilmesi amacıyla yapılan sözleşmelere ‘Rödövans Sözleşmesi’ denir.

Rödövans Sözleşmeleri maden ruhsat sahibi kişilerin kararlaştıracakları süre zarfında bu ruhsatın sağladığı araştırma, çıkarma, işletme gibi yetkileri başka bir kişiye tahsis ettiği, bunun karşılığında ise maden ocağının işletilmesini üstlenen ruhsat sahibine, üreteceği madene göre sözleşmede belirlenecek bedeli ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmedir. Bu sözleşme gereğince, rödövans veren, maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişi, ruhsat sahibine, ürettiği her bir ton maden için önceden ödemeyi taahhüt ettiği meblağ kadar bir ücret öder. Sözleşmenin tarafları ruhsat sahibi ve rödövans verendir. Rödövans Sözleşmesi yapılabilmesi sair mevzuat hükümlerinde bazı kriterlere bağlanmış olmakla birlikte yetkili kurum Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG) iznine tabi tutulmuştur.

A. Hukuki Niteliği

Rödövans Sözleşmelerinin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bu görüşlerden ilki sözleşme konusunun bir kamu malı olması sebebiyle bir idari sözleşme olduğunu savunurken karşıt görüş bu sözleşmenin taraflarından birinin idare olmaması sebebiyle bu çerçeveye sokulamayacağını ileri sürmektedir.

Diğer taraftan doktrinde bazı kişilerce ise bu bir ürün sözleşmesidir. Ürün kirası, Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan bir kira sözleşmesi türüdür. Bu sözleşmeye göre, kiraya veren, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlenmektedir. Bu sözleşme ile kiracının elde ettiği hak kişisel bir hak olup, kiracı bu hakka dayanarak aynî hak talep edemez. Rödövans sözleşmesi özel olarak Borçlar Kanunu, Maden Kanunu yahut herhangi bir mevzuatta düzenlenmemiştir. Bu nedenle, Yargıtay, rödövans sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 270. maddesinde düzenlenmiş olan ürün kirasının özelliklerine sahip olduğunu belirterek rödövans sözleşmesine ürün kirasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği yönünde içtihat geliştirmiştir. Ürün kirası, kiralayanın ürün kiracısına bir bedel karşılığında ürün getiren bir hakkın kullanımını bıraktığı, ürün elde etme imkânı sağladığı bir sözleşme olduğuna göre, rödövans sözleşmesini ürün kirasına benzetmek mümkündür.[1] 

Doğası gereği bünyesinde riskler barındıran madencilik faaliyetleri Borçlar Hukuku bakımından tehlike sorumluluğu taşımaktadır. Bir kusursuz sorumluluk türü olan tehlike sorumluluğu, zarar verme olasılığı bir kusura dayanmaksızın, çok yüksek olan veya büyük zararlar doğurabilecek işletmeler için söz konusu olabilir. Bu sebeplerden dolayı madencilik faaliyetlerinde bazı ilkeler benimsenmiştir.  Bunlardan en önemlisi ‘bölünmezlik ilkesi’ dir. Buna göre maden yatağı bir bütündür, farklı kısımları için farklı ruhsatlarla ayrı ellerden işletilmesi mümkün değildir. Nitekim bu durum 3213 sayılı Maden Kanunu 5.maddesinde: “Madenler üzerinde tesis olunan ilk müracaat (takaddüm), arama ruhsatnamesi, buluculuk ve işletme ruhsatı haklarının hiç birisi hisselere bölünemez. Her biri bir bütün halinde muameleye tabi tutulur.’’ ifadeleriyle hüküm altına alınmıştır. Bölünmezlik ilkesinin katılığı açığa çıkabilecek zararların büyüklüğünün yanı sıra maden yatağından elde edilecek ekonomik ve kamusal verimin en az kayba uğraması amacını da taşımaktadır. Rödövans Sözleşmeleri ise bu ilkeye bir alternatif sunmaktadır. Buna göre, maden yatağının ruhsatına sahip olan kişi, ruhsatın kullanımını başka bir özel kişiye devredebilmektedir.

B. Maden Sicili

Türk hukukunda iki tür maden ruhsatı bulunmaktadır: arama ruhsatı ve işletme ruhsatı. Bu ruhsatların takibi amacıyla Maden Sicili tutulmakta olup, sicilin aleniyeti üçüncü kişilerin ruhsat durumunu öğrenebilmesi içindir. Rödovans Sözleşmelerinin sicile şerhine ilişkin ise Maden Kanunu madde 101’de sözleşmenin bilgi amaçlı şerhi zorunludur, denmiştir. Hukuk Genel Kurulu, E. 2006/617 K. 2006/642 T. 11.10.2006 ilamında:Taraflar arasındaki sözleşmenin maden siciline tescili zorunluluğu bulunmayıp, tescil ancak madendeki devlet hakkının takibi açısından hüküm ifade etmektedir. O halde mahkemece herhangi bir şekil şartına tabi olmayan rödovans sözleşmesine dayalı davacı taleplerinin değerlendirilmesi gerekir iken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan Maden Kanunu’nun 38.maddesine göre sözleşmenin maden siciline kaydedilmediği gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.” şeklinde hüküm verilmiş ve emsal karar oluşturulmuştur. Bütün bu açıklamalar ışığında, rödövans sözleşmelerinin MAPEG tarafından izinli olması zorunluyken bu iznin Maden Siciline şerhinin bilgi amaçlı olduğu söylenebilir.

