Belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesi ayrımı işçi ve işverenler açısından oldukça önem arzetmektedir. Belirsiz süreli bir iş sözleşmesinin haksız feshi halinde işçi kıdem ve ihbar tazminatı ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmektedir. Ancak iş sözleşmesi belirli süreli kabul edildiğinde işçi bu imkanlardan yararlanamamaktadır.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda belirtilen alanlarda faaliyet gösteren kurumların yapacakları iş sözleşmeleri özel hükümlere tabi tutulmuştur. Özellikle buralarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak olan sözleşmelerin “en az bir takvim yılı süreli olarak yazılı şekilde” yapılması gerektiği kanunda ve ilgili yönetmelikte açıkça belirtilmiştir. Ancak kanunda bir takvim yılı süreli ibaresinin bulunması yapılan sözleşmelerin belirli veya belirsiz süreli mi olduğu konusunda farklı yargı kararlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yapılan iş sözleşmelerinin belirli-belirsiz süreli olduğuna ilişkin farklı içtihatların verilmesi konunun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kuruluna taşınmasına neden olmuş, kurul 23.02.2018 tarihinde E:2017/1, K: 2018/2 numaralı kararı ile özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler ile yapılan sözleşmelerin BELİRLİ SÜRELİ olacağını kabul etmiştir.
YİBGK kararı ile 5580 sayılı Kanun kapsamında çalışanların çalışma hayatında önemli bir değişikliğe gidilmiştir. Bu karar sonucunda özel bir eğitim kurumunda 20 yıl çalışan bir öğretmenin işine işverence herhangi bir kıdem veya ihbar tazminatı ödenmeden son verilebilecektir. Ayrıca iş güvencesinden yararlanamadığı için işe iade davası açması da mümkün olmayacaktır. Çalıştığı kuruma bunca emek vermiş olan birisinin 20 yıllık kıdemi YiBGK kararı ile sona ermiştir.
Özel öğretim kurumlarının kapsamı oldukça geniştir. Çeşitli öğretim kursları, anaokulları, uzaktan eğitim, özel eğitim, ilköğretim, lise gibi eğitim alanında faaliyet gösteren kursları veya merkezleri kapsamaktadır. Günümüzde bu kurumlarda iş sözleşmesi ile çalışanların sayısının 200 binleri aştığı görülmektedir.
Özel öğretim kurumlarında çalışırken sözleşmesi haksız feshedilen bir kimse YİBGK kararı nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı isteyemiyor olsa da diğer birtakım işçilik alacaklarını alabilecektir. Fazla çalışma ücreti, eksik yatan maaş alacakları ve bakiye süre ücret talebi bu alacaklara örnek olarak gösterilebilir.
Belirli süreli iş sözleşmesinin belirlenen süreden önce işveren tarafından haksız feshedilmesi halinde işçi, kalan süreye ilişkin anlatıldığı üzere bakiye süre ücretini talep edebilecektir. Örneğin, bir yıllık yapılan belirli süreli iş sözleşmenin bitmesine altı ay kalmasına rağmen sözleşme işverence haksız şekilde feshedilirse işçi, kıdem ve ihbar tazminatı isteyemiyor olsa da kalan altı aylık bakiye süre ücretini borçlar kanunu uyarınca işverenden talep edebilecektir.
Özetle, YİBGK kararı kanun hükmü gücündedir. Bu kararın getirdiği sıkıntıları işçi lehine çözüme kavuşturmak için yeni bir kanuni düzenlemenin yapılması elzemdir. 5580 sayılı Kanunda yer alan muğlaklığın giderilmesi için bu tür sözleşmelerin belirsiz süreli veya asgari süreli iş sözleşmesi olarak kabul edildiğinin kanun metninde açıkça düzenlenmesi gerekmektedir.
Av. Halil İbrahim ÇİÇEK
Arş. Gör. Ali TUNCER