KÜÇÜKLERİN EVLAT EDİNİLMESİNE GENEL BİR BAKIŞ

Abone Ol

Evlat edinmeye ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunumuzun 305 ile 320. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Küçüklerin evlat edinilmesinde aracı kurum Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumudur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup Türkiye’de yaşıyorsanız, ikamet ettiğiniz İl’deki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne evlat edinme başvurusu yapabilirsiniz.

Küçüklerin evlat edinilmesi, TMK m. 305 uyarınca evlat edinen tarafından bir yıl süre ile bakılması ve eğitilmiş olması şartına bağlanmıştır. Evlat edinmenin gerçekleşebilmesi ancak küçüğün yararı ve evlat edinmenin evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı şekilde zedelenmemesi halinde mümkün olmaktadır. Evlat edinenin, evlat edineceği küçüğe bakması ve eğitimi ile ilgilenmesi gerekliliği aslında evlat edinmeden önce aralarında bir iletişimin kurulmasını ve tarafların birbirlerini tanımasını sağlamaktadır. Küçüğün evlat edinilebilmesi için bir yıl bakılması ve eğitiminin gözetilmesi yanında evlat edinenin altsoyunun bu yeni ilişki tesisinden olumsuz etkilenmemesi şartının getirilmiş olması da yine aile birliğinin korunmasında önemli bir etkendir. Evlat edinme davası bir yıllık süre dolmadan açılamayacağı gibi eğer kurum aracılığıyla evlat edinme prosedürü işletilmekte ise bir yıllık sürenin bitiminde evlat edinme davası açılabilmesi için il müdürlüğü tarafından yapılan izlemelerin sonucunda dosyanın olumlu değerlendirilmiş olması gerekmektedir.

Birlikte evlat edinme ise eşler bakımından mümkün olup resmi olarak evli olmayanların birlikte evlat edinmeleri TMK m. 306 uyarınca mümkün bulunmamaktadır. Eşler en az beş yıldan beri evli olmaları ya da otuz yaşını doldurmuş olmaları halinde birlikte evlat edinebileceklerdir. Ayrıca uygulamada karşılaştığımız ve bize sıkça yöneltilen bir soru olan eşlerin birbirlerinin çocuğunu evlat edinip edinemeyeceği noktasında TMK m. 306/2 düzenlemesi bize cevabı vermektedir. Düzenlemeye göre eşlerden biri en az iki yıldır evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş olması şartıyla diğer eşin çocuğunu evlat edinebilecektir.

Tek başına evlat edinme iki şekilde mümkün olabilmektedir. İlk seçeneğimiz evli olmayan kişinin otuz yaşını doldurmuş olması iken ikinci seçeneğimiz otuz yaşını doldurmuş olan eşin, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli yoksunluğu veya iki yılı aşkın süredir nerede olduğunun bilinmemesi veya mahkeme kararı ile eşinden ayrı yaşamakta olduğunun sabit olması halinde birlikte evlat edinmenin mümkün olmaması nedeniyle tek başına evlat edinebilmesidir.

Küçüklerin evlat edinilebilmesi için TMK m. 308 gereğince evlat edinilen, evlat edinenden en az on sekiz yaş küçük olmalıdır. Eğer küçük ayırt etme gücüne sahip ise kendisinin bu hususta rızasının bulunup bulunmadığı sorulacak olup vesayet altında bulunuyorsa TMK m. 463 uyarınca hem vesayet makamından hem denetim makamından evlat edinme işlemine ilişkin izin alınması gerekecektir.

Küçüğün anne ve babasının rızası bulunmaksızın evlat edinilmesi ancak TMK m. 311’de iki bent halinde sayılan “Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa”, “Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa” şeklindeki olasılıklarda mümkündür. Bu düzenlemeler haricinde ergin olmayan küçüğün anne ve babasının evlat edinmeye mutlaka rıza göstermesi gerekmektedir. Bu rıza küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden verilemeyeceği gibi küçüğün veya anne babanın yerleşim yerindeki Aile Mahkemesinde sözlü/yazılı olarak verecekleri rızanın altı hafta içerisinde aynı usulle geri alınması mümkündür. Anne ve babaya evlat edinmeye rıza verilmesi için altı haftalık süre tanınması “düşünme süresi” olarak değerlendirilmeli ve böylece bu düzenleme ile hem altı hafta geçmeden ani bir kararla rıza açıklanmasının önüne geçilmiş hem açıklanan rızanın da aynı usulle geri alınabilmesi imkânı tanınarak yanlış karar alınması engellenmiş olmaktadır. Geri alınan rıza sonrasında anne ve baba evlat edinmeye ilişkin tekrar rıza gösterdikleri takdirde ise bu rıza geri alınmayacak ve TMK m. 310 uyarınca verilen rıza kesin olacaktır. Küçüğün ileride evlat edinilmek üzere bir kuruma yerleştirilmesi halinde ancak Aile Mahkemesinin kararıyla anne ve babanın rızasının aranıp aranmayacağı yönünde karar verilebilecektir. Küçüğün kuruma yerleştirilmesi halinde anne ve babadan birinin rızasının eksik olması halinde evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce küçüğün oturduğu yer mahkemesi tarafından rızanın aranılıp aranmayacağı hususunda karar verilecektir.

Evlat edinme kararı evlat edinenin veya birlikte evlat edinme halinde eşlerden birinin yerleşim yeri Aile Mahkemesince verilir ve evlatlık ilişkisi mahkeme kararı ile kurulmuş olacaktır. TMK m. 314 uyarınca;

- Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alacak olup evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilecek,

- Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılacak,

- Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın naklen geldiği aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulacak ve ayrıca evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenecek,

- Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe hiçbir şekilde açıklanamayacaktır.

Av. Ayşe ACAR UMUT & Av. Ünal Can ACAR