GİRİŞ
28 Şubat 2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanun ile İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan İflasın Ertelenmesi Kurumu kaldırılmış, Konkordato kurumu ise yeniden düzenlenmiştir. Yeni düzenlemeye göre konkordato talep eden borçlular için geçici mühlet kararıyla birlikte komiser görevlendirileceği belirtilmiştir. Kesin mühlet kararından sonra da aynı komiser veya gerek görülmesi halinde başka bir komiserin görevlendirileceği belirtilmiştir. İşte bu çalışmada, İcra ve İflas Kanunu’nun değişen hükümleri ile bu hükümlere dayanılarak 2 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Konkordato Komiserinin Niteliklerine ve Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulmasına Dair Yönetmelik[1] çerçevesinde, komiserin görevlendirilmesi, nitelikleri, görev ve yetkileri, konkordato sürecinde komiserin mahkemeye sunacağı raporlar, mahkemenin komiserden görüş alacağı haller, komiserin yükümlülükleri, hukuki ve cezai sorumluluğu ile işlemlerine karşı itiraz yolu anlatılmıştır. Burada anlatılan konkordato komiseri, İcra ve İflas Kanunu on ikinci bapta yer alan Adi Konkordato ile Adi Konkordatonun bir parçası olan Rehinli Alacaklılarla Müzakere Ve Borçların Yapılandırılması başlığı altında (md 285 ila 308/h arasında) bahsi geçen konkordato komiseridir.
KOMİSERİN GÖREVLENDİRİLMESİ
Borçlunun konkordato başvurusu üzerine Asliye Ticaret Mahkemesi[2], geçici mühlet kararı vermesi halinde bu kararla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla geçici konkordato komiseri[3] görevlendirir. Mahkeme, geçici mühletin sonunda kesin mühlet kararı verdiğinde de, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum yoksa aynı komiserin görevine devam etmesine karar verebilir. Gerek gördüğü hallerde başka bir komiser görevlendirebilir. Gerek geçici mühlet içinde görevlendirilen, gerekse de kesin mühlet içinde görevlendirilen komiser sayısı, dosyadaki alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak bir veya üç kişi olabilir. Mahkeme, görevlendirilen komiser için borçlu tarafından karşılanmak üzere bir ücret takdir eder.
KOMİSERİN NİTELİKLERİ
Görevlendirilecek komiserin, Türk vatandaşı olması şartıyla, tam ehliyetli, en az dört yıllık üniversite mezunu ve en az beş yıllık mesleki tecrübesi olan gerçek kişi olması gerekir. İflas etmemiş olmak, son üç yıl içinde görevin gerektirdiği özen yükümlülüğüne uymadığından dolayı konkordato komiserliği görevine son verilmemiş olmak, görevlendirildiği tarih itibarıyla disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da sanat icrasından veya mesleki faaliyetten yasaklanmamış olmak, kamu hizmetinden yasaklı olmamak, filen yürütmekte olduğu mesleğinin ilgili mevzuatında, konkordato komiserliğini yürütmesine engel bir hüküm bulunmamak, mevzuatta belirtilen suçlardan mahkum edilmemiş olmak, terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak gibi başkaca şartlar da aranmaktadır. Konkordato komiseri bir veya üç kişi olabilir. Üç kişinin görevlendirilmesi halinde, seçilecek komiserlerden birinin hukukçu ve birinin de yeminli mali müşavir olması tercih edilmesi gerekir. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamayacağı da düzenlenmiştir.
KOMİSERİN GÖREV VE YETKİLERİ
Komiserin genel anlamıyla temel görevi, borçlunun kötü niyetli işlemlerde bulunmaması için faaliyetlerine nezaret etmek, alacaklıların da haklarının korunmasını sağlamak ve konkordato sürecinde mahkemeye yardımcı olmaktır.
Kanun, komiserin bazı görevlerini şu şekilde saymıştır: konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak, borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek, mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak, alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek, talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel malî durumu hakkında bilgi vermek. Bu sayılanlar dışında komisere mahkeme tarafından başkaca görevler de verilebilir. Bu durumda komiser verilen diğer görevleri de yerine getirmek zorundadır.
