KRİPTO PARA VURGUNCULARI YASAL BOŞLUKTAN İSTİFADE EDİYOR

Abone Ol

Hayatımızın oldukça önemli bir yerini tutan para; geçmişten günümüze farklı şekillere bürünerek fiziksel görünümünü değiştirmiştir ve bu değişimler günümüzde de devam etmektedir. Teknolojide büyük bir ivme ile yaşanan gelişmeler hayatın her alanında kendini hissettirdiği gibi bu alanda da kendini göstermekte ve finansal sistemde bu gelişmelerden payını almaktadır. Günümüzdeki finansal sistemdeki bu gelişmenin geldiği son noktada; fiziksel paranın etkisi gitgide azalmakta olup yerini dijital paraya bırakmak üzeredir. Dijital paralar kâğıt paraların temsili olup, elektronik olarak saklanır ve transfer edilebilir.[1] Dijital para, fiziksel olarak kullanılan mevcut paradan farklı olarak merkezi bir güç ve otoriteden bağımsız olabilmektedir. Sanal ödeme metotlarından olan Bitcoin için her ne kadar diğer para birimlerinden farklı olduğu görüşü hakim olsa da bir dijital para birimi denilebilecek olup aynı zamanda ilk kripto para birimidir.

KRİPTO PARA NEDİR?

Kripto paranın ortaya çıkışı, Satoshi Nakamoto tarafından oluşturulan açık kaynak kodlu Bitcoin yazılımının internet ortamında diğer kullanıcılar ile paylaşılmasıyla 2009 yılında olmuştur.[2] Bitcoin'i internet aracılığıyla başka bir sistem kullanıcısına gönderip karşılığında mal, hizmet veya para alınabilmektedir. İşlem hacmi giderek artması, kripto paraların daha çok incelenmesi ve üzerinde durulmasını gerekli kılmaktadır.[3] Bitcoin’in az maliyetli olması, hızlı transfer özelliği, aracısız olarak merkezi otoriteden bağımsız olması gibi özelliklere sahip olması sebebiyle kullanıcıların ilgisini çekmekte ve bu ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Diğer yandan yasa dışı işlere olanak sağlamasıyla kötü niyetli kimselerin de ilgi odağı olmakta ve birtakım tehditleri de barındırmaktadır.

TÜRKİYE’DE KRİPTO PARA YÖNTEMİYLE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEYEN KİMSELER HANGİ HUKUKİ BOŞLUKTAN İSTİFADE ETMEKTEDİRLER?

Kripto Para sisteminin spekülasyonlara fazlasıyla açık olması ve sağlıklı bir hukuksal zemine de sahip olmaması nedeniyle birçok risk ve tehdidi bünyesinde barındırdığı son derece açık ve nettir. Bir ödeme sistemi açısından sağlıklı bir hukuki zemin, çerçevesi hukuka uygun olarak belirlenmiş özel kanunlarla sınır, hak ve yükümlülüklerini düzenleyen sözleşmelerden oluşur. Yani sanal para ödeme sisteminde kendine has bir hukuki çerçeve ve ayrıca tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenlemeler genel anlamda yoktur ve var olan ülkelerde ise birçok hukuki boşluk mevcuttur. [4]

Kripto para sistemini kullanarak dolandırıcılık suçunu işleyen tüzel kişilere yönelik mağdurların bahsettiğimiz hukuki yollara başvurmaları bir çözüm yolu gibi gözüküyor ise de aslında suçu işleyen firmaların herhangi bir mal varlıklarının bulunmaması yapılacak olan icra takibinin sonuçsuz kalmasına sebep olmaktadır. Ayrıca olayın mağdurları açısından da ekstra bir masraf doğurarak teknik açıdan herhangi bir karşılığı söz konusu olmayacaktır. Burada asıl değinilmesi gereken nokta;  devletin kontrol mekanizmasını doğru bir şekilde işletmeyerek söz konusu bu sistemleri denetimsiz bırakmış olmasıdır. Devlet aygıtının en önemli görevlerinden biri denetim görevini icra etmektir. Devlet denetim göreviyle bir nevi vatandaşlarının haklarının, hukuklarının korunması için gerekli düzenlemeleri ve gerekli denetimleri yapmış olması gereklidir. Kripto para sistemlerinin de sağlam bir hukuki zemine dayanmaması, devlet aygıtının bu sistemleri denetimsiz bırakarak görevini icra etmemesi ve zamanında tedbirlerin alınmaması ile ortaya çıkan hukuki boşluktan yararlanarak meydana gelen suçlara istinaden devletin kusursuz sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği hususu, tartışılması gereken bir meselenin varlığı ortaya çıkmaktadır.