Maden siciline şerh verilmesi, bir zarar meydana geldiğinde sorumluluğun kimde olduğunun tespit edilmesi açısından da büyük önem taşımakta olup tehlike sorumluluğu kapsamında doğru bir belirleme yapılması, zararın giderilmesi ve hukuki süreçlerin yönetimi için kritik bir rol oynamaktadır. 5995 sayılı Kanun ile Maden Hukuku Kanununa eklenen 5995 Ek 7. Maddesinde: “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” denilerek madencilik faaliyetleri sebebiyle doğacak uyuşmazlıklarda sorumluluğun rödövansçıya ait olduğu ancak bu durumun ruhsat sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıkça hükme bağlanmıştır.

2. RÖDÖVANS SÖZLEŞMESİNİN DÜZENLENMESİ, KURUMA İZNİ VE ŞARTLARI

A. Talep ve Başvuru

Rödovans sözleşmesi, maden ruhsatının devrini değil, bu hakkın bir başkasına belirli bir süreyle kullandırılmasını ifade ettiğinden, ayrıca bu sözleşmenin şekline ilişkin başkaca kanunî bir düzenleme de bulunmadığından rödövans sözleşmesinin TBK madde 12 gereği herhangi bir şekle tâbi olmadığı ifade edilmelidir. Her ne kadar rödövans sözleşmesinin tarafı olmak için bir şekil şartı öngörülmemişse de sözleşmenin kurulabilmesi için MAPEG tarafından onaylanması, bunun içinse zorunlu olan bazı iş ve belgelerin teslimi gereklidir. Tarafların iradî şekil çerçevesinde, bu sözleşmeyi diledikleri herhangi bir şekle tâbi kılmaları mümkündür. Bu bağlamda, tarafların iradesi ile rödövans sözleşmesi, basit yazılı şekle tâbi kılınabileceği gibi, sözleşmeye noterlikçe düzenleme ya da onaylama şeklinde resmiyet kazandırılması da mümkündür.[2]

İşletme ruhsatları için yapılan rödövans müracaatlarında verilmesi gereken belgeler ve müracaatın geçerli olması için sağlanması gereken kriterler özetle aşağıdaki gibidir;

- Talebe konu belgelerin “E-Maden – Rödövans Talebi” sekmesinden talep yapılarak sisteme yüklenmesi,

- Talebe konu işletme ruhsatının tüm ödemelerinin yapılmış olması

- İşletme izni olan ruhsatlarda; talep tarihi itibariyle daimi nezaretçi atamasının yapılmış olması ve ruhsat üzerinde aktif bir YTK atamasının bulunması,

- İşletme izni olan ruhsatlarda; ruhsat sahibi ve rödövansçı şirketlere ait aktif edilmiş tebligata esas KEP ve UETS adreslerinin bulunması,

- Başlangıç ve bitiş tarihinin belirli olduğu bir rödövans sözleşmesinin aslının veya ıslak imzalı noter onaylı örneği,

- Rödövans sözleşmesinde, rödövansla çalışılacak alanın paftası, koordinatları ve çizimi(ek olarak) açıkça belirtilecektir.

- Rödövansçı ve ruhsat sahibi ve varsa ortakları ile ilgili gerekli bilgileri gösterir nitelikte Ticaret Sicil Müdürlüğünden MAPEG’e veriliş tarihi itibariyle son 15 gün içerisinde alınacak olan “Firma Durum Belgesi”

- Rödövansçı şirketin mali yeterlilik şartlarını sağladığına dair ilgili finans kurumlarından alınan belgelerin e-Maden sistemi üzerinden sisteme tanımlanması gerekmektedir.

B. Rödövans Alanda Aranan Nitelikler

Maden Yönetmeliğinin  Rödövans İşlemleri başlıklı m.101’de rödövansçı olarak faaliyet gösterecek tüzel kişilerin; Maden Kanunu m. 6 uyarınca maden haklarını kullanma ile ilgili şartları ve bu Yönetmelikte belirlenen mali yeterlilik şartlarını sağlaması ve EK-2’de yer alan mali yeterlilik tutarlarına uygun banka referans mektubu sağlaması, gerçek kişilerinse  mali yeterlilik tutarının tamamını banka referans mektubuyla sağlaması ve söz konusu referans mektubunun Genel Müdürlüğe veriliş tarihi itibarıyla son on beş gün içinde alınmış olması hüküm altına alınmıştır.

