Ön İnceleme'ye Şans Dilemek...

Abone Ol
Bir süre önce kan tazeleyen yöntem yasası, yargılama rotasında önemli değişiklikler yarattı. Görülebilirlik, davalaşma, uyuşmazlığın kontrolü ve kalıcı toplumsal barış konularına odaklanan ön inceleme, değişimin konuşlandığı önemli bir üsse dönüştü. Bu kesitin, umulanı karşılaması engellerinden kurtulmasına, önünü görebilmesine ya da külfete dönüşmemesine bağlıdır. 

Ön inceleme kurumunun, yaptırımlarla ayakta kalma çaba ve arayışı, iyi bir seçim olmamıştır. Yapısal sorunlarla boğuşan yargıya mücadele edeceği ilave sorumluluk sahasının açılması, kötü niyetli tutumları yedekte tutan bir yaklaşımdır. Her fırsatta baskıyı dillendiren bir revizyon veya reformun başarılı olması güçtür.

Davalaşma eşiğini belirlemek, adli tercihlerin ürünüdür. Mevcut seçim, her uyuşmazlığın elini kolunu sallayarak davalaşmasını reddeden bir aklın işidir. Bu akıl, form ve içerik kusurlarının davalaşmayı önleyen etkilerini, özgün tedbirlerle önlemeyi başarmıştır. Bu başarı, şekil noksanlarının yarattığı depresyonu, şablon dilekçelerle aşmaya kalkışması ifade özgürlüğünü kısıtlayarak, hukuki dinlenilme hakkını işlemez kılabilir. Güvenliğin içerikle yarışı, içeriğin hüsranıyla sonlanabilir.

Altyapısı tökezleyen, organizasyonu bozuk bir sistemin, ön incelemeyi zamanla yarıştırması isabetli olmamıştır. Ön inceleme, zamanı yönetmenin diğer adıdır. Teksifin ruhunu yücelten, geri çağıran bir sistemdir. Bu aygıtın sorunsuz yaşaması, alt yapının sağlamlığına, organizasyonun mütereddit olmamasına bağlıdır. Sorun veya engellerin hüküm sürdüğü iklimde ön incelemenin ahkâm kesmesi, kimliğini kazanabilmesi mümkün olmaz.

Ön incelemenin akıbeti, özümsenerek anlaşılmasına, içselleştirilerek uygulanmasına kendisinden sadır olmayan engellerin tesirinden çıkarılmasına bağlıdır. Deneyim ve birikim noksanının, psiko/dirençlerle ittifak etmesi özendirmenin yaşama tutunmasını güçleştirir. Hükmün objektif sınırları, gözetilme etkisi, çelişkili karar verme ve yeniden yargılanma yasağıyla ilişkisi derinliğine ve genişliğine analiz edilmeden ön incelemeye ömür biçmek olanaksızdır.

Basit yargılama usulünün, yazılı yöntem kurallarını ithale zorlanması, ödünç alınacak referansın saptanmasında güçlük yaratmaktadır. Basit yargılamanın ithali veya ödünç alınması gerekeni yeterince açıklayamaması ya da uygulamanın buyruğu kavramakta güçlük çekmesi, bu alanın uyuşmazlıkların mayalanmasına elverişli olduğunu göstermektedir. Teksifin, saflığından kaynaklanan kaçakları önleyecek uyarılar konusundaki duraksamalar, yürürlüğün mesafe ve zamana ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. 

Hukuki dinlenilme hakkının boyutları arasındaki dengenin, bilgilenme ve açıklama lehine bozulması, makul sürede yargılamanın beklentilerini riske etmiştir. Makul sürede yargılamayı referans alan yasama, hukuki dinlenilme hakkının açıklama, bilgilenme ve sürpriz karar verme yasağı yararına yaptığı düzenlemeler, bu hedefin ıskalanmasını kolaylaştıracaktır.

Yasama, sulha özendirme görevinin ifasında izlenecek usul ve süreçler konusunda ipucu vermekten kaçınmıştır. 
Sulhun nasıl ve ne şekilde teşvik edileceği, yapılacaklarla sakınılacaklar konusundaki suskunluk işlerin yargıca havalesini yegâne seçeneğe dönüştürmektedir. Yargıcın, yansızlık ile ihsası rey arasındaki krize rağmen ilerlemek zorunda kalması amaçla buluşmayı ertelemektedir. Alternatif uyuşmazlık modellerinin yazgısını belirlemeye muktedir bu mantığın rutine teslim olmaması, hızlı, verimli ve etkili önlemelerin alınmasına gerektirir. 

