1.1. İdareye Şikayet Başvurusu
Anayasa md. 74/1-2'ye göre, Türkiye'de ikamet eden vatandaşlar ve yabancıların, karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla, kendileri veya kamuoyu ile ilgili istek ve şikayetleri hakkında yazılı olarak yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne başvurma hakkına sahiptir. Bunlarla ilgili başvuruların sonucu gecikmeksizin dilekçecilere yazılı olarak bildirilir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu md. 21'e göre kamu görevlileri, denetçileri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari işlem ve eylemler nedeniyle şikayet ve dava açma hakkına sahiptir. Bu maddeye göre şikayet, silsile üzerinden şikayette bulunan amirleri atlayarak en yakın amir ile başlayarak sözlü veya yazılı olarak yapılır (Gedikkaya, 2019).
Bizim düşüncemize göre, burada sadece amir tarafından değil, aynı zamanda bir kamu görevlisine eşit düzeyde çalışanlar veya astlar tarafından yapılan davranışlar da şikayete konu olmalıdır. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi psikolojik taciz, denetçileri dışındaki çalışanlar tarafından çalışanlara da yapılabilir. Dolayısıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 21. maddesini geniş bir şekilde yorumlamak gerekir. Memurların şikayet ve başvuruları hakkında Yönetmeliğin 6. maddesine göre, şikayete karar verme yetkisi şikayetçinin birinci disiplin amirine aittir. Şikayeti kabul eden ancak karar verme yetkisine sahip olmayan denetçiler, bunları silerek ve kendi görüşlerini ekleyerek 3 gün içinde birinci fıkrada belirtilen denetmenlere devrederler. Ayrıca şikayetçiyi durum hakkında bilgilendirirler (Aydın, Şahin, Uzun, 2007).
Anayasanın dilekçe hakkını düzenleyen 74. kamu görevlilerinin şikayet hakkını düzenleyen madde 657 Sayılı DMK md. 21 uyarınca bir kamu görevlisi tarafından açılan şikayete yanıt yönetim tarafından sunulmalıdır. Aksi takdirde idarenin sorumluluğu söz konusudur. Örneğin Danıştay kararında, 1992 yılı Sicilinin üçüncü sicil amiri olarak Vali tarafından olumsuz düzenlendiği iddiasıyla valiye karşı yasal işlem talebiyle idareye yapılan başvurunun reddi sürecinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır: Anayasa'nın 74. maddesinde, vatandaşların kendilerine ilişkin istek ve şikayetleri hakkında yazılı olarak yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne başvurma hakları olduğu ve başvurularının sonucunun gecikmeksizin dilekçecilere yazılı olarak bildirileceği öngörülmüştür. ve yukarıda açıklanan 657 sayılı Kanun 21. madde hükmü uyarınca, bir yanıt davacı için önemli bir inceleme yaparak verilmesi gerektiğini hiç şüphe yoktur (Güven, 2019).
Ayrıca 2011/2 sayılı işyerinde psikolojik tacizin önlenmesi (Mobbing) başlıklı Genelgesinin 6. maddesinde, denetçilerin psikolojik taciz şikayetlerini dikkatle inceleyecekleri ve mümkün olan en kısa sürede sonuçlandıracakları belirtilmiştir. Memurların şikayet ve başvuruları hakkında Yönetmeliğin 8. Maddesi ise şikayet ve kararı 30 gün içinde kararı ile ilgili tüm işlemler için şikayetin tarih, doğa, adli ve idari soruşturma hakkında şikayet konusu olacak ulaşır, içinde tamamlanmalıdır aşağıdaki bildirilmesi bağlayan sahipleri tarafından şikayet bir soruşturma ise, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır belirtilmektedir (Paksoy, 2007).
