KİŞİ VEYA KURUM HAKLARININ İFADE-BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KARŞISINDA KORUNMASI (VATANDAŞ VERSİYONU / ÖRNEK-2)[1]

Abone Ol

Giriş

Bu çalışmada radyo-televizyon, gazete-dergi, internet-sosyal medya gibi kitle iletişim araçları yoluyla faaliyet gösteren basın yayın karşısında haklarının ihlal edildiğini ileri süren gerçek veya tüzel kişilerin hakları değerlendirilmiştir. Başka bir deyişle, esas olarak kabul edilen ifade-basın özgürlüğü karşısında kişi haklarının korunması veya bu özgürlüğün sınırlarının ne olduğuyla ilgili olarak hukukçu meslektaşların ve basın yayın mensuplarının mesleki faaliyetlerine bu yönünden katkı vermek üzere genel mahiyette, somut olaydan bağımsız ama genel uygulamaya uyan ve mevzuat ile yüksek mahkemelerin yerleşik kriterleri çerçevesinde örnek oluşturulmuştur.

Kitap, makale, konferans, sunum gibi çalışmalarımızdan uyarladığımız iş bu yazıdaki açıklamalar, somut olaylara uyarlandığında, hukukun gereğinin yerine getirilmesinde yararlı olabileceği değerlendirilmiştir.

Açıklama

Öncelikle belirtmek gerekir ki genel yargı uygulamalarında, mevzuat gözetilerek, hem basın özgürlüğü hem de kişi hakkı korunmuştur. Hal böyle iken basın özgürlüğü ile kişi haklarının karşı karşıya kaldığı durumlarda, basın dışı olaylara göre, basın özgürlüğü ve bu kapsamda gazeteciler daha çok korunmuştur. Başka bir deyişle basın lehine yorumlar daha ağır basmıştır ancak bu korunmanın sınırsız olmadığı beraberinde sorumluluk getirdiği de kabul edilmiştir. İlgili kişilerce hukuka aykırı veya kişilik hakkını ihlal ettiği ya da suç olduğu düşünülen bir yayına karşı genel olarak üç yasal korunmadan yararlanmak mümkündür.

1- Düzeltme ve cevap hakkı: Gazete-dergi, radyo-televizyon, internet sosyal medya yayınlarında kişilik hakkının ihlal edilmesi nedeniyle yasal süresi içinde ve yasada kabul edilen usul ve esaslara uygun olarak düzeltme ve cevap (tekzip) hakkına dair metnin yayınlatılmasıdır. Süreli (gazete, dergi, internet) yayınlarında tekzibe dair hakim kararının gereğinin yapılmaması ya da yasanın ön gördüğü usul ve esaslara aykırı yayınlatılması halinde düzeltme ve cevabın yayımlanmaması nedeniyle cumhuriyet başsavcılığına şikayet etme hakkı vardır.

2- İçeriğin çıkarılması-erişimin engellenmesi: İnternet-sosyal medya yayınlarında internet yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesinin sağlanmasıdır. Buna dair hakim kararın gereğini maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumlularını cumhuriyet başsavcılığına şikayet etme hakkı vardır.        

3- Suç nedeniyle şikayet: Yukarıda yazılı ve kişilik hakkının ihlali dışında kalan, yayın ayrıca veya bunlarla birlikte suç oluşturuyorsa örneğin hakaret, tehdit, soruşturmanın, özel hayatın, haberleşmenin gizliliğini ihlal ediyorsa bu yönden ilgili kolluk veya cumhuriyet başsavcılığına şikayet etmek.

 Yayın türüne göre ilgili kişi veya kurumun talebinin karşılanmasını gerektiren aşağıdaki mevzuat dayanak yapılabilir:

*- Anayasa’nın 5, 17, 20/3 ve 32;

*- Süreli yayınlar için 5187 sayılı Basın Yasasının 14 ve 18; özel televizyon yayınları için 6112 sayılı Kanun’un 18, TRT yayınları için 2954 sayılı Kanun’un 27, Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi'nin cevap hakkına dair 8; İnternet sosyal medya yayınları içeriğinin çıkarılması-erişiminin engellenmesi için 5651 sayılı Kanun'un 4, 5, 6, 9, ek-madde 4. maddeleri.

*- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8 ve 10/2;

*- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24;

*- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 12. maddeleri;

*- Avrupa Konseyi, 1974-26 sayılı, cevap hakkına dair ilke kararı ve 2004-16 sayılı, yeni medya ortamında cevap hakkına ilişkin tavsiye kararı.

Kişi veya ilgili kurum temsilcileri taleplerinde aşağıdaki hususları ileri sürebilir veya şu hususlara dikkat etmesinde yarar olabilir:

1) Anayasa Mahkemesi (AYM), Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince (AİHM) verilen yerleşik kararlara göre basın yayın kuruluşlarınca yapılan bir yayının hukuka uygun olabilmesi için şu dört kriteri birlikte taşıması gerekir:

- Yayın gerçek olmalıdır,

- Yayın güncel olmalıdır,

- Yayının verilmesinde kamunun ilgisi ve yararı bulunmalıdır,

- Yayının açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ olmalıdır.

Aksi halde, bu unsurların hepsini bir arada taşımayan yayın hukuka aykırıdır.[2]

2) (Yayın türüne göre işlenerek) düzeltme ve cevabın yayınlanması, internet içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilmesi için yayının ayrıca suç unsurunu taşımasına gerek yoktur. Bu talep bir koruma tedbiri mahiyetinde hak olarak görülmüştür. Bu hakkın kullanılmasının temel şartı “kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması, ihlal edici veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması” dır. Buna göre, yayının, suç unsurunu taşıması ayrı, kişilik haklarını ihlal etmesi ise ayrı hukuki konulardır. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi tedbiri, başvuranın kişilik haklarını ihlal ettiği mahkeme kararıyla tespit edilen bir internet yayınına toplumun erişiminin derhal engellenmesi amacıyla düzenlenmiş bir tedbirdir. Erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanması için yayının içeriğinde kişilik hakkına yönelen bir suçu oluşturma şartı aranmadığı gibi yayın içeriğinde suç işlenmişse dahi yürütülecek ceza muhakemesinin sonucu beklenmeksizin erişimin engellenmesi tedbirine koruma tedbiri olarak hükmedilebilir.[3] 5651 sayılı Kanun’un içeriğin yayından çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine dair 9. maddesine göre internet ortamında yapılan bir yayın olması, internet ortamında yapılan yayın içeriğinde, gerçek veya tüzel kişilerin kişilik haklarının ihlal edilmesidir.[4]

3) Yayının ayrıca suç unsurunu taşıdığı düşünülüyorsa, duruma göre talebe şu ibareler ilave edilebilir: Somut yayın hem suç hem de kişilik haklarını ihlal edecek unsurları taşımaktadır. Suç yönünden ayrıca şikâyet- ihbar yapılmıştır / yapılacaktır.

4) Yerleşik yüksek yargı kararlarında basın özgürlüğünün tamamıyla sınırsız olmayıp bir dizi sınırlamaya tabi olduğu vurgulanmıştır. Basın, ifade özgürlüğünü kullanırken muhatabı üzerinde yarattığı etkinin boyutları düşünülerek yaptığı işe bir kamu hizmeti ayrıcalığı tanınmıştır. Bu ayrıcalıkla birlikte bahşedilen güvenilirliği, yapılan işten doğan sorumluluğun büyük olmasını beraberinde getirmiştir. Kişilik haklarını, onur, şeref ve saygınlığını, hakaret, sövme veya benzer yollarla zedelememesi ve açıklamada “küçültücü” sözlerin kullanılmaması gerekir.[5]

