KANUNİ FAİZ DEĞİŞİMİNİN İCRA TAKİPLERİNE ETKİSİ

Abone Ol

I.GENEL OLARAK

Borçlu hakkında başlatılan icra takiplerinde en az asıl alacak kadar önem arz eden diğer bir alacak kalemi de faizdir. Bu kapsamda borçluya yöneltilecek icra takibinde faizin ne zamandan itibaren talep edilebileceği, hangi oranda talep edilebileceği ve derdest icra takiplerinde faiz oranının değişmesi halinde kanun tarafından belirlenen yeni oranın icra takiplerine etkisi hak kayıplarının yaşanmaması adına önemlidir.

Bu çalışmada, Resmî Gazetenin 21/05/2024 tarih ve 32552 sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı gereğince 3095 Sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1. Maddesinde yer alan kanuni faiz oranının yüzde 9’dan yüzde 24’e çıkarılmasının özellikle devam eden icra takiplerine etkisine değinilmeye çalışılacaktır.

II. KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI

21 Mayıs 2024 Tarih ve 32552 Sayılı Resmî Gazete 'de yayımlanarak 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1 inci Maddesinde Düzenlenen Kanuni Faiz Oranının, 1 Haziran 2024 Tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yıllık yüzde 24 olarak uygulanacaktır.

Bu itibarla 1 Haziran 2024 tarihine kadar yasal faiz oranı yıllık yüzde 9 olarak uygulanmaya devam edilecektir. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlatılacak icra takipleri yönünden ise 1 Haziran 2024 tarihine kadar takip öncesi işleyen yasal faiz oranının yine yüzde 9 olarak hesap edilmesi yerinde olacaktır.

III. ARTIŞIN YASAL DAYANAĞI

Kanuni faizin düzenleme altına alındığı 3095 sayılı Yasanın 1. Maddesinde 19/12/2005 tarih ve 2005/9831 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan değişiklikte yüzde 12 olarak belirlenen faiz oranı yüzde 9’a indirilmişti.

Aynı düzenlemenin ikinci fıkrasında yer alan Cumhurbaşkanı, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkili olması nedeniyle Cumhurbaşkanı tarafından alınan karar doğrultusunda düzenlemenin birinci fıkrasında yer alan ve yıllık yüzde 12 olarak belirlenen faiz oranı bir kat arttırılarak yüzde 24 olarak belirlenmiştir.   

IV. FAİZ ARTIŞININ DERDEST İCRA DOSYALARINA ETKİSİ

1 Haziran 2024 tarihinden itibaren uygulanacak kanuni faizdeki artışın özellikle ilamsız takiplere etkisi önemlidir. Zira takibine devam olunan 21.992.358 adet icra dosyasının çok büyük bir kısmını ilamsız takipler oluşturmaktadır.

Alacaklılar tarafından borçlular hakkında başlatılan ilamsız takiplerdeki yasal faiz oranının açıkça yüzde dokuz olarak gösterildiği takiplerde 1 Haziran 2024 tarihinden sonra yapılacak dosya hesaplarında değişen oranların dikkate alınmaması büyük hak kayıplarına sebebiyet verebilir.

Örneğin borçlu hakkında 2023 yılı Ocak ayında başlatılan bir icra takibinde açıkça yasal faizin talep edildiğini ve borcunda 2024 yılı Aralık ayında ödeneceğini varsaydığımız bir icra takibinde varsa takipten önce ve 1 Haziran 2024 tarihine kadar işleyecek yasal faizin yüzde 9 olarak hesap edilmesi bu tarihten sonra işleyecek yasal faiz oranının ise yüzde 24 olarak hesap edilerek dosya kaydının infaz edilmesi gerekecektir.

Öte taraftan bazı icra programlarında hazırlanıp basılı şekli ile borçluya gönderilen ödeme emrinde yasal faiz oranının yüzde dokuz olarak açıkça gösterildiği takiplerde kanunun ruhundan uzaklaşarak 1 Haziran 2024 tarihinden sonra yapılacak dosya hesaplamalarında yeni oranın dikkate alınmaması -takipte yüzde 9 yasal faiz oranının kesinleştiği gerekçesi- şüphesiz kanun hükmü ile bağdaşmayacaktır.

Yine 1 Haziran 2024 tarihinden sonra başlatılacak icra takiplerinde, takipten önce işlemiş faiz oranı hesap edilirken aynı kurallara uyularak yasanın yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin işleyen faiz oranının yüzde 9 olarak hesap edilmesi bu tarihten sonraki dönem içinse takipten önce işleyen faizin yüzde 24 olarak hesap edilmesi gerekir.

