MEMNU HAKLARIN İADESİ (YASAKLANMIŞ HAKLARIN GERİ VERİLMESİ)

Abone Ol

1) Genel Olarak

Memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) müessesesi mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 121 ila 124 ve 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 416 ve 420. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 Ceza Muhakemeleri Kanununda memnu hakların iadesi kurumuna yer verilmemiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53. Maddesinde belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma durumları güvenlik tedbiri olarak düzenlenmekle beraber, bu yoksunluklarının cezanın infazının tamamlanması ile birlikte sona ereceği de aynı maddenin ikinci fıkrasında kabul edilmiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda sürekli hak yoksunluğu kabul edilmediği için ne bu Kanunda ne de 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununda sürekli hak yoksunluğu ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak bazı özel kanunlarda öngörülen sürekli hak yoksunluklarının cezanın infazı tamamlanmış olsa dahi hüküm ifade etmeye devam etmeleri ve kişiler açısından ortaya çok büyük problemler çıkarması nedeniyle, bu konuda tekrar bir düzenleme yapılmış ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 38. maddesiyle 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununa 06/12/2006 tarihinde 13/A maddesi eklenmek suretiyle özel kanunlarda düzenlenen bu hak yoksunluklarının ortadan kaldırılması için memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kurumu getirilmiştir.

Memnu hakların iadesi müessesesi; Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belirli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için mevzuatımızda düzenlenmiştir. TCK dışındaki bazı özel kanunlarımız hükümlünün mahkûmiyeti nedeniyle bazı hakları kullanmasını yasaklamış, ceza infaz edilse dahi bu hakların kullanılamayacağı belirtilmiştir. Örneğin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre bazı suçlarda ve belli miktarda cezanın üstünde alınan cezalar infaz edilmiş olsa dahi avukatlık mesleğinin yapılması yasaklanmıştır. Bu noktada ancak hükümlüler koşulları oluştuğu takdirde alacağı memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı ile söz konusu yasaklılık durumuna son verebilecektir.

5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 38. maddesiyle 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununa 06/12/2006 tarihinde eklenen 13/A maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:“Maddeyle, 5352 sayılı Kanuna 13/A maddesi eklenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan mahkûmiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi, özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, 53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Türk Ceza Kanunu'nda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkûm olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması, uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkûm olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur” (mevzuat.sinerjias.com.tr).

Kısacası söz konusu müesseseyle süresiz hak yoksunluklarının önüne geçilmek istenilmiş, ceza mahkûmiyetine bağlı hak yoksunluklarının (TCK dışındaki kanunlarda) belirli koşullar dâhilinde hükümlünün mahkemeye yapacağı bir başvuru ile geri verilmesinin önünün açılması istenilmiştir.

2) Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi) İçin Gereken Koşullar

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde düzenlenen yasaklanmış hakların geri verilmesi eski tabirle memnu hakların iadesi kurumu şu yasal düzenlemeleri içermektedir:

(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,

b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir.

(2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.

(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.

(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.

(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.

(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir.

(7) Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır.

Maddenin ilk fıkrasından anlaşılacağı üzere memnu hakların iadesi yoluna (yasaklanmış hakların geri verilmesi) 5237 sayılı TCK dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının ortadan kaldırılması için başvurulabilecektir. Yine yasaklanmış hakların geri verilmesi için aşağıda belirteceğimiz koşullar sağlansa dahi TCK m.53’ün 5. ve 6. fıkraları bu madde hükmünden ayrı tutulacaktır. Yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi) için gerekli koşullar ise şu şekildedir:

a) Mahkûm Olunan Cezanın İnfaz Edilmiş Olması

Memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için öncelikle mahkûm olunan cezanın tamamen infaz edilmiş olması gerekmektedir. Cezanın infaz edilmiş sayılması için mahkeme tarafından belirlenen ceza süresinin tamamının infaz edilmesi gerekmektedir. Yani hükümlünün bihakkın tahliye tarihi infazın tamamlanacağı tarihtir. Onun dışında hükümlünün koşullu salıverilme tarihinde cezaevinden dışarı çıkması ya da denetimli serbestlik hükümlerinden yararlandırılarak cezaevinden dışarı çıkması hükümlünün cezasını infaz ettiği anlamına gelmeyecektir. Hükümlülerin cezasının bir kısmını cezaevinde bir kısmını cezaevi dışında infaz edebilme durumu söz konusu olabilmektedir. Bu durumlarda bütün süreyi infaz ettikten sonra (hem cezaevinde hem dışarda) ceza infaz edilmiş olacak ve ilgili birimce yerine getirme fişi düzenlenecektir. Cezası tamamen infaz edilen hükümlüler aşağıda belirteceğimiz diğer koşulları da sağlamak kaydıyla yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi) talebinde bulunabilecektir.

b) Mahkûm Olunan Cezanın İnfazından İtibaren 3 Yıllık Sürenin Geçmiş Olması

Yukarıda öncelikli memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı verilebilmesi için mahkûm olunan cezanın infaz edilmiş olması gerektiğine vurgu yaptık. Ancak sadece cezanın infazının tamamlanması memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı verilebilmesi için yeterli olmayıp ayrıca mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 3 yıllık bir süreninde geçmiş olması gerekecektir. Aksi takdirde söz konusu bu 3 yıllık süre (cezanın infazından sonra olmak kaydıyla) dolmadan hükümlü memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararını mahkemeden talep edemeyecektir.

c) Hükümlünün Belirlenen Sürelerde Suç İşlememesi ve Hayatını İyi Halli Sürdürmüş Olması

Bir önceki koşulda hükümlünün memnu hakların iadesi kararı talep edebilmesi için mahkûm olunan cezanın infazının tamamlanmasından itibaren 3 yıllık bir zamanın geçmesi gerektiğini vurguladık. Son şart olarak ise; hükümlünün hem cezanın infazı sürecinde geçireceği hem de cezanın infazının tamamlanmasından sonra geçirmesi gereken 3 yıllık süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede olumlu bir kanaat oluşması gerekecektir. Son tahlilde bu üç koşulu sağlayan hükümlü yetkili ve görevli mahkemeden memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebinde bulunabilecektir.

Bu üç koşulun dışında belirtmek istediğimiz bir diğer husus ise mahkûm olunan cezanın infazına genel af ya da etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmiş olması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna nasıl gidileceğidir. Bu durumda mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıllık bir sürenin geçmesi gerekecektir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamayacaktır.

3) Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi) Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme-Mahkemenin Talebi İnceleme ve Karar Verme Şekli

Öncelikle belirtmekte fayda gördüğümüz bir husus mahkemeler resen memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı vermekle görevli değildir. Memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı verilebilmesi için hükümlünün bizatihi kendisinin ya da vekilinin yetkili mahkemeye başvurması, bu hususta bir talebinin olması gerekmektedir. Memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) ‘ne ilişkin talebin yapılabileceği iki ayrı yetkili mahkeme söz konusudur. İlk olarak hükümlü ya da vekili hükmü veren mahkemeden memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebinde bulunabilecektir. İkinci olarak ise hükümlü ya da vekili hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki hükmü veren mahkeme ile aynı derecede olan mahkemeden de memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebinde bulunabilecektir. Örneğin ikametgâhı Gaziantep’te olan bir hükümlü söz konusu mahkûmiyet hükmünü Kilis 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nden almış olsa dahi, hükümlü ikametgâhının olduğu Gaziantep’teki nöbetçi asliye ceza mahkemesine yapacağı bir başvuruyla da memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebinde bulunabilecektir. Bu noktada yasa koyucu hükümlüye iki seçimlik hak tanımış olup, hükümlü bu mahkemelerden birini tercih edip memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebinde bulunabilecektir (5352 sayılı ASK m.13/A Fıkra 3).

Mahkeme memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) ‘ne ilişkin talep üzerine bu konudaki kararını, mahkûmiyet hükmünün verildiği dosya üzerinde inceleme yaparak veya Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilecektir. Hükümlü şayet memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) talebini hükmü veren mahkemeye değil de, ikametgâhının bulunduğu yerdeki hükmü veren mahkeme ile aynı derecede olan mahkemeye sunmuşsa, artık bu mahkeme hükmü veren mahkemeden bu hususta incelenmesi gereken evrakları talep edip getirttikten sonra incelemesini yapar ve hükümlünün memnu haklarının iade (yasaklanmış hakların geri verilmesi) edilip edilmeyeceğine ilişkin bir karar verir. Memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) yoluna başvurulması sebebiyle oluşan bütün masraflar 5352 sayılı ASK m.13/A Fıkra 7 gereği hükümlü tarafından karşılanacaktır.

Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir (5352 sayılı ASK m.13/A Fıkra 5). Ayrıca belirtmekte fayda gördüğümüz bir diğer husus ise; yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin kararlar, kesinleşmeleri halinde, adlî sicil arşivine kaydedilmektedir (5352 sayılı ASK m.13/A Fıkra 6).

KONUYA İLİŞKİN YARGITAY VE DANIŞTAY KARARLARI

1) Davacının yasaklanmış olan haklarının iadesine karar verilmiş olsa dahi memuriyete atanmak için öngörülen şartları taşıdığından bahsedilemeyeceğine ilişkin Danıştay 12. Daire’nin 28.05.2015 tarih, 2014/3805 Esas- 2015/3492 Karar sayılı içtihadı şu şekildedir: “…Davacının A… 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin kararıyla yasa dışı örgütün sair efradı olmak suçunu işlediği gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasının bulunduğundan bahisle göreve başlatılmaksızın atamasının yapılmadığı, öte yandan, davacı tarafından da A… 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı ile yasaklanmış olan haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin karar verildiğinden bahisle atamasının yapılması gerektiğini ileri sürdüğü, bu durumda, davacının yasa dışı örgütün sair efradı olmak suçundan dolayı 6 yıl 3 ay hapis cezasının bulunduğu anlaşıldığından, her ne kadar Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile davacının yasaklanmış olan haklarının iadesine karar verilmiş olsa da, 657 sayılı Kanun'un ilgili maddesinde öngörülen şartları taşıdığından bahsedilemeyeceğinden, davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen karar isabetlidir…”

2) Sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay 11.CD’nin 01.03.2021 tarih, 2020/7211 Esas-2021/2004 Karar sayılı içtihadı şu şekildedir: “…Somut olayda her ne kadar Mahkemesince verilen ek kararda hak yoksunluğunun söz konusu olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında herhangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunulabileceği ve hakkında adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir…”

3) Memnu hakların iadesi için gerekli koşulların neler olduğu ve nasıl uygulanması gerektiğini gösteren Yargıtay 19. CD’nin 26.01.2021 tarih, 2020/2523 Esas-2021/533 Karar sayılı içtihadı şu şekildedir: “…Yasaklanmış hakların geri verilmesi, belli bir suç veya cezaya mahkumiyete bağlı olarak gerek Ceza Kanununda gerekse diğer Kanunlarda öngörülen çeşitli hak yoksunluklarının giderilmesini sağlayan hukuki bir düzenlemedir. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 121 ve 124 maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 416 ve 420. maddelerinde düzenlenen “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kurumuna ne 5237 sayılı TCK, ne de 5271 sayılı CMK’da yer verilmemiş, ancak daha sonra 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 38. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'na 13/A maddesi eklenmek suretiyle tekrar düzenlenmiştir. Bu düzenlemede amaçlanan, ceza mahkumiyetinden doğan müebbet hak yoksunluklarının giderilmesini sağlamaktır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'na eklenen 13/A maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği belirtilmektedir. Yasaklanmış hakların geri verilmesinin ilk koşulu, mahkum olunan “cezanın” infaz edilmiş olmasıdır. İnfazın tamamlanmış olması ile ifade edilmek istenen husus cezanın tamamıyla yerine getirilmiş olmasıdır. Dolayısıyla hapis cezasında süre, koşullu salıverme (şartla tahliye) değil, bihakkın (tamamıyla) salıverilme tarihinden itibaren başlayacaktır. Yasaklanmış hakların geri verilmesinin ikinci koşulu ise, kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerektiğinin belirtilmesi karşısında; hükümlü hakkındaki ceza infaz edildikten sonra üç yıl içerisinde yeniden suç işlemediği halde Mahkemece hükümlünün belirtilen süre zarfında mükerrer suçları olduğu gerekçesiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinin reddine karar verilmesi, Kanuna aykırı…”

