Merhaba;
Yanlış anımsamıyorsam, daha önce de bazı mirasa dair sorulara yanıt verirken; belli temel hususlarda bilgiler vermiştim. Tekrara düşüp düşmeyeceğimden emin olmamakla beraber, öncelikle şu bilgiler üzerinde durmak isterim..
Bir kişiye ait malvarlığı belli ve kesinlikle çok sınırlı durumlar haricinde sadece o kişinin inisiyatifine tabidir. Kişi malvarlığı değeri üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ne zaman ki bu kişi vefaat etti; o andan itibaren miras hukuku hükümleri işlemeye başlar.
Kişinin ölümü ile birlikte yasal ve/veya iradi mirasçıların tümünün oluşturduğu bir "miras şirketi" kurulduğunu kabul ederiz. Her ne kadar literatürde şirket tabiri kullanılıyorsa da; bu, "şirket"ten anladığınızdan daha farklı bir hukuki kurumdur aslında.
Bunu şöyle kısaca özetleyebilirim ki; tüm mirasçılar miras kalan tüm mallara elbirliği ile sahip olurlar. Bu elbirliği halinde malik olma durumu, mirasçılar arasında kaçınılmaz olarak bir hukuki ilişkiye de sebep olur. Miras bırakanın ölümü ile birlikte bazı yine çok istisnai ve illa ki kanundan doğan temsil veya yönetim yetkileri hariç, miras kalan tüm mallar ve haklar üzerinde mirasçılar hep birlikte tasarruf etmek durumundadırlar.
Örneğin miras olarak kalan bir ev varsa; tüm mirasçıların eşit oranda ve hep birlikte bu evi kullanma hakları vardır. Ev satılacaksa; satım kararını yine tüm mirasçılar almak zorundadır. Evin kime ve ne kadara satılacağı da yine mirasçıların hep birlikte karar vereceği hususlardır. Hatta ta ki tüm miras kalan mallar tüm mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılıncaya dek, miras kalan bu evin satımından elde edilen para da yine tüm mirasçılara aittir. Bu ev kiralanacaksa; yine tüm mirasçılarca kime, ne kadar süreliğine, ne kadar bedelle kiralanacağına karar verilmelidir. Evden elde edilen kira geliri de yine tüm mirasçılara ait olacaktır. Miras kalan bu ev zaten miras bırakanca henüz yaşıyorken kiralanmış ve içinde kiracı bulunan bir ev ise; kira sözleşmesi bu sefer kiracı ve tüm mirasçılar arasında devam edecektir. Kiralayanın (ev sahibinin) ölmesi, kira sözleşmesini sona erdirmez. Tüm bu bahsini ettiklerim miras paylaşılıncaya dek bu şekilde devam edecektir.
Ne zaman ki miras paylaşıldı; o halde zaten bu miras şirketi kapsamında olan her bir mirasçı, miras payı oranında kendine düşen malvarlığı değerini şahsen elde etmiş olur ve miras şirketi de sona erer.
Mirasın paylaşılması ise tüm mirasçıların rızası ve ortakça alacakları bir kararla da olabileceği gibi; aralarında paylaşım şekli, oranı veya zamanında tam bir oybirliği sağlanamaması halinde, mahkeme kararıyla da gerçekleştirilebilir. Şayet mirasçılar arasında tam bir konsensüs sağlanamıyorsa; hiçbir mirasçı bu ortaklığa devam etmek zorunda değildir. Tek bir mirasçı dahi mahkemeye başvurarak mirasın paylaşılmasını ve dolayısıyla miras ortaklığının sona erdirilmesini isteyebilir.
Bazen özellikle de aile içi öznel sebeplerle mirasçılar mirasın paylaştırılmasını istemezler. Anladığım kadarıyla siz de böyle bir durumdan muzdaripsiniz. 6 kardeş olduğunuzu, annenizin yaşıyor olduğunu, kiraları ise kardeşlerden birinin topladığını ve anneniz dahil, diğer aile bireylerinin bu duruma sessiz kaldığını söylüyorsunuz. Belki tüm aile fertlerinin husumetini üzerinize çekmemek için şu aşamada siz de miras mallarının paylaştırılmasını dilemeyebilirsiniz.
Bu hallerde de her bir mirasçı, miras kalan malların yönetimi için mahkemeden bir temsilci atanmasını talep edebilir. Atanacak olan temsilci, miras kalan tüm malların yönetimini gerçekleştirir. Sizin durumunuza özel olarak değinecek olursam; söz gelimi kiradaki malların kiralarının toplanması ve miras payları oranında mirasçılara ödenmesi de yine bu atanacak temsilci tarafından gerçekleştirilir.
Bir diğer çözüm yolu da kiracılarla muhatap olmaktır. Başkaca bir mirasçı olup olmadığını bilmiyorum ama verdiğiniz bilgilerden yola çıkarak kaba bir hesap yapacak olsam; mirasın tümünü 24 payda kabul ederim. Bu 24 paydadan 6'sı annenize ait olur ve kalan 18 payı da her bir kardeşe 3'er pay olmak üzere paylaştırırız. Yani sizin miras payını 3/24'tür.
Bu hesaptan yola çıkacak olursak; söz gelimi aylık kira geliri 1.000-TL olan bir evin işbu kirasının, miras payınıza göre yaklaşık 125-TL'si sizin yasal olan hakkınızdır. Babanızın verasetine göre miras payınız her ne kadar ise her bir kiracıdan kendi payınıza düşen kısmın tarafınıza ödenmesini de talep edebilirsiniz diye düşünüyorum. Dolayısıyla anneniz yada kardeşleriniz her ne şekilde bir takdire sahip olursa olsun; siz kendi payınızı bizzat elde edebilirsiniz. Bu ihtimalde kiracılarla sürdüreceğiniz iletişimin de yine bence muhakkak yasal yolla, noter aracılığıyla yapılması gerekmektedir.
Bu ihtimalleri değerlendirirken; abinizle yasal bir çerçevede karşı karşıya gelmeyi dilemeyeceğinizi düşündüm. Abinizle muhatap olmakla ilgili bir çekinceniz yoksa; başka alternatif çözüm yolları da muhakkak ki var.
Her şeyden önce bugüne dek abinizce tahsil edilip, mirasçı olmanıza karşın size intikal ettirilmeyen kira paralarını tahsil etmeniz dahi söz konusu. Diyelim ki abiniz şu aşamaya dek toplam 100.000-TL kira parasını kiracılardan almış ve size hiçbir ödeme yapmamışsa; bu tahsil ettiği paradan sizin miras payınıza düşen 12.500-TL'yi de abinizden tahsil edebilirsiniz.
Anlayacağınız üzere, dilediğiniz sonuca giden, birbirine alternatif, birden fazla hukuki yol var. Bunlardan hangisinin sizin için en yüksek marjinal faydayı sağlayacağı ve dolayısıyla en optimal yol olacağı ise bu konularda uzman bir hukukçudan birebir bilgi almanızla belirlenebilir diye düşünüyorum. Maddi açıdan sıkıntınız olsa da; hakkınız olanı elde ettikten sonra bu sıkıntının da ortadan kalkacağı inancındayım. Zira bir evden değil; bir apartmandan bahsediyorsunuz ki; bu da muhakkak ki içinde bulunduğunuz maddi sıkıntıya son verecek bir malvarlığı değeri olsa gerek. Danışacağınız meslektaşım, bu durumu da dikkate alarak sizin için en doğru olan yolu seçmenizde size yardımcı olacaktır.
Şayet hakkınız olanı elde etmek adına çıkacağınız bu yolda en azından başlamanıza yetecek denli bir paranız dahi yoksa; belki adli yardım seçeneği düşünülebilir. Ancak adli yardımdan faydalanabilmeniz için de maddi açıdan yoksulluk içerisinde olmanız ve bunu belgelendirmeniz gerekecektir.
Sonuç olarak şahsi kanaatim hem bugüne dek abinizce şahsınıza iade edilmeyen hakkınıza hem de bundan sonra tahakkuk edecek parasal değerden payınıza düşen kısma sahip olmak adına yürüteceğiniz hukuki süreçte bir meslektaşımdan destek almanız gerektiği yönündedir. Bu destek zannetiğiniz kadar pahalı, haklarınıza ulaşmak düşündüğünüz kadar uzak, adalet şüphe ettiğiniz kadar elde edilmesi zor değildir. Başarılar...