Komiser, konkordato talep eden borçlunun işlemlerine nezaret eder. Yani komiser, borçlunun faaliyetlerini takip eder ve denetler. Kural olarak mahkemece aksi belirtilmedikçe ve kanunda özel olarak yasaklanan haller dışında[4], konkordato talep eden borçlunun tasarruf yetkisi devam eder. Ancak mahkeme, bazı işlemlerin komiserin izni ile yapılmasına karar verebilir. Örneğin yapılacak sözleşmelerin veya yapılacak her türlü ödemenin veya rutin dışı her türlü ödemenin geçerliliğini komiserin iznine bağlayabilir. Bu durumda komiserin izni olmadan yapılan işlemler geçersiz olacaktır.
Kanunda sayılanlar dışında komiser, borçluya gerektiğinde talimat verebilir. Borçlu, komiserce verilen bu talimatlara uymak zorundadır. Borçlu, komiserin talimat ve ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya borçlunun iflasına karar verebilir.
Komiserin görev ve yetkileri arasında, alacaklılar kurulu toplantılarına nezaret etmek ve toplantıda alınan kararları tutanağa bağlamak da vardır.
Komiserin alacaklıları yapılacak ilânla alacaklarını bildirmeye davet etme görev ve sorumluluğu bulunmaktadır. Aynı zamanda komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet etmekle de yükümlüdür.
Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiserin, konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklıları toplanmaya davet etme sorumluluğu bulunmaktadır. Yapılacak bu alacaklılar toplantısına[5] komiser başkanlık eder.
KOMİSERİN MAHKEMEYE SUNACAĞI RAPORLAR
Komiserin, konkordato başvurusundan tasdikine kadar mahkemeye bir çok konuda rapor hazırlama görevi bulunmaktadır:
- Komiser, kesin mühlet kararından önce konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı ile ilgili duruşmadan evvel raporu sunmak durumundadır.
- Bir yıllık kesin mühletin uzatılması da komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ile mümkündür.
- Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşme kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleşirse komiser bunu yazılı raporuyla mahkemeye bildirir.
- Kesin mühletin verilmesinden sonra, borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerektiği, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılmışsa veya borçlu 297. maddeye aykırı davranıyorsa veya komiserin talimatlarına uymuyorsa veyahut borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi konkordato talebinden feragat ederse komiser bu durumlardan herhangi birinin gerçekleşmesi üzerine durumu açıklayan yazılı bir rapor hazırlayarak mahkemeye sunar. Bu halde mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına (iflasa tabi ise) re’sen karar verir.
- Sürecin sonunda komiser, konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye sunmak zorundadır. Komiser rehinli alacaklılarla imzalanan anlaşmaları da tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli nihai raporunda ayrı ve bağımsız bir başlık altında işlemesi gerekir. Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu hususu da komiser gerekçeli raporuna işler.
- Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet etme ve alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunmakla görevlidir. Komiser bunları konkordato tasdiki yargılaması (duruşması) öncesinde sunacağı raporda belirtir.
Burada sayılanlar kanun metninde geçen ve zorunlu olduğu belirtilen raporlamalardır. Bunun dışında mahkeme gerekli gördüğü konularda komiserden rapor hazırlamasını isteyebilir.
MAHKEMENİN KOMİSERDEN GÖRÜŞ ALACAĞI HALLER
Kanun, bazı konularda karar vermeden önce komiserin görüşüne başvurmayı zorunlu kılmıştır. Buna göre mahkeme;
- Alacaklılar kurulunu oluştururken,
- Borçlu geçici mühletin veya kesin mühletin uzatılması talebinde bulunması halinde bununla ilgili karar vermeden önce,
- İİK md. 297/2’de düzenlenen mühlet kararından itibaren borçlunun taşınmaz devri gibi yasaklanan işlemleri yapmış olması halinde bu işlemler hakkında karar vermeden önce,
komiserin görüşünü almak zorundadır. Yasada belirtilen bu haller dışında mahkeme, konkordato süresince ihtiyaç duyduğunda komiserin görüşüne başvurabilir.
