KIYMETLİ EVRAK NİTELİĞİNDE OLAN ÇEKLERİN İPTALİ HUSUSU

Abone Ol

GİRİŞ

Kıymetli Evrakın İptali: Çekin iptali konusunda esas olarak çekin nama, emre veya hamiline yazılı olmasına göre öncelikle Kıymetli Evrakın İptali genel başlığı dikkate alınmalıdır. Daha sonrasında kıymetli evrak türü olan çeke ilişkin özel düzenlemeler dikkate alınarak değerlendirme yapılacaktır.

Buna göre Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali ayrı bir usule tabi tutulmuş ve bu usulün temel esasları da TTK’nın 651-653. Maddelerinde düzenlenmiştir. Genel nitelikteki bu düzenlemelere göre kıymetli evrakın zayi olduğuna iptal davası sonucunda mahkeme tarafından karar verilir.(TTK m.651/1) Kıymetli evrakın iptali davasının ilk şartı senedin kıymetli evrak niteliğinde olmasıdır. İkinci şart ise senedin bizzat kendisinin zayi olmasıdır.

- Çekin İptali

Kıymetli evrak niteliğinde olan çek çalınma kaybolma yırtılma gibi sebeplerle kullanılmaz hale gelebilir. Çekin kullanılamaz hale geldiği durumlar Türk Hukuk sisteminde “çekin zayi olması şeklinde adlandırılmaktadır. Bir çek zayi olduğunda çekin içerdiği hak varlığını devam ettirir, ancak bu hak senetten ayrı olarak ileri sürülemez. Çek kaybetme veya çalınma gibi nedenlerle zayi olduğunda ise; hamil çeki bankaya ibraz edemeyeceği için alacağını elde edemeyebilir. Dolayısıyla çek ele geçiren kötü niyetli üçüncü kişiler ise çeki paraya çevirebilir. Bu tehlikenin önüne geçilmesi ancak ÇEK İPTAL DAVASI açılması ile mümkündür. Çek iptal davası sonucu alacaklı çeki ibraz edemese bile iptal kararını ibraz ederek alacağını talep edebilmektedir.

Kambiyo senetleri (bono, poliçe, çek) ile ilgili genel hükümler Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenmiştir. Bununla birlikte çeklere özel 5941 Sayılı Çek Kanunu mevzuatımızda yer almaktadır. Çalışmanın başında değinildiği üzere Kambiyo senetlerinin zayii (istemeyerek elden çıkması, çalınması, kaybolması vs. gibi ikamesinin imkansız bulunması) durumunda Türk Ticaret Kanununun kıymetli evraka ilişkin genel hükümleri ve yine aynı kanunun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Çekler için de durum böyledir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 818/1-s hükmü uyarınca, poliçeye ilişkin iptal hükümleri çeklere de uygulanır. Bu sebeple poliçe denilen yerleri çek olarak anlamak gerekecektir.

Zayii nedeniyle çek iptali davası açabilmenin şartları TTK 651. md.’de anılmıştır. Düzenlemeye göre;

Türk Ticaret Kanunu 651. Madde:

“(1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.

(2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”

Türk Ticaret Kanunu 757. Madde:

“ (1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.

(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.”

Düzenleme poliçe demektedir, ancak çeklerin iptali için poliçeye ait hükümler uygulanacaktır. Bu düzenlemeye göre kıymetli evrak hükmünü taşıyan, yani sadece TTK ve 5941 sayılı Çek Kanunundaki şart ve özellikleri taşıyarak, usulüne uygun olarak doldurulmuş çeklerin zayii nedeniyle iptali kararı verilebilecektir. Ayrıca çekin iptali davası açabilmek için çekin geri gelmesinin imkânsız olması gerekecektir.

Türk Ticaret Kanunu 759. Madde:

“(2) İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.”

651. maddenin 2. Fıkrasında yer alan “zayi olduğu […] anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi” demektedir. 759. Maddenin 2. Fıkrası da “poliçe elinde iken zıyaa uğradığını” demektedir. Buradan çekin hamilini anlamak gerekecektir. Dolayısıyla bu davayı ancak çekin hamili açabilecek, çeki keşide eden (düzenleyen) ya da bir 3. kişi tarafından bu dava açılamayacaktır. (YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 18.01.2007 T. VE 2005/13399 E. – 2007/437 K. SAYILI KARARI)

Çekin zayi olduğu anda hak sahibi olmak, hamili olmak gerekecektir. Ancak hak sahibi yani çekin hamili olduğunun nasıl ispatlanacağı kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Zayi olan yani kaybedilen bir çek üzerinde hak sahibi olunduğunu kesin olarak ispatlamak mümkün değildir. Bu sebeple Yargıtay ve Mahkemeler yaklaşık ispatı kabul etmektedir. Bir diğer değişle çekin fotokopisini ya da çeke ilişkin hak sahipliğini gösterebilecek bir işlemi (banka işlemi gibi) mahkemeye sunulması halinde yaklaşık ispat gerçekleştiği kanun tarafından kabul edilmiştir. Bu sebeple hak sahipliği bulunan çeklerin önlü arkalı fotokopilerinin alınıp ayrı bir yerde saklanması önem arz etmektedir.

757. maddenin 2. fıkrası çeklerde davanın nerede açılacağını düzenlemiştir. Buna göre çekler hakkında yetkili mahkeme ödeme yeri yani bankanın yerleşim yeri mahkemesi ya da hamilin yerleşim yeri asliye ticaret mahkemeleridir.

Çeklerde, hamilin mahkemeden istemi üzerine ödeme yasağı kararı çıkartılabilir. Hak kaybını önlemek ve çeşitli tanzim yükümlülüklerinden kaçınmak için ödeme yasağı kararının talep edilmesi gereklidir. Talep üzerine mahkeme, çekin keşidecisine yani borçlusuna ödeme yasağı getirir ve ödenmesi durumunda 2 defa ödeme yapılabileceği ihtar olunur. Bu durum uygulamada ödeme yasağının bankalara sunulması yoluyla yerine getirilir. Mahkemeler ödeme yasağı kararını vermek için çek değerinin üzerinden bir teminat istemektedirler. Bu teminat uygulamada genellikle bedelin %15’i olarak yerleşmiştir. Mahkemeler bu teminat yatırılmadan ödeme yasağı kararı vermemektedir.

Çekin zayii nedeniyle iptali için TTK 35. maddeye göre Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde İlan edilmesi gerekecektir.

Türk Ticaret Kanunu 760. ve 761. maddeleri:

MADDE 760- (1) Mahkeme, dilekçe sahibinin, poliçe elinde iken zıyaa uğradığına dair verdiği açıklamaları inandırıcı bulursa, verilecek ilanla, poliçeyi eline geçireni, poliçeyi belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde poliçenin iptaline karar vereceğini ihtar eder.

MADDE 762- (1) Senedin ibrazına ilişkin ilanın 35 inci maddede yazılı gazetede üç defa yapılması gerekir.

(2) Mahkeme gerek gördüğü takdirde, ayrıca uygun göreceği diğer şekillerde de ilanlar yapılmasına karar verebilir.”

Yukarıdaki düzenlemeye göre ilan ile mahkeme tarafından, zayi olan senedi elinde bulundurana; senedi ibraz için, süre verilecektir. Bu ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde 3 defa yapılacaktır.

Türk Ticaret Kanunu 761. madde:

“(1) Poliçeyi getirme süresi en az üç ay ve en çok bir yıldır.

(2) Vadesi gelmiş poliçelerde zamanaşımı, üç ayın geçmesinden önce gerçekleşirse, mahkeme üç aylık süre ile bağlı değildir.

