KONUTTA HACİZ (7445 Sayılı Yasa ile İcra ve İflas Kanununda Yapılan Değişiklik Bakımından Değerlendirme)

Abone Ol

Bu yazımızda 7445 Sayılı Yasa ile İcra ve İflas Kanununda Yapılan Değişiklik bakımından konutta haciz kavramı üzerinde durulacaktır.

Bilindiği üzere değişiklikten önce konutta haciz İİK 82/3.fıkrasında haczedilemeyen mal ve haklar içinde sayılmış ve söz konusu maddede “Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri haczedilebilmekteydi, konuta girişe ilişkin herhangi bir yasak ve ön şart da bulunmamaktaydı.

İcra ve İflas Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun konutta haciz başlığını işleyen maddesi 05 Nisan 2023 tarih 32154 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Maddeye göre; 7445 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa 79 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Konutta haciz:

MADDE 79/a- İcra müdürü, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit ederse, bu yerde haciz yapılmasına karar verir ve bu kararı derhal icra mahkemesinin onayına sunar.

Mahkeme, dosyanın tevdi edildiği tarihten itibaren en geç üç gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar verir. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine haciz işlemleri yapılır. Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde ise mahkeme, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldırır. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine icra müdürü, mevcut haciz talebi hakkında yeniden karar verir.

Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze devam olunur. Ancak konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verilir ve müteakip işlemler hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır. İhtiyati haciz hakkında, bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmüme yer verilmiştir.

Buna göre; İİK 79. Maddesinden sonra gelmek üzere 79/a  “konutta haciz” başlığı altında düzenlenen yeni madde gereğince artık icra müdürü tarafından verilen konutta haciz kararının, icra mahkemesince onaylanması gerekmektedir. Söz konusu hüküm “İcra müdürü, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit ederse, bu yerde haciz yapılmasına karar verir ve bu kararı derhal icra mahkemesinin onayına sunar.”  şeklinde ifade edilmiştir. İcra mahkemesi, dosya üzerinden yapacağı inceleme ile haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit ederse en geç üç gün içinde icra müdürünün verdiği kararı kesin olarak onaylayacaktır. Burada icra müdürünün verdiği haciz kararı haczin yapılmasının uygulanması anlamını taşımayıp verilen haciz kararının uygulanması ve yapılması müteakip maddede bahsedildiği gibi icra mahkemesinin onayına bağlıdır. Burada icra mahkemesince konutta haciz yapılmasına dair yapılacak inceleme, haciz yapılması talep edilen yerin konut olup olmadığı tespiti ile sınırlıdır. Böylelikle icra müdürlüklerince konutta yapılmasına karar verilen haciz kararının, mahkeme tarafından da denetlenmesinin kanun koyucu tarafından hedeflendiği düşünülmektedir. Yine aynı düzenlemede istisna öngörülerek ihtiyati hacizler hakkında bu hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. İhtiyati haciz kararlarının hakim tarafından verilen bir karar olduğu da gözetildiğinde yeniden bir karara gerek görülmemiş olduğundan ihtiyati haciz işlemlerinde verilecek 79/a hükümleri uygulanmayacaktır.

Söz konusu kanun teklifinin konut haczine ilişkin yapılan düzenlemenin gerekçesinde de ; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yapılan düzenlemeyle, konut olarak kullanılan yerde haciz yapılmasının icra mahkemesinin kararına bağlandığını, buna göre hükümle, kişilerin temel insani ihtiyaçlarından olan barınma hakkının vücut bulduğu ve özel hayatının idame ettirdiği en önemli mahrem mekânlardan biri olan konutta haciz yapılması özel usule tabi tutulduğu ve böylece konut mahremiyetinin güçlendirilmesinin sağlandığı, öte yandan, haczi caiz olmayan mallar ve hakları düzenleyen maddede düzenleme yapılarak, aile bireylerine ait kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyasının haczinin yasaklandığı, bu suretle kişilerin, asgari yaşam standardı korunarak insan onuruna yakışır bir şekilde hayatlarını idame ettirebilmeleri için koruma altına alınmasının amaçlandığından bahsedilmiştir.

Zira Anayasamızın 21.maddesinde de;  Konut dokunulmazlığı başlığında ; kimsenin konutuna dokunulamayacağı, Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemeyeceği, arama yapılamayacağı ve buradaki eşyaya el konulamayacağı hükümleri de dikkate alındığında kanun koyucu tarafından konut haczine getirilen mahkeme kararı onayı şartının da bu bakımdan konut dokunulmazlığına paralel olarak konut haczi uygulamasının da Anayasamızın 21.maddesine uygun hale getirildiği  tarafımızdan değerlendirilmektedir. 

Yine İİK’nunda yapılan bir diğer değişiklik haczi caiz olmayan mallar ve haklar hakkındadır. Buna göre 2004 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri” ibaresi “bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile önceki metinde yer alan lüzumlu eşyalar ibaresi yerine kişisel eşyalar ibaresi tercih edilerek kanunun borçlu lehine genişletilerek güçlendirildiği anlaşılmaktadır.  Zira bir eşyanın lüzumlu olmasa da kişisel kullanıma ait olabileceği değerlendirildiğinde bu durum söz konusu malın haczedilemeyeceği anlamına gelecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken durum İİK’nun haczi caiz olmayan mal ve hakları düzenleyen 82/3.maddesinin ilk paragrafında yer alan para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika ve süs eşyası kıymetli şeylerin hariç olmak üzere denildiğinden bahsedilen maddede yer alan bu eşyalara ilişkin haciz işlemlerinin mahkeme kararı alındıktan sonra yapılabileceğinden konutta haczin tamamen kaldırıldığından söz edilemeyecek olup, yeni düzenlemeye göre; sadece aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası dışında mal ve eşyaların haczinin halen mümkün olduğu anlaşılmalıdır. 

Yukarıda bahsedilen değişiklikler 7445 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 05.04.2023 tarihinden sonra yapılacak haciz işlemleri için uygulanacaktır. Yürürlük tarihinde önce yapılan hacizler için değişikliklerden önceki hükümlerin uygulanmasına aynen devam edilecektir.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sonuç olarak; öncelikle icra müdürünce haczi talep edilen yerin konut olup olmadığının tespitinin yapıldıktan sonra haciz kararı verebileceği ancak haczin yapılmasını temin için konuta ancak mahkeme kararı onayı ile  girebileceği, ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası dışındaki malların haczinin ancak belirlenen şartlar yerine getirildikten sonra gerçekleştirilebileceği  anlaşılmaktadır.