Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen cinsel saldırı, cebir-şiddet ve buna bağlı öldürme fiillerine tepki olarak, failler hakkında daha ağır cezaların uygulanması, hadım edilme ve ölüm cezalarının getirilmesi talep edilmektedir.
Belirtmeliyiz ki, yalnız başına Ceza Hukukunu sorunların çözümü olarak görmek ve yalnızca cezadan medet ummak doğru değildir. Suç ve ceza elbette önemlidir. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin suç ve ceza siyasetine sahip olması gerektiği tartışmasızdır. Maddi hakikate ve adalete ulaşılabilmesi için lüzumlu tüm tedbirler alınmalı ve yargılamalar süratlendirilmelidir. Sürekli kanun değişikliği yapmak, bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya ters düşecek şekilde hadım edilme ve ölüm cezasının getirilmesi çağrılarında bulunmak, belki günü kurtarıp toplumda gelişen infial duygusunu söndürme amacına hizmet edebilir, fakat kalıcı çözümler üretmez.
Ölümle sonuçlanan cinsel saldırı suçlarında verilecek ceza ve uygulanacak infaz kuralları, Türk Ceza ve İnfaz Sisteminde kabul edilen en ağır düzenlemeler arasında yer almaktadır. Kanaatimce ana sorun, toplum halinde birlikte yaşamak isteyip de, belirli müşterek noktalarda asgari uzlaşıyı sağlayamamaktan, cinsiyete dayalı hak ayırımı yapmak yerine, “insan hakkı” kavramını benimseyememekten, bunu uygulamaya geçirememekten ve “müşterek akıl” oluşturamamaktan kaynaklanmaktadır. Bunun dışında; af çıkarmadığınız ve cezaları tam manası ile tatbik ettiğinizde, Ceza Hukukunun önleme ve caydırma, ödetme ve uslandırma fonksiyonlarına hizmet eden ceza normlarının yürürlükte olduğunu ifade etmek gerekir.
1. Nitelikli cinsel saldırı (tecavüz) suçunun tamamlandığı kabul edilirse;
Ceza : TCK m.102/5 à suç sonucu mağdurun ölmesi halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası (mürekkep/bileşik suç, biri diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı sebebi),
İnfaz : İnfaz Kanunu m.108/9 delaletiyle m.108/1-a à 39 yıldan sonra hükümlünün iyi halli olması kaydıyla koşullu salıverilme (28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun m.82 ile İnfaz Kanunu m.108’e yapılan ekleme).
2. Nitelikli cinsel saldırı (tecavüz) suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilirse;
İki görüş
a. Ceza : TCK m.102/5 à suç sonucu mağdurun ölmesi halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
İnfaz : İnfaz Kanunu m.108/9 delaletiyle m.108/1-a à 39 yıldan sonra hükümlünün iyi halli olması kaydıyla koşullu salıverilme.
b. Ceza : Nitelikli cinsel saldırı suçunu düzenleyen TCK m.102/2’ye göre temel ceza 12 ila 20 yıl, 3. fıkrada sayılan ağırlaştırıcı neden olduğundan 18 ila 30 yıl. Bunateşebbüs uygulandığında TCK m.35 uyarınca teşebbüsün ağırlığına göre ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilecek,
Ve
TCK m.82/1-b (canavarca his), m.82/1-i (bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle) à ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanacak.
İnfaz : İnfaz Kanunu m.107/3-a à 30 yıldan sonra koşullu salıverilme (nitelikli öldürme) + İnfaz Kanunum.108/9 à hükümlünün iyi halli olması halinde cinsel saldırıya teşebbüsten verilecek cezanın dörtte üçü uygulanacak.
* İnfaz Kanunu m.9/2 ileAçık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre yukarıdaki eylemden dolayı suçlu bulunan failler; cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi halli olarak geçirdiği takdirde, koşullu salıverilme tarihine üç yıl veya daha az süre kalanlar açık ceza infaz kurumuna geçebilecektir. Bu durumda failin veya faillerin, 33 ila 36 yıl kapalı ceza infaz kurumunda hapis cezalarını çekmesi gerekecektir.
* Asıl fail yanında yer aldığı iddia edilen kişi varsa, bu kişinin müşterek fail veya azmettirici ya da yardım eden konumunda olması halinde, hukuki durumu TCK m.37 ila 39’a göre ayrıca değerlendirilmelidir. Asıl fail yanında yer aldığı ileri sürülen şüphelinin eylemi, yalnızca suç teşkil eden fiilleri gizlemek ve delilleri ortadan kaldırmaktan ibaret olduğu iddia edildiğinde, TCK m.281 uyarınca 6 ay ila 5 yıl hapis cezasını öngören suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun unsur ve delilleri tartışılacaktır.
* Ceza kanunlarında cezaların alt ve üst sınırları gösterilir. Yargılamayı yapan hakim, TCK m.61 uyarınca suça konu eylemin özelliklerini ve failin kusur durumunu dikkate almak suretiyle sonuç cezayı belirleyip bireyselleştirme yapar. Kamuoyunda az ceza algısı, suça konu eylemin özelliklerinin ve failin kusur durumunun dikkate alınmak suretiyle cezanın alt sınırdan uygulanması ile oluşmuştur.
Buna ek olarak, TCK m.62’de düzenlenen takdiri indirim nedenlerinin de otomatik uygulandığı düşünülür. Hakim, takdiri indirim nedenlerini gerekçesiz uygulayamaz. Kanun koyucu, cezanın belirlenip bireyselleştirilmesini ve takdiri indirim nedenlerini şartlara bağlamıştır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis, müebbet hapis yerine 25 yıl hapis cezası ve diğer cezaların altıda biri oranında indirilmesi yetkisini mahkemeye tanıyan takdiri indirim; ancak failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınmak suretiyle uygulanabilir.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)