5) İstikrar kazanmış kararlarda basın özgürlüğünün sınırsız olmadığı, kişilik haklarının korunması çerçevesinde yapılan yayın nedeniyle düzeltme ve cevabın yayınlanması gerektiği, aksi halde düzeltme ve cevabın yayınlanmaması suçunun oluşacağı belirtilmiştir. Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına dair hâkim kararının gereğinin süresinde hiç yerine getirilmemesi ve/veya süresinde olsa bile yasaya aykırı olarak yerine getirilmesinin suç olduğuna vurgu yapılmıştır.[6] Yine AİHM kararında, ilgili kişilere bu hakkın verilmesi gerektiği belirtilmiştir. AİHM, 05.07.2005, Melnychuk / Ukrayna davası özetle şu şekildedir: 1996 yılında, gazetede çıkan iki eleştiri üzerine yapılan düzeltme ve cevap talepleri gazete, yerel mahkeme ve temyiz merciince ret edilmiştir. AİHM'e yapılan başvuru sonucunda, ifade özgürlüğünün niteliği ve önemine vurgu yapıldıktan sonra, cevap hakkının da ifade özgürlüğünün ve bireyin en önemli unsur ve haklarından biri olduğuna, gerçek dışı bilgiye karşı itirazda bulunabilmek için gerekli olduğuna, kamu yararının söz konusu olduğu tartışmalarda yararlı olduğuna, cevap hakkının kullanılmasının devletin ifade özgürlüğü çerçevesinde pozitif bir yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir.

6) Hukuka aykırı veya kişilik hakkının yayın yoluyla ihlal edilmesi nedeniyle verilebilen düzeltme ve cevap (tekzip) hakkı ile internet-sosyal medya için tekzibe ilaveten ve ayrıca verilebilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararları bir koruma tedbiri niteliğindedir. Tedbir mahiyetinde verilmesi gereken hakim kararının niteliği gereği ve mevzuatına uygunluk adına hızlı ve etkin olarak verilmelidir. Kişilik hakkı ihlalinin öne sürülmesi nedeniyle yapılan bu tür başvurularda, sulh ceza hakimliklerince ayrıca inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmasına gerek olmadan yayının mevcut içeriğinden ve ilk bakışta, açıkça anlaşılabilen bir şekilde kişilik hakkını ihlal edip etmediğinin tespiti gerekir. Zira kanun koyucu bu amaçla karar verme sürecini, neredeyse araştırma-inceleme yapılmasına imkan vermeyecek derecede, gün veya saat ile ifade edilen kısa süreler içinde karar verilmesi gerektiğine yönelik amir hükümle düzenleme yapmıştır. Burada talebin bir tedbir amacı taşıdığı, şartların gerçekleşmesi durumunda yayının ayrıca suç unsurunu taşımasına gerek olmadığı, suç olsa bile soruşturma veya kovuşturma sonucu beklenmeden koruma tedbirine karar verilmesi gerekir.[7]

7) Yukarıdaki şartların olması halinde şöyle bir izah mümkündür: Belirtilen mevzuat ve uygulama dikkate alındığında ilgili yayın hukuka aykırıdır. İlgilinin şeref ve haysiyetini ihal edici ve haksız fiil niteliğindedir. Kendisiyle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapıldığı için bu yayımdan maddi-manevi zarar görmüştür. Zararın artışı da kuvvetle muhtemeldir. Şöyle ki... (Somut duruma göre, haksızlık ve mağduriyet izah edilmesi yararlı olabilecektir.)

8) Devamında şunlar ifade edilebilir: Düzeltme ve cevabın (tekzibin) yayınlanması amacıyla gazetenin künyesinde belirtilen yönetim adresine ve sorumlu müdür adına ….aracılığıyla ihtarname çekilmiştir. (Hangi yöntemle talep yapılmış ise -elden, elektronik, noter…- belirtilir.)  Buna rağmen talebimiz hiç karşılanmayarak yayın yapılmamıştır. Tekzip, yasaya aykırı yayınlanmış ise şu şekilde yazılabilir: Buna rağmen talebimiz yasa hükümlerine aykırı şekilde yayın yapılmıştır. (Aykırılık belirtilir. Örneğin, süre geçtikten sonra, tekzipte düzeltme veya ekleme yapılarak, ilgili yazının yer aldığı farklı sayfa, sütun, punto veya şekilde yayımlanması hallerinden hangisi ya da hangileri varsa belirtilir.)

