Türk hukukunda miras bırakanın (murisin) tasarruf özgürlüğü, saklı paylı mirasçıların (kanunen belirlenmiş belirli mirasçıların) haklarını ihlâl etmemek kaydıyla geniş bir şekilde tanınmaktadır. Ancak miras bırakan, ölüme bağlı tasarrufları (vasiyetname, miras sözleşmesi vb.) veya sağlar arası tasarrufları (bağışlama gibi) ile saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlâl ederse, Türk Medenî Kanunu bu saklı payların korunabilmesi için “tenkis (indirim) davasını düzenlemiştir.
Tenkis davası, miras bırakanın yapmış olduğu tasarrufların saklı payı ihlâl eden kısmının indirilerek, saklı paylı mirasçılara kanunen korunan paylarının iade edilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bir başka deyişle miras bırakanın çocukları arasında bazılarına az veya bazılarına çok mal vermesi neticesinde az alan çocukların kanunen tanınmış saklı paylarını talep ettiği dava türüne tenkis davası denilmektedir. Aşağıda bu davanın şartları, hangi tasarrufların tenkise tabi olduğu, yargılamada uygulanacak usul ve sıralama kuralları, iade ve denkleştirme (mirasta iade davası) ile farklılıkları ve Yargıtay kararları kapsamlı biçimde ele alınacaktır.
TENKİS DAVASININ HUKUKÎ DAYANAĞI
Türk Medenî Kanunu (TMK) m. 506 – 565 arasında miras hukukuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Saklı payı düzenleyen TMK m. 506 ve devamı, tenkisi düzenleyen ise özellikle TMK m. 560 ve devamı maddelerde yer almaktadır.
Söz konusu kanun maddelerinde saklı paylı mirasçıların korunması ve miras bırakanın tasarruf serbestisinin sınırları çizilmiştir.
TENKİS (İNDİRİM) DAVASI NEDİR
Tenkis davası, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları (vasiyetname, miras sözleşmesi vb.) veya saklı payı ihlâl edecek nitelikteki sağlar arası tasarrufları (bağışlama ve diğer ivazsız kazandırmalar) nedeniyle saklı paylı mirasçıların kanunen korunan paylarının zedelenmesini engellemek amacıyla açılan bir davadır. Davanın esası, saklı paylı mirasçının sahip olması gereken minimum payın (saklı pay) korunmasıdır.
Bu davada amaç, miras bırakanın saklı payı aşan kazandırmalarının “indirilmesi” yani saklı pay oranını ihlâl eden kısmın ortadan kaldırılması ve saklı paylı mirasçıların sahip olmaları gereken payın sağlanmasıdır.
TENKİS DAVASININ KOŞULLARI
a- Saklı Pay İhlâli Olmalı
Tenkis davası, ancak saklı paylı mirasçıların saklı paylarının ihlâl edilmesi hâlinde açılabilir. Saklı payı olmayan mirasçılar veya alacaklılar vs. bu davayı açamaz.
b- Davacı Sıfatı (Aktif Husumet Ehliyeti)
Saklı paylı mirasçılar: Altsoy (çocuklar, torunlar), anne-baba (bazı hâllerde), sağ kalan eş. Saklı pay hakkı zedelenmişse, bu mirasçılar tenkis davası açabilir.
c- Davalı Sıfatı (Pasif Husumet Ehliyeti)
Tenkise tabi tasarruftan faydalanan gerçek kişiler veya kanun gereği şirket, vakıf vb. tüzel kişiler de olabilir. Mirasçı olsun veya olmasın, tasarruftan yararlanan kişiler bu davada davalı sıfatına sahiptir.
d- Tasarruf Geçerli Olmalı
Tenkise konu tasarruf, kural olarak şeklen ve esasen geçerlidir. Geçersiz (yok hükmünde, butlan vs.) bir tasarruf için tenkis davası açılamaz; zaten geçersiz tasarruf saklı payı ihlâl edemez.
e- Süre (Hak Düşürücü Süreler)
TMK m. 571’e göre, saklı payı ihlâl eden tasarrufu öğrenen saklı paylı mirasçı, 1 yıl içinde tenkis davası açmalıdır. Her hâlükârda tasarrufun açıldığı (mirasın açıldığı) tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre söz konusudur.
DAVADA USUL HÜKÜMLERİ
Görev ve Yetki
Tenkis davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın (ölenin) en son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kesindir.
Davacı – Davalı
Davacı; saklı payı zedelenen mirasçı, iflası halinde kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilecektir. Birden fazla mirasçının saklı payı zedelenmiş ise bunlardan her biri tek başına veya beraber dava açabilirler.
Davalı; burada saklı payı zedeleyen ve bu tasarruftan dolayı yararlanan herkese karşı açılabilir. Yani mirasçılık sıfatına haiz olması gerekmiyor. Yararına temlik yapılan herkes hakkında açılabilir.
İspat Yükü
Kural olarak davacı ispat yükü altındadır. Uygulamada tenkis davalarında objektif ve sübjektif deliller karşımıza çıkmaktadır. Objektif delillere örnek olarak; erkek evlada daha çok mal verme faktörü, ikinci eş, fahiş biçimde taşınmazın gerçek değerindeki bedel farkı, terekenin (miras mallarının) tamamının tasarrufa konu edilmesi. Söz gelimi bir çocuğa tüm malların verilmesi. Sübjektif deliller ise; tanıklar diyebiliriz. Olayla ilgili olarak görgüye dayanan tanık beyanları. Fakat şunu da belirtmekte fayda var. Salt bedel farkı tek başına saklı payın zedelendiğine karine oluşturmaz.
Dava Açma Süresi
Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Örneğin babanız 10.11.2023 tarihinde vefat ettiği, dava ise 23.12.2024 tarihinde açılmış ise ölümünden bir yık geçtikten sonra açıldığı için dava süre yönünden reddedilecektir.
Tenkis Davasında İstek Kapsamı (Taleplerimiz)
Tenkis davaları ile amaçlanan; miras bırakanın diğer mirasçılarına karşı yaptığı tasarrufların iptali değil de, değiştirilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan kademeli olarak da istekte bulunulabilir. Uygulamada daha çok muris muvazaası iddiası ile birlikte kademeli olarak tenkis talep ediliyor. Bu elbette yapılabilir. Tenkis talebimizden sonra mahkeme net terekeyi belirlemesi gerekecektir.
Uygulamada izlenecek yol; öncelikle miras bırakanın aktif ve pasif terekesinin tespit edilmesi gerekir. Ardından sabit tenkis oranı belirlenip belirlenen sabit tenkis oranında bölünüp bölünmeyeceği netleştirilir. Bölünmesine imkan varsa taraflar adına tesciline karar verilir. Bölünmesi imkansız ise davalı tarafa bu aşama TMK m.564 uyarınca tercih hakkını sorması gerekecektir.
TEREKE MİKTARININ BELİRLENMESİ
a- Hesaba Katılması Gereken Mallar
- Taşınır ve taşınmaz mallar, paralar
- Miras bırakanın tüm alacakları ve öldüğü tarihe kadar ki faizi,
- Borsadaki hisse senetleri, tahvil gibi kıymetli evraklar,
- Taşınır ve taşınmaz mallarının doğal ve medeni semereleri,
- Temlik dışı tereke miktarı
b- Hesaba Katılması Gerekmeyenler
- Hatıra değeri bulunan günlük, mektup ve resimler,
- Gelenek görenek ile verilmesi mutad hale gelmiş (doğum, nişanlanma, evlenme ve sünnet gibi özel günlerde) hediyeler, terekeye eklenmeyecektir.
- İntifa ve sükna hakkı.
TENKİSE TABİ TASARRUFLAR
Miras bırakanın saklı payı ihlâl edecek nitelikteki tüm ölüme bağlı tasarrufları ve bazı sağlar arası kazandırmaları tenkise tabidir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
Vasiyetname ile Yapılan Kazandırmalar:
- Vasiyetname ile belirli mal bırakma (muayyen mal vasiyeti),
- Belli bir kişiyi mirasçı atama (mansup mirasçılık),
- Diğer vasiyet tasarrufları.
