Meclis Soruşturma Komisyonu 5 muhalefet oyuna karşılık 9 oyla dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi yönünde karar verdikten sonra, Başkan Hakkı Köylü’nün bazı tapelerin imha edileceği yönündeki açıklaması tartışılmaya başlandı.
Ak Parti’nin hukukçu kökenli, savcılık ve başsavcılık yapmış milletvekili Hakkı Köylü, ceza soruşturması pratiğini de iyi bildiği için, Soruşturma Komisyonu Başkanı olması da isabetli. Zira komisyon savcının yaptığı gibi adli bir görev ifa ediyor. Soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerini dikkate almak zorunda.
Sayın Köylü, "Tapelerin içinde imha edilmesi gerekenler var. CMK uyarınca, şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki konuşma kayıtlarını imha edeceğiz" deyince ‘deliller imha ediliyor, deliller karartılacak, yetkileri yok’ şeklinde muhalif açıklamalar öne çıkarıldı.
Siyaseten söylenenler bir tarafa, hukukçu kimliği ile aynı cümleleri tekrarlayanları anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmeliyim. İdeal hukuk, olması gerekenler yönünden farklı yaklaşımlar ve öneriler elbette olabilir ama hiç olmazsa pozitif hukuk yönünden ortak paydada buluşulması gerekir diye düşünüyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için önce yasa metinlerine bakalım.
Bazı suçlarla ilgili soruşturmalarda olayın aydınlanması için başka türlü delil elde etme imkanı yoksa mahkeme kararı ile iletişiminin tespiti mümkündür. CMK 135. Madde 3. fıkrasında bu husus düzenlenmiş, istisnaları da belirtilmiştir. Kanuna göre;"Şüpheli veya sanığın" tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması halinde, alınan kayıtlar derhal yok edilir.”
Peki tanıklıktan çekinme hakkı nedir?
Bir olayın vuzuha kavuşturulması için, olayla ilgili bilgisi görgüsü olan kişiler adli makamların daveti üzerine tanık/şahit olarak bildiklerini anlatırlar. Yani tanıklık yaparlar. Ancak yasada öngörülen bazı kişilerin tanıklıktan çekinme yani tanıklık yapmama hakları vardır. Bunlar hakkında soruşturma yapılan şüphelinin nişanlısı, eşi, altsoyu, üstsoyu, üçüncü derece dahil kan hısımları, ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlığıdır. Bir de doktorluk, avukatlık gibi meslek sırlarına vakıf kişilere de tanıklık yapmama hakkı tanınmıştır. Doğruluğu yanlışlığı bir tarafa, mevcut yasal düzenleme böyledir.
Yasal olarak iletişimin tespitinde esas kural, tanıklıktan çekinme hakkı olanlarla şüphelinin iletişiminin tespit edilmemesi, kayda alınmamasıdır. Yanlışlıkla kayda alınmış ise durumum anlaşıldığı anda alınan kayıtların derhal yok edilmesi gerekir. Soruşturma aşamasının bitmesinden itibaren 15 gün içinde de bu konuda ilgilisine bilgi vermek de kanuni bir zorunluluktur.
Hukuka aykırı yöntemle elde edilen delillere itibar edilemeyeceği hem Anayasa madde 38, hem de CMK 217 ve 289 maddelerinde düzenlenmiştir. Verilen bir hükmün bozulmasına gerekçe olan hukuka kesin aykırılık halleri yasada sayılmış olup, hükmün dayanağı olan delilin hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olması “hukuka kesin aykırılık” olarak belirtilmiştir. Hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş delillere dayanarak hüküm verilemez.
Kanun Cumhuriyet Başsavcılığını yetkili kılmıştır. Eski bakanların sıfatları nedeniyle haklarında soruşturma yapma yetkisi Meclis Soruşturma Komisyonunda olduğundan, savcılığın görev, yetki ve sınırları aynen soruşturma komisyonu için de geçerlidir.
Açıkladığımız yasal dayanaklara göre, Meclis Soruşturma Komisyonu dosyasında bulunan ve 15 kadar olduğu ifade edilen, tanıklıktan çekinebilecek kişilerle şüpheli arasındaki iletişimin tespiti ile alınan kayıtların, bu durumun anlaşılması sebebiyle derhal imha edilmesi hukuka uygun bir uygulamadır. Komisyonun delil kararttığından, görevini kötüye kullanma suçu işlediğinden bahsedilemez.
Soruşturma Komisyonu imha yönünde karar verip uygularken yaptığı işlemin hukuken doğru olması kadar, doğru yapıldığı algısını sağlayacak bilgilendirme yapmaya da özen göstermelidir. Aksi hal suç delilleri yok edildi algısı üzerinden siyasi bir propagandaya dönüşecektir.
Bu nedenle;
Tüm konuşma kayıtlarının yok edilmeyip sadece tanıklıktan çekilme hakkı olanların usulsüz dinlenmeleri neticesi yapılan kayıtların yok edileceği, bu kayıtlar yok edilmese de hukuken muteber delil kabul edilemeyeceği, söz konusu kayıtların yok edilmemesinin kanuna aykırılık ve suç teşkil edeceği,hususları hukuki dayanaklarıyla birlikte kamuoyuna açıklanmalı, doğru algı oluşmasını sağlayacak yoğunlukta tekrar edilmelidir.