KRİPTO PARA MAĞDURLARININ HANGİ HUKUKİ YOLA BAŞVURMALARI GEREKMEKTEDİR?

Öncelikle Türkiye içerisine baktığımızda kripto parayı tasnif etme konusunda dört farklı eğilimin olduğu görülmektedir. Kripto paraların en çok benzerlik gösterdiği tanımlara bakacak olduğumuzda bunlar para, elektronik para, eşya ve menkul kıymetler kavramlarının tanımlarıdır. Ancak Türk hukuku açısından kripto paraların tanımını yapabilmek için mevcut kavramların yeterli olmadığını söylemek doğru olup kripto paraların bu tanımlara dahil olamayacağı açıktır.

Ülkemizde kripto paralara yönelik yürürlükte varolan bir yasal düzenleme, yasa veya resmi/idari makam kararı bulunmamakla birlikte, hangi mevzuat içerisinde değerlendirmeye alınacağı ve hangi denetleyici kuruma tabi olacağı şimdilik tamamen belirsiz kalmış bir konudur. Ülkemizde sayısı yaklaşık 40 ve üzeri olan kripto para alım-satım platformlarına istinaden herhangi bir resmi veya idari bir kuruluştan verilmiş bir lisansın ya da iznin de mevcut olmamasıyla ICO olarak adlandırılan kripto para arzları ve kripto para alım-satım platformları; mevzuat ve denetleme kurumlarının düzenleme alanı dışında kalmaktadır.

Kripto para arzları ve platformları mevzuat ve denetleme kurumlarının kapsamı dışında kalmış olsa da, Ceza Hukuku bakımından izlenebilecek yol; Türk Ceza Kanunu’nun dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri olarak düzenlenen 158. Maddesidir. Söz konusu bu suç için önemli olan iki husus öne çıkmaktadır. İlk husus söz konusu suçun failinin veya faillerinin hileli davranışlarda bulunarak insanların iradelerini fesada uğratması, ikinci husus ise gerçekleşen bu eylem neticesinde failin kendisinin ya da birilerinin lehine elde edilen bir menfaatin olması ve bu menfaatin de mağdurun zararına olması gerekmektedir. Elde edilen menfaatin mutlaka para, eşya veya menkul kıymet olması şart olmamakla birlikte, manevi olgular olması da mümkündür. Kripto paranın direkt olarak sınıfının ne olduğunu konusunda bir belirsizlik yaşanıyor olsa da; bu sistem üzerinden gerçekleştirilen kullanıcıları dolandırma girişimlerinde elde edilen bir menfaatin olduğu şüphesiz açık ve hileli davranışlarında olması nedeniyle bu olayın mağdurları, TCK madde 158’e dayanarak dolandırıcılık suçundan Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek şikâyette bulunabilirler. Oluşan bu nitelikli dolandırıcılık suçunun en önemli noktası; teknolojik araçlar vasıtası ile gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bilişim suçları ile alakalı olan herhangi bir şikâyetin söz konusu olması sonucu itibariyle de Siber suçlara başvurularak Adli Bilişim yoluyla birtakım çözümlemelere gidilmeye çalışılsa bile Kripto Para sisteminin Adli Bilişimin sahip olduğu yazılımlar ile çözüme kavuşması neredeyse imkânsız bir hale gelmektedir. Aynı zamanda maddi bir kaybın yaşanmasından mütevellit mağdurlar hukuk mahkemelerine başvurarak ilgili şirkete yönelik ihtiyati haciz talepli dava açma yoluna gidebileceklerdir. Kripto para sistemini kullanıcılarından mağduriyet yaşayan kimseler için hukuki olarak açık bir düzenlemenin olmaması başvurulması gereken hukuki yolları kısıtlamaktadır.

