İSTİHKAK DAVASI GÖRÜLÜRKEN HACİZLİ MALIN SATILMASI

Abone Ol

İstihkak Davası Neticelenmeden Mahcuz Malın Satılması (İ.İ.K 97/10)

İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa icra hâkimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir.

I.GENEL OLARAK

Alacaklının talebi doğrultusunda borçlu yahut üçüncü kişi elinde bulunan mala haciz konulması sonrasında o mal hakkında istihkak iddiasında bulunulması akabinde takibin devamına karar verilmesi halinde yahut açılan istihkak davası kapsamında hacizli malın satışının tedbiren durdurulmasına karar verilmemesi halinde istihkak davası sonuçlanmadan hacizli mal satılıp paraya çevrilebilir.

İcra ve İflas Kanunu 97/5 maddesi gereğince takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararının kesin olması nedeniyle üçüncü şahsın bu karara binaen 7 gün içinde istihkak davası açması ve hacizli malların satışının tedbiren durdurulması gerekir. Mahkemece hacze konu mahcuz mallar hakkında herhangi bir tedbir kararı verilmemesi durumunda alacaklının talebi üzerine hacizli malların satılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

2004 sayılı İ.İ.K'nun 97/10 maddesinde istihkak davası neticelendirilmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa icra hakimi iş bu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir, hükmü düzenlenmiştir.

Taraflar arasında dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile alacaklıya satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davası İ.İ.K'nun 97/10. maddesi uyarınca satış bedeline dönüşür. 

İstihkak iddiasını daha önce ileri sürme olanağı bulamayan 3. kişi, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, hacizli mal hakkında, görevli ve yetkili mahkemede istihkak davası açabilir (İ.İ.K 97/9. md).

Üçüncü kişi, haczi öğrendiği sırada, hacizli mal, açık arttırma sonucu satılarak paraya çevrilmiş olmasına karşın, satış bedeli alacaklıya verilmemişse, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, malın satış bedeli hakkında istihkak davası açabilir (İ.İ.K 97/9-1 md)

Hacizli mal, açık arttırmada dava dışı üçüncü kişiye satılarak paraya çevrilmiş ve satış bedeli alacaklıya ödenmişse, icra takibi bu mal yönünden sona ermiş olacağından İ.İ.K'nın 97/9. maddesi uyarınca istihkak davası açılamaz. Bu durumda; ancak, ilgili hukuk mahkemesinde sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

Bununla birlikte; hacizli mal, açık arttırmada, üçüncü kişi yerine, takip alacaklısına, alacağına mahsuben satıldığı taktirde, açık arttırmayla alacaklıya alacağına mahsuben satılan malın, alacaklıya İcra Müdürlüğü'nce teslim edildiği tarihe kadar, mal hakkında, üçüncü kişi tarafından haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde olmak koşuluyla istihkak davası açılabilir.

İstihkaka konu mahcuz mallar hakkında yapılan haciz sonrasında takibin devamına karar verilmesi halinde satış isteme süreleri durmaz. Açılacak istihkak davası ile sürelerin durması için istihkak iddiasını ileri süren tarafın bu durumdan haberdar edilmesi ve müddeti içinde icra mahkemesinde alacaklıya karşı istihkak davası ikame etmesi gerekir.

Takibin devamı kararı istihkak iddia eden üçüncü kişiye tebliğ edilmez ya da takibin devamına karar verilmesinden sonra yasal satış isteme süresi içerisinde usulüne uygun satış talebinde bulunulmaz ise hacze konu mahcuz mallar üzerindeki hacizler kendiliğinden kalkar.

Satış isteme süresi geçtikten sonra üçüncü şahıs tarafından açılan istihkak davasının sonuca herhangi bir tesiri bulunmaz zira yasal satış isteme süresi dolmuş olup, mahcuzlar üzerindeki hacizler dava açılmadan önce kendiliğinden kalkar. Her ne kadar davalı alacaklı dava açıldıktan sonra satış talebinde bulunsa da dava açıldıktan sonra talepte bulunulması hacizden itibaren işlemeye başlayan satış süresini kesmez.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, her şeyden önce hukuken geçerli bir haczin bulunmasıdır. Bu koşulun bulunup bulunmadığı yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmelidir.