KOMİSERİN İŞLEMLERİ VE İŞLEMLERİNE KARŞI İTİRAZ YOLU
İcra ve İflas Kanunu’nun 8, 10, 11, 16, 21 ve 359 maddeleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da uygulanır. Buna göre Komiserler, tıpkı icra müdürü gibi yaptıkları işlemler ve kendilerine gelen yazılı veya sözlü talep ve beyanları tutanağa geçirmeleri gerekir. Talepler ile ilgili bir karar verirken bunu da tutanağa bağlamalı ve kararları gerekçeli olmalıdır. Komiserin Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapma yetkisi ile icra dairelerinden yardım isteme yetkisi de bulunmaktadır. Konkordato komiseri görevi kapsamında ihtiyaç duyduğu bilgi ve belgeleri, özel ve kamu kurum ve kuruluşları ile ilgililerden talep edebilir, doğrudan yazışma yapabilir ve iletişim kurabilir. Komiserin işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilir. Komiserin konkordatoya ilişkin işlemlerine yönelik şikayetler ise icra memuru işlemlerine yönelik şikayetlerden farklı olarak konkordato dosyasına bakan Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karara bağlanır. Asliye Ticaret Mahkemesinin buna ilişkin kararları kesindir.
KONKORDATO KOMİSERİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ, HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUĞU
Konkordato Komiserinin yükümlülükleri yönetmelikte sayılmıştır. Buna göre konkordato komiseri görevlerini kanun, yönetmelik ve dürüstlük kuralları çerçevesinde tarafsız, objektif ve özenle yerine getirmek zorundadır. Görevi sebebiyle öğrendiği sırların gizliliğini sağlamak ve korumak, görevi sırasında elde ettiği bilgileri, kendisi, yakınları veya üçüncü kişiler yararına doğrudan veya dolaylı bir menfaat elde etmek için kullanmamakla yükümlüdür. Görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendisi, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlamamalı, hediye kabul etmemeli ve aracılıkta bulunmamalıdır. Niteliği uygun düştüğü ölçüde burada sayılan yükümlülükler komiserlik görevi sona erdikten sonra da devam eder. Ayrıca komiser kendisine tevdi olunan görevi başkaları eliyle değil bizzat yerine getirmek zorundadır. Bu yükümlülüklere aykırı davranan komiserin görevine mahkemece son verileceği ve eylemin suç oluşturması halinde Cumhuriyet başsavcılığına bildirileceği belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu, komiserin sorumlulukları hakkında 227. maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanacağını belirtmiştir. Buna göre komiser, kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludur. Birden fazla komiser olması halinde birlikte hareket etmeleri halinde müteselsilen sorumlu olacaklarını söylemek mümkündür. Bu kapsamda açılan davalar adli yargıda görülür.
Son olarak belirtmek gerekir ki komiser, Türk Ceza Kanunu uygulaması bakımından memur sayılmaktadır. Yani görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı komisere karşı işlenen suçlar, bu suçların memurlara karşı işlenmesine ilişkin hükümlere tabi olacaktır. Diğer taraftan komiserin görev kapsamında işlediği suçlar için memurlara özgü ceza rejimi uygulanacaktır.
Dipnotlar
[1] Metinde sadece “yönetmelik” olarak anılmıştır.
[2] Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi, 03/04/2018 tarih ve 538 nolu kararı ile üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin, üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1, 2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin iflas ve konkordato davalarına bakmakla görevli ihtisas mahkemesi olarak belirlemiştir.
[3] Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak bir veya üç komiser görevlendirildiği için komiser ifadesi komiserler olarak da okunabilir.
[4] İcra ve İflas Kanunu md. 97/2’de borçlunun mühlet kararından itibaren rehin tesis edemeyeceği, kefil olamayacağı, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemeyeceği, takyit edemeyeceği ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağı belirtilmiştir. Borçlu, bu işlemleri ancak mahkemenin özel izni ile yapabilir. Bunu dışındaki işlemler mahkemece özel olarak yasaklanmadıkça veya komiserin iznine tabi tutmadıkça borçlunun tasarruf yetkisi devam eder.
[5] Burada bahsedilen alacaklılar toplantısı, alacaklılar kurulunun yaptığı toplantılar değildir. İİK md 301’de düzenlenen konkordato projesini müzakere etmek üzere yapılan ve bütün alacaklıların davet edildiği toplantıdır.