NFT Eserlerin Fikri Mülkiyet Durumu İle Kripto Paralarla Halka Arz Ve Devrinin Mümkün Olup Olmadığı Hakkında Hukuki Değerlendirme

Abone Ol

NFT (“Non Fungible Token”) ya da Türkçe’deki karşılığı ile “Değiştirilemez Token”, tıpkı Bitcoin veya Ethereum gibi, blok zincir teknolojisini kullanılarak üretilmiş bir tür kripto varlıktır. Ancak NFT, diğer kripto varlık türlerinden farklı olarak genellikle özgün, eşsiz ve değiştirilemeyen değerli bir varlığı ve bu varlığın sahiplik durumunu temsil etmektedir. Örneğin, dijital ortamda varlık gösterebilen ve bir kişinin mülkiyetine ait olabilen dijital sanat ürünleri, NFT sınıfına girmektedir. NFT’ler bu anlamda bir kripto paradan çok bir meta ya da ürün olarak alınıp satılmakta ve ağırlıklı olarak da koleksiyon değeri gören ve sanatsal değer atfedilen ürünlerden oluşmaktadır.

Ülkemizde, blok zincir teknolojisi ile üretilen kripto paralar ve NFT gibi dijital varlıklarla ilgili temel bir yasa ve regülasyon bulunmamaktadır. Fakat tüm dünyada fiziksel eser piyasasının yaklaşık 50 milyar dolar hacim ürettiği 2021 yılı itibarıyla NFT piyasasının yaklaşık 40 milyar dolar hacme ulaşması nedeniyle, dijital bir varlık sınıfı olan NFT’lerin gelecekte fiziksel varlıklarla yarışım halinde bulunacağı ve belki de fiziksel varlıkların yerini alacağı, yadsınamaz bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Bu nedenle her ne kadar merkeziyetsiz olsalar da NFT’lerin cari yasalar ve hukuki regülasyonlardan tamamen bağışık şekilde hukuksuz bir alanda yer aldığını düşünmek doğru olmayacaktır.

Mevcut yasal düzenlemeler ve cari hukuk sistemimiz bakımından NFT’lerin hukuki durumunun Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. FSEK, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini, eser kapsamında kabul etmektedir. Buna göre, NFT'ler, özgünlük, eşsizlik ve değiştirilemezlik unsurları yönünden, blok zincir teknolojisi kullanılarak üretilmiş eserler olarak kabul edilebilecek ve fikri mülkiyet bağlamındaki hukuki durumu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında değerlendirilebilecektir.

Bu bağlamda değerlendirme yapıldığında, fiziksel bir eserin dijital ortamda NFT olarak üretilmiş olması durumunda üretilecek NFT’nin, fiziksel eserin hukuki durumuna herhangi bir etki sağlayıp sağlamayacağının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira son dönemlerde özgün NFT’ler üretilmesinin yanı sıra, özellikle evrensel ve yerel düzeyde önemli bazı sanatçıların daha önce üretmiş oldukları fiziksel eserlerini NFT olarak üreterek satışa sundukları da bilinmektedir. Bu noktada belirtmek isteriz ki, fiziksel eserler ile NFT eserler, birbirlerinden tamamen farklı eserlerdir. Fiziksel bir eser esas alınarak üretilse dahi NFT’ler fiziksel eserlerden farklı, özgün ve tamamen dijital bir eser olacaktır. Bu durumda NFT sahipliği, sadece bir dijital eser sahipliği olup, aynı zamanda da o NFT’nin üretildiği fiziksel eserin sahipliği anlamına gelmeyecektir. Zira fiziksel eserin fikri mülkiyet hakları, sahiplik durumu, satış ve devrinin ne şekilde yapılacağı hususları mevcut yasalar çerçevesinde net bir şekilde belirlenmiş olup, fiziksel eserler esas alınarak üretilmiş olan NFT’ler, tamamen özgün yeni bir eser olmakla birlikte, söz konusu fiziksel eserlerin fikri mülkiyet haklarının üzerinde hukuken etkili değildir.

Bu noktada, her ne kadar fiziksel eser esas alınarak üretilse de, tamamen özgün ve yeni bir varlık sınıfında, yani blok zincir teknolojisini kullanılmak suretiyle dijital eser olarak üretilen NFT’lerin, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan işlenme eser olarak kabul edilmesinin de hukuken mümkün olamayacağını belirtmek gerekmektedir. Zira, örneğin bir edebiyat eserinin sinemaya veya tiyatroya uyarlanması ile vücut bulan işleme eser ile örneğin bir karikatür sanatçısının daha önce yaratmış olduğu bir karikatür eserinden yola çıkarak dijital varlık sınıfında yer alan, tamamen özgün yeni bir NFT eser üretmesi, aynı hukuki durumu ifade etmemektedir.

NFT’ler açısından bir diğer hukuki sorun ise halka arzının ve devrinin ne surette yapılacağı hususudur. Bilindiği üzere TCMB’nin Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmeliği ile Türkiye’de gerçekleştirilen ödemelerde kripto paraların doğrudan ve dolaylı olarak kullanılması yasaklanmıştır. Şu halde NFT’lerin kripto para ile halka arzının veya devrinin mümkün olup olamayacağı hususunda iki farklı görüş ortaya çıkabilecektir:

TCMB’nin yönetmeliğinin sadece fiziki varlıkların alım-satımının kripto para ile yapılmasını yasakladığı, blok zincir ile üretilmiş bir kripto varlık olan NFT’lerin halka arzı ve satışında kripto para kullanılmasının bir ödeme yöntemi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı, sadece iki kripto varlığın karşılıklı olarak takas edilmesi anlamı taşıyacağı, bu itibarla da NFT’lerin kripto para ile halka arzının veya devrinin, kripto paralarla ödeme yapma yasağı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmayacağına dair var olan istisnai bir görüşe karşın, daha baskın olan diğer bir görüşe göre, NFT’ler her ne kadar kripto varlıklar olsalar da, yönetmelik ile getirilen yasağın kapsamının geniş yorumlanması ile NFT’lerin kripto para ile halka arz edilmesi ya da devrinin mümkün olamayacağı yönündedir. Ancak bu halde dahi, NFT’lerin Türk Lirası ile satışında herhangi bir mevzuat engeli bulunmadığını da belirtmek gerekmektedir.