I.GENEL OLARAK
Kripto varlıkların finansal dünyada kabul görerek kullanılmaya başlamasının üzerinden neredeyse on beş yıl gibi bir zaman geçti. Bu kapsamda başta batı merkezli finansal sistem içerisinde kendisine yer edinen kripto varlıklar, sermayenin daha özgür hareket etme imkânı bulduğu ülkelerde finansal ekosistem içerisindeki yerini aldı.
Teknolojinin hızla ilerlemesi, dünya da her geçen gün yeni ihtiyaçların daha özgür bir finansal enstrümanla karşılanmaya çalışılmak istenmesi, değişmeyen tek şeyin değişimin ta kendisi olduğu gerçeği yüz yıllardır kullanılan klasik finansal araçların (para, altın, gümüş vs.) yanı sıra yeni dünyanın temel ihtiyaçlarını karşılar nitelikte kripto varlıkların doğmasına da neden oldu.
Adeta zamanla olumsuz manada yarışıp bu değişim ve dönüşümü kabul etmek istemeyen; ekonomik kırılganlık seviyesi yüksek ancak çağın istek ve arzularından da uzak durmak istemeyen ülke ekonomileri sınırlı olarak kripto varlıkların mevcudiyetini adeta bir şerh koymak suretiyle kabul ederek yollarına zımnen devam etmektedirler.
Çok kısa bir zamanda önce yüzlerce, sonra binlerce alt coin türlerinde işlemlerin görülmeye başlanması ve özellikle bir takım kripto varlıkların soğuk cüzdan olarak adlandırılan belleklerde muhafaza altına alınarak takibi güç halde dolaşıma sokulması, ülkeleri bazı hukuki düzenlemeler yapma zorunluluğuyla karşı karşıya bırakmıştır.
Bu kapsamda ülkemizde ilk olarak 30 Nisan 2021 tarihinde T.C Merkez Bankası tarafından uygulanan yönetmelik ile ödemelerde kripto varlıların kullanılmaması düzenleme altına alınarak; ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmamasına ve ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık etmemesine hükmedilmiştir.
Uluslararası anlamda güvenli bir yatırım aracına dönüşen bazı kripto varlıklarla ülkemizde bu varlıkların kullanılması suretiyle ödeme yapılması mümkün olmadığı halde bu varlıkların alım ve satım işlemlerinden elde edilen kazançlar ya da doğrudan alıcı satıcı arasında bu varlıkların el değiştirmesi suretiyle lüks ev, araba, tekne hatta yatırım ortaklığına dönüşen hisse pay devirlerinin gerçekleştiği bilinmektedir.
Kamusal anlamda otoritelerin kabul etmemesine rağmen hayatın olağan akışı içinde kripto varlıklar hem yatırım aracı olarak hem de yasak olmasına rağmen bir ödeme aracına dönüşmüş olması muhakkak anılan konu hakkında daha geniş ve kapsamlı bir dizi düzenlemenin doğmasını gerektirmektedir.
Ne var ki ülkemizde 2 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazetede yayınlandığı üzere 7518 sayılı Kanun ile Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile “kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve kripto varlıklara ilişkin hükümler” ilk defa düzenleme altına alınarak; kripto varlık hizmet sağlayıcıların kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınmasının zorunlu kılınması ve yine kurul tarafından belirlenecek faaliyetlerin yerine getirilmesi ile kripto para servis sağlayıcısı olabilecek şirketlerin faaliyete başlamalarına, ortaklarına, yöneticilerine, personeline, organizasyonuna, sermayelerine ve sermaye yeterliliğine, yükümlülüklerine, bilgi sistemleri ve teknolojik altyapılarına, pay devirlerine, yapabilecekleri faaliyetlere, faaliyetlerinin geçici veya sürekli olarak durdurulmasına ilişkin esaslar ile faaliyetleri sırasında uymaları gereken diğer ilke ve esaslar Kurul tarafından belirlenmesi ile pay devirlerinde Kurul izninin alınması zorunlu hale getirilmesi önemlidir.
II.PLATFORMLARIN LİSANSLAMA VE SERMAYE YETERLİLİĞİ
Sermaye piyasası kurulu tarafından ulusal ve uluslararası anlamda ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin lisanslanması ve bu kapsamda kurul tarafından alınan ilke kararı gereğince SPK.35.B (08/08/2024 tarih ve 42/1259 s.k.) platformlarda ki şirketlerin; sermaye yapıları, organizasyon yapıları, bilgi işlem ve cüzdan teknolojileri, müşteri sayıları ve saklama bakiyeleri gibi temel konularda sektör profili çıkarılarak, söz konusu profil de dikkate alınarak, geçiş sürecinden itibaren sağlam bir kurumsal yapıya sahip olması beklenen platformların mali yapılarının bilgi işlem altyapısına yeterli düzeyde yatırım yapabilecek ve potansiyel riskleri karşılayabilecek güçte olması gerekecek şekilde faaliyette bulunmaları söz konusu platformları hukuki manada kabul ve temsil edilebilir seviyeye getirmektedir.