9) Açıklanan nedenlerle ve yasal haklarımız uyarınca, kamuoyunun daha doğru bir şekilde bilgilendirilmesi açısından, aşağıdaki düzeltme ve cevaba ilişkin metnin yayınlanmasına karar verilmesi gerekir. Yayınlanması istenen metnimiz aşağıdaki şekildedir:... (Yayınlanması istenen metin ve bununa dair başlık, ek olarak veya dilekçe içinde yazılabilir. Daha önce yayının sorumlu müdürüne gönderilen metinin ihtiyaç halinde değiştirilmesine engel durum yoktur. )

10) Sonuç ve talepte yayın türüne göre aşağıda şekilde olabilir:

* Süreli yayınlar yönünden şunlar yazılabilir: Yukarıda yazılı ilgili yayın (haber) nedeniyle, hukuki ve cezai başvuru haklarımız saklı kalmak üzere, belirtilen sıralı mevzuat ve özellikle 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 14/5,6 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin10/2. maddeleri uyarınca, metnimizde hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmaksızın, buna dair hâkimliğiniz kararının kesinleştiği tarihten itibaren günlük süreli yayınlarda en geç üç  (internet haber sitesi ise “bir” gün olarak yazılır.) gün içinde, diğer süreli yayınlarda üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde, sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanmasına karar verilmesini arz ve talep ediyorum.

* Televizyon yayınları yönünden şunlar yazılabilir: Yukarıda yazılı ilgili yayın nedeniyle, belirtilen sıralı mevzuat ve özellikle yasal şartları oluşan 6112 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca, hukuki ve cezai başvuru haklarımız saklı kalmak üzere, metnimizde hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmaksızın, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde, düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayınına ara verilmiş ise düzeltme ve cevabımızın aynı süre içinde anılan programın yayın saatinde ve buna neden olan yayın belirtilerek yayınlanmasına karar verilmesini arz ve talep ediyorum. (TRT yayını ise yukarıda, mevzuat kısmında yazılı madde uyarlanarak yazılabilir)

* İnternet-sosyal medya yönünden ise şunlar yazılabilir: Yukarıdaki mevzuat ve yapılan açıklamalar ile yasal haklarımız çerçevesinde, kamuoyunun yanlış bir şekilde bilgilendirilmemesi, kişilik haklarımızın korunması açısından, içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilmesi gerekir. İlgili yayın nedeniyle, hukuki ve cezai başvuru haklarımız saklı kalmak üzere, belirtilen sıralı mevzuat ve özellikle 5651 sayılı Kanun'un 9. maddeleri uyarınca, internet sosyal medyadaki ilgili içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine, ayrıca, başvuran olarak adımızın karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine, kararda, erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağının gösterilmesine, buna dair kararın hâkimliğinizce doğrudan Birliğe gönderilmesine karar verilmesini arz ve talep ediyorum.

 11) Yayın türüne göre ilgili belgeler eklenmelidir. Örneğin, ilgili yayın nüshası, İlgili yayın içerikleri, iletişim linklerine dair çıktı örnekleri, düzelte ve cevabın yayınlanması talebine dair ihtarat, ihtarattan sonra yayım yapılması gereken yayın nüshaları, vekâletname.

