KASKO SİGORTALARINDA RÜCU DAVALARI

Abone Ol

1- TANIMLAR

Halef, mevcut bir hakkın aynı şartlarla başka bir kişiye intikalini sağlar.

Kasko, çeşitli olaylar sonucu araçta oluşabilecek zararları güvence altına alan bir tip sigortadır.

Riziko, tazminat borcu oluşturabilecek riskin meydana gelme olasılığıdır.

Rücu; sözcük anlamı olarak geri dönme, caymadır. Hukuk terminolojisinde ise bir kişinin yerine geçerek hak ve yükümlülüklerini devralmak anlamındadır.

Sigorta, gerçekleşme tarihi belli olmayan veya gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz olan ancak gerçekleşmesi halinde oluşacak ekonomik değişimlere önlem alma sistemidir.

Sigortacı, sigorta anlaşması gereğince ödenen prim karşılığında zararın gerçekleşmesi durumunda ödeme yapmayı üstlenen kimsedir.

Temerrüt faizi, kusur veya zararın varlığına bakılmaksızın ödemenin vadesinde yapılmaması nedeniyle ödenen faiz türüdür.

2- GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1024 esas ve 2020/5802 karar sayılı ilamında; sigortacının halefiyet kapsamında açacağı rücu davasında görevli mahkemenin, sigortalı ile zarar gören arasındaki hukuki ilişkiye göre belirleneceğini belirtilmiştir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17232 esas ve 2016/12140 karar sayılı ilamında; sigortacının halefiyet kapsamında açacağı rücu davasında yetkili mahkemenin, sigortalı ile zarar gören arasındaki hukuki ilişkiye göre belirleneceğini belirtilmiştir.

3- ZAMANAŞIMI

Zamanaşımı süresi zarar sorumluluğunun tabii olduğu kanuna göre farklılık gösterdiğinden kesin bir süre verilmesi mümkün değildir. İlgili zamanaşımı süresi her olay özelinde değerlendirilerek belirlenir.

Sigortalı, zarar sorumlusuna karşı açacağı davada hangi zamanaşımı süresine tabii ise halefi konumundaki sigortacı da aynı zamanaşımı süresine tabii olur. Zamanaşımı süresi halefiyetten önce başlamış ise süre işlemeye devam eder. Ancak uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin sigortacı açısından geçerliliği tartışmalıdır.

4- TEMERRÜT FAİZİ

A- TEMERRÜT FAİZİ BAŞLANGICI

Haksız fiilde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olduğundan zarar sorumlusuna ayrıca ihtar ve ihbara gerek yoktur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/16428 esas ve 2016/3313 karar sayılı ilamında; trafik kazalarını haksız fiil olarak değerlendirmiştir. Temerrüt faizi, sigortacı tarafından, sigorta tazminatının ödendiği tarihten başlayarak talep edilebilir. Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8343 esas ve 2018/3844 karar sayılı ilamında temerrüt  faizinin ödeme tarihiyle başlayacağını belirtmiştir.

Zarar sorumlusunun sorumluluk sigortacısına karşı rücu davası açması halinde temerrüt faizi talebinde bulunulabilmesi ihtar şartına bağlıdır. İhtarda bulunulmadığı takdirde temerrüt faizinin başlangıç tarihi, davanın açıldığı tarihtir.

B- TEMERRÜT FAİZİ ORANI

Sigortacı halef olduğundan sigortalının isteyebileceği faiz oranını talep edebilir. İlgili kural Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/6099 esas ve 2019/2122 karar sayılı ilamında “… Sigortacı tarafından halefiyet ilkesine dayalı olarak açılan rücu davalarında uygulanacak temerrüt faizi oranı, halefiyet ilkesi çerçevesinde saptanmalıdır. Diğer bir deyişle, bu dava sigorta ettiren (sigortalı) tarafından açılsa idi o dava sebebiyle hangi oranda temerrüt faizi istenebilecek ise bu davada da aynı oranda temerrüt faizi istenebilecektir…” şeklinde ortaya konmuştur.

5- TALEP EDİLEBİLİR MADDİ UNSURLAR

A- DESTEKTEN YOKSUN KALMA

Ölümlü trafik kazalarında destekten yoksun kalma tazminatı, talep edilebilir kalemlerdendir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8471 esas ve 2022/7679 karar sayılı ilamında bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı karara göre, bilinmeyen devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplanmalıdır.

B- DEĞER KAYBI

Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkindir.

Karayolları Trafik Kanunu (KTK) madde 90: Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar BU Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.

C- KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV)

KDV, hesaplanan gerçek zarara dahil edilmesi gereken gider kalemlerindendir. Aracın onarılması veya faturalandırılması dikkate alınmaksızın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV de zarar görene ödenir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13.11.2017 tarihli, 2016/18474 esas ve 2017/10417 karar sayılı ilamında “…Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince KDV’ye tabidir. Kesinleşen  hasar miktarına dair fatura ibraz edilmese dahi, davacı lehine KDV dahil edilerek hasar bedeline hükmedilmesi gerekirken…” ifadesine yer verilerek Yargıtayın konuya ilişkin yaklaşımı ortaya konmuştur.

D- GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK –  YAN GİDERLER

Geçici iş göremezlik, tedavi gideri olmadığından Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sorumluluğundan söz edilemez. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/3320 esas ve 2012/7074 karar sayılı ilamında konuya “…Mahkemece, belirtilen hukuki ve fiili durumlar gözetilmeksizin, geçici iş göremezlik ödeneğinin 2918 Sayılı Kanunun 98. madde kapsamında olmadığı dikkate alınmayarak yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir…” ifadesiyle açıklık getirmiştir.

Kaza sonrası yan giderlere bakıcı, tedavi ve yol gideri de dahil edilebilir.

SGK tarafından karşılanan sağlık hizmeti bedelleri KTK madde 98’de belirtilmiştir.

KTK madde 98; Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dahil edilmez.

Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının %15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Cumhurbaşkanı söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir.

Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.

Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir, şeklinde düzenlenmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8288 esas ve 2022/11 karar sayılı ilamında “…TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve belgesiz tedavi giderlerine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin de hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde sonuca varmıştır.

Yol giderinin tedavi giderinin kapsamında olmadığı görüşü olmakla birlikte zarar gören, kaza yaşanmasaydı sağlık merkezine gitmeyeceğinden bu harcama da kusurlu tarafın sorumluluğundadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 1996/8040 esas ve 1996/2129 karar sayılı ilamında tedavi için yapılan ulaşım giderlerinin kusurlu tarafa yükleneceğini belirtmiştir.

E- EKSPERTİZ

Türk Ticaret Kanunu madde 1426/1 uyarınca sigortacı; sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. İlgili hüküm gereğince sigortacı makul ekspertiz giderini ödemekle yükümlüdür. Makul gider hakim tarafından takdir edilir.

* Bu çalışmada İstanbul Barosu tarafından düzenlenen ZMMS ve Kasko Sigortalarında Rücu Davaları seminerinden yararlanılmıştır.