İstihkak davası görülürken hacizli malın satılması halinde istihkak iddia eden üçüncü kişinin lehine dava sonuçlansa bile bu kimse tarafından ihalenin feshi davası açılamaz. Zira İ.İ.K'nin 134/2. maddesinde, ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; satış isteyen alacaklı, borçlu ve pey sürmek suretiyle ihaleye katılanlardır.

İhale katılımcısı ihale anında malın mülkiyetini iktisap etmiş sayılmakla (İ.İ.K 134/1) , bu durumda istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi halinde satıştan elde edilip icra veznesine giren para alacaklıya ödenmiş ise bu kere alacaklıdan alınıp istihkak iddiası kabul edilen üçüncü kişiye satıştan elde edilen para verilir.

II.GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/4719 Esas ve 2021/9464 Karar

Takip dosyası incelendiğinde; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, 19.02.2020 tarihinde yapılan haciz işlemi esnasında üçüncü kişi ... İnşaat Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından mahcuzlar üzerinde istihkak iddiasında bulunulduğu, mahkemece 24/02/2020 tarihli takibin devamı kararı üzerine açılan istihkak davasında da 26/02/2020 tarihli tensip tutanağı ile tedbir talebinin reddine karar verildiği, akabinde 10/03/2020 tarihinde aynı adreste yapılan hacizde şikayet eden üçüncü kişi tarafından dosya borcunun icra dosyasına ihtirazı kayıtla yatırıldığı ve alacaklının talebiyle 11/03/2020 tarihinde alacaklıya ödendiği anlaşılmaktadır. Daha sonra 17/03/2020 tarihinde alacaklıya gönderilen muhtıra ile istihkak davasına bakan İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesince 13/03/2020 tarihinde verilen ara karar ile üçüncü şahıs tarafından icra dosyasına yatırılan bedelin dava sonuçlanıncaya kadar alacaklı tarafa ödenmemesine karar verildiği gerekçesiyle İİK.'nın 361. maddesi gereğince ödenen paranın iadesi talep edilmiştir.

İİK' nun 97/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse icra müdürü takibin devamına veya talikine karar verilmek üzere dosyayı icra mahkemesine verir. İcra mahkemesinin takibin devamına ilişkin kararı İİK'nun 97/5.maddesi uyarınca temyiz edilemez. Takibin devamına karar verilmesi halinde mahcuz satılarak paraya çevrilir ve bu bedel alacaklıya ödenir. İİK'nun 97/10. maddesine göre ise istihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilirse icra hâkimi bu paranın yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız olarak derhal alacaklıya verilmesine ayrıca karar verir. Açıklanan bu kurallar uyarınca; icra mahkemesinin takibin devamına ilişkin kararı üzerine, istihkak davasına bakan icra mahkemesince bir tedbir kararı verilmediği sürece haczedilen ve dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmesine bir engel yoktur.

Somut olayda; istihkak davasına bakan mahkemece verilen ve dava sonuçlanana kadar paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı, paranın alacaklıya ödenmesinden sonra verilmiş olup, sonuca etkili değildir. Dolayısıyla icra dosyasında ödeme tarihi itibariyle herhangi bir yanlış veya fazla ödeme olmadığından somut olayda İİK.'nın 361. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.