C. Çed Raporu

Yapılması düşünülen tüm projelerde çevreye karşı olma ihtimali bulunan zararların hesap edilmesi, alınacak önlemlerin tespiti veya asgari düzeye indirilmesi çalışmalarının tamamına çevresel etki değerlendirilmesi adı verilmektedir. Bu değerlendirmeleri içeren rapor ise Çed Raporu’dur. Bu rapor ilgili proje sahiplerince, incelenmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulur.  Özel formatında hazırlanan Çed Raporunun uygunluğunun Bakanlıkça incelenmesi ve uygun görülmesi durumunda projenin yürütüldüğü valilere iletilmesi süreci izlenir. 

D. Projelerin Hazırlanması

Madencilik projelerinin değerlendirilme süreci, çeşitli adımları gerektirmektedir. Söz konusu süreçler, cevher yatağının fark edilmesinden nihai karara kadar bir dizi çalışmayı içerir ve en ufak bir hatanın bile çok ağır sonuçları olacağından her aşamanın sonunda geriye dönük bir dizi kontrol yapılmaktadır.

E. Üretim Kapasitesi Zorunluluğu

Maden Projeleri izinleri alınırken gerekli belge ve işlemlerde sunulan proje detaylarıyla birlikte tahmini üretim miktarları da Genel Müdürlüğe ulaşmaktadır. İzinlerin alınmasından itibaren işletme izni verilir. Bu iznin verildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde ruhsat sahibi madeni işletmeye almak zorundadır. Bu sürede işletmeye alınmayan ruhsat sahalarında, çalışılmayan her yıl için, projede belirtilen üretim miktarının % 10'u üzerinden Devlet hakkı alınır.

F.  Süre Sınırı

Rödövans Sözleşmelerinin süresi için kanun kapsamında, doğrudan bir süre sınırı yer almamakla birlikte, maden ruhsatlarının kendine özgü süreleri bulunmaktadır ve rödövans sözleşmesi bu ruhsat sürelerini aşamaz. Örneğin, işletme ruhsatları için verilen süre genellikle 10 ila 60 yıl arasında değişebilmektedir. Dolayısıyla, rödövans sözleşmesinin süresi de ruhsat süresine bağlı olarak belirlenebilir. Rödövans Sözleşmesi uzatılmak istendiği durumda ruhsat süresi dolmuş ise önce ruhsat süresinin uzatılması gereklidir. Maden Yönetmeliği Madde 101: “Ruhsatın sicil kayıtlarına bilgi amaçlı şerh edilmiş rödövans sözleşmelerinde, rödövans süresinin uzatılması ve/veya rödövans sözleşmesindeki alanın koordinatlarının değiştirilmesi durumları yeni talep olarak değerlendirilir.” hükmü sözleşmenin süresinin uzatılması için Genel Müdürlükçe yeni bir onayın gerekli olduğunu ifade etmektedir.

Sonuç olarak Rödövans sözleşmeleri, maden hukuku çerçevesinde maden yataklarının etkin ve düzenli bir şekilde işletilmesine olanak tanır. Bu sözleşmeler, maden ruhsat sahiplerine madenlerin kullanımı konusunda bölünmezlik ilkesinin katılığına bir esneklik sağlarken, maden işletmecilerine de yatırımlarını karşılayacak ve ekonomik kazanç elde edebilecekleri bir fırsat sunar. İdare hukuku ve özel hukuk arasındaki sınırda yer alan rödövans sözleşmeleri, hukuki niteliği açısından farklı görüşleri barındırsa da, uygulama ile hâlihazırda şekillenmeye devam etmektedir. Rödövans sözleşmelerinde sorumluluk paylaşımı ve yükümlülüklerin belirlenmesi maden ve diğer mevzuat uyarınca ruhsata bağlı bütün yükümlülükler ruhsat sahibine aittir. Rödövans sözleşmesi kurulabilmesi için bir şekil şartı kanunlarda öngörülmüş olmasa da uygulamada sözleşme izninin alınabilmesi için bazı başvuruların yapılmasıyla Çed Raporu’nun hazırlanması ve belgelerin MAPEG’e teslimi gerekmektedir. Sözleşmenin azami bir süre sınırı bulunmamakla birlikte ruhsatın kullanım süresine tabiidir. 

Mesut ÖZDEMİR

Avukat

Senagül YURTSEVER

Stajyer

--------------

[1] Uyumaz, Alper, Rödovans Sözleşmesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı:19 145-186, 2015

[2] Eren, Borçlar, s. 269; Kılıçoğlu, s. 110; Ayan, Borçlar, s. 155; Hatemi/ Gökyayla, s. 40; Antalya, s. 330