Sulhun başarısı, müzakere masasının temiz tutulması, ortamın ayıklanması, arındırılmasına bağlıdır. İradenin kirlenmesi, müzakerenin kusur salgılamasına neden olur. Kusurlu anlaşmanın, etki ve sonuç doğurmasına hukuk seyirci kalmaz. Müzakere masasında söylenenlerin gözetilmesi, gerçeklerin baskılanmasını, iradenin gizlenmesini tetikler. Eteğindekini dökemeyenlerin, içini döktüğünden söz etmek olanaksızdır.

Genişletme ve değiştirme ile yokluktaki işlemlere itiraz yasağını yöneten mazeretin düzenlemeden yoksun bırakılması ciddi bir eksikliktir. Mazeretin disipline edilememesi, onu sömürüye açık hale getirerek, ön incelemenin amaçlarını tehlikeye atan bir amile dönüştürebilir. Değiştirme ve genişletme kurumunun yozlaşmaması, uyuşmazlığın kendinden menkul işlemlerle aşınmaması, mazeret kurumunun nesnel kimliğine kavuşmasına bağlıdır. Standarttan yoksun, sınırları belirlemekten aciz bir kurumun, aşkınlıklarla yenilikleri aşındırması muhtemeldir.

Usul ekonomisinin, ön incelemeyle celse sayısı ve talik süresi üzerinden soluksuz yarışı, özendirme çabasını boşa çıkararak, işin kürsüye dönüşünü kolaylaştırabilir. Gelenekten hoşnut, sorunlarıyla yaşamaktan memnun bir yaklaşımın, zamanla baş etmesi beyhudedir. Zamanı yönetemeyen kürsü, adlileşmeyi ön incelemeyle yarıştıran ard alanın, zamanla takışması hüsrana dönüşebilir. Yarışa itilmek, optimum ihtiyacın belirlenmesini, gerçeğin hükme dönüşmesini, ön incelemenin kendini bulmasını erteleyebilir.

Teksifin, organizasyon bozukluğu ve alt yapı eksikleri karşısında geri adım atması, saflığını yitirmesi görmezden gelinmektedir. Tebligatı, teslimi gereken sıradan emtia addeden anlayışın, yerini bilgilendirme, tebliğ ya da malumatın tevdiine bırakmadıkça, yazgısı teatiye bağlı ön incelemenin kendisini ifade ve tanımlama girişimi sonuçsuz kalacaktır. Posta/dağıtıcı kusurlarına kayıtsız, adlileşmeyi hafife alan ya da özerk bir hayata zorlanan ön incelemenin bozulmadan kalma, değişmeden yaşama şansı yoktur.

Algı sapmaları, çözüm arayışı, zamanla yarış ve duraksamalarla mücadele kurumu şablonlarla yaşamaya zorlayabilir. Basmakalıp veya örneklerle yatıp kalkan pratiğin, ustası olduğu bir geleneği yaşatması güç olmayacaktır. Aynılaşma ve benzeşme geleneğinin, İnternet'teki dur durak bilmeyen koşuşu, emeklemekte olan ön incelemenin hevesini kursağında bırakabilir.

Yozlaşmamak, kurumla empatiye, özünün kavranmasına, izlerinin sürülmesine ve aslına uygun algoritmalara ihtiyaç duyar. Aslın tercümesi, köklere inmeyi ve orada gezinmeyi, gerektirir. Kuytu ve koyaklarına girilemeyen bir kurumu yorumlamak, aslına sadık kalmak zordur. Güç olanın akıbetini zaman ve deneyler belirler. Teri soğumamış kurumu, her derde deva örneklerle tüketmeye çalışan bir yayıncılığın, sorumsuz suflelerle gelecek vaat etmesi olanaksızdır. Editörlük ve redaktörlüğü gereksiz veya sıradan bir etkinlik addeden, hukuku ticarileştiren yayıncılığın, yargıların birliğine katkı sunması çağrılara yanıt vermesi hayaldir.

Ön incelemenin, aba altındaki sopayla yaşatılma ve işler kılınma çabası çağdaş olmaktan uzaktır. Yaptırımın etki ve sonuçlarının tartışılmaması, bilimsel bir perspektiften okunmaması müeyyidenin, dirençle dışlanmasını kolaylaştıracaktır. 

Yasama, ön incelemenin hedefine isabetli, güvenli, ucuz ve makul sürede erişmesini planlayarak, onu aşkınlıklarla işlevsiz kılacak teşebbüsleri enterne etmiştir. Yasama, yargılamayı fazlarla sınırlamıştır. Sınırların ayırdığı alanlara geçişi kolaylaştıran, bahanelerle çizgileri aşan işlemleri meşrulaştırmak doğru değildir. Öteki deyişle yasama, ön incelemenin bünyesiyle uyumsuz işlemleri yasaklayarak periyotlar arası farkı ortadan kaldıran ya da geçişi kolaylaştıran deneyimleri çekici olmaktan çıkarmıştır. Cazip olan, sınırların berisinde kalarak eylemektir.