Kripto para, bir yargısal metinde ilk kez 19 Nisan 2021 tarihinde yer almış, Türkiye'deki kripto para piyasası için emsal teşkil edecek olan bir karar verilmiştir. İstanbul 14.İcra Müdürlüğü’ne başvuran alacaklının kripto para borsasındaki hesabına haciz işlemi uygulanmasını talep eden mahkemenin söz konusu bu kararıyla kripto para ilk kez bir mahkeme tarafından menkul değer kabul edilmiş olup ve aynı zamanda Türkiye’de kripto paralara yönelik ilk hukuki işlem olması nedeniyle de emsal karar niteliğini taşıyacak olduğu açıktır. Mahkeme, kripto parayı menkul kıymet sınıfına tabi tutsa da Resmi Gazete’de yayınlanan Merkez Bankası’nın yeni yönetmeliğine göz atıldığında kripto varlıkları bir gayri maddi varlık olarak nitelendirilmiş olduğu görülmektedir. Söz konusu olan Merkez Bankası’nın bu yeni yönetmeliğinin doğrultusunda kripto paranın gayri maddi varlık olarak nitelendirilmesiyle birlikte, verilecek mahkeme kararlarında bu nitelendirmenin göz ardı edilmemesi gerekecektir.

Kripto Para mağdurları, hukuki olarak paralarını kaptırdıkları kişi ya da firmalara karşı icra takibi yaparak alacak talebinde bulunabiliyorlar fakat bu dolandırıcılık eylemini gerçekleştirenler, gerek kendi, gerek şikayet edenler adına herhangi bir malvarlığı bulundurmadıkları için icra takiplerinin sonuç alınması pratikte mümkün olmayacaktır. Savcılığa yapılan şikâyetlerde de, dolandırıcılık suçundan dolayı açılacak davalarda yine kişilerin alacaklarına kavuşmasını sağlayacak bir sonuca varılmayacaktır. Dolandırılanlar bir yönüyle dolandırdıklarıyla kalacaklardır. Bu ülkede yıllardır benzer nitelikteki dolandırma eylemleri yaşanmaktadır ve işleyen hukuksal süreçler sonucunda alacaklarına kavuşan insan pek görülmemiştir. 80’li yıllarda Bankerzedeler, 90’lı yılların sonunda Titanzedeler ve son dönemde de önce Çiftlikbank, daha sonra da Thodex gibi kripto para vurgunları büyük kitleleri mağdur eden dolandırıcılık olayları, sadece yaşandığı dönemde bir müddet gündem olup, daha sonra da unutulup üstü kapanmaktadır.

Bu konuda, kusursuz sorumluluk bağlamında devletin sorumluluğuna gidilebilir mi, gidilemez mi hususunun hukukçularca tartışılabileceği kanaatindeyiz. Hâlihazırda mevcut düzenlemede hukuken mağdurların doğrudan dolandırıcılık yapan kişi veya kişilerden alacaklarını alması pek de mümkün görünmüyor.

Kripto para kullanıcılarının yaşamış olduğu mağduriyet sadece Türkiye’de olmadığı gibi bütün dünya ülkeleri arasında çok ciddi bir kaosun yaşanmasına sebebiyet vermekte olup bu sistemin tam olarak hangi statüye sokulacağı tartışmaları tezahür etmektedir. Yaşanılan bu kaosta en büyük sıkıntı kripto para sisteminde devalüasyonun çok fazla aşağı yukarı seyretmesi olduğu görülmekte ve bunun da gerekçesini P2P denilen sistemin kişiler arasında bir sistem olup merkezi bir otoriteye tabi olmaması özelliğinin doğal bir sonucudur. Sonuç olarak birçok tehdit ve riski bünyesinde barındıran kripto para ödeme sistemi; kullanıcılara çok kısa vadede çok yüksek meblağlar elde etme fırsatını sağlasa da hukuksal boşluk ve devlet aygıtının denetim görevini icra etmemesiyle dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve kara para aklama gibi birçok suça da son derece elverişli bir ortam hazırlamasıyla kullanıcılar açısından birtakım mağduriyetler yaşanmasına sebep olmaktadır. Sistemin devlet garantisi altında olmaması hususu değerlendirildiğinde, uzun vadede küresel anlamda bir krizin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

KAYNAKÇA:

[1] Ayşe Esra PİRİNÇÇİ, YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SANAL PARA BİTCOİN’İN DEĞERLENDİRİLMESİ, International Journal of Economics Politics Humanities and Social Sciences Vol: 1 Issue:1, Spring 2018

 [2] Fatih Kaplanhan, Kripto Paranın Türk Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi "Bitcoin Örneği", Vergi Sorunları Dergisi,2018

[3] Fatih Kaplanhan, Kripto Paranın Türk Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi "Bitcoin Örneği", Vergi Sorunları Dergisi,2018

[4] Ayşe Esra PİRİNÇÇİ, YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SANAL PARA BİTCOİN’İN DEĞERLENDİRİLMESİ, International Journal of Economics Politics Humanities and Social Sciences Vol: 1 Issue:1, Spring 2018