(3) Süre, vadesi gelen poliçeler hakkında birinci ilan gününden, vadesi gelmeyen poliçeler hakkında vadenin gelmesinden itibaren işler.”

Mahkeme yukarıda aktarılan ilanla, çeki elinde bulundurana en az 3 aylık bir süre verilmesini öngörmektedir. Bu süre en fazla 1 yıl olabilecektir. Uygulamada mahkemeler 3 aylık süre vermekte ve daha sonrasında ilk duruşmada iptal kararını açıklamaktadır. Ancak çekin zamanaşımı süresi 3 aydan az ise bu durumda Mahkeme 3 aylık süre ile bağlı olmayacak ve zayii olan çeki elinde bulundurana, çeki getirmesi için daha kısa bir süre verebilecektir.

Zayi nedeniyle çeklerin iptal davasında mutlaka atlanmaması gereken hususları özetlemek gerekirse:

-Keşide edilmemiş çekler hakkında iptal kararı alınamayacaktır.

-Elde bulundurulan çekin mutlaka bir suretinin ayrı bir yerde muhafaza edilmesi gerekecektir.

-Ödeme yasağı kararı alınması, çeki iyi niyetli olarak ödeyen çek keşidecisine(borçluya) ve bankaya karşı muhtemel tanzim yükümlülüğünüzü ortadan kaldıracağından mutlaka bu karar alınmalıdır; ödeme yasağı için çek bedellerinin %15’i teminat olarak mahkemece nakit veya teminat mektubu olarak depo edileceğinden, bu bedel hazırlanmalıdır.

Çek iradesi dışında zayi olan kişinin iptal davasını menfi tespit davası ile birlikte açması ve ödemeden men talebi ile ihtiyati tedbir talebinde bulunması gerekmektedir. Zira men talebinde bulunulmadığı müddetçe hamiline yazılı çeklerde bankaya ibraz edilen tutar çeki elinde bulundurana ödenecektir.

Çekin iptali davasını açacak kişi yetkili hamildir. Keşidecinin veya lehtarın çekin iptali davası açması mümkün değildir. Aynı zamanda çekin iptali davası hasımsız çek iptali davası olarak açılır. Çünkü çek iptal davasının mantığı zaten hasmın bilinemiyor olmasıdır. Hasım biliniyorsa artık açılacak dava çek iptali davası değil istirdat davası olacaktır.

Çek iptali davası yetkili mahkeme ödeme yeri veya hamilin yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise asliye ticaret mahkemesidir. Ödeme yerinde veya hamilin yerleşim yerinde asliye ticaret mahkemesi bulunmaması durumunda çek iptali davası asliye hukuk mahkemesinde de açılabilir. Davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmasının önemi şuradadır: Ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerinde açılmayan çek iptali davaları yetkisizlik sebebiyle reddedilecektir. Yine aynı şekilde davanın görevli mahkeme dışında başka bir mahkemede açılması durumunda da dava görevsizlik sebebiyle reddedilecektir.[1]

Çek iptali davasının icra takibine etkisi hususunda birbiriyle çelişkili kararlar mevcuttur. Genel olarak kabul edilen görüş mahkeme tarafından verilen ödemeden men kararının çekin icra takibine konu teşkil etmesine engel olmayacağıdır. Ancak çeki haksız yere elinde bulunduran kişinin kötü niyetli olduğu ve çeki iktisabında ağır kusuru olduğu ispat edildiği takdirde söz konusu çek icra takibine konu olamayacaktır.

Çek iptali davasında çekin ortaya çıkması durumunda çek iptali davası istirdat davasına dönüşür. İstirdat davasının diğer ismi çek iade davasıdır. Çek iptali davasının istirdat davasına dönüşmesi durumunda mahkeme çek hamiline istirdat davası açması için süre verir. İstirdat davası süresi içinde açılmazsa mahkeme çeki ibraz edene geri verecektir.

---------------------------------

[1] https://www.kemalyalcinkaya.av.tr/cek-iptal-davasi/