Rakamların şahadeti, ceza yargılamasının bir zamanlar sırtını yasladığı uzlaşma kurumunun, aradan geçen onca zamana rağmen özlenen rota ve debiye erişmemesi hayal kırıklığına neden olmuştur. Hukuk alanında hükme bağlanan dava sayısının, sulhle neticelen uyuşmazlık sayısına oranının dip yapması, işlerin burada da iyiye gitmediğini göstermektedir. Uyuşmazlığın tasarrufla sönümlemesini önleyen öznel ve nesnel nedenler yeterince tartışılmadan, pürüzleri temizlemeden, budakları örselemeden kurumu hayata geçirmek ön inceleme ve uzantılarına zar attırmak, şans dilemek manasına gelir.

Dava şartlarından mahrumiyet, iddianın davalaşmasını önlenmektedir. Görülebilirlik testini, kaideten ön inceleme fazıyla sınırlayan yasama, hüküm arifesindeki yoksunluğu görmezden gelerek red nedeni sayılmasını yasaklamıştır. Dolayısıyla, tartışılarak hükme dönüşmesi an meselesi olan uyuşmazlığın salt bu nedenle reddine çekince konulması, koşulun iktidarını dizginlemiştir. Yasak sınırlamaya dönüşerek koşulların saltanatı, saltık olmaktan çıkmıştır.

Görülebilirlik engellerinin ardışık fazlara yayılmasına olanak tanınması, kurumu sömürüye açarak, misyonunda aşınmaya yol açar. Ön incelemenin kurumsallaşması, varlığını tehdit eden amillerin birçok açıdan görülmesini, tartışılmasını gerektirir.

Kendisini finanse etmeyen iddianın davalaşması yasaklanarak, bireysel krizin ön incelemenin olanaklarıyla kalıcı barışa dönüşmesi önlenmektedir. Bölgesel deneyimler, mali ve ekonomik kaygıların, erişim ve korunma hakkıyla yarışmasını engellemektedir. Bu yaklaşım, finansman eksiğinin tolare edilmesini, adil yargılamanın gereği addetmektedir. Adaletin, sokağa inmesi, ucuz dağıtılmasıyla ilintilidir. Pahada ağır, yükte hafif bir adaletin dip yapması olağandır. Toplumsal barışla adil yargılamanın kaderini, finansmanla özgürlükler arasındaki çelişki belirler.

İddia ve savunmanın, usul ve esası yönetmelikle belirlenecek bir kaba girmeye zorlanmaları, ön incelemenin kapsamında daralmaya yol açar. Şablon dilekçeyle hak aramayı özendirmek, özün tartışılmasını engellemek veya tartışmanın gücünü hafife almak manasına gelir. Tartışılmayanın bağlayıcı olması olanaksızdır. Şekli ilahlaştırmak, ifade özgürlüğünü kısarak adlileşmeyi zamana yayar. Hukuka aykırılığın emsal olmasını önlemek, eşiğin düşürülmesini gerektirir. Güvenliği ve denetimi sağlamanın biricik yolu, davalaşma eşiğini yükseltmek değildir. İyicil niyetlerden neşet bu önerinin, habis deneylerle çevrelenme olasılığı, şablonla oluşmayı öneren bu yaklaşımın sorgulanmasını gerektirir.

Uyuşmazlığın, anlaşılan ve ayrışılan hususlar üzerinden belirlenmesi, patinajı ve kuşkuyu rafa kaldıran önemli bir tekittir. Tasarrufun insiyatif alarak, anlaşma kapsamını çekişmeli olmaktan çıkarması, zaman, emek, mesai ve finansman kaybını önleyen isabetli bir seçimdir. 

Çekişmeli hususların saptanabilmesi, vakıaları somutlaştırma ve elverişli kanıtlarla eşleştirme ödevinin başarısına bağlıdır. Dava konusunu yeterince kontrol edemeyen bir yaklaşımın, çekişmeli olanı isabetle belirlemesi olanaksızdır. Hükmün otör olabilmesi, söylenebilecek her şeyi kapsaması, herkesi dinlemesi ve bağrına basmasıyla mümkündür. Vakıa ve talebi dışlayan sapmaların, hükmün kimyasını bozacağını, mizacıyla oynayacağını unutmamak gerekir. Vakıa ve kanıtın sıralı sunulmamasının yaratacağı etki ve sonuçların birçok açıdan okunması gerekir.

