Maddi Hakikatte nereye kadar?

Abone Ol


Geçenlerde bir film seyrettim; adı “Kill the Messenger”. Konusu, silah için uyuşturucu madde satılmasına devlet eliyle göz yumulması, hatta yardım edilip edilmediği iddiasının araştırılmasıdır. Nikaragua’da solcu Hükümete karşı sağcılara resmi destek veremeyen ABD’nin; CIA destekli uyuşturucu madde ticaretine izin verip, uyuşturucu maddenin ABD’ye yasadışı yollardan ithali, dağıtımı paranın toplanması, gönderilmesi ve silah alımı, yani silah ihracı iddialarına karıştığı düşünülmektedir.

Filmde Amerikan Mahkemesi, sanık ve tanıkların gündeme getirdiği bu iddiaların üstünün “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle kapatılmasını talep eden Savcılık Makamının bu isteğini reddederken, hiç kimsenin maddi hakikatin ortaya çıkmasını, konusu suç teşkil eden eylemlerin örtbas edilemeyeceğini, ne pahasına olursa olsun bir hukuk devletinde hukuka uygun yol ve yöntemlerle gerçeğe ulaşılması gerektiğini, esasında olayın temeli ile ilişkili olan bir konunun “dava ile ilgisi yok” gerekçesine sığınmak suretiyle gözardı edilemeyeceğini ifade etmiş, sanığa ve taraflara açıklamalarına devam etmeleri uyarısında bulunmuştur.

Bu gibi durumlarda mahkeme, gerçeği araştırmayı devam edebilmeli, davanın konusu dışına çıkan hukuka aykırılarının varlığı halinde yeni soruşturma için savcılığa suç duyurusunda bulunup sonucunu takip etmelidir. Olayın; milli güvenlik, iç güvenlik veya ilgisizlik gibi gerekçelerle kapatılmasına izin verilmemelidir.

Savcı ile şüpheli anlaşıyor veya şüpheli önce gerçeği saklıyor ve sonra kurtulmak veya ihanete uğradığını düşünüp intikam almak için gerçeklerin ortaya çıkmasına yönelik olarak kovuşturma aşamasında konuşmak isterse, mahkeme ilgisizlik sebebiyle sanığın konuşmasını engellememeli ve temel görevi olan maddi hakikate ulaşmayı hedeflemelidir.

Filmde Hakimin; uyuşturucu tacilleri birbirini gammazlarken, yani birbirlerini ele verirlerken çapraz sorguya izin verdiği görülmektedir. Bizde olsa, “dava ile ilgisi yok”, “zaman yok”, “bizi ilgilendirmez”, “savcıya git”, “istiyorsan şikayetçi ol, mektup yaz, ihbar et” denir ve konunun üstü kapatınız.

Maddi hakikat ne, iddianamenin ve kovuşturmanın sınırı ne, CMK m.225 kovuşturmanın daraltılmasının ve delillerin ortaya koyulup tartışılmasını engellemek maksadıyla kullanılabilir mi?

Filmin ana süjesi, araştırmacı – soruşturmacı bir gazetecidir. Milli güvenlik ve hükümet bir yere kadar, maddi hakikat ve adalet daha önemli kavramlardır. Ulusal güvenlik ve menfaat için ülkede veya bir başka ülkede uyuşturucu madde ve silah ticaretine, bu yolla bir başka ülkenin içişlerine karışılmasına göz yumulamaz.

Nice soruşturma ve davada, bir kısmi deli saçması gözükse de bazı yenilir yutulur olmayan iddiaları gündeme getirildiğini, şüphelilere, sanıklara ve tanıklara verilecek cesaretle, bir miktar koruma, can ve mal güvenliği anlaşması, bunun yanında cezasızlık veya ceza indirimi pazarlığı ile maddi hakikate ve adalete ulaşılabileceği bilinmektedir. Mevcut durumda; genel geçer yöntemlerin uygulandığı, kimsenin derine girmek istemediği, araştırmalarda yüzeysel ve suca konu olayların görünen yüzlerini ortaya çıkarmakla yetinildiği görülmektedir.

Şu veya bu sebeple, baskı endişesi başta olmak üzere teknik yetersizlikler ve siyasi kaygılarla, soruşturma ve kovuşturmalarda gerçeğe ve adalete ulaşma güçlükleri yaşanmaktadır. Bu sorunun aşılmasının yolu ise, hukuka uygun yol ve yöntemleri bağlı kalmak kaydıyla ne pahasına olursa olsun maddi hakikate ve adalete ulaşma isteği, inancı ve azmidir. Adalet ancak bu şekilde, mülkün temeli ve hukuk toplumunun bayrağı olabilir.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)