Borçlu hakkında 1 Haziran 2024 tarihinde sonra başlatılacak icra takibinde, takipten önce işleyen faiz oranının yasal miktarın üzerinde olduğunun borçlu tarafından anlaşılması halinde bu durum yedi gün süre içinde icra dairesine bildirilmek suretiyle faiz yönünden takibe itiraz edilebilecek ve takip sadece bu faiz yönünden durdurulabilecektir. Yapılan ilamsız takip (örnek 7) sonrasında borçluya gönderilen ödeme emrinde takipten önce işleyen faize itiraz edilmemesi halinde takip bu yönüyle borçlu hakkında kesinleşebilecektir.

Öte taraftan 1 Haziran 2024 tarihinden sonra kanuni faizin talep edildiği ilamsız icra takiplerinde yıllık yüzde 24’ün üzerinde bir hesaplama yapılması mümkün olmadığından bu durum süresiz şikâyet nedeni yapılabilecektir.

Aksi surette alacaklı ve borçlular tarafından yapılan talepler yahut icra dairlerinde dikkat edilmeden verilebilecek kararlar özellikle icra hukuk mahkemeleri bağlamında ciddi bir iş yükünün doğmasına sebebiyet verebilir.  

V. YARGI KARARLARI

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/24458 Esas ve 2007/1995 Karar

01.05.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 5335 sayılı Kanun'un 14.maddesi ile değiştirilen 3095 sayılı "kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin Kanun'un 1.maddesine göre Kanuni faiz:

Madde 1 (Değişik 5335-21.04.2005/m 14 -yürürlük m.35/c) Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde on iki oranı üzerinden yapılır. Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar arttırmaya yetkilidir"

Keza, 01.01.2006 tarihinden itibaren uygulanması gereken faiz oranı ise yıllık yüzde dokuzdur (3095 sayılı Kanun'un 1.maddesinde yer alan yasal faiz oranı 30.12.2005 gün ve 26039 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 19.12.2005 tarih, 2005/9831 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 01.01.2006'dan geçerli olmak üzere yıllık yüzde dokuz olarak belirlenmiştir).

Somut olayda, alınan bilirkişi raporlarında hesaplamanın yukarıda bahsedilen dönemler itibariyle %28 ve %23 oranları esas alınarak yapılması ve anılan rapor doğrultusunda hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. O halde, mahkemece yine BK. 84.maddesi de gözetilerek 01.05.2005-31.12.2005 dönemi arası %12, 01.01.2006 tarihi sonrası %9 faiz oranları esas alınarak bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/2828 Esas ve 2007/5111 Karar

4489 Sayılı Yasa değişik 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesi; "Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinde yapılır. Söz konusu reeskont oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan reeskont oranından beş puan veya daha çok farklı ise, yılın ikinci yarısında bu oran geçerlidir" hükmü 5335 Sayılı Kanun’un 14.maddesi ile 1.5.2005 tarihinde "Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde on iki oranı üzerinden yapılır. Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar arttırmaya yetkilidir" şeklinde değiştirmiştir.

Takip dayanağı ilamda "10.3.2005 tarihinden itibaren %38 ve daha sonra değişen ve değişecek olan Reeskont Faiz Oranı ile tahsiline karar verilmiştir. Bu faiz oranı belirleme 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesi gereğincedir. Bu Yasanın 1.maddesinin 1.5.2005'te 5335 Sayılı Yasa ile değişmiş olması nedeniyle bu tarihten itibaren değişen yeni hükmi uygulanacaktır.

Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında Mahkemece işlemiş faizin hesabına ilişkin olarak bilirkişiden alınan 25.6.2006 tarihli yasaya uygun rapora göre uyuşmazlığın çözümü yerine, hatalı olarak 1.5.2005 tarihinden sonrası içinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası reeskont faiz oranlarını uygulayarak sonuca giden rapor nazara alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.    

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/9864 Esas ve 2017/1274 Karar

Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi, faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/10067 Esas ve 2007/12364 Karar

Alacaklının 08.08.2002 tarihinde genel haciz yolu ile başlattığı takipte işleyecek faizin takip tarihinden itibaren %60 olarak istendiği görülmüştür. Borçlu itirazının iptaline ilişkin mahkeme kararında işleyecek faiz yönünden hüküm kurulmamıştır. Bu durumda Dairemiz süre gelen içtihatlarında benimsendiği üzere takip tarihi itibariyle %60 faiz oranı kesinleşmiş ise de, işleyecek faiz yönünden icra müdürlüğünce değişen yasal faiz oranları esas alınarak kademeli olarak faiz hesabı yapılması gerekirken tüm zaman dilimleri için faiz hesabının %60 üzerinde yapılması doğru görülmediğinden mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir.