ÖLÜNCEYE KADAR BAKIP GÖZETME SÖZLEŞMELERİ’NDE MUVAZAA İDDİALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Abone Ol

Bilindiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) m. 611. maddesinde düzenlendiği üzere; Ölünceye Kadar Bakıp Gözetme Sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa’nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514). [i]

Hemen belirtmek gerekir ki; bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için, sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. [ii]

Kural olarak; bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla Muvazaa; irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. [iii]

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de; Sözleşme tarihinde;

murisin yaşı,

fiziki ve genel sağlık durumu,

aile koşulları ve ilişkileri,

elinde bulunan mal varlığının miktarı,

temlik edilen malın tüm mamelekine oranı,

bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı

gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. [iv]

*-*

OLAY 1.

Mahkeme’ce yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. … Mirasbırakanın başka taşınmazları bulunup bulunmadığının ilgili Tapu Müdürlüğü’nden sorulması, taraf tanıkları yeniden dinlenmek suretiyle ölünceye kadar bakma akdi ve satış işlemlerinin gerçek olup olmadığı ayrıntılı olarak incelendikten sonra, Muris Muvazaası’na ilişkin iptal tescil talebinin değerlendirilmesi, bu talebin reddine karar verilmesi durumunda ise bu kez Tenkis isteği bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. [v]

OLAY 2.

Mirasbırakanın temlik harici terekesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; geride kalan taşınmazların değerleri tespit edilerek mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin makul sınırlar içerisinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekirken, ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan temlikin satış gibi değerlendirilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir. [vi]

OLAY 3.

Dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı 3 adet bağımsız bölüm daha bulunmaktadır. Mahkeme’ce bu taşınmazların akıbeti ve değerleri belirlenmemiş ve böylece mirasbırakanın malik olduğu taşınmazlar ile davalıya temlik edilen taşınmazların değerleri arasında oran kurulmak suretiyle mirasbırakanın yaptığı temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı hususu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeden sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca; temlike konu ve mirasbırakanın temlik dışı bıraktığı terekesinin değeri belirlenerek yapılan temlikin hoşgörü sınırları ve makul nispette olup olmadığı saptanarak bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. [vii]

OLAY 4.

Ölünceye kadar bakım akdiyle davalıya temlik edilen taşınmazlar yönünden, Mahkeme’ce yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkânı yoktur. Şöyle ki; çekişme konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davalıya devredildiği tarihteki mevcut hali ile rayiç bedellerinin ve muris adına kayıtlı bulunan taşınmazların aynı tarihteki rayiç bedellerinin tespit edilerek, davalıya devredilen taşınmazlar ile mirasbırakan adına kayıtlı olan taşınmazlar arasında makul oranın aşılıp aşılmadığının, murisin mal kaçırma iradesinin olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. [viii]

OLAY 5.

Dava konusu 452, 213, 376, 191 parsel sayılı toplam 4 parça taşınmazın 31.01.2003 tarihinde ölünceye kadar bakma şartıyla mirasbırakan ...’dan dava dışı oğlu ...’e, ondan da 06.07.2006 tarihinde satış yoluyla davalı torunu ...’e geçtiği gözetildiğinde bu taşınmazlar bakımından temlikin mirasbırakanın geride kalan mal varlığına oranının ve makul sınırda kalıp kalmadığının saptanması, tanıkların yeniden dinlenerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. [ix]

OLAY 6.

Özellikle davacı tanıklarının beyanlarından mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, satış suretiyle dava dışı ...’e devredilen taşınmazların hiç kullanılmadan davalıya devredildiği, mirasbırakanın bu işlemleri yaptıktan çok kısa bir süre sonra da hastalandığı ve öleceği düşüncesiyle kendisi ile aynı ismi taşıyan, beraber yaşadığı tek erkek evladı davalı ...’e 10 adet taşınmazını kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiği sabittir. Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdini daha az miktarda taşınmaz devrederek sağlama imkânı varken, mamelekinin büyük bir kısmını temlik ederek makul karşılanabilecek sınırı aştığı da görülmektedir. Mahkeme’nin, satış ve ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan tüm temliklerin muvazaalı olduğu yönündeki tespiti doğrudur. [x]

OLAY 7.

Mirasbırakan ile davacı oğlu ... arasında husumet bulunduğu, mirasbırakan ...’ın mal varlığının büyük bir kısmını oluşturan dava konusu taşınmazları aynı akitle davalı oğulları ve eşine temlikinde bakıp gözetilme koşulunu değil de davacıdan mal kaçırma düşüncesini ön planda tuttuğu ve bu iradeyle işlemleri gerçekleştirdiği, mirasbırakanın temlik dışı kalan taşınmazlarının değeri dikkate alındığında davalılara yapılan temlikler bakımından makul sınırın aşıldığı, bakım ve gözetim amacını taşınmazlarının bir kısmını vermek suretiyle de gerçekleştirebileceği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. [xi]

OLAY 8.

Her ne kadar Mahkeme Gerekçesi’nde davalının bakım görevini yerine getirmediğine yer verilmiş ise de, ölünceye kadar bakım akitlerinde bakılmadığı ileri sürme hakkı; Bakım Alacaklısı’na aittir. Mirasçılar tarafından Bakım Alacaklısı’na bakılmadığını ileri sürülürse, bunun dinlenmesine yasal olanak yoktur. Kaldı ki, bakım alacaklısı sağlığında dava açmadığına göre bakıldığının kabulü zorunludur. Ayrıca davacı tanık dahi bildirmemiş olup, toplanan deliller ile temlikin mal kaçırma amaçlı olduğu iddiası usulünce kanıtlanamamıştır. [xii]

--------------------------------

[i] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/17172 E., 2020/1556 K., 04.03.2020 T.

[ii] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/16064 E., 2020/985 K., 17.02.2020 T.

[iv] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/14598 E., 2020/253 K., 20.01.2020 T.

[v] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/11619 E., 2019/5628 K., 04.11.2019 T.

[vi] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/7970 E., 2019/5241 K., 15.10.2019 T.

[vii] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/11216 E., 2019/4139 K., 26.06.2019 T.

[viii] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/9754 E., 2019/5665 K., 05.11.2019 T.

[ix] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2017/306 E., 2020/778 K., 11.02.2020 T.

[x] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2019/4759 E., 2020/315 K., 22.01.2020 T.

[xi] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/14598 E., 2020/253 K., 20.01.2020 T.

[xii] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi, 2016/15399 E., 2019/6597 K., 17.12.2019 T.