İşyeri Devrinde TTK’daki Hükümlerin İş Kanunu’na Nazaran İşçinin Daha Lehine Oluşu

Abone Ol

Bilindiği üzere İşyeri Devri 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 6’da düzenlenmiş işçiyi ve iş sözleşmesinin devamını ilgilendiren bir kavramdır. Bu madde uyarınca İşyeri Devri, işçinin çalıştığı işyerinin veya bir bölümünün bir işverenden başka bir işverene devridir.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 178. Maddesinde ise şirketlerin bölünmesi, birleşmesi ve tür değiştirmesi suretiyle gerçekleşen işyeri devirlerinde İş Kanunu’nun 6. Maddesine nazaran daha farklı hükümler yer almıştır. Önemle belirtmek gerekir ki, Ticaret Kanunu’nun 178. Maddesi İş Kanunu’nun 6. Maddesine göre özel hüküm niteliğindedir. O halde İş Kanunu ve Ticaret Kanunu arasında ihtilaf çıktığında özel hüküm niteliğinde olan 178.maddenin uygulanacağı şüphesizdir. Nitekim bu sonuç az sonra açıklayacağım üzere işçiler için daha yararlıdır. Ancak unutulmamalıdır ki bu hüküm yalnızca şirketlerin bölünmesi, birleşmesi veya tür değiştirmesi suretiyle gerçekleşen işyeri devirlerinde uygulanır.

Ticaret Kanunu’nun 178. Maddesi ilk olarak, İş Kanunun 6.maddesinden farklı olarak işçiye itiraz hakkı tanımıştır. Şöyle ki:

“(1) Tam veya kısmi bölünmede, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği takdirde, devir gününe kadar bu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlarla devralana geçer.

(2) İşçi itiraz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresinin sonunda sona erer; devralan ve işçi o tarihe kadar sözleşmeyi yerine getirmekle yükümlüdür.”

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Görüldüğü üzere bu hüküm ile, işçiye herhangi bir itiraz hakkı tanınmaksızın mevcut hizmet sözleşmelerini bütün hak ve borçları ile birlikte devralan işverene geçirir. Oysa TTK’nın 178.maddesi uyarınca işyeri devrinde eğer işçi itiraz ederse mevcut hizmet sözleşmeleri devralan işverene geçmez. İşçi bu itirazını, dürüstlük kuralına uygun şekilde  devreden veya devralan işverene kullanmalıdır diyebiliriz. İşçiye bu şekilde bir itiraz hakkı tanınması işçinin lehinedir.

İkinci olarak Ticaret Kanunu’nda devreden ve devralan işverenin birlikte sorumluluklarına ilişkin düzenleme İş Kanunu’ndan farklıdır. Şöyle ki;

“(3) Eski işveren ile devralan, işçinin bölünmeden evvel muaccel olmuş alacakları ile hizmet sözleşmesinin normal olarak sona ereceği veya işçinin itirazı sebebiyle sona erdiği tarihe kadar geçen sürede muaccel olacak alacaklarından müteselsilen sorumludur.”

Oysa İş Kanunu madde 6 fıkra 3 birlikte sorumluluğu; “devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.” Şeklinde düzenlemiştir. Görüldüğü üzere İş Kanununda mevcut 2 yıllık süre sınırlaması TTK’da yer almamaktadır. Bu süre sınırlamasının olmayışı işçinin lehinedir.

Üçüncü olarak Ticaret Kanunu’nun 178. Maddesi; işçilere, muaccel olan veya  178.maddenin  birinci fıkrasında öngörülen şekilde muaccel olacak alacaklarının teminat altına alınmasını isteyebilme imkanı tanımıştır.

“(5) İşçiler muaccel olan ve birinci fıkrada öngörüldüğü şekilde muaccel olacak alacaklarının teminat altına alınmasını isteyebilirler.”

4857 Sayılı İş Kanununda işçiye muaccel olan veya olacak alacağını teminat altına alma imkanı mevcut değildir. Dolayısıyla alacağı teminat alma imkanı veren düzenleme işçinin lehinedir.

Dördüncü ve son olarak; Türk Ticaret Kanunu’nun 178.Maddesinin birinci fıkrasında işçiye tanınmış bir hak olan itiraz hakkı kullanıldığında bu itiraz, iş sözleşmesinin feshi sonucunu doğurur. Oysa İş Kanunu Madde 6 uyarınca devir, işçi için haklı sebep oluşturmamaktadır. İşçiye, hizmet sözleşmesini fesih imkanı veren itiraz hakkı düzenlemesi işçinin lehinedir.

Nihayet diyebiliriz ki, Türk Ticaret Kanunu’nun 178. Maddesi; Şirket Birleşmesi, Bölünmesi ve Tür Değiştirmesi gibi daha dar kapsamlı alanlarda uygulama bulan bir hüküm olup İş Kanunu Madde 6 ile kıyaslandığında işçinin daha yararına sonuçlar barındıran bir hüküm olduğuna şüphe yoktur.