Konkordato: Mahkemeye Başvuru Öncesi Hazırlık Aşaması ve İflasın Ertelenmesinden Farkları

Abone Ol

15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte iflasın ertelenmesi dönemi sona erdi. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun iflasın ertelenmesi kurumunu düzenleyen 179 ve devamı maddeleri, uygulamada ortaya çıkan sorunlar ve kötüye kullanım gerekçesiyle yasa koyucu tarafından yürürlükten kaldırıldı. İflasın ertelenmesi kurumu yerine ise konkordato kurumu adapte edildi.

Konkordato Nedir?

İcra ve İflas Kanununun 285’nci maddesine göre, borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Buna göre sermaye şirketleri ile birlikte gerçek kişiler de mahkemeden konkordato talebinde bulunabilir. Yasanın lafzından anlayacağımız üzere yasa koyucu konkordato talebini, vade konkordatosu ve indirim konkordatosu olarak ikiye ayırmıştır. Yani borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski bulunan borçlu şirket veya borçlu şahıs, mahkemeye başvurarak borçlarının ödenmesi için vade verilmesi veya borçlarından indirim yapılması talebiyle konkordato ilan edebilir.

Başvuru Öncesinde Hazırlanması Gereken Konkordato Ön Projesinde Hangi Bilgiler Yer Almalıdır?

Mahkemeye başvurarak konkordato talep etmek isteyen borçlu şirket veya borçlu şahıs, talep dilekçesine bir konkordato ön projesi eklemek zorundadır. Mahkemeye sunulacak konkordato ön projesinde, borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren bilgiler yer almalıdır (İİK m.286/1-a).

Mahkemeye Başvuru Dilekçesine Eklenecek Diğer Belgeler Nelerdir?

Mahkemeye başvuru esnasında konkordato talep dilekçesine, kokordato ön projesine ek olarak aşağıdaki belgelerin de eklenmesi gerekmektedir:

1) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler (İİK m.286/1-b).

2) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste (İİK m.286/1-c).

3) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo (İİK m.286/1-d).

4) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. (Bu şart 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28’inci maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmayacaktır.) (İİK m.286/1-e)

Burada önemli olan husus şudur ki; mahkemeye sunulacak malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün öncesine ait olmalıdır (İİK m.286/2). Ayrıca son olarak belirtmek gerekir ise; borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır (İİK m.286/3).

İflasın Ertelenmesi ile Konkordato Arasındaki Farklar Nelerdir?

Konkordato kurumu öteden beridir yasalarımızda var olan ve fakat uygulamada daha ziyade iflasın ertelenmesi kurumunun tercih edilmesi nedeniyle yakın dönem içerisinde çok fazla uygulaması olmayan bir kurumdur. İflasın ertelenmesinin öncelikle OHAL sürecinde yasaklanması ve son yasa değişikliği ile hukukumuzdan tamamen kaldırılması sonrasında, borçlarını ödeyemeyen şirketler (ve gerçek kişiler için) iflas durumundan çıkış ve/veya borçların tasfiyesini sağlamak için konkordato kurumu daha da önem arz etmeye başlamıştır. Bu nedenledir ki, sıkça yapılan bir hata ile konkordato ile iflasın ertelemesi kurumları arasında benzerlik kurulmakta ise de, esasen bu iki kurum gerek uygulama gerekse de amaçları ve neticeleri bakımında birbirlerinden tamamen farklı kurumlardır.

Gerçekten de iflasın ertelenmesi kurumu, borca batık durumdaki şirketlerin mali tablolarının iyileştirilmesi amacına yönelik bir kurum olarak yasalarımızda düzenlenmişti. Oysaki konkordato, borca batık olmasa dahi, vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan şirket veya şahısların, bu borçlarının belirlenen plan çerçevesinde tasfiyesini sağlamak üzere uygulanması öngörülen bir kurumdur.

Şu durumda; iflasın ertelenmesini sadece sermaye şirketleri talep edebiliyor iken, konkordato talebini sermaye şirketleri ile birlikte şahıs şirketleri ve gerçek kişiler de yapabileceklerdir. Öte yandan iflasın ertelenmesi için borca batık olma şartı aranır iken, konkordato için teknik olarak borca batık olma şartı aranmaz. Yani yukarıda da belirttiğimiz gibi, borca batık durumda olmasa dahi vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan borçlular (şirket veya şahıslar) konkordato talep edebilirler. Yine iflasın ertelenmesinde mahkemeye şirket tarafından bir iyileştirme projesi sunulur ve sürecin sonunda şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ve borca batıklık halinden çıkması amaçlanır. Konkordatoda ise mahkemeye bir konkordato projesi (planı) sunulur ve sürecin sonunda borçlunun alacaklılarca kabul edilen ve mahkemece tasdik edilen bu plan çerçevesinde borçlarını tasfiye etmesi amaçlanır. Yani konkordatonun amacı iflasın ertelenmesi kurumunun aksine şirketin borca batık durumunu iyileştirmek değil, borçlunun mevcut borçlarını tasfiye edebilmesini temin etmektir.