O halde mahkemece, şikâyetin kabulü ile muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/286 Esas ve 2021/2371 Karar

Mahkemece, bozma ilamına uyularak dayanak icra dosyalarının getirtildiği, 12.04.2012 tarihli anılan ibraname gereğince takiplerden feragat edilmediğinden takiplerin devam ettiği, davaya konu edilen mahcuzlar üzerindeki hacizlerin geçerli olduğu anlaşıldığından dava ve birleşen davanın görülmesi için ön koşulun bulunduğu; haczin tarafsız alanda yapılmış olması ve kolisaj evrakının üçüncü kişi adına olması nedenleriyle, İİK'nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu, alacaklının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

1. Davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Taraflar arasında dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davası İİK'nin 97/10. maddesi uyarınca satış bedeline dönüşür. Somut olayda mahcuzların 09.11.2019 tarihinde yapılan ihale ile satılarak paraya çevrildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu mahcuzların yargılama devam ederken ihale ile dava dışı kişiye satılmış olduğu dikkate alınmaksızın haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bu durumda Mahkemece mahcuzların satıldığı ve davanın bedele dönüştüğü göz önüne alınarak, satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2441 Esas ve 2022/7934 Karar

Mahkemece, bozma ilamına uyularak dayanak icra dosyalarının getirtildiği, 12.04.2012 tarihli anılan ibraname gereğince takiplerden feragat edilmediği ve davaya konu edilen mahcuzlar üzerindeki hacizlerin geçerli olduğu; haczin tarafsız alanda yapılmış olması ve kolisaj evrakının üçüncü kişi adına olması nedenleriyle, İİK'nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu, alacaklının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 16.3.2021 tarih 2021/286 Esas ve 2021/286 Karar sayılı ilamı ile, davalı alacaklının sair temyiz itirazlarının reddine, mahkemece mahcuzların satıldığı ve davanın bedele dönüştüğü göz önüne alınarak, satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı alacaklı temyize başvurmuştur.

1. Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davalı alacaklının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Taraflar arasında dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davası İİK'nin 97/10. maddesi uyarınca satış bedeline dönüşür.

Somut olayda mahcuzların 09.11.2019 tarihinde yapılan ihale ile satılarak paraya çevrildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece mahcuzların satıldığı ve davanın bedele dönüştüğü göz önüne alınarak, satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi doğru ise de, asıl dosya üzerinden satış bedelinin davacı 3.kişiye ödenmesine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken birleşen dosyada da İİK ‘nın 97/10. maddesi uyarınca satış bedelinin davacı 3.kişiye ödenmesine hükmedildiği, aynı bedel ile ilgili olarak birleşen dosyada satış bedelinin iadesi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/7490 Esas ve 2021/8845 Karar

Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Taraflar arasında, dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılması halinde, istihkak davası İİK'nun 97/10. maddesi uyarınca satış bedeline dönüşür. Hacizli malın dava dışı bir kişiye satılması veya alacaklıya alacağa mahsuben satılması sonuca etkili değildir.

Somut olayda, dava konusu mahcuzların, dava açıldıktan sonra alacağa mahsuben alacaklı tarafından ihale ile alındığı beyan edilmiş olup bu durumda dava konusuz kalmayıp bedele dönüşür. Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş, davanın bedele dönüştüğü göz önüne alınarak, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/12149 Esas ve 2016/3851 Karar

HMK'nun 33. maddesi uyarınca, "hukuki tavsif hâkime aittir." Eş anlatımla, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir. Hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar.

Davacı 3. kişi vekili, 09.07.2014 tarihli dava dilekçesinde, terditli biçimde talebini sıralamış ve satışa konu menkullerin müvekkiline ait olduğunu belirterek istihkak iddialarının kabulünü, eğer bu talep, ihalenin kesinleşmiş olması sebebiyle, kabul görmez ise, satış bedelinin müvekkiline ödenmesini istemiştir.

Uyuşmazlık, İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3. kişi tarafından açılmış istihkak davasına ilişkindir.

Mahkemece yapılacak iş, varsa noksan harç tamamlattırılarak ve iddia ve savunma çerçevesinde tarafların tüm delilleri toplanarak, basit yargılama usulü tatbik edilerek, ihalenin feshi davası sonucu da göz önünde bulundurularak, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.

Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı 3. kişi yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.