>> GAZETECİ OLARAK BASIN YAYIN MENSUBUNUN MESLEKİ FAALİYETİNİN İFADE (BASIN) ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ (ÖRNEK-1)

Yararlanılan kaynaklar:

1-Hukuka Aykırı Yayınlara Karşı Başvuru Usul ve Esasları, Adalet Yayınevi

2-Haberlere Karşı Yasal Haklar, Aristo Yayınevi

3-Basılı, Görsel, İşitsel ve Sosyal Medyada Düzeltme ve Cevap, Seçkin Yayınevi

4-Türkiye'de İnternet-Sosyal Medya Hukuku, Filiz Kitabevi

5-Spor Basın Yayın İnternet, Karar-Talep-Yazışma Örnekleri, Filiz Kitabevi

-----------------

[1] Örnek-1’de ise karşıt hukuki argüman olarak basın yayın mesleği mensubunun faaliyetlerinin hukuki durumu değerlendirilmişti. O çalışmada bu konunun ayrıca ve daha sonra değerlendirileceği belirtilmişti. Önümüzdeki süreçte ise yargı mensubunun basın yayın yoluyla eleştirilmesinin hukuki boyutu ele alınacaktır.

[2] Örnek olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2015 tarih ve Başvuru No: 2014/12151; 12.11.2014 tarih ve Başvuru No: 2013/1461; 25.06.2014 tarih ve Başvuru No: 2013/409; 23.01.2014 tarih ve Başvuru No: 2013/2602; 18.6.2009 tarih ve E.2006/121, K.2009/90; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (CGK) E.2016/64, K.2018/63; E.2009/9-190, K.2009/253; E.2007/8-244, K.2008/92; E.2007/7-28, K.2007/34; E.2006/4-162, K.2006/181; Hukuk Genel Kurulu’nun (HGK) 16.06.2020 tarih ve E.2017/4-1349, K.2020/407; 23.06.2020 tarih ve E.2017/4-1406, K.2020/449; Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 19.06.2023 tarih ve E.2021/16724, K.2023/4938; 12. Ceza Dairesi’nin 21.12.2022 tarih ve E.2020/9565, K.2022/10257; 7. Ceza Dairesi’nin 28.04.2022 tarih ve E.2022/2578, K.2022/8709; 19. Ceza Dairesi’nin 11.03.2019 tarih ve E.2018/8289, K.2019/5452; 18.05.2016 tarih ve E.2015/10712, K.2016/18089; Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 21.12.2023 tarih ve E.2021/17693, K.2023/26149; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Lehideux ve Isorni / Fransa, 23.09.1998; Centro Europa 75. R.L. ve Di Stetano, s.131, 26.11.1991, Observer ve Guardian / Birleşik Krallık, A Serisi no: 216, B.No: 13585/88 sayılı ilamları.

[3] Örneğin, 19.CD, E.2019/29863, K.2020/13554; E.2019/30287, K. 2020/13553 sayılı kararları.

[4] Örneğin, 19. CD, E.2020/6817, K.2021/1704; E.2020/6868, K.2021/1703; E.2020/5728, K.2021/1705 sayılı ilamları.

[5] Basın özgürlüğünün kapsam ve sınırlarına dair şu örnek kararlar gösterilebilir: AYM, 16.07.2004, B.N: 2012/1184; 02.10.2013, B.N: 2013/1123; CGK, 13.02.2007, E.2017/7-28, K.2007/34; 17.07.2006, E.2006/4 162, K.2006/181; 19.CD, 11.03.2019, E.2019/921, K.2019/5454; 19.06.2017, E.2016/13057, K.2017/5905; AİHM, 07.02.2012, BD, 0660/08, Von Hannover / Almanya; AxelSpringer AG / Almanya, BD, 39954/08 sayılı kararları.

[6] Örneğin, 19.CD, 09.03.2021, E.2020/5189, K.2021/2593; 25.02.2021, E.2020/4628, K.2021/2198; 7.CD, 06.06.2013, E.2009/5436, K.2013/13016; 06.06.2013, E.2009/5436, K.2013/13016.

[7] AYM, 26.10.2017, B.No: 2014/5552, §.55,63; 19.CD, 17.02.2021, E.2020/2253, K.2021/1702; 17.02.2021, E.2020/6868, K.2021/1703; 19.CD, 02.11.2020, E.2019/29863, K.2020/13554; 19.10.2020, E.2019/33658, K.2020/13098 sayılı ilamları.