Mevzuatımızda belirtildiği üzere, idarenin şikayet başvurusunu belirtilen süre içinde hızlı bir şekilde incelemesi ve şikayet edene yanıt vermesi gerekmektedir. Bu bakımdan denetçilerin büyük bir sorumluluğu vardır. Denetçilerin gerçekleri ortaya çıkarmak açısından kapsamlı ve kapsamlı bir inceleme yapmaları çok önemlidir. Bu incelemenin tarafsız ve objektif olarak yapılması zorunludur. Memurların şikayet ve başvuruları hakkında Yönetmeliğin 9. maddesine göre şikayetçi veya şikayetçi, kararın kendisine tebliğinden sonraki günden itibaren 10 gün içinde idarece verilen karara karşı daha yüksek bir makama itiraz edebilir. Bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar, itirazda bulunurken, inceleme ve karar verirken şikayetler için geçerlidir (Özalp, 2013).
Devlet memurları ve uygulamaların Yönetmelik çerçevesinde şikayetleri, bir çeşitli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde disiplin niteliğine ve şiddetine bağlı olarak durum görevlerini yerine getirmeyen zamanında ve eksiksiz olarak amirleri Bu Yönetmelik ve prosedürleri de belirtilen esaslara göre. Tebligat yükümlülüğünü yerine getiren memurlar tebligatlarından dolayı doğrudan veya dolaylı olarak cezalandırılamaz, Hizmet Şartları kısmen ağırlaştırılamaz veya değiştirilemez. Bu nedenle, aynı zamanda şikayet için bu hüküm, referans istismar, şikayet, ihmal var ve araştırma yapılmıştır ya da başlatılan disiplin soruşturması hakkında ve gecikmiş olan kamu görevlileri bunları yaparken, uygun disiplin cezası verilmelidir (Çopur, 2017).
Tacize uğrayan bir kamu görevlisine karşı disiplin soruşturması başlatmak için şikayette bulunulmasına gerek yoktur. Kamu görevlilerine verilecek psikolojik taciz şikayeti üzerine disiplin içinde hukuka uygun bir şikayet üzerine başlatılan disiplin soruşturması sonucunda 657 sayılı Devlet Memurları veya kendiliğinden psikolojik taciz, suistimal eden kamu görevlileri yönetimi disiplin soruşturma başlatması gerektiğini öğrenmektedir (Güven, 2019).
Psikolojik taciz, mevzuatta mobbing ve benzeri kavramlar açıkça dahil değildir, ancak (örneğin, hakaret etme, saygısızlık etme, kötü muamele, aşağılanma, küçük düşürme, tehdit) değerlendirilebilir ve disiplin içinde çeşitli düzenlemeler uygulanacak bu davranışları bulunan davranışlar kapsamında kavramlardır. Örneğin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu md. 125 uyarınca disiplin cezası gerektiren fiilleri düzenlemektedir. Yani psikolojik taciz, bu eylemler kapsamında değerlendirilebilecek, sadece başkaldırmakla kalmayıp üst astlarına karşı işleyebilir ya da aynı kurumda üst-üst düzey ilişkisi olan kişiler arasında birbirlerine karşı işleyebileceklerdir (Karakaş, 2010).
İşyerinde ve ilgili yapılarda psikolojik tacizi açıkça düzenleyen yasal bir düzenleme olmalı ve psikolojik taciz açıkça disiplin cezasına konu olmalıdır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun çalışanın kişiliğinin korunmasına ilişkin 417. maddesine göre, işveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini koruyacak ve saygı gösterecek ve özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel istismarına maruz kaldıklarında işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzen sağlayacak ve bu istismarı yaşayanlar daha fazla zarar görmeleri için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür (Gedikkaya, 2019).İşveren işyerinde İş Sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm tedbirleri almak, bir mala sahip araç ve gereçler; işçi sağlığı ve güvenliği için alınan tüm önlemleri takip etmekle yükümlüdür. İşçinin ölümü, organ bütünlüğüne zarar verilmesi veya işverenin yukarıdaki hükümler de dahil olmak üzere kanun ve sözleşmeye aykırı davranışlarından kaynaklanan özlük haklarının ihlalinden kaynaklanan zararların tazminatı, sözleşmenin ihlalinden doğan sorumluluk hükümlerine tabidir. Kısacası benzer bir hüküm, memurlar açısından memurlar Kanunu'nda açıkça düzenlenecektir. Çünkü idare aynı zamanda bir kamu görevlisinin özlük haklarını korumak ve bunlara saygı duymakla yükümlüdür ve bunu sağlamak için gerekli denetim ve tedbirleri yapmakla yükümlüdür (Gedikkaya, 2019).
1.2. Türkiye İnsan Hakları Kurumuna Başvurma
21.06.2012 tarih ve 6332 sayılı Türk insan hakları kurumu kanunu kamu tüzel kişiliği, idari ve mali özerkliği ve özel bütçesi ile Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurulmuştur. Kurum, kendi önergesi veya her türlü başvurusu üzerine insan hakları ihlali iddialarını inceler, araştırır, kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgili sonuçlarını değerlendirir, bilgilendirir ve takip eder, hakkında görevli olanlara hukuki işlem yapmaya yetkili olmayan bir girişimde bulunmakla görevlendirilir (6332 sayılı Kanun md. 11/a-1). İnsan hakları ihlalinden zarar gördüğünü iddia eden her gerçek ve tüzel kişi kuruma başvurabilir (6332 sayılı Kanun md. 12/1). Araştırma ve araştırma görevi kapsamında kurum oldukça geniş yetkiye sahiptir. Kanunun geçici 1. Madde 7 fıkrasına göre kurum daireleri kuruluncaya kadar il ve ilçe insan hakları kurulları Kurum Bürosu olarak görev yapar. Henüz şirket ofisi bulunmadığından, il ve ilçe insan hakları kurulları da ihlal iddiasıyla başvuruları kabul etmektedir. Ancak Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile il ve ilçe insan hakları kurullarının kararları idari davaya konu olabilecek icra kararları değildir (Aydın, Şahin, Uzun, 2007).
1.3. Kamu Denetçiliğine Başvurma
Bir kamu görevlisinin psikolojik taciz durumunda başvurabileceği bir diğer yasal yol da kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurmaktır. Anayasanın 74. maddeye göre, Herkesin Ombudsmanla temas kurma hakkı vardır. Kamu denetçisinin görevi, idarenin işleyişine ilişkin şikayetleri incelemektir. 6328 Sayılı Ombudsman Kurumu Kanunu yürürlüğe girip Resmi Gazete' de 29.06.2012’de yayınlanmıştır. Ancak kamu Denetçiliği Kurumuna başvuru ve başvuru prosedürünü düzenleyen 17. madde uyarınca, yayınlandığı tarihten dokuz ay sonra, yani 29.06.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir (İnciroğlu, 2010).
Ombudsmanlık Kurumu, 6328 Sayılı Kanun md. 5/1'de kurumun görevleri şu şekilde belirtilmiştir: “Yönetimin işleyişi, tüm eylem ve süreçlerin yönetimi, tutum ve davranışlarla ilgili şikayetler üzerine kurum; çalışma, araştırma ve yönetimin hukuka ve hakkaniyete uygunluğuna dayalı adalet ruhu içinde insan hakları önerilerde bulunmamakla yükümlüdür. Ancak, aynı madde, yalnız Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmış ve re’sen kararlar ve emirlere göre, yasama gücünün egzersiz ile ilgili eylemler, sadece askeri nitelikteki Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı gücü ve faaliyet egzersiz ile ilgili kararları, kurumun görev kapsamı dışındadır (Özen Çöl, 2008).
Şikayetin konusu, bir kamu kurumunda görevli bir kamu görevlisi veya başka herhangi bir kamu görevlisi tarafından yapılan psikolojik taciz ve psikolojik istismarın işleyişi sırasında ortaya çıkan idari görevlilerin de kamu yönetimi otoritesinin bir parçası olmasıdır. Ancak bunun için öncelikle yukarıda belirtilen idari başvuru yollarının tüketilmesi gerekmektedir. İdare, psikolojik taciz başvurusuna 60 gün içinde olumsuz yanıt verirse, bu yanıtın bildirilmesinden itibaren; 60 gün içinde cevap vermezse, 60 günlük sürenin bitiminden itibaren 6 ay içinde psikolojik taciz mağduru kuruma başvurabilecektir (Özen Çöl, 2008).
Bu yönetmeliğe göre, psikolojik tacize maruz kalan bir kamu görevlisinin kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurusu hakkında verilecek karar, idari davaya konu olabilecek bir icra kararı olmayacaktır. Çünkü 6328 sayılı Kamu Denetçiliği kurumu kanunu md. 5/1'e göre kurum, idarenin her türlü eylem ve eyleminin yanı sıra tutum ve davranışlarıyla ilgili olarak idareye tavsiyelerde bulunmaktan yalnızca sorumludur. Ajans, idarenin eylem ve eylemleri üzerinde başka bir yetkiye sahip olmadığı gibi, herhangi bir yaptırım uygulama yetkisine de sahip değildir. Ombudsmanlık Kurumu, 6328 Sayılı Kanun md. 20/2-3'e göre, kurum, varsa inceleme ve araştırma sonuçlarını ve tavsiyelerini ilgili makama ve başvuru sahibine bildirir. Kurum ayrıca başvuru sahibine sürece karşı başvuru yollarını, başvuru süresini ve uygulanacak yetkiyi gösterir. İlgili makam, kurumun tavsiyeleri doğrultusunda tesis edilen işlemi veya kurumun önerdiği çözümü uygulanabilir bulmazsa, bunun nedenini otuz gün içinde kuruma bildirir (Tınaz, 2006).
1.4. Kamu Görevlileri Etik Kuruluna Başvuru
Psikolojik taciz mağduru kamu görevlileri, kurum veya kuruluşta etik davranış ilkelerine aykırı uygulamalar olduğu iddiasıyla 5176 sayılı Kamu Görevlileri etik Kurulu'nun kurulmasına ilişkin kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca “kamu görevlileri Etik Kurulu”na başvurabilirler. Ancak 5176 sayılı Kanunu md. 4/1'e göre kurul, en azından Genel Müdür veya eşit düzeydeki kamu görevlilerine sevk edilebilir. Hangi unvanların Genel Müdüre eşit sayılacağı, kurum ve kuruluşların organizasyon yapısı ve yaptıkları hizmetlerin niteliği dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir. Maddesinin ikinci fıkrasına göre, kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine aykırı diğer uygulamaları yapıldığı iddia edilen disiplin Kurulunun ilgili yetkili Kurumlarına yapılan başvurular, Kurul tarafından çıkarılan Yönetmelikte belirtilen etik davranış ilkelerinin ihlal edilip edilmediği açısından değerlendirilir. Değerlendirme sonucunda alınan karar ilgililere ve başvuru sahibine bildirilir. 4. maddesinin son fıkrasına göre, yargı organlarında sayılan veya yargı organlarınca karara bağlanan uyuşmazlıklara ilişkin olarak Kurul'a veya yetkili disiplin kurullarına başvuru yapılamaz. İnceleme sırasında yargı yoluna gitmiş gibi görünen başvuru süreci durdurulur (Aydın, Şahin, Uzun, 2007).
5176 sayılı Kanun md. 5'e göre, kamu görevlileri Etik Kurulu başvurularla ilgili inceleme ve araştırmasını en geç üç ay içinde sonuçlandırmak zorundadır. Kurul, ilgilileri ve Başbakanı yazılı olarak bilgilendirir. Kurul tarafından bu Kanuna göre yürütülen soruşturma ve soruşturmalar, genel hükümlere göre cezai kovuşturmaya veya tabi oldukları personel kanunları hükümlerine göre disiplin kovuşturmasına engel teşkil etmez. Kurul tarafından inceleme ve araştırma sonucunda alınan kararlar, kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine uygun davranıp davranmadıklarını belirleyen kararlardır. Bu kararlar, idari bir davanın konusu olabilecek yürütme eylemleri değildir (Aydın, Şahin, Uzun, 2007).
1.5. Çalışmaktan Kaçınma Hakkının Kullanımı
20.06.2012 tarih ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre kamu ve özel sektör çalışanlarına çalışmaktan kaçınma hakkı verilmiştir. Kanunun 13. madde 1. ve 2. fıkrasına göre; kurulun bulunmadığı işyerlerinde durumu tespit etmek ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etmek üzere işverene başvurabilir. Kurul acilen toplanır ve işveren derhal kararını verir ve tutanaklarla durumu belirler. Karar, çalışan ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir. İşçinin talebi üzerine Kurul (İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu) veya işveren karar verirse, işçi gerekli tedbirler alınana kadar çalışmaktan kaçınabilir (Karslıoğlu, 2011).
Çalışanların çalışmaktan kaçındıkları dönemdeki ücretlerinin yanı sıra yasalar ve iş sözleşmelerinden doğan diğer hakları saklıdır. Bu hükme göre, psikolojik tacizin çalışan için ciddi ve yakın bir tehlike oluşturması halinde, kamu görevlisinin başvurması halinde idare derhal gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ‘tehlike’ kavramı md. 3’te tanımlanmıştır. Buna göre tehlike, işyerinde var olan veya dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek hasar veya hasar potansiyelidir. Psikolojik istismar ayrıca çalışanı etkileyebilecek zararlara neden olma potansiyeline de sahiptir. Ancak burada önemli olan, bu tehlikenin "ciddi ve yakın" olmasıdır. Her psikolojik istismar vakası ciddi ve yakın bir tehlike oluşturmayabilir. Psikolojik taciz tahammül edilemeyecek bir noktaya gelmişse ve çalışanın sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başlamışsa, çalışmaktan kaçınma hakkının artık kullanılabileceğini kabul etmek gerekir (Kocaoğlu, 2007).
Madde 3 uyarınca, çalışanların, ciddi ve yakın tehlikenin önlenemediği durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda kalmadan işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere giderler. Çalışanların bu eylemleri nedeniyle hakları kısıtlanamaz. Bu hükme göre, işyerindeki psikolojik taciz nedeniyle, çalışanın çalışmaya devam etmesi halinde, sağlığına onarılamaz veya imkansız bir zarar verme olasılığı varsa çalışanın belirtilen prosedüre uymadan çalışmaktan kaçınması mümkün olabilir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına hem özel sektörde hem de kamu sektöründe çalışanlar dahil olmasına rağmen “İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu”nun düzenlendiği 22. makale sadece özel sektöre yöneliktir. (Çobanoğlu, 2005).
G. Cumhuriyet Başsavcılığına Şikayette Bulunma
İşyerinde psikolojik taciz olarak nitelendirilen davranışlar da suç teşkil edebilir. Bu nedenle psikolojik tacizde bulunmuş bir kamu görevlisine karşı uygulanabilecek bir diğer hukuki yol da bu kişi hakkında başsavcılığa şikayette bulunmaktır. Ancak, psikolojik istismarda bulunmuş bir kamu görevlisinin kovuşturulabilmesi için, bu kişinin soruşturulması için yönetim tarafından izin verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu Kanuna göre, psikolojik istismarda bulunmuş bir kamu görevlisinin idare tarafından soruşturma izni alınmadan kovuşturulması mümkün değildir (Gedikkaya, 2019).
Kanun memurlar ve diğer kamu görevlileri md yargılanması hakkında 4483 Sayılı Kanun md. 2'ye göre, devlet ve diğer kamu tüzel kişilikleri tarafından genel idare ilkelerine uygun olarak yürütülen kamu hizmetlerinin gerektirdiği temel ve sürekli görevleri yerine getiren memurlar ve diğer kamu görevlileri tarafından işlenen suçlar için geçerlidir. Görev ve sıfatlarından dolayı özel soruşturma ve kovuşturma işlemlerine tabi tutulanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği bakımından kanunlarda belirtilen soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin hükümler saklıdır. Ağır Ceza gerektiren suçüstü bir durum genel hükümlere tabidir, disiplin hükümleri saklıdır (Gedikkaya, 2019).
Bu Kanun hükmüne göre, görev ve sıfatlarından dolayı özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi kamu görevlilerine bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Örneğin, 2547 sayılı Yüksek Kanun farklı bir usul öngördüğü için (md 53/c) yükseköğretim Kanununa tabi personele 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanamaz. Psikolojik istismara maruz kalan bir kamu görevlisi önce savcılığa şikayette bulunacak ve savcılık soruşturmaya başlamak için idare tarafından soruşturma izni bekleyecektir. Savcılık, ancak soruşturma izni verildikten sonra kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatabilecektir (Özalp, 2013).
SONUÇ
Psikolojik istismar mağduru kamu görevlileri, Türkiye insan hakları Kurumu'na veya bu kurumun ofisi olarak görev yapan il ve ilçe insan hakları kurullarına da başvurabilirler. Bu makamlar, insan hakları ihlallerine ilişkin tüm iddiaları araştırmakta ve soruşturmakta, sonuçlarını ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara bildirerek takip etmekte ve sorumlular hakkında yasal işlem başlatmaya çalışmaktadır. Ancak bu makamlar, psikojik tacizde bulunan bir kamu görevlisine karşı icra kararları verme ve idari yaptırım uygulama yetkisine sahip değildir.
Psikolojik istismar mağduru bir kamu görevlisinin başvurabileceği bir diğer yasal yol da kamu Denetçiliği Kuruluna başvurmaktır. Anayasanın 74. maddeye göre, Herkesin Ombudsmanla temas kurma hakkı vardır. Ombudsmanın görevi, idarenin çalışmaları hakkındaki şikayetleri incelemektir. Ancak kuruma başvuru yapabilmek için 2577 sayılı idari Usul Kanunu'nda öngörülen idari başvuru yollarının ve özel kanunlarda yer alan zorunlu idari başvuru yollarının tüketilmesi gerekmektedir. 6328 Ombudsman kurumu Kanunu yürürlüğe Resmi Gazete’de yayınlandığında 29.06.2012, üzerinde girdi. Ancak kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuru ve başvuru prosedürünü düzenleyen 17. madde yayımı tarihinden dokuz ay sonra yani 29.06.2012 tarihinde yürürlüğe gireceğinden, gerçek ve tüzel kişiler ancak maddenin yürürlüğe girmesinden sonra kuruma başvurabileceklerdir. Kurum tarafından başvuru ile ilgili alınan kararlar Danışmanlık niteliğinde olacağından idari davaya konu olabilecek bir yürütme süreci olmayacaktır.
Psikolojik taciz Maduru kamu görevlileri, 5176 sayılı Kamu Görevlileri etik Kurulu'nun kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca “kamu görevlileri Etik Kurulu”na da başvurabilirler. Ancak 5176 sayılı Kanun md. 4/1'e göre Kurul, en azından Genel Müdür veya eşit düzeydeki kamu görevlilerine sevk edilebilir. Diğer kamu görevlilerine yapılan başvurular, Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından çıkarılan Yönetmelikte belirtilen etik davranış ilkelerinin ihlal edilip edilmediği bakımından ilgili kurumların yetkili disiplin kurullarında değerlendirilir. Kurul tarafından inceleme ve araştırma sonucunda alınan kararlar, kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine uygun davranıp davranmadıklarını belirleyen kararlardır. Bu kararlar, idari bir davanın konusu olabilecek yürütme eylemleri değildir.
İşyerinde psikolojik taciz olarak nitelendirilen davranışlar da suç teşkil ediyorsa, psikolojik taciz mağduru olan bir kamu görevlisi Cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunabilir. Özel sektör çalışanları hakkında bu şikayette bulunulduğunda, savcılık doğrudan soruşturma başlatabilecektir. Ancak kamu görevlilerine karşı şikayette bulunulduğu zaman savcılıkça soruşturma başlatılabilmesi için idareden soruşturma izni alınması gerekecektir.
Kısacası, psikolojik istismar mağduru kamu görevlileri çeşitli yasal koruma yollarına başvurabilirler. Psikolojik istismarı durdurmak ve bir daha yaşanmamasını sağlamak için yasal koruma araçlarının etkili olması önemlidir. Bizce, işyerinde bu kapsamlı yasal düzenlemeler, psikolojik taciz psikolojik taciz Önlenmesi için idarenin somut, açıkça sorumluluk ve yetkilerini ortaya çıkarılmalı olarak tanımlanan, mağduru kamu görevlileri için geçerli olan uygulanacak idari ve cezai yaptırımların hukuki koruma yoluyla psikolojik taciz psikolojik taciz, kamu görevlileri için caydırıcı verilmiş olması gerekir olmalıdır.
KAYNAKÇA
ACAR, Aslı, DÜNDAR, Gönen: İşyerinde Psikolojik Yıldırmaya Maruz Kalma Sıklığı ile Demografik Özellikler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, C. 37, S. 2, s. 111-120, 2008.
ALTIPARMAK, Ayşe, KÜZECİ, Deniz: Türk Hukukunda Yeni Bir Kavram: İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Terazi Hukuk Dergisi, S. 35, 2009.
AYDIN, Şule, ŞAHİN, Nilüfer ve UZUN, Dilek: Örgütlerde Yaşanan Psikolojik Şiddet Sorunlarının Konaklama İşletmeleri Açısından Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C: 16, S: 2, 2007.
ÇOBANOĞLU, Şaban: Mobbing, İşyerinde Duygusal Saldırı ve Mücadele Yöntemleri, Timaş Yayınları, İstanbul, 2005.
ÇOPUR, Fatma: Mobbingin Çalışanlar Üzerindeki Etkileri: Türk Hukuk Sisteminde Mobbing, Süleyman Demirel Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2017.
GEDİKKAYA, Muhammed Tolga: Kamuda Psikolojik Taciz (Mobbing) İle Mücadele Politikasının Değerlendirilmesi: Psikolojik Taciz Genelgesi Örneği, Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 1, S. 2, s. 53-70, 2019.
GÖKTÜRK, Gamze, BULUT SEFA, Yeşim: Mobbing: İşyerinde Psikolojik Taciz, Abant izzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 1, S. 24, 2012.
GÜVEN, Nevcihan: Devlet Okullarındaki Eğitim Çalışanlarının Maruz Kaldıkları Mobbing Durumları ve Mobbing ile Baş Etme Yöntemleri, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2019.
GÜVEYİ, Ümit: Memur Disiplin Hukukunda Mobbing, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 17, S. 1-2, s. 1455- 1481, 2013.
IŞKIN, Gülay: İşyerinde Psikolojik Taciz, İstanbul Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010.
İNCİROĞLU, Lütfi: İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi, S. 48, s. 4-9, 2010.
KARAKAŞ, Yusuf: Çalışma Hayatında Mobbing, Cumhuriyet Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2010.
KARSLIOĞLU, Güldane: İşyerinde Mobbing (Psikolojik Taciz) ve Çalışan Motivasyonu Üzerindeki Etkisi, Gazi Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011.
KASAPOĞLU TURHAN, Mine: Kamu Görevlileri Bakımından İşyerinde Psikolojik Taciz ve Hukuki Korunma Yolları, TBB Dergisi, S. 105, 2013.
KOCAOĞLU Muharrem: Mobbing (İşyerinde Psikolojik Taciz, Yıldırma) Uygulamaları ve Motivasyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma, Yıldız Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007.
MİZRAHİ, Rozi: Çalışma Hayatında Mobbing İle Mücadele Yöntemleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, C. 5, S. 2, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 2013.
ÖZALP, Fikret: Çalışma Yaşamında Mobbing Ve İş Tatmini Arasındaki İlişki; Kamu Kuruluşunda Bir Uygulama, İstanbul Aydın Üniversitesi, SBE, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2013.
ÖZEN ÇÖL, Serap: İşyerinde Psikolojik Şiddet: Hastane Çalışanları Üzerine Bir Araştırma, Çalışma ve Toplum Dergisi, S. 4, 2008.
PAKSOY, Nurettin: İş Yerinde Psikolojik Taciz Yıldırma (Mobbing), Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007.
TINAZ, Pınar: İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Çalışma ve Toplum Dergisi, S: 11, s. 13-28, 2006.
TINAZ, Pınar: İş Yerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Yayınevi, İstanbul, 2011.
TOKER GÖKÇE, Asiye: Mobbing: İşyerinde Yıldırma Kavramsal Çerçeve”, Çalışma ve Toplum Dergisi, C. 9, S. 2, 2009.