4) Memnu hakların iadesi talebinde bulunulacak yetkili mahkemenin neresi olduğuna ilişkin açıklamalar içeren Yargıtay 5. CD’nin 25.06.2018 tarih, 2018/5494 Esas-2018/4701 Karar sayılı ilamı şu şekildedir: “…5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinin 3. fıkrasında yer alan, "Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir." şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlünün ikametgahının Mudanya'da bulunduğu ve hükmün ise Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesince verildiği anlaşılmakla, Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin hükmü veren mahkeme olmadığı gibi hükümlünün ikametgahındaki mahkemede olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 09/05/2018 gün ve 94660652-105-16-6450-2018-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Hükümlü ... müdafin Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararına itirazı üzerine Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesince 30/03/2018 tarihli ve 2018/335 değişik iş sayılı kararın verildiği gözetilerek yapılan incelemede; kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30/03/2018 tarihli ve 2018/335 değişik iş sayılı kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA…”

5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinde bulunabilmek için cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmesi gerektiğine geçmemiş olması durumunda talebin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay 10.CD’nin 19.10.2017 tarih, 2016/3143 Esas-2017/4926 Karar sayılı ilamı şu şekildedir: “…Uyuşturucu madde kullanmak suçundan verilen hapis cezasına mahkûmiyetin doğal sonucu olarak yasaklanan haklarının geri verilmesi talebinde bulunan hükümlünün hukuki durumunun 5352 sayılı Yasa'nın 13/A maddesinde belirtilen şartlar ışığında değerlendirilerek, 1 yıl 15 gün hapis cezasının infaz tarihi olan 08/10/2011 tarihinden itibaren, hükümlünün talep tarihi olan 29.01.2014 tarihinde ve “yasaklanmış hak bulunmadığının tespitine” ilişkin karar tarihi olan 05.02.2014 itibari ile henüz 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi” başlıklı 13/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması” şartının gerçekleşmediği gözetilerek yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinin bu gerekçe ile “reddine” karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle “yasaklanmış hak bulunmadığının tespitine” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi sonucu bakımından yerinde görülmüştür…”

6) Hak yoksunluklarının kendiliğinden ortadan kalkmayacağı hak yoksunluklarının giderilebilmesinin ancak yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesi ile mümkün bulunduğunu gösteren Yargıtay 5.CD’nin 08.03.2017 tarih, 2017/593 Esas-2017/851 Karar sayılı ilamı şu şekildedir: “…Mevzuatta yer alan bazı özel kanunlarda, belirli bir sürenin üzerindeki yahut bir kısım suç tiplerinden verilen hapis cezalarına mahkûmiyetin sonucuna bazı hak yoksunluklarının bağlandığı, bu kapsamda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 56/3. maddesine göre zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hüküm giyenlerin Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi olamayacağının belirtildiği, benzer şekilde 2839 sayılı Milletvekili Seçilme Kanunu'nun 11. maddesinde toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların Milletvekili seçilemeyeceklerinin düzenlendiği, bunun yanında 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 12. maddesinde adli sicil arşiv kaydının yasaklanmış hakların geri alınması kararı alındıktan 15 yıl geçmesi üzerine silinebileceği şeklinde düzenleme getirildiği, özel Kanunlar tarafından hapis cezasına bağlanan bu tür hak yoksunluklarının, mahkûmiyet hükmünün 5237 sayılı Kanun'da yer alan suçlardan olması durumunda dahi 5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinden kaynaklanmaması sebebi ile 53/2. maddesi uyarınca kendiliğinden ortadan kalkmayacağı, özel kanunlardan kaynaklanan bu hak yoksunluklarının giderilebilmesinin ancak 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesinde düzenlenen yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesi ile mümkün bulunduğu nazara alındığında, hükümlünün talebi hususunda işin esasına girilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 21/12/2016 gün ve 94660652-105-54-7587-2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile ...”