Bu minvalde özellikle tıpkı faktoring, leasing, sigorta ve varlık yönetimi şirketlerinde olduğu üzere platform kuruluşlarına izin verilebilmesi için; anonim ortaklık şeklinde kurulmaları, paylarının tamamının nama yazılı olması, paylarının nakit karşılığı çıkarılması, asgari 50.000.000 TL sermayesinin tamamının nakden ödenmiş olması ve özsermayesinin bu tutardan az olmaması, esas sözleşmelerinin Kanun ve ilgili düzenlemelerde yer alan hükümlere uygun olması, kurucularının Kanun’da ve ilgili düzenlemelerde belirtilen şartları haiz olması, ticaret unvanlarında sunacakları hizmetleri göstermesi amacıyla “kripto varlık alım satım platformu” ibaresinin yer alması, esas sözleşmesinde işletme konusunun münhasıran kripto varlık alım satım, ilk satış ya da dağıtım, takas, transfer ve bunların gerektirdiği saklama işlemlerinin bir veya daha fazlasının gerçekleştirilmesi olarak belirlenmiş olması, yönetim kurulunun asgari olarak üç üyeden oluşması, ortaklık yapısının şeffaf ve açık olmasının düzenleme altına alınmış olması ileride bu platformlarda yer alan ve kurul istediği yeterlilik şartlarını sağlayan şirketlerin ülkemizdeki konumunu olumlu manada değiştirebilecektir.
Ülkemizde bankacılık faaliyetleri dışında, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu m.5/2 düzenlemesi ile sigorta şirketleri hayat ve hayat dışı sigorta gruplarından sadece birinde faaliyet gösterebilmesinin düzenleme altına alındığı buna dayalı olarak 4734 sayılı kanun düzenlemesinde 28/11/2017 Tarih ve 7061 sayılı kanunun m.65 ile yapılan değişiklikte “Bankalar tarafından verilen teminat mektupları ile Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin” kabul edilebildiği hatta Resmi Gazete’nin 32477 numarası ile 2 Mart 2024 tarihli Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü (Sıra No: 88) (E-Teminat Mektubu İşlemleri) Genel Tebliğine kapsamında sigorta şirketleri tarafından düzenlenebilecek teminat mektuplarının elektronik ortamda tanzim edilerek ilgili kuruma yine elektronik ortamda ibraz edilebileceği düzenleme altına alınıştır.
Bu kapsamda ülkemizde fiilen 1874 yılından bu yana faaliyet gösteren sigorta şirketleri 1927 yılından bu yana (1149 ve 1173 sayılı Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve Murakabesi ile ilgili kanun) kanun yapma faaliyetleri göz önüne alındığında; sigortacılık sektörü faaliyetlerinin 90. Yılında artık elektronik ortamda teminat mektubu vermek suretiyle kamu dairelerinde yapılan ihalelere katılım sağlayabilmekte hatta iş bitirme için bir sigorta şirketinin düzenlediği kefalet sigortası / teminat mektubu ile gerekli iş ve işlemleri yapabilir hale geldiğini görmekteyiz.
Dünyadaki tüm geçmişi 20 yıl olmayan kripto varlıklara ilişkin olarak ülkemizde son yıllarda hukuki anlamda alınan kararlar ve çıkarılan düzenlemeler ile sigortacılık sektöründen çok daha kısa bir zaman içerisinde kripto varlıkların hukuk dünyasında sadece alınıp satılan yahut değiştirilebilen bir süje olmaktan öte hukuk mahkemeleri ve icra dairelerine sunulacak teminat mektuplarının yerini alabilmesi kanaatimce çok da uzak değil. Ancak bunun için bir dizi yeni yasanın çıkarılması her şeyden önce mevcut platformların kurul tarafından alınan karara uygun olarak regüle edilmesi ve SPK ilke kararı gereğince 08/11/2024 tarihine kadar varsa eksikliklerin giderilmesini sağlamak gerekecektir.
III. TEMİNAT TOKENİ
Hukuk muhakemeleri kanununda teminat gösterilecek haller ayrıntılı bir biçimde düzenleme altına alınmıştır. Buna göre teminat alınmasını gerektiren bir halin bulunması halinde mahkeme kendiliğinden yahut talep üzerine teminat alınmasına hükmedebilmektedir.
Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenebilir. Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına kendiliğinden karar verebilir.
Bununla birlikte Hukuk Muhakemeleri kanunundan ayrıca İcra ve İflas Kanunu m. 36 kapsamında icranın geri bırakılması için ilâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilebileceği düzenleme altına alınmıştır.
Bu kapsamda mahkemelere yahut icra dairelerine sunulacak teminatlarda asıl olan davanın açılması ile hakkı zayi olabilecek tarafın dava sonuçlanıncaya kadar doğmuş ya da doğabilecek zarar ve ziyanının önüne geçilmesinin teminidir.
Diğer taraftan icra dairelerine sunulan teminatlar ile dosyada borçlu görünen yahut üçüncü kişilerin zararına (borçlu, alacaklı, üçüncü kişi) hareket edilebilecek durumları teminen cebri icra hükümlerinin infazına kadar geçecek süreyi teminen alınan teminatların ortak özelliği doğabilecek zarar ziyan ve borcun temininden ibarettir.
O halde teminat olarak sunulabilecek tokenlerin oluşturulması suretiyle tıpkı teminat mektuplarında olduğu üzere bir alacağı teminat altına alan (risk oluşturmayan) blockchain teknolojisine havi teminatların ülkemizdeki yasal entegrasyon süreçlerinin ve teknolojik alt yapının tam olarak sağlanmasından sonraki süreçte kullanılmasının önü açılabilecektir.
İlerleyen yıllarda gerekli hukuki düzenlemelerin çıkarılarak yeterli teknolojik gelişmelerin sağlanması halinde teminat tokenlerinin piyasada başta dava dışı teminatlandırma işlemlerinde kullanılmasının mümkün olabileceği gibi resmi dairelere sunulacak iş ve işlemler bağlamında kripto varlıklarla teminat ihtiyaçlarının karşılanması; banka, sigorta ve kripto varlık kuruluşları arasında pozitif manada rekabetçi ortam yaratarak daha ucuz maliyetli teminat taleplerinin karşılanabilmesinin de önüne açabilecektir.