Miras Sözleşmesi ile Yapılan Kazandırmalar:
- Miras sözleşmesi ile üçüncü kişilere yapılan ölüme bağlı kazandırmalar,
- Mirastan feragat sözleşmeleri saklı paya ilişkin olduğunda farklı değerlendirmeler de gündeme gelebilir (özellikle karşılıksız mirastan feragat hâli).
Sağlar Arası Kazandırmalar (Bağışlama ve İvazsız Kazandırmalar):
TMK m.565 kapsamında tenkise tabi sağlar arası kazandırmalar açıklanmıştır. Şöyle ki;
- Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
- Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
- Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
Örtülü Bağışlamalar:
- Miras bırakanın, satış veya başka bir hukukî işlem gibi göstererek aslında bağış yapması hâlinde de saklı pay ihlâli doğuyorsa tenkis uygulanır. Örneğin, düşük bedelli satış sözleşmeleri gerçekte bağış niteliği taşıyorsa, saklı pay ihlâline sebep olduğu ölçüde tenkise tabi olur.
Şunu da belirtmekte fayda var ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle tenkis davası gündeme gelebilir. Ancak burada dikkat etmemiz gereken; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ivazlı olduğu için tenkise konu edilmez. Ancak miras bırakanın gerçek bir bakıma ihtiyacı olmayıp sırf mirasçının saklı payını zedelemek amacıyla ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapması halinde miras bırakanın bakım borçlusuna verdiği para veya mal tenkise konu olabilir.
Yukarıda tenkise tabi tasarrufları izah ettik. Saklı payı ihlal edilen mirasçı alması gereken payı, bu tenkise tabi tasarruflardan hangi sıraya göre alacaktır. Şöyle ki;
TENKİSTE TERTİP VE SIRA
Tenkis, saklı payı zedelenen mirasçının saklı payı tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan bu yetmez ise en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır.
En Son Tarihli Vasiyetler Daha Önce Tenkise Girer
Birden çok vasiyet varsa, en sonra yapılan vasiyetnamedeki tasarruflar önce tenkise tâbidir. Çünkü miras bırakanın en son iradesi saklı payı daha çok ihlâl etmiş olabilir.
Sağlar Arası Kazandırmalar ve Ölüme Bağlı Tasarrufların Sırası
Uygulamada genellikle ölüme bağlı tasarruflardan başlayarak, saklı payı ihlâl devam ediyorsa sağlar arası kazandırmaların tenkis edildiği ifade edilir.
Ancak TMK m. 565’te belirtildiği üzere, saklı payın hesabında sağlar arası ivazsız kazandırmalar, miras bırakanın tasarruf nisabını aştığı ölçüde sırasıyla tenkise tâbi tutulur.
Tenkis Aşamaları
- Önce miras bırakanın tüm tereke değeri hesaplanır.
- Saklı pay oranı belirlenir.
- Saklı paylı mirasçılara düşen miktarın tespiti yapılır.
- İhlâle sebebiyet veren tasarruflar önce ölüme bağlı tasarruflardan başlanarak tenkise tabi tutulur. Yine de saklı pay ihlâli giderilemezse sağlar arası kazandırmalar sıraya alınır.
TENKİSTE GERİ VERME KOŞULLARI
Tenkis davası sonucunda karar verildiğinde, davalı konumundaki kazandırmadan faydalanan kişi, saklı payı ihlâl eden fazla kısmı mirasçıya geri vermek durumundadır. Türk Medeni Kanunun m.566 uyarınca “Kendisine tenkise tâbi bir kazandırma yapılmış olan kimse iyiniyetli ise, sadece mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür; iyiniyetli değilse, iyiniyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur. Miras sözleşmesiyle elde ettiği kazandırma tenkise tâbi tutulan kimse, bu kazandırma için miras bırakana verdiği karşılığın tenkis oranında geri verilmesini isteyebilir.”
Geri verme iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. Birincisi aynen geri verme, bedel ödemesi şeklinde geri vermedir.
1- Aynen Geri Verme
Zedelenen saklı payı karşılayacak kadar kısmın aynen iadesi (örneğin, belirli bir malın mülkiyetinin geri verilmesi) söz konusu olabilir.
2- Değer Karşılığı Geri Verme (Bedel Ödemesi)
Aynen iade mümkün değilse veya aynen iade, hakkaniyete uygun değilse, tasarruftan yararlanan kişi, saklı paylı mirasçıya denk değerde bir bedel ödemek suretiyle ihlâli giderebilir.
Derece Derece Tenkis ve İade
Bir başka önemli hususta; miras bırakanın birden fazla tasarrufu mevcutsa, bu durumda izleyeceğimiz yol öncelikle her tasarruf kendi içinde saklı payı ne kadar ihlâl ettiğine göre indirim/geri verme şeklinde yapılacaktır.
Tenkise tabi tutulan tasarruflardaki geri verme yükümlülüğü, işlem tarihinden itibaren mirasın açıldığı tarihe kadar bazı durumlarda yasal faiziyle birlikte talep edilebilir. Ancak bu konuda Yargıtay içtihatları çerçevesinde değerlendirme yapmak gerekir.
Mirastan Feragat Durumunda Tenkis ve Geri Verme
Geri verme borcundan farklı olarak feragat durumunda; miras bırakan, mirastan feragat eden mirasçısına sağlığında terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşan edimlerde bulunmuşsa bu durumda diğer mirasçıları tenkisi talep edebilecektir. Böylelikle mirastan feragat eden mirasçı sadece saklı payını aşan miktar tenkise tabi olur.
Öte yandan miras bırakanın tasarrufunda saklı payı zedeleme kastının var olup olmadığı aranmaz. Çünkü bu sözleşmeler ivaz karşılığında feragat etmeye ilişkin sözleşmeler olduğu için mutlak tenkise konu olacaktır.
Mirastan feragat eden mirasçı geri vermeyi şu şekilde yapacaktır; dilerse tenkise tâbi değeri geri verir, dilerse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır.
TENKİS DAVASI İLE MİRASTA İADE (DENKLEŞTİRME) DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR
Bu iki kavramın yan yana gelmesinin ana sebebi; söz gelimi davacı miras payına karşılık bir kazandırmanın söz konusu olduğunu ve bu sebeple terekeye geri verilmesini talep etmekte, davalı ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını yani davacının miras payına karşılık bir kazandırmanın olmadığını sadece davacının zamanaşımına uğrayan tenkis hakkının sonuçlarından kendisini kurtarmak için bu yolu tercih ettiği iddiası ile savunma yaptığı görünmektedir.
Bu sebeple miras bırakanın iradesinin ne olduğunu çözmek önem arz edecektir. Çünkü bildiğiniz üzere miras bırakan isterse ölümü halinde miras payına mahsuben verdiği şeyin geri verilmemesi için mirasçını koruma iradesini gösterebilir. Oysa miras bırakan diğer mirasçılarının saklı payını zedelediği takdirde yararlanan mirasçısında kalmasını isteyemez.
Davayı Açma Hakkı Farkı
Tenkis davasını, saklı payı ihlâl edilen tüm saklı paylı mirasçılar açabilir. Denkleştirme davasını, mirasçıların birbirine karşı açabileceği bir davadır. Saklı paylı olması şart değildir.
Hukukî Sonuç Farkı
Tenkis davasının sonucu, saklı payın ihlâl edilen kısmının iadesi ya da bedel karşılığı giderilmesidir.
Denkleştirme davasında, miras bırakandan sağken mal almış olan mirasçının, almış olduğu malın değeri terekeye eklenerek (kıymet olarak) dağıtım yapılır.
Zamanlama Farkı
Tenkis davasında, saklı pay ihlâlini öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açılmalıdır (hak düşürücü süre).
Denkleştirmede zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir; ancak mirasın paylaşımı sırasında gündeme gelir.
