KAÇAK YAPILAR İÇİN ALINAN YIKIM KARARLARINA KARŞI İPTAL DAVASI

Abone Ol

Bu yazımızda, İmar Kanunu 32. maddesi uyarınca “kaçak yapılara” karşı alınan yıkım kararına karşı açılacak olan iptal davasının genel hatlarından, yürütmenin durdurulması ve iptal sebeplerinden bahsedilecektir.

Genel kanının aksine, yapının “kaçak” olması, alınan yıkım kararı neticesinde mutlak suretle yıkılacağı anlamına gelmemekle birlikte; alınan yıkım kararı ve özellikle öncesinde yapılması gereken işlemlerde hukuka aykırılık bulunması halinde yıkım kararının iptaline karar verilmesi gerekecektir. Ayrıca yıkım kararına karşı açılacak olan iptal davalarında, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi halinde yıkımın önüne geçilerek ruhsatsız yapının, ruhsatlandırılması, imar barışı/affı düzenlemelerin beklenilmesi veyahut başkaca yollarla mevzuata uygun hale getirilmesi mümkün olabilecektir.

İmar Kanunu’nun 32. md.sinde ruhsatsız veya ruhsata ve/veya eklerine aykırı olarak yapılan yapılar hakkında uygulanacak işlemler düzenleme altına alınmıştır. İşbu düzenleme ve yasal mevzuat uyarınca ruhsat alınmadan ya da ruhsata aykırı olarak yapılan yapılara “kaçak yapı” adı verilmektedir. Bir yapının kaçak olarak tanımlanmasında, hiç ruhsat alınmadan yapılması ile inşaata başlamadan önce ruhsat alınmasına rağmen bu ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılması arasında herhangi bir ayrım bulunmamaktadır.[1]

Kaçak yapılarda, yapı tatil zaptı düzenlenerek inşaatın mühürlenmesi, hem yıkım kararının ön şartını oluşturmakta hem de tek başına bir imar yaptırımı teşkil etmektedir.[2] Yıkım kararına ilişkin tutanağın da kim tarafından tanzim edileceği yine İmar Kanunu’nun 32. maddesinde ifade edilmiştir. Belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde ise belediyeler tarafından yapılmaktadır. Belediye veya mücavir alan sınırları dışında olup da İmar Kanunu’na tabi olarak ruhsat alması gereken bir yapı ise, Valilik tarafından belirlenmektedir.[3]

Yapı tatil zaptı, Danıştay içtihatları gereği kesin ve yürütülebilir bir işlem olarak kabul edilmekte ve idari davaya konu edilebilmektedir. Danıştay, istikrarlı bir şekilde yapı tatil zaptının kesin ve yürütülebilir nitelikte bir idari işlem olarak kabul edip yapı tatil tutanaklarına karşı açılan davalarda işin esasına girerek karar vermektedir.[4] Diğer bir deyişle, yapı tatil zaptı düzenlendikten sonra dava açılması için yıkım kararının beklenilmesine gerek yoktur.

Kural olarak, alınan yıkım kararları, derhal uygulanmaz. İmar Kanunu’nun 32/3. fıkrasında, “Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.” düzenlenmesiyle, yapı sahibine, yapının ruhsatlandırılması için en çok bir aylık süre verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Verilecek bu süre ise aynı maddenin 2. fıkrasında belirtilen, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla başlar.

Ancak 2018 yılında getirilen düzenleme ile idare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen süre beklenmeden iptal edileceği ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümlerinin yani yıkımın derhal uygulanacağı belirtilmiştir.

İmar Kanunu 32. md. uyarınca alınan yıkım kararına karşı açılacak davanın genel hatlarından bahsetmemiz gerekirse;

 1-DAVA AÇMA SÜRESİ

İYUK 7. md.sinin 1. fıkrası uyarınca yıkım kararına karşı dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmediği için 60 gündür.

2-YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Davanın, yapının bulunduğu yerin bağlı olduğu İdare Mahkemesinde açılması gerekmektedir.

3-YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ

Yıkım kararına karşı tek başına dava açılması, yıkım kararını durdurmamaktadır. İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlanırlar ve Mahkemece iptal kararı verilinceye kadar kural olarak uygulanırlar.

Bu nedenle yıkım kararlarına karşı açılacak olan iptal davasında, en önemli konulardan birisi yürütmenin durdurulması talebidir. İYUK 27/2. fıkrasına göre, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.

Yıkım kararının uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğacağı izahtan varestedir. Ayrıca yıkım, maddi açıdan ilgili idarelere de bir külfet oluşturmaktadır. Her ne kadar yıkım masrafları daha sonra yapı sahibinden istenebilse de mesleki tecrübemize göre bu tür davalarda Mahkemeler, yürütmenin durdurulması talebi yönünden genellikle yapı sahibi lehine karar vermektedirler.

4-YIKIM KARARININ İPTAL SEBEPLERİ

İdari işlemler yönünden çok çeşitli iptal sebepleri bulunmakta birlikte her bir işlem yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ancak uygulamada sıklıkla yapılan tebligatlar, düzenlenen tutanaklar ve alınan kararlar yönünden ilgili idarelerin hatalar yaptıkları; aşağıda belirtilen sebepler dışında birçok sebepten dolayı alınan yıkım kararlarının iptal edildiği görülmektedir. Belli başlı bazı sebeplere yer vermemiz gerekirse;

-Yıkım kararının yetkisiz kamu kurumu ve organı tarafından alınması,

-Yapı tatil zaptının/yapı durdurma tutanağının düzenlenmemesi,[5]

-Yapı tatil zaptında/yapı durdurma tutanağında, ruhsata aykırılıkların somut ve ayrıntılı olarak belirtilmemesi, [6]

-Kısmen aykırı olan yapının, tamamı hakkında durdurma ve yıkım kararı alınması,

-Yıkım kararında, açıkça “yıkım” gerçekleştirileceğinin belirtilmemesi,[7]

-Yapının ruhsatlandırılmaması veya yıkılmaması durumunda idarece gerçekleştirilecek yıkımın masraflarının yüzde yirmi fazlasıyla tahsil edileceğine dair bildirimde bulunulmaması,

-Ruhsatlandırma için uygun bir süre verilmemesi,[8]

-Yapı kayıt belgesi, ruhsat veya yapı kullanma izni olmasına rağmen yıkım kararı alınması,

-Belediye encümeni tarafından karar alınmaması veya alınan encümen kararında işlemin dayanağının açıkça gösterilmemesi hallerinde alınan yıkım kararlarının Mahkemelerce iptal edildiği görülmektedir.

Sonuç olarak, İmar Kanunu 32. maddesine göre “kaçak” olarak yapılan bir yapının, ilgili idare tarafından alınan kararla mutlak suretle yıkılacağını söyleyebilmek mümkün değildir. Gerek yıkım kararı öncesinde yapılacak işlemler ile yürütülmesi gereken prosedürlerde gerekse de alınacak yıkım kararında ilgili idarelerin hukuka aykırılık teşkil eden işlemler yapması neticesinde yıkım kararlarının iptali mümkündür. Dava açılması yıkım kararını tek başına durdurmayacağından, mutlak suretle yürütmenin durdurulmasının talep edilmesi faydalı olacaktır.

Ülkemizde sıklıkla kanunların değiştiği, torba yasalarla imtiyazlar tanındığı, seçim zamanları vaatler verildiği vb. durumlar da göz önünde bulundurulduğunda alınacak yürütmenin durdurulması kararı veya yıkım kararının iptaliyle kazanılacak süre zarfında bahsedilen durumların gerçekleşmesiyle de kalıcı çözümün sağlanması mümkündür.

----------------

[1] İdari Davalar ve Çözüm Yolları, Doç. Dr. Hüseyin BİLGİN, 4. Baskı, sf. 1048

[2] Kalabalık, İmar Hukuku Dersleri, 554

[3] BİR İDARİ İŞLEM OLARAK YIKIM KARARI, A. Kürşat ERSÖZ

[4] “Olayda; dava konusu yapının yıkımına ilişkin encümen kararının bildirilerek yıkım işleminin davacı tarafından yapılması gerektiği, aksi taktirde idarece yıkılacağı ve yıkım masraflarının davacıdan tahsil edileceği yaptırımlarını içeren ve dava konusu yapının yıkılması sonucunu doğuracak olan dava konusu işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olduğu sonucuna ulaşıldığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir” Danıştay 14.Daire, 03.07.2014, E. 2012/5207, K. 2014/ 7297

[5] 3194 sayılı Kanun’un 32. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak düzenlenmiş yapı tatil tutanağı olmadan, sadece tespit tutanağına dayanılarak tesis edilen yıkım işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Danıştay 14D., 1.6.2011, E. 2011/5192, K. 2011/5,

[6] Yapı tatil tutanağında “yıkım” ifadesine açıkça yer verilmelidir. “Gerekli işlemlerin yapılacağı” ve benzeri ifadelere yer verilmesi yeterli değildir Danıştay 6D., 23.1.2004, E. 2002/ 3582, K. 2004/ 394

[7] ERGEN/ BÖKE, s. 283. ÖNGÖREN, Gürsel/ ÇOLAK, Nusret İlker, İmar Planları, İmar Uygulamaları ve İptal Davaları, http://www.ongoren.av.tr/pdf/IMAR_PLN_UYG_IPT. pdf, 12.10.2014, s. 140.

[8] Yıkıma konu olan bir taşınma üzerinde davalı belediye tarafından akşama kadar süre verilmesine ilişkin belediye encümeni kararı iptal edilmiştir Danıştay 6D., 4.5.2005, E. 2003/ 5961, K. 2005/ 2570