Dava konusunu talep ve vakıayla sınırlayan, talep eksikliğini ek süreyle gidermeye imkân veren yasanın, vakıa eksiği konusunda benzer refleksleri dışlaması, vakıaya teveccühü azaltabilir. Vakıa sunumunu tertipli ve noksansız sunma edimine kayıtsızlığın karşılıksız kalması, özensizliği özendirir. Yargılama konusunu çift unsurlu addeden değerler dizisi, uyuşmazlığın sınır ve içeriğinde daralmaya neden bu yaklaşımı irdelemek zorundadır. 

Gösterilen ancak sunulmayan veya başkasının egemenlik alanındaki kanıtların toplanmasına kayıtsızlığı sert yaptırımlarla karşılamak, teksif ve kendiliğinden getirme ilkeleriyle inatlaşan yaklaşımlara verilen isabetli bir yanıttır. Kanıtların somutlaştırılması, teşhisi kolaylaştıran, erişimi sağlayan kişisel verilerin paylaşılmasını içerir. Henüz sunulmayanların belgeye indirgenmesi izahtan vareste tutulmuştur. Savunma hakkını, argümanlar üzerinden hükümden düşürmeye muktedir bu düzenlemenin, kanıtlardan vazgeçmeye neden bir fırsata dönüşmemesi gerekir.

Delil tedarikinin sona bırakılması, belgelerin toplanma ve kullanılma amacını tartışmalı kılmaktadır. Diziliş veya tertibin kanıtların tanınması, toplanmasını sonraya bırakması rastlantıyla izah edilemez. Delillerin toplanması, kapıdaki tahkikata ihtiyacı olanı sağlamayı hedefler. Sistematikte sebatın, ön incelemenin belge ihtiyacını karşılamaktan kaçınması, yarattığı tereddüt, kestirmezlikle dava konusunun argümanlardan beslenme idealini riske etmektedir.

Özendirme ile yansızlık arasındaki kutuplaşmanın, uyuşmazlığın sulhle sonlandırmaya özgülenen mülga hükümleri işlemez kılması, kurumun mazisinden soyutlanmasını önlemektedir. 

Vakıaların peş peşe sunulmamasının yaptırımsız kalması, ön incelemeye pes dedirtecek önemli bir etmendir. Vakıa sunumunda akim kalmak, kürsünün aradığını bulmasını güçleştirecektir. Aradığını bulamamak, olanı değiştirmek, başkalaştırmak veya yanlışı seçmek, hükmün aritmetiğini bozar. Sulh, tahkikat ya da hüküm için lazım olanı bulamayan yargıcın gerçek ve doğruya odaklanması kuşkuludur.

Ön incelemenin civar kurumlarla ilişkisini mazeret üzerinden kurması, mazereti, ön inceleme duruşmasının manivelasına dönüştürmektedir. Hayatları söndürme gücü olan mazeretin, özerk bırakılması, üzerinde kafa yorulması gereken ciddi bir noksanlıktır.

Yasamanın, ön incelemenin misyonuna hizmet eden birçok kavramın şekillenmesini yargıca bırakması, yargıca güvenin tezahürüdür. Yargıcın kavramsallaştırması, kavramı ete kemiğe bürümesi, ayaklandırması, yürütmesi yasamaya yaklaşması demektir. Yasamaya yaklaşmak, güvene mahzar olmak, görevi layıkıyla gerçekleştirmek, toplumsal yararları özgün, aktüel yorumlarla güvenceye almakla olanaklıdır. Kavramları biçimlendirmeyi, üretilmeyi ve geliştirmeyi kürsüye ciro eden yasama, zamanın kavramları aşındırmasını, ihtiyaçların zamanaşımına uğramasını önlemektedir. Amaçla bağdaşmaz tanım, biçim, betimlerle yorumların ön incelemeyi sırtlaması, bir adım öteye taşıması imkânsızdır.

Düzenleme boşluğu, çeviri yoksulluğu, seminer sendromu, iş yükü, algı sapmaları ve diğerleri uygulamayı boşa çıkaracak genetik taşıyıcılardır. Yozlaşma ihtimalini güçlendiren bu sorunlar, ön incelemenin dibinde kalmayı sürdürdükçe, kurumun gelecek vaat etmesi imkânsızdır. Amacımız, kurumun işlevini bozan ve problemlerle yaşamaya zorlayan edenlere projektör tutarak, onlarla baş etmeyi kolaylaştırmak, özgürlük sahasını onaran eleştirilerle genişletmektir. Yararlı olmasını umuyorum. 30 Ocak 2012

Hilmi Şeker/Yargıç/İstanbul

yeniyaklasimlar.org