TENKİS DAVALARINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Tenkis alacağının hesaplanması için öncelikle tüm terekenin ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilmesi, saklı payın belirlenmesinin ardından, sabit tenkis oranı-taşınmazın bölünebilir olup olmadığının belirlenmesi gerekir. (Y7HD. 25.05.2023 T. 2082 E.-2838 K.)
Tereke mevcudunun temlik içi/temlik dışı mahkemece resen araştırılacağı-murisin ölüm tarihi itibariyle tereke değerinin tespiti gerek sabit tenkis oranının hesaplanması ve gerekse ihlal edilen saklı payın belirlenmesi için zorunludur. (Y3HD. 02.10.2017 T. 152 E.-13094 K.)
Satış yoluyla temlikte tenkis istenemeyeceği-bağış yoluyla temlikte tenkis istenebilecektir. (Y1HD. 20.05.2013 T. 4753 E.-8026 K.)
Davanın ıslahla tenkis istemine dönüştürülmesinde 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı; ilk dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü süre de bu tarihte kesilmiş olur. Bu sebeple dava açma süresi ilk dava ile korunmuş olacağından hak düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil, ilk dava tarihinin esas alınması gerekecektir. (Y1HD. 18.04.2013 T. 754 E.-5575 K.)
Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı olduğu için kural olarak tenkisi istenemez. Ancak saklı pay muris tarafından açıkça ihlal edilmişse tenkisi istenebilir. (Y16HD. 02.04.2010 T. 2402 E.-2627 K.)
Olay Özeti: Miras bırakanın, vasiyetname ile bir kısım malvarlığını 3. kişiye bırakması neticesinde, saklı paylı mirasçıların paylarının zedelendiği iddiası ile tenkis davası açılmıştır.
Karar Özeti: Mahkeme, vasiyetnamedeki kazandırmaların saklı payı ihlâl ettiğini tespit ederek tenkis kararı vermiştir. Yargıtay, mahkeme kararını onamış ve aynen ifadenin mümkün olduğu ölçüde tasarruf konusu malın saklı paylı mirasçılara iadesine, mümkün olmadığı durumda bedel ödenmesine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
Vasiyetnamenin geçerli bir vasiyet olması, onu saklı payı ihlâl etmeyeceği anlamına gelmez.
Saklı payın ihlâl edilip edilmediği hesaplama yolu ile tespit edilir.
Tenkis, ihlâl oranında yapılır. Malın bütününün iadesine gerek yoktur.
Olay Özeti: Miras bırakan, sağlığında, taşınmazını çok düşük bedelle satış gibi göstererek oğluna devretmiştir. Diğer çocuklar, bunun gerçekte bağış niteliği taşıdığını ve saklı payı ihlâl ettiğini ileri sürmüşlerdir.
Karar Özeti: Yargıtay, yapılan sözleşmenin örtülü bağış niteliği taşıdığını ve saklı pay ihlâline sebebiyet veriyorsa tenkise tabi olduğuna hükmetmiştir.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
Tapudaki işlem her ne kadar satış olarak görünse de, işlemin gerçek niteliği önemlidir.
Sağlar arası ivazsız kazandırmalar saklı payın ihlâline neden oluyorsa, TMK m. 565 gereği tenkis edilir.
Emsal bedele göre bariz farksız bir bedel ödenmemişse, bağış olarak değerlendirilir.
Olay Özeti: Saklı paylı mirasçı, saklı payının ihlâl edildiğini vasiyetnameden 2 yıl sonra öğrenmiş, fakat 1 yıllık sürede dava açmadığı için davası reddedilmiştir. Mirasçı temyiz yoluna başvurmuştur.
Karar Özeti: Yargıtay, TMK m. 571 uyarınca dava hakkının öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu belirterek yerel mahkemenin ret kararını onamıştır.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkindir; mahkemece resen gözetilir.
Saklı paylı mirasçının tasarrufu bildiği halde 1 yıl içinde dava açmaması dava hakkını kaybetmesine neden olur.