MAL VEYA HİZMET SATIMINDAN KAÇINMA SUÇU (TCK m.240)

Abone Ol

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  “Topluma Karşı Suçlar” adlı bölümünde kısmının “Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar” başlığı altında 240. maddede yer almaktadır.

765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nun 401. maddesinde “ Bir kimse yalan havadis neşir ve işaasiyle yahut sair hile kullanmakla et, ekmek, odun, kömür gibi ammeye elzem olan erzak ve eşyanın nedretine veya fiyatının artmasına sebep olursa bir seneden beş seneye kadar hapse ve yüz liradan beş yüz liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahküm olur.” denilmek suretiyle mal veya hizmet satımından kaçınma düzenlenmiş olup 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan farklı olarak suçun konusunu oluşturan şeyler sınırlandırılmış, suçun iştirak halinde işlenmesi nitelikli hal sayılmıştır.

KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Ekonomik suçlara ilişkin korunan hukuki değerler, öncelikle ekonomik düzenin işleyişi ve kurumların korunmasına yönelik kamu yararıdır. Bir diğer korunan değer ise dürüstlük ilkesi kapsamında bireylerin finansal özgürlüklerini ve serbest piyasa ekonomisinde kendileriyle olan ilişkilerde duydukları güvendir.

Son yıllarda dünya genelinde ve özellikle Türkiye'de stokçuluk, mal veya hizmet satımından kaçınma suçunu meydana getirmesi bakımından özellikle kriz dönemlerinde gündemde olan bir konu haline gelmektedir. Pandemi, ekonomik dengesizlikler, hammadde sıkıntıları ve benzeri etkenler stokçuluğun artmasına neden olmaktadır. Stokçuluk terimi, belirli bir ürünü veya hizmeti talep artışı durumunda piyasadaki arzın düşmesine yol açabilecek şekilde büyük miktarlarda depolama veya satın alma eylemini ifade etmektedir. Özellikle gıda ve tıbbi malzemeler gibi kritik ürünlerde stokçuluk, kriz anlarında piyasanın istikrarsızlaşmasına neden olmaktadır. Bu anlamda stokçuluğun sadece bireysel fayda sağlamak amacıyla yapılmasının, toplumun genel refahına zarar verebileceğine dikkat çekilmelidir. Buna yönelik olarak devlet, talep artışının zirvede olacağı bu dönemlerde fiyatları kontrol etmek, adil dağılımı sağlamak ve stokçuluğu sınırlamak için politikalar geliştirmektedir.

MADDİ UNSURLAR

SUÇUN KONUSU

Suç oluşturan her eylemin bir öznesi vardır ve suçun konusu denildiğinde, genellikle tipik eylemin gerçekleştirildiği kişi veya şey akla gelmektedir. Buna göre, suçun ne olduğunu, hangi eylemin veya davranışın hukuka aykırı kabul edildiğini ve suçun ne tür bir zarara veya tehlikeye yol açtığını ifade eder[1].

TCK’nun 240. maddesindeBelli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak” denilmek suretiyle suçun konusunu oluşturacak olan şeyler sınırlandırılmamış yalnızca ekonomik bir değeri olup satıma sunulması gereken mal veya hizmet olması yeterli görülmüştür.

FAİL VE MAĞDUR

TCK’nun 240. maddesine göre belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil ihtiyaç ortaya çıkaran kişi bu suçun faili olmaktadır. Bu kişi, herhangi bir mal veya hizmetin imalatını, dağıtımını, depolanmasını veya satımını yapan kişi olabilir. Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu, ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin bir suç olduğundan fail genellikle bir tüzel kişilik olup ticari işletmeler kapsamında işlenmektedir[2].

TCK'nun 240. maddesinin mağdur unsurunu, satımdan kaçınma fiilinin sonucu olarak acil bir ihtiyaç içinde bulunan toplumun tümü oluşturmaktadır.

FİİL, NETİCE VE NEDESELLİK BAĞI

TCK’nun 240. maddesinde “belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkarmak” denilmek suretiyle fiil unsuruna yer verilmektedir.

Öncelikle mal veya hizmetin satımı konusuna değinmemiz gerekirse, bahse konu olan satım Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesi uyarınca satış sözleşmesi olup tarafların karşılıklı iradelerine dayanarak bir tarafın bir malı diğer tarafa devretmeyi ve diğer tarafın da buna karşılık bir bedel ödemeyi taahhüt ettiği bir sözleşme türüdür.  Ayrıca kanun lafzından yola çıkıldığında sunulacak olan hizmetten kaçınılması, hukuki boyutta iş görme borcuna tekabül eden sözleşmelerin (hizmet sözleşmesi, vekâlet sözleşmesi, eser sözleşmesi, abonelik sözleşmesi vd.) de yer aldığını söylemek mümkündür.

Kaçınmak ise sözlükte “herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak” olarak tanımlanmaktadır ve suçun meydana gelmesi için failin olağandan farklı olarak mal ve hizmetlerin tüketicilere sunulmaktan geri durmaktadır. Dolayısıyla mal veya hizmet satımından kaçınma suçu, ihmali hareketle işlenebilen bir suçtur.

İhmali suç, hukukun kişiden beklediğinin yapılmamış olması veya yapılmaktan kaçınması ile meydana gelmektedir. Kişinin kanuni bir eylem yükümlülüğünü ihlal ederek veya hukuken bir sonucu önlemekle yükümlü olan kişinin bu sonucu engellemesi mümkün ve beklenebilirken, bu sonucu engellemediği suçlardır[3].

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu bakımından akdedilebilecek olan satış sözleşmesiyle veyahut iş görme borcunu içeren diğer sözleşmelerle ilişkili olarak hareketsiz kalması bundan ötürü hiçbir gerekçe göstermeden malları depolaması ya da hizmeti sağlamayacak biçimde bırakılması suretiyle meydana gelebilmektedir[4].

Fiil unsuru bakımından incelenmesi gereken bir diğer husus ise “kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkması” hususudur. Toplumsal bir mahiyet taşıması gereken ekmek, un, et, ısınma, aydınlatma, temizlik için gerekli eşya ve malzemeler, yakıt, kamu sağlığının korunması veya tedavi amacıyla kullanılan ilaç, tıbbi malzeme vb. temel ihtiyaçlara erişimin zorlaşması veya kısıtlanması gerekmektedir[5].

TCK’nun 240. maddesinin gerekçesinde “bu suçtan dolayı failin cezalandırılabilmesi için, belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınmak suretiyle kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkması gerekir. Böylece, kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkması, söz konusu suçun bir objektif cezalandırılabilme şartını oluşturmaktadır” denilmek suretiyle kamu için acil bir ihtiyacın doğması objektif cezalandırılabilme şartı olarak kabul edilmektedir.

Objektif cezalandırılabilme şartı, suçun işlenmesinden önce, sırasında ya da sonrasında gerçekleşmediği takdirde haksızlık ve suç teşkil eden eyleminden cezalandırılmasını engelleyen koşuldur. 2001 TCK Tasarısı’nın 21. maddesinde “Kanunun, failin cezalandırılmasını bir koşulun gerçekleşmesine bağlı tuttuğu suçlarda, bu koşul istenmemiş olsa da fail cezalandırılır” şeklinde tanımlanmıştır[6].

MANEVİ UNSURLAR

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur ve taksirle işlenemez. Bu suçun oluşabilmesi için, failin mal veya hizmetlerin satımından bilerek ve isteyerek kaçınması gerekmektedir.

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Suçun bir diğer unsuru olarak hukuka aykırılık, gerçekleştirilen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi, fiilin tüm hukuk düzeni ile çelişki ve çatışma hâlinde olmasıdır. Yalnızca istisnai hâllerde hukuk düzeni, hukuka uygunluk nedenleri olarak tanımladığımız durumlarda şartların sağlanması halinde fiil artık suç teşkil etmez ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırır[7]. Mal veya hizmet satımından kaçınma suçunun, hukuka uygunluk sebeplerinin ilişkilendirilemediğini söylemek mümkündür

NİTELİKLİ HALLER

Bu suçun kanuni düzenlenmesinde daha hafif cezayı veya daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali düzenlenmemiştir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

TEŞEBBÜS

Mal ve hizmet satımından kaçınma suçu, belirli bir malın satılmasını veya hizmetin sunulmasından kaçınmakla tamamlanmaktadır. Bu nedenle, TCK' nun 240. maddesinde yer alan bu suç, teşebbüse elverişli bir suç değildir.[8]

İŞTİRAK

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçunu birlikte işleyenler, TCK’nun 37/1. maddesi gereğince müşterek fail olarak, başka birini araç olarak kullanmak suretiyle işleyen fail TCK’nun 37/2 uyarınca dolaylı faillik kapsamında sorumludur. Şeriklik bakımından ise mal veya hizmet satımından kaçınma suçuna azmettirmeden (TCK m. 38) veya mal veya hizmet satımından kaçınan faile yardımda bulunan kişi, yardım eden olarak (TCK m. 39) şerik sıfatıyla sorumludur.

İÇTİMA

Mal ve hizmet satımından kaçınma suçu kapsamında, suçların içtimaına yönelik genel kurallar geçerlidir (TCK m.42-44).

YAPTIRIM VE MUHAKEME USULÜ

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçunun yaptırımı olarak öngörülmüş olan ceza altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Suç, bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenirse, TCK m.242 hükmü kapsamında tüzel kişi hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirinin uygulanacaktır. Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu kapsamında dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır.

(Bu köşe yazısı, Avukat Maşallah MARAL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

ELİBOL Can Eralp, Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Suçu (TCK m. 240), Yüksek Lisans Tezi, Eylül 2020, İstanbul.

CENTEL Nur, ZAFER Hamide, ÇAKMUT Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Yayınları, 9.Bası.

ÇAKMUT YENERER Özlem Türk Ceza Yasası’nda Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Suçu(TCK m.240) Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.25, S.2, Aralık 2019.

DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı.

ARTUK,  Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet, v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı.

-------------

[1] CENTEL Nur, ZAFER Hamide, ÇAKMUT Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Yayınları, 9.Bası, s.260-261. 

[2] ELİBOL Can Eralp, Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Suçu (TCK m. 240), Yüksek Lisans Tezi, Eylül 2020, İstanbul, s. 41-42.

[3] ARTUK,  Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet, v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı, s.320-323.

[4] Elibol, s.63-71.

[5] ÇAKMUT YENERER Özlem, “Türk Ceza Yasası’nda Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Suçu (TCK m.240)”,  Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.25, S.2, Aralık 2019, s.630.

[6] Artuk, Gökcen vd., s.668.

[7] DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı, s.254.

[8